Hamas üzerine mücadele ve bölgenin geleceği projesi

İran radikal bir tercih üzerine bahse giriyor; ya direniş ekseni geleceği belirleyecek ya da İsrail geleceğe hükmedecek

Gıda yardımı almak için toplanmış Gazzeli çocuklar (AFP)
Gıda yardımı almak için toplanmış Gazzeli çocuklar (AFP)
TT

Hamas üzerine mücadele ve bölgenin geleceği projesi

Gıda yardımı almak için toplanmış Gazzeli çocuklar (AFP)
Gıda yardımı almak için toplanmış Gazzeli çocuklar (AFP)

Refik Huri

Çatışmanın özü, İsrail'in Beyrut’un güney banliyösünde Fuad Şükür’e ve Tahran'da İsmail Heniyye'ye suikast düzenlemeye cesaret etmesinden önce ve suikasttan sonra aynı. İran'ın, Hizbullah'ın, Irak'taki İslami direniş gruplarının ve Yemen'deki Husilerin kaçınılmaz yanıtından önce ve sonra ve yanıta verilecek yanıtın ardından da aynı.

Suikast gerçekleşmese bile Gazze savaşında Hamas'ı "arenalar birliği" aracılığıyla destekleme stratejik hedefi sabit, ancak suikasta yanıt hesapları aynı zamanda hem basit hem de karmaşık. Basit çünkü en baştan alınmış ve gerekli bir karar. Karmaşık çünkü stratejik hedefte ısrar, ulusal ve milli çıkarların gözetilmesi, güç ve imkânın sağlanması, kimsenin istemediği, Netanyahu dışında kimsenin çıkarının olmadığı bölgesel bir savaşa yol açacak şeylerden kaçınma, Amerikan faktörünün, Rus faktörünün ve Çin faktörünün rolünü inceleme gibi bir grup faktör dikkate alınmalı. Bunlara bir de Sayın Hasan Nasrallah'ın "güçlü, aktif ve etkili” olarak tanımladığı yanıtın, sahada her gün yaşananlardan daha büyük ve derin bir saldırı değil, "niteliksel bir operasyon" olmasının kaçınılmaz olması faktörü ekleniyor, çünkü İsrail'in yaptığı niteliksel bir operasyondu.

Bölgedeki ve dünyadaki herkes yanıtın türünü, boyutunu ve zamanlamasını ve bunun ayrı ayrı mı yoksa toptan mı, tek seferlik mi yoksa toplu olarak mı olacağını tahmin etmeye çalışıyor, ancak halen belirsizlik hâkim. Açık olan tek husus rollerin tanımlanmış olması. İran, Nasrallah'ın ifade ettiği gibi, "Tahran'ın sürekli bir savaşa girmesine gerek olmadığı için" tek bir güçlü yanıt verecek. Destek cephelerine gelince, Gazze'deki savaş bitene kadar sürekli mücadeleye bağlı kalacaklarına dair açıklamalarını her gün tekrarlıyorlar. Çatışmanın mevcut aşamasının Filistin'in kurtuluşu için savaşa girişme aşaması değil, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da Hamas'ın kaderi için mücadele etme aşaması olduğuna şüphe yok.

İran liderliğindeki "direniş ekseni" Hamas'ı korumak ve İsrail'e Gazze'de ateşkesi dayatmak amacıyla baskı yapmak için savaş yürütüyor. İsrail tarihinin en sağcı ve en radikal hükümeti olan Netanyahu hükümeti ise Hamas'ı ortadan kaldırmak için bir savaş yürütüyor. Bütün bunlar bölgenin geleceğine yönelik mücadelenin bir parçası. Çünkü Gazze'deki “ertesi gün”, adeta bölgedeki “ertesi gün”ün sembolüdür. Radikal söyleme göre Hamas’ın Gazze'de ayakta kalması, Filistin'in özgürleştirilmesi yolunda "direniş ekseninin" zaferi anlamına geliyor. Hamas'ın ortadan kaldırılması ise Filistin topraklarındaki direnişin sona ermesi ve en büyük ödülü Batı Şeria olacak olan İsrail'in zaferi demek.

İsrail şu ana kadar Gazze'de 10 aydır süren savaşta hedeflerine ulaşamadı. Tam aksine, Hamas direnmeyi başardı ve ateşkes ile rehine takası müzakereleri halen onun tarafından yönetiliyor. İsmail Heniyye suikastına, Heniyye'den sonra Siyasi Büro başkanlığına direnişi yürüten siyasi ve saha lideri Yahya Sinvar'ı seçerek karşılık verdi. Carnegie Strateji ve Teknoloji Enstitüsü Direktörü Audrey Kirth Cronin, Foreign Affairs tarafından yayınlanan makalesi ile “Hamas, onu askeri güçle ortadan kaldırmanın imkânsız olmasa da zor olduğunu kanıtladı” diyen tek ses değil. Cronin; "Gazze'deki asimetrik savaşın ilk sonucu, Hamas'ın istediği gibi, İsrail Silahlı Kuvvetlerinin salt kara saldırısıyla Hamas'ın ekmeğine yağ sürmesidir."

Diplomat, profesör ve eski Suriye müzakerecisi Itamar Rabinoviç, Aksa Tufanı’ndan sonra patlak veren Gazze Savaşı'nın ilk günlerinde, Gazze Savaşı'nın “İlk İsrail-İran savaşı” olduğunu yazmıştı. Bu başlık, varoluş mücadelesi niteliğine bürünen bu hayati mücadelede yaşananları özetliyor gibi görünüyor. Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia'dan aktardığı analize göre Hamas'ın Gazze'de kalmaması halinde, arenalar birliği üzerinden yürütülen destek savaşı anlamsız hale gelecek. Hamas'ın yenilgiye uğratılması ve Gazze'nin bir direniş toprağı olarak kalmaması halinde, İran'ın “İsrail'in ortadan kaldırılması” sloganı altında yürüttüğü bölgesel projesi ivme kaybedecek.

Öte yandan Hamas'ın Gazze'de ve dolayısıyla Batı Şeria'da kalması halinde, “Büyük İsrail” projesi imkânsız bir misyona dönüşecek. Direniş ekseni denizden nehre kadar Filistin mücadelesinde Hamas’ı desteklediği sürece, herhangi bir Filistin devletini reddeden, İsrail’in denizden nehre kadar tek devlet olmasında direten Siyonist oluşumun planı, gerçek dünyanın dışında kalacak. Bir başka deyişle Tahran bölgeyi radikal bir tercih riskiyle karşı karşıya bırakıyor; ya bölgenin geleceğini “direniş ekseni” belirleyecek ya da İsrail bu geleceğe hükmedecek. Ya direniş ekseni adı altında bir İran Ortadoğu’su ya da İsrail Ortadoğu’su olacak. Her iki durumda da bunun gerçekleşmesi zor; çünkü ne Arap dünyası coğrafi olarak konumları, çıkarları ve ilkeleri olan halklardan ve güçlerden yoksun ne de Ortadoğu'da nüfuz sahibi olmak için yarışan büyük ülkeler İsrail veya İran'ın bölgeyi yeniden şekillendirmesine izin verecektir.

Hiç kimse mevcut gerilimin doğru ya da yanlış hesaplarla nereye varacağını bilmiyor ama herkes açmazdan çıkış yolunun Gazze'de ateşkes olduğuna inanıyor. Time dergisine verdiği röportajda "bölgesel savaş macerasına hazır" olduğunu söyleyen Netanyahu'nun yanı sıra, başkan Eisenhower gibi bir çıkış yolu tasavvur edenler de var; “bir sorunu çözmek istiyorsanız onu büyütün.” Bu çok tehlikeli bir oyun. Savaşı büyütmenin çözümün önünü açacağının garantisi olmadığı gibi, bölgenin geleceğini mahveden geçmiş deneyimlerin yeniden canlandırılmasına da imkân yok.

*Bu analiz Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.



İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
TT

İsrail: Bütçe, Batı Şeria’daki yerleşimleri destekleyecek şekilde onaylandı

Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)
Batı Şeria'nın Kalkilya kasabasında düzenlenen operasyon sırasında İsrail askerleri, 4 Aralık 2025 (DPA)

İsrail’de Maliye ve Savunma bakanları, 2026 genel bütçesi hazırlıkları kapsamında Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin 144 milyar şekelden 112 milyar şekele düşürülmesi konusunda anlaşmaya vardı. Buna rağmen yeni bütçe, 2025 yılına kıyasla yaklaşık 20 milyar şekellik bir artış gösterdi. Artışın büyük bölümünün, Batı Şeria’daki yerleşim projelerini desteklemeye yönlendirileceği belirtildi.

Perşembeyi cumaya bağlayan gece, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile Savunma Bakanı Yisrael Katz arasında uzun bir toplantı gerçekleştirildi. Katz’ın, bütçeyi İsrail ordusu komutanlığıyla koordineli şekilde hazırladığı ve ordunun 7 Ekim 2023’ten bu yana karşı karşıya kaldığı güvenlik tehditleri nedeniyle acil bir bütçe artışına ihtiyaç duyulduğunu vurguladığı bildirildi.

ty
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, zorluklarla başa çıkmak için bakanlığının bütçesinde artış talep etti. (DPA)

Bugün öğle saatlerinde İsrail hükümeti, 2026 yılına ilişkin 662 milyar şekellik yeni bütçeyi ezici çoğunlukla onayladı. Buna göre bütçe açığı, gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 3,9’u olarak belirlendi. Bütçe, nihai onay için ilerleyen dönemde Knesset Genel Kurulu’na sunulacak.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’tan aktardığına göre, Savunma Bakanlığı’nın talep ettiği ödeneğin düşürülmesi, kamu hazinesi açısından bir kazanım olarak değerlendiriliyor. Ancak bütçenin yine de yaklaşık 20 milyar şekel artırılması, hazırlanan bütçedeki açığın ek yüzde 1 artmasına yol açarak toplamda yaklaşık yüzde 4’e ulaşmasına neden olacak.

Savunma Bakanı Yisrael Katz, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ile yapılan anlaşmanın ardından yaptığı açıklamada, üzerinde uzlaşılan bütçenin gelecek yıl ortalamasında yaklaşık 40 bin yedek askerin göreve çağrılmasını temel aldığını söyledi. Katz, bu adımın, çok cepheli savaş koşullarında yedek askerlerin üzerindeki yükü hafifletmeyi amaçladığını belirtti.

İsrail ordusu ise bütçe hazırlıkları sırasında 60 bin yedek askerin göreve çağrılması yönünde talepte bulunmuştu.

Gazetenin aktardığına göre taraflar ayrıca, Batı Şeria’daki güvenliği artırmayı hedefleyen toplam 725 milyon şekellik bir bütçe paketinde uzlaştı. Üç yıla yayılan bu paketin; ulaşım yollarının korunması, yeni yolların yapımı, bölgede askeri üslerin inşası ve Ürdün sınır hattındaki projeleri kapsadığı bildirildi. Bu durum, özellikle doğu sınırı boyunca Batı Şeria’daki asker sayısının azaltılmasına yönelik örtülü bir mutabakat olduğu yorumlarına yol açıyor. Aynı zamanda, yeni yerleşim birimlerinin inşası, mevcutların güçlendirilmesi ve bu yerleşimlere hizmet edecek yolların açılması için çok daha fazla kaynağın ayrıldığı belirtiliyor.

xsdfrg
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Savunma Bakanlığı'na bütçenin azaltılması sürecindeki iş birliğinden dolayı teşekkür etti. (Reuters)

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth, Knesset’te yakında oylamaya sunulması beklenen askerlik yasasının, 2026 yılına kadar bütçeye milyarlarca şekellik ek yük getireceğini yazdı. Gazeteye göre, Haredi gençlerin askerlikten muaf tutulması, yedek askerler üzerindeki yükü ve Savunma Bakanlığı bütçesini daha da artıracak.

Haberde, düzenli birliklerin faaliyet maliyetlerinin yedek birliklerin maliyetinin yarısından fazla olduğu vurgulandı. Savunma Bakanı Yisrael Katz’ın bu açığı kapatma yöntemi olarak zorunlu askerlik süresini üç yıla uzatmayı planladığı, Knesset’in ise Haredi gençleri zorunlu askerlikten muaf tutacak yasa tasarısını onaylayacağı belirtildi.

Gazete, düzenli birlikler ile yedek birlikler arasındaki maliyet farkının çok büyük olduğunu, bazı hesaplamalara göre farkın yaklaşık yüzde 50 civarında bulunduğunu aktardı. Hesaplamalara göre bir yedek asker İsrail’e aylık 48 bin şekel maliyet getirirken, zorunlu hizmetteki bir düzenli askerin maliyeti bunun ortalama yarısı kadar. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın hesaplamalarına göre, herhangi bir zamanda 60 bin yedek askerin maliyeti, savaş dönemi dışındaki yıllara göre çok daha yüksek olacak; 2026 yılı için yaklaşık 13-14 milyar şekel civarında öngörülüyor.

fth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Smotrich, büyümeyi yeniden canlandıracağını, İsraillilere ekonomik faydalar sağlayacağını ve genel bütçe içinde vergi indirimi yapılmasına olanak tanıyacağını düşünerek, bütçesini azaltma konusunda iş birliği yaptığı için İsrail Savunma Bakanlığı'na teşekkür etti.

İsrail hükümeti dün sabah, 2026 yılında İsrail ekonomisinin gidişatını belirleyecek olan bütçenin onaylanmasını görüşmek üzere bir toplantı düzenledi; Smotrich, geçirmeyi hedeflediği birçok reformu sundu.

Smotrich, yıllık bütçe açığının yüzde 3,2 ile 3,6 arasında olacağını, Savunma Bakanlığı ile yapılan anlaşma sonrasında ise yüzde 4'e ulaşacağını bildirerek İsrail hükümeti bakanlarını şaşırttı.

Gazze çevresindeki bazı yerleşim yerleri ve kasabaların belediye başkanları, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından yeniden inşa için ayrılan bütçenin azaltılmasına karar verilmesi üzerine İsrail hükümeti binası önünde protesto düzenledi.


Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
TT

Rapor: Netanyahu'nun Roman Goffman'ı kurumun başına getirmesi Mossad'da ‘hayal kırıklığı’ yarattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri sekreteri Roman Goffman ile istişarelerde bulunuyor. (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman’ı yeni Mossad başkanı olarak atama kararı, kurum içinde hayal kırıklığıyla karşılandı. Şarku’l Avsat’ın İsrail gazetesi Yediot Aharonot’tan aktardığına göre, mevcut ve eski yetkililer bu değerlendirmeyi yaparken, birçok isim seçimin ‘sürpriz olmadığını’ belirtti.

Yetkililer, Netanyahu’nun Mossad içinden desteklediği adayları geri planda bırakarak Goffman’ı tercih etmesinin, onun istihbarat deneyiminin yetersizliği ve görevi erken bırakma ihtimali konusunda endişe yarattığını bildirdi. Buna karşılık Netanyahu’ya yakın çevreler, Goffman’ın ‘sadakati, sağduyusu ve agresif düşünme tarzının’ göreve uygun olduğunu savunuyor.

Netanyahu’nun bu yılın başlarında Şin-Bet’in (Şabak) başına kurum dışından David Zini’yi getirmesinin ardından, üst düzey Mossad yetkilileri benzer bir yaklaşımın tekrarlanmasını bekliyordu. Yetkililere göre Netanyahu, kendisine agresif, sadık ve ideolojik olarak uyumlu gördüğü isimleri kurum dışından seçmeyi tercih ediyor.

Eleştirmenler, bu adımın Netanyahu’nun ‘elitler’ ve ‘derin devlet’ olarak nitelendirdiği kesimlere karşı yürüttüğü daha geniş mücadelenin bir yansıması olduğunu savunuyor. Destekçileri ise Goffman’ın ‘güvenilir, ketum ve sadık’ bir isim olduğunu belirtiyor.

Bazı kaynaklar, atama sürecine ilişkin olarak Goffman’ın karar alınmadan önce Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu ile gayriresmi bir ‘görüşmeye’ çıktığını iddia etti. Başbakanlık Ofisi ise bu iddiayı “tamamen asılsız” diyerek reddetti.

frgt
Soldan sağa: Savunma Bakanı Yisrael Katz, Netanyahu’nun askeri sekreteri Roman Goffman, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Netanyahu’nun Özel Kalem Müdürü Tzachi Braverman, Katar'daki saldırılar sırasında bir komuta merkezinde istişare ediyor. (Şin-Bet)

Bazı yetkililer, Goffman’ın akıcı Rusça konuşmasına karşın İngilizcesinin sınırlı olmasının, özellikle diplomatik temaslarda zorluk yaratabileceğini belirtiyor. Buna karşılık destekçileri, İngilizce hâkimiyetinin Mossad’ın temel görevleri açısından kritik bir gereklilik olmadığını savunuyor. Öte yandan, birçok üst düzey savunma yetkilisinin atamanın ardından kurum içinde bir istifa dalgası beklediği bildirildi.

Netanyahu’nun, görev süresi sona eren Mossad Başkanı David Barnea’nın önerdiği adayları göz ardı ederek, istihbarat çevrelerinde yükselmemiş olan Goffman’ı tercih ettiği belirtildi. Başbakan’ın kararını yakından takip eden kaynaklar, tercihin ‘sadakat’ ve ‘temkinli muhakeme’ ile şekillendiğini aktarırken, eski bir üst düzey savunma yetkilisi Goffman’ı ‘Netanyahu’ya son derece bağlı bir isim’ olarak tanımladı ve atamayı ‘şaşırtıcı’ olarak nitelendirdi.

Goffman’ın meslektaşları, onu ‘disiplinli bir subay’ olarak tanımlıyor; ayrıca tarih ve askeri strateji üzerine çokça okuduğu ifade ediliyor.

dfrgt
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Mossad Başkanı David Barnea Kudüs'te (DPA)

Askeri istihbaratta görev yapmış üst düzey bir yetkili, Goffman’ın ‘kurnaz ve cesur bir isim’ olduğunu söylemekle birlikte, bir Mossad başkanından beklenen operasyonel istihbarat geçmişine sahip olmadığını ifade etti.

Yetkili, “Sadece Rusça ve İbranice konuşuyor; İngilizce tek kelime bilmiyor. General rütbesini sadece bir yıl taşıdı ve bu büyüklükte bir kurumu hiç yönetmedi” dedi.

Buna karşılık, Netanyahu’ya yakın kaynaklar eleştirileri kesin bir dille reddederek Goffman’ın atanmasını ‘mükemmel bir tercih’ olarak nitelendirdi. Aynı kaynaklar, Goffman’ın Rusça bilgisi ve bölgesel hâkimiyetinin, Moskova’daki hassas görevlerde onu ‘eşsiz kıldığını’ savundu. Ayrıca askeri sekreter olarak Netanyahu’nun en yakın güvenlik danışmanı hâline geldiğini ve Hizbullah’ın üst düzey isimlerine yönelik suikastlar ile bu yıl İran’a karşı yürütülen operasyonlar da dahil olmak üzere önemli gizli faaliyetlerde rol aldığını belirttiler.

Goffman’la yakın çalışan bazı yetkililer ise onu ‘agresif ve alışılmışın dışında düşünen biri’ olarak tanımlıyor. Goffman’ın söz konusu özelliklerinin Mossad için kritik değer taşıdığı düşünülüyor. Bir yetkili, “Başbakan’ın en güvendiği güvenlik yardımcısı oydu; ne Genelkurmay Başkanı ne de Savunma Bakanı, her şeyde Goffman vardı” dedi.

Goffman’ın İngilizce eksikliğini sorun görenler olsa da, destekçileri Mossad’ın ana ilgi sahalarının (İran, Suriye ve Lübnan) İngilizce gerektirmediğini, buna karşın Rusça bilgisinin Moskova’nın İran ve diğer düşman aktörlerle olan ilişkileri nedeniyle önemli bir avantaj sağladığını vurguluyor.

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir’in bu hafta Goffman’la görüşerek kendisini tebrik ettiği ve ordu olarak görev değişiminde destek vereceklerini söylediği açıklandı. Mossad’ın görevden ayrılan başkanı David Barnea’nın da Goffman’la konuşup başarı dilediği belirtildi. Netanyahu ise birçok adayla görüştüğünü, Goffman’ı ‘olağanüstü mesleki yetenekleri’ nedeniyle seçtiğini söyledi. Başbakan ayrıca Goffman’ın, 7 Ekim 2023’te Hamas saldırısı sırasında evinden çıkarak çatışmaya katıldığını ve ağır yaralandığını hatırlatarak rolünü övdü.


İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
TT

İran, Hürmüz Boğazı yakınlarında düzenlediği deniz tatbikatında füze fırlattı

İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)
İran, 20 Ağustos 2025'te İran'ın açıklanmayan bir yerinde askeri tatbikat sırasında füze fırlattı (Reuters)

İran devlet televizyonu, İran'ın deniz tatbikatının ikinci gününde Umman Denizi'ne ve stratejik Hürmüz Boğazı yakınlarına büyük füzeler fırlattığını bildirdi.

AP’nin haberine göre İran anakarasının derinliklerinden füze fırlatan paramiliter "Devrim Muhafızları"nın, dün başlayan tatbikatlarda Umman Denizi ve Hürmüz Boğazı yakınlarında bulunan komşu bölgedeki hedefleri vurduğu belirtildi.

Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)Devrim Muhafızları'nın 5 Aralık 2025'te yayınladığı fotoğrafta, Güney İran kıyılarında askeri tatbikata katılan bir bot (EPA)

Füzelerin, menzili 2 bin kilometreye kadar ulaşan Qadr-110, Qadr-380 ve Kadir seyir füzeleri olduğunu belirten yetkili, Devrim Muhafızları'nın ayrıca 303 adlı bir balistik füze fırlattığını da belirtti, ancak daha fazla ayrıntı vermedi.

Televizyon görüntülerinde, füzelerin fırlatıldığı ve hedeflerini vurduğu görülüyor.

İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.İran Devrim Muhafızları tarafından 5 Aralık 2025'te paylaşılan bir fotoğrafta, İran'ın güney kıyılarındaki sularda yapılan askeri tatbikat sırasında bir füzenin fırlatıldığı görülüyor.

Tatbikat, haziran ayında İsrail ile İran arasında yaşanan ve aralarında askeri liderler ve nükleer bilimcilerin de bulunduğu yaklaşık bin 100 kişinin ölümüne yol açan savaştan bu yana düzenlenen ikinci tatbikat. İran'ın füze saldırıları ise İsrail'de 28 kişinin ölümüne neden oldu.