ABD neden eski bir Suriyeli yetkiliyi ülkeden ayrılmadan hemen önce tutukladı?

Eski Deyrizor Valisi ABD’ye gelişinden 4 yıl sonra tutuklandı

Eski Suriyeli yetkili Samir eş-Şeyh, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile daha önce yaptığı bir görüşme sırasında (SGG)
Eski Suriyeli yetkili Samir eş-Şeyh, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile daha önce yaptığı bir görüşme sırasında (SGG)
TT

ABD neden eski bir Suriyeli yetkiliyi ülkeden ayrılmadan hemen önce tutukladı?

Eski Suriyeli yetkili Samir eş-Şeyh, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile daha önce yaptığı bir görüşme sırasında (SGG)
Eski Suriyeli yetkili Samir eş-Şeyh, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile daha önce yaptığı bir görüşme sırasında (SGG)

ABD, eski Suriyeli yetkili Samir Osman eş-Şeyh’i Kaliforniya'da tutukladı. Mahkeme belgelerine göre, federal güvenlik güçleri 72 yaşındaki Şeyh’i geçtiğimiz çarşamba günü Beyrut'a giden bir uçakla ülkeyi terk etmek üzereyken Los Angeles'ta gözaltına aldı.

Yetkililer, 2020 yılından bu yana ABD'de bulunan ve yeşil kart alan Şeyh'i ABD vatandaşlığı almak için sunduğu belgelerde tahrifat yapmakla suçladı. İronik olansa Deyrizor'un eski valisi olan Şeyh'in Dera Hapishanesi’ni yönettiği dönemde ‘savaş suçları’ işlemek ve Suriyeli muhaliflere işkence yapmakla suçlanıyor olması.

Eski Suriyeli yetkilinin bu kadar uzun bir süre ABD'de bulunması, eski Başkan Donald Trump döneminde Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi'nde Suriye direktörü olarak görev alan ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi’nin eski Danışmanı Andrew Tabler gibi pek çok kişiyi şaşırttı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Tabler, şunları söyledi:

Bu haber beni çok şaşırttı. Şeyh vatandaşlık formlarında yetkililere yalan söylemiş gibi görünüyor. Ki bu bir suçtur. Beni şaşırtansa, adının internette şöyle bir aranmasıyla kimliğinin doğrulanabilecek ve herkesin uyarılabilecek olması. Bu gibi vakaların bürokratlara bu gibi insanları ABD'den uzak tutmak için ellerinden geleni yapmaları gerektiğini hatırlatması çok önemli.

Formlarda ‘yalan söylemek’

Tabler, yeşil kart ve vatandaşlık başvurusunda bulunurken doldurulan ve başvuru sahibinin ‘siyasi cinayetlere ya da diğer şiddet eylemlerine katılıp katılmadığı, emir verip vermediği, azmettirip ettirmediği, yardım edip etmediği ya da bunları işleyip işlemediğine’ dair bir soru içeren formdan bahsetti.

Suriye Adalet ve Eşitlik Merkezi Direktörü Muhammed el-Abdullah, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Suriye’de savaşın başlamasından iki yıl sonra ABD vatandaşlığı alan Şeyh’in eşinin, 2017 yılında kocasına vatandaşlık belgelerini gönderdiğini ve bu sayede ABD'ye giriş vizesi alabildiğini söyledi.

Yetkililerin harekete geçmekte bu kadar gecikmeleri karşısında çok şaşırdığını ifade eden Abdullah, 2023 yılında Adalet Bakanlığı ve Federal Soruşturma Bürosu’na (FBI), Şeyh'in 2005 ve 2006 yıllarında iki ayrı hapis cezasını çektiği Dera Hapishanesi’nin müdürü olduğunu kanıtlayan belgeler sunduğunu belirtti.

Abdullah, açıklamasını şöyle sürdürdü:

Orada hapis yatmamın üzerinden 19 yıl geçtikten sonra bugün yargılanıyor, bu inanılmaz... Adalet Bakanlığı yetkilileri 2023 yılında benimle temasa geçtiklerinde kendisiyle ilgili bilgileri paylaştım. Onlara Deyrizor valisi olduğu dönemde suiistimallere karıştığını kanıtlayan belgeler sundum.

sdcfvrgtyhuık
ABD Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçi Üyesi Joe Wilson, Suriye'deki savaş suçlarıyla ilgili ABD Senatosu’ndaki bir oturumda konuşurken, 10 Temmuz 2024 (AFP)

Öte yandan ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Suriye rejimine yönelik yaptırımları gevşek bir şekilde uyguladığı gerekçesiyle Cumhuriyetçilerin eleştirilerine maruz kalırken, ABD Senatosu’ndan bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Şeyh'in tutuklanmasının ‘olumlu bir gelişme’ olduğunu söyledi. Kaynak, bunun hesap verebilirlik çabalarının yoğunlaştırılması gerektiğini hatırlattığını belirtti.

Tabler, Suriye rejimi yetkililerine uygulanan yaptırımların son yıllarda gevşediğini ve rejim yanlılarının da bundan faydalanarak ABD’de ve Batı ülkelerinde rahatça dolaşabildiklerini söyledi. Tabler, “Bu insanları ABD'den uzak tutmak ve hesap vermelerini sağlamak için tetikte olmalıyız. Şeyh'in tutuklanması bunu mümkün kılıyor” diye konuştu.

Burada ABD makamlarının Şeyh’e yönelik insan hakları ihlalleri suçlamalarını soruşturmaya devam edeceği ve ‘resmi belgelerde yalan söyleme’ suçlamalarının ülkeyi terk etmesini engellemek için kullanıldığı belirtilmeli.

Suriye Görev Gücü (SGG) Şeyh'in ülkeye giriş yapmasının ardından ABD'de bulunduğu konusunda ilgili makamları bilgilendirdi. SGG Direktörü Muaz Mustafa, ihlallere ilişkin kanıt temin etmek üzere ABD’li müfettişlerle iş birliğini sürdüreceklerini açıkladı.



Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
TT

Trump gerçekten Venezuela petrolünün mü peşinde?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (AFP)

ABD'nin Venezuela açıklarındaki petrol tankerine el koyup Karakas yönetimine yeni yaptırımlar getirmesiyle Karayipler'de gerginlik arttı.

ABD Başkanı Donald Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada Venezuela açıklarındaki petrol tankerine "iyi bir gerekçeyle" el koyduklarını savunmuştu. Venezuela Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamadaysa ABD'nin hamlesi "hırsızlık ve uluslararası korsanlık eylemi" diye nitelenmişti.

ABD Adalet Bakanı Pam Bondi, X'ten yaptığı paylaşımda operasyonun görüntülerine yer vermiş, tankerin Venezuela'dan İran'a petrol taşıyarak yaptırımları deldiğini öne sürmüştü.

Amerikan medyasında yer alan haberlerde, el konan tankerin adının Skipper olduğu yazılmıştı. ABD Hazine Bakanlığı, İran Devrim Muhafızları ve Hizbullah arasındaki petrol kaçakçılık ağında rol oynadığı gerekçesiyle Skipper'ı 2022'de yaptırım listesine almıştı.

80 milyon dolarlık petrole el kondu

Wall Street Journal'ın analizine göre el konan tankerde yaklaşık 80 milyon dolar değerinde petrol var, bu da Venezuela'nın aylık ithalatının yaklaşık yüzde 5'ine denk geliyor.

ABD'nin tankere baskın düzenleyerek Venezuela yönetimini ekonomik felce uğratmak istediği yazılıyor. Ham petrol satışları Latin Amerika ülkesinin ihracat gelirlerinin yüzde 90'ından fazlasını oluşturuyor.

Diğer yandan Washington, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun eşi Cilia Flores'in üç yeğenini, Maduro'yla bağlantılı bir iş insanını ve Venezuela petrol sektöründe faaliyet gösteren 6 nakliye şirketini yaptırım listesine eklediğini de dün duyurdu.

ABD'nin son hamleleriyle bölgedeki gerginlik tırmanırken Maduro, dün yaptığı açıklamada ülkede uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu Tren de Aragua kartelini etkisiz hale getirdiklerini savunarak, Trump'ın asıl amacının Venezuela petrolünü çalmak olduğu iddiasını yineledi.

Trump petrolün peşinde mi?

ABD Enerji Enformasyon Dairesi'ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD'nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği ve devlete ait enerji şirketi PDVSA üzerindeki kontrolün sıkılaştırılması nedeniyle bu potansiyeli tam olarak kullanamıyor.

Ülkede faaliyet gösteren tek Amerikan şirketi olan petrol devi Chevron'un üretimi de Washington'ın yaptırımları nedeniyle düşmüştü.

Beyaz Saray, Karayipler'deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela'nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunuyor.

Ancak BBC'nin analizinde, Venezuela'daki petrol üretimini yeniden artırmanın on milyarlarca dolara mal olabileceğine dikkat çekiliyor. Diğer yandan ABD'nin yaptırımları hafifletmesi halinde Chevron'un kârının hızlıca artabileceği yazılıyor.

Bunlara ek olarak petrolün gelecekte önemini yitirmeye başlayacağı öngörüsü paylaşılıyor. Ekonomi analiz şirketi Capital Economics'ten David Oxley şunları söylüyor:

Petrol talebi bir anda düşüşe geçmeyecek ancak eskisi gibi artmaya da devam etmeyecek. Talebin zayıfladığını görüyoruz ve 2030'ların sonlarında düşüşe geçeceğini tahmin ediyoruz. Venezuela petrol sektörüne yatırım yapan herkes şunu düşünmek zorunda: Buna değer mi?

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını geçen ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

Bölgede eylülden bu yana en az 22 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 87 kişiyi öldürdü.

Independent Türkçe, BBC, Wall Street Journal, New York Times


İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.