Trump: Prens Muhammed bin Selman'a teşekkür etmeliyiz

Suudi Arabistan'ın tarihi ABD-Rusya görüşmelerine ev sahipliği yapmasına övgüde bulundu

TT

Trump: Prens Muhammed bin Selman'a teşekkür etmeliyiz

Trump: Prens Muhammed bin Selman'a teşekkür etmeliyiz

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman'a, Riyad'daki ABD-Rusya görüşmelerine ev sahipliği yaptığı için teşekkür ederek, Suudi Arabistan'ı “özel liderlerin bulunduğu özel bir yer” olarak tanımladı.

Trump, Suudi Kamu Yatırım Fonu'nun Miami'deki Gelecek Yatırım Girişimi “Öncelik” Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, 2017 yılında başlatılan ve dünyanın dört bir yanından yatırımcıları, politika yapıcıları, hükümet yetkililerini ve uluslararası özel sektör yöneticilerini bir araya getiren konferansa hitap eden ilk ABD başkanı olmanın “büyük bir onur” olduğunu söyledi.

Etkinlik, Krallığın ekonomisini çeşitlendirme ve hızla gelişen bir ortamda, ortaklıkları ve politikaları müzakere etme planları çerçevesinde gerçekleşmektedir.

Scdfergt
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Trump, Rusya ile Ukrayna arasında Suudi Arabistan'da gerçekleştirilen müzakerelerin savaşın sona erdirilmesi yolunda önemli bir gelişme olduğunu vurguladı.

“Suudi Arabistan'a bu tarihi zirveye ev sahipliği yaptığı için teşekkür etmek istiyorum ama özellikle de Prens Muhammed bin Selman'a çok iyi geçen tarihi görüşmelere ev sahipliği yaptığı için teşekkür etmeliyiz” dedi.

Trump, “Bu savaşı sona erdirmeliyiz. Yaşananlar tam bir trajedi; her iki taraftan da genç askerler kanlı çatışmalarda öldürülüyor” ifadelerini kullandı.

Barış ülkesi

Trump'ın konuşması, yönetiminin ABD'nin Ortadoğu'daki güvenilir ortağıyla bağlarını güçlendirmeye çalıştığı bir dönemde ve Suudi Arabistan'ın ABD ile Rusya arasında Ukrayna'daki savaşın nasıl sona erdirilebileceğine ilişkin görüşmelere ev sahipliği yapmasının ardından geldi.

New York Times, Trump'ın Gazze'ye yönelik planından bahsetmekten kaçındığını, bunun da Suudilerin Filistinlileri topraklarından etmeyi reddeden tutumunun etkisine bir gönderme olduğunu belirtti.

Krallığın geçtiğimiz salı günü ABD-Rusya görüşmelerinin kolaylaştırılmasındaki rolüne ve sosyal medyada Suudi Arabistan'ın “barış ülkesi” ve Riyad'ın “küresel kararların başkenti” ifadelerinin yayılmasına dikkat çekti.

Prens Muhammed bin Selman'ın görüşmelere katılanlara yaptığı konuşmada: “Sizinle, Başkan Trump ve yönetimiyle birlikte çalışmaktan büyük mutluluk duyacağız. Suudi Arabistan ve dünyadaki pek çok ülke için olumlu şeyler başarabileceğimizi düşünüyorum” ifadeleri aktarıldı.

Görüşmelere ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ve her iki ülkeden yetkililer katıldı.

Bu arada Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'ye yönelik son eleştirilerini yineleyerek Ukrayna'yı “sevdiğini” söyledi ancak Zelenskiy'yi “berbat bir iş” yapmakla eleştirdi.

Ülkesi yok edildi ve milyonlarca insan gereksiz yere öldü” diyen Trump, Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirmek için yakında bir ateşkes sağlanacağı umudunu dile getirdi.

Trump-Putin Zirvesi

İlk döneminde yabancı bir ülkeye ilk ziyaretini Suudi Arabistan'a yapan Trump, Beyaz Saray'a dönüşünden bu yana Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapacağı ilk olası görüşme için iki başkanın Prens Muhammed bin Selman ile olan ilişkisi nedeniyle krallığın seçildiğini açıkladı.

Trump geçen hafta şunları söyledi: “Veliaht Prensi tanıyoruz ve bence burası çok iyi bir yer olur.”

Etkinliği haberleştiren ABD basını, Trump'ın göreve başlamasının ardından ocak ayında ülkesinin önümüzdeki dört yıl içinde ABD'ye 600 milyar dolar yatırım yapacağını söyleyen Prens Muhammed bin Salman'ın “Vizyon 2030”una da vurgu yaptı.

Varlıklarının yaklaşık 925 milyar dolar olduğu tahmin edilen fondan yatırım çekmek isteyen şirketler için fırsat olacak bu konferansın gerçekleştirileceği üçüncü oturuma, Prens Muhammed bin Selman'ın aldığı kararlar, en zengin Amerikalı iş adamlarının da katılmasını sağladı.

Yatırımcılar iki ülke arasında artan para akışından faydalanmayı umuyor. Trump ayrıca ABD'de en sevdiği spor olan golf için Kamu Yatırım Fonu'ndan bir yatırım anlaşması istiyor.

Şarku’l Avsat’ın CBS News'ten aktardığına göre bir Beyaz Saray yetkilisi yaptığı açıklamada Başkan'ın neden etkinlikte konuşmayı seçtiği sorulduğunda “ABD'ye yatırımı teşvik edeceğini” söyledi.



Rusya, Ukrayna'daki hedeflerine her zamankinden daha yakın

Bir genç, Rusya'nın Ukrayna'nın dört bölgesini ilhak etmesinin birinci yıl dönümünü anma yürüyüşü öncesinde Kızıl Meydan'da Rus bayrağı sallıyor, Moskova, Rusya, 29 Eylül 2023
Bir genç, Rusya'nın Ukrayna'nın dört bölgesini ilhak etmesinin birinci yıl dönümünü anma yürüyüşü öncesinde Kızıl Meydan'da Rus bayrağı sallıyor, Moskova, Rusya, 29 Eylül 2023
TT

Rusya, Ukrayna'daki hedeflerine her zamankinden daha yakın

Bir genç, Rusya'nın Ukrayna'nın dört bölgesini ilhak etmesinin birinci yıl dönümünü anma yürüyüşü öncesinde Kızıl Meydan'da Rus bayrağı sallıyor, Moskova, Rusya, 29 Eylül 2023
Bir genç, Rusya'nın Ukrayna'nın dört bölgesini ilhak etmesinin birinci yıl dönümünü anma yürüyüşü öncesinde Kızıl Meydan'da Rus bayrağı sallıyor, Moskova, Rusya, 29 Eylül 2023

Ömer Önhon

Başkan Donald Trump ikinci kez göreve geldiğinde herkes onun politikalarının uluslararası alanda büyük bir yankı uyandıracağını tahmin ediyordu. Gerçekten de birkaç hafta geçmeden Trump’ın politikalarının hem üslup hem de uygulama açısından yarattığı şok dalgaları tüm beklentileri aştı.

Trump, seçim kampanyası sırasında iktidardan uzak kaldığı yılları “çok sayıda felaketle dolu bir dönem” olarak niteledi. Eğer kendisi başkan olsaydı bunların hiçbirinin yaşanmayacağını, yani Rusya’nın Ukrayna'yı işgal etmeyeceğini, Gazze'de savaş çıkmayacağını söyledi.

Bunu asla bilemeyeceğiz çünkü zamanı geriye döndürmenin bir yolu yok. Ancak Trump'ın bu çatışmaları bitirme konusundaki vaatlerini yerine getirip getiremeyeceğini göreceğiz.

Trump'ın hem siyasi hem de ekonomik politikaları, davranışları gibi keskin ve alışılmışın dışında. Ancak, diplomatik üslubuyla, girişimleri ve beklenmedik hamleleriyle herkesi şaşırtarak, işleri ilerletmeyi başarıyor.

Trump'ın Ukrayna yol haritasının temel unsurları şöyle:

- Savaşı savaşarak değil, diplomatik yollarla sonlandırmak

- Ukrayna'nın 2014 öncesi sınırlarına dönmesi gerçekçi olmadığından, Kırım ve doğu Ukrayna'nın ülke sınırları içerisinde kalması pek mümkün görünmüyor.

- Ukrayna'nın NATO üyesi olma şansı artık kalmadı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio başkanlığındaki ABD heyeti, 18 Şubat'ta Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Devlet Bakanı Musaid el-Ayban'ın ev sahipliğinde Riyad'da düzenlenen toplantıda Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile bir araya geldi. Yaklaşık 5 saat süren görüşmelerin ardından ilk turun sona erdiği belirtilerek yeniden bir araya gelme kararı alındı. Yani süreç başladı.

Riyad görüşmesinde tek konu Ukrayna değildi. ABD-Rusya ilişkileri, olası iş birliği alanları ve Ukrayna'daki savaşın nasıl sonlandırılacağı konuşuldu. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rus mevkidaşıyla sürecin kolaylaştırılmasını sağlayacak şu dört ilke üzerinde anlaştıklarını duyurdu:

- Washington ve Moskova'daki diplomatik misyonlarının faaliyetlerini yeniden aktif hale getirmek.

- Ukrayna'daki çatışmanın sona erdirilmesine yönelik müzakerelere yardımcı olmak üzere üst düzey bir ekip atamak.

- Ukrayna'daki çatışmanın sona ermesinin ardından jeopolitik ve ekonomik iş birliği imkânlarını araştırmak.

- Bu sürece katılmaya devam etmek ve üretken bir şekilde ilerlemesini sağlamak.

ABD, Rusya'nın işgal ettiği ve on binlerce Ukraynalının ülkelerini savunurken öldüğü Ukrayna'ya danışmadan Riyad'a gitti. ABD, nasıl ilerleyeceği ve Rusya'dan ne talep edeceği konusundaki tartışmalarla zaman kaybetmemek adına Avrupa'nın kilit ülkeleriyle birlikte, Ukrayna'yı devre dışı bıraktı.

ABD, nasıl ilerleyeceği ve Rusya'dan ne isteyeceği konusundaki tartışmalar ile zaman kaybetmemek adına Avrupa'nın kilit ülkeleriyle birlikte, Ukrayna'yı devre dışı bıraktı.

Aynı gün, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski'yi Ankara'da ağırladı. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Erdoğan, Mart 2022'de Rusya ile Ukrayna arasında Ankara'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Karadeniz Tahıl Girişimi gibi somut sonuçlar veren doğrudan görüşmeleri hatırlattı. Erdoğan, Başkan Trump'ın savaşı sona erdirme yönündeki diplomatik girişiminin Türkiye'nin son üç yıldır benimsediği politika ile uyumlu olduğunu söyledi. Türkiye’nin, önümüzdeki dönemde Rusya, Ukrayna ve ABD arasında gerçekleşecek görüşmelere ev sahipliği yapmak istediğini belirtti.

Zelenski ise Ukrayna'nın arkasından hiçbir karar alınamayacağı uyarısında bulunarak, Ukrayna'nın Rusya tarafından işgal edilen topraklarından hukuken vazgeçmeyeceğini söyledi.

Trump, savaşta milyonlarca insanın öldürülmesini durdurmak istediğini söylüyor ancak aynı zamanda yaklaşımının ve politikasının önemli bir özelliği haline gelen finansal boyutları da gündeme getiriyor. Donald Trump, Fox News'e verdiği son röportajda, Rusların Ukrayna'yı işgalinden bu yana ABD'nin sağladığı tüm desteğe karşılık Ukrayna'dan 500 milyar dolar değerinde nadir toprak madenleri istediğini söyledi. Ukrayna'nın nadir toprak madenleri açısından zengin bir ülke olduğu ve Rusya'nın işgal ettiği topraklarda bu madenlerden büyük miktarlarda bulunduğu biliniyor. Trump, Ukrayna'nın teklifini temelde kabul ettiğini söylerken, Ukrayna tarafı bunu kabul ettiğini teyit etmedi.

Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana ABD ve Avrupa Ukrayna savaşına yoğun bir şekilde dahil oldu. Rusya'nın Ukrayna'da kazanmaması gerektiği sloganıyla Ukrayna'yı çeşitli yollarla silahlandırıp, bunun için tahsis ettiği büyük maddi kaynaklar ile desteklemeye başladı. Avrupa, 70 milyon avro insani yardım, 62 milyar avro da askeri yardım sağladı. ABD ise 50 milyar avro maddi ve insani yardım, 64 milyar avro da askeri yardımda bulundu. Bu miktarlar hesaplama yöntemlerine bağlı olarak daha da yüksek olabilir.

Ne toplu olarak AB ne de bireysel olarak Avrupa ülkeleri ABD olmadan Ukrayna'daki savaş çabalarını desteklemeyi sürdürebilirler. Bu nedenle, Riyad toplantısından bir gün önce İngiltere, Almanya, İtalya, Polonya, İspanya, Hollanda ve Danimarka liderlerinin yanı sıra Avrupa Konseyi ve Avrupa Komisyonu Başkanları ile NATO Genel Sekreteri, Paris'te Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un ev sahipliğinde düzenlenen gayrı resmi toplantıda bir araya geldi. Liderler Ukrayna'ya desteğin sürdürülmesi konusunda mutabık kaldılar ancak bunun nasıl yapılacağına dair somut bir plan ortaya koyamadılar. Haberlerde Ukrayna'ya hangi güvenlik garantilerinin sağlanacağı ve nasıl sağlanacağı gibi çeşitli konularda farklı yaklaşımların olduğu aktarıldı.

scdfrgthy
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, 18 Şubat'ta Riyad'ın ev sahipliğinde düzenlenen ikili görüşmelerde Washington ve Moskova heyetleri arasında arabuluculuk yapıyor (Reuters)

Ne toplu olarak AB ne de bireysel olarak Avrupa ülkeleri ABD olmadan Ukrayna'daki savaş çabalarını desteklemeyi sürdürebilirler

Riyad'daki görüşmelerin ardından Trump, sosyal medyada Zelenski'ye yönelik sert eleştirilerini artırdı. Onu “seçilmemiş bir diktatöre dönüşen sıradan bir komedyen” olarak tanımladı. ABD Başkanı'nın, Ukrayna dahil hiçbir taraf ile istişare etme niyeti olmaksızın Rusya ile anlaşmaya varmakta kararlı olduğu artık açık ve net.

Bu yaklaşım Putin'in benzeri görülmemiş bir diplomatik zafer elde etmesine yardımcı olacaktır. Zira Rusya Devlet Başkanı, taviz vermeye gerek olmadığına dair artan kanaati ile kendisini hedeflerine her zamankinden daha yakın hissedecektir. Nitekim Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, arkasında kim olursa olsun, Moskova'nın Ukrayna'da hiçbir barış gücü bulunmasını kabul etmeyeceğini vurguladı.

Bu sahnenin gölgesinde Ukrayna kendisini daha da kırılgan bir konumda buluyor; işgal altındaki topraklarını geri alma ihtimalini yitirdiği gibi, Zelenski'nin siyasi geleceği de tehlikede. Ukrayna, doğal zenginlikleri ile Trump'a tazminat ödemek zorunda kalabilir.

Putin ise kararlı duruşunu sürdürdü ve Rusya stratejik hedeflerine bir adım daha yaklaştı. Moskova bugün vizyonunu dayatma konusunda daha özgüvenli görünüyor. Riyad görüşmesinin ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, kimliği ne olursa olsun Ukrayna'da herhangi bir barış gücü bulunmasının kendileri için kabul edilemez olduğunu net bir dille dile getirdi.

Buna karşılık, ABD ile Avrupalı müttefikleri arasındaki gerginlik tırmandı; bu durum, yakın zamanda düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'nda belirgin bir şekilde görüldü. ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, demokratik değerler, ifade özgürlüğü ve sivil haklar konusunda Avrupa'yı sert bir şekilde eleştirdi. Öyle ki, ön sırada oturan Alman Savunma Bakanı, onun sözünü kesip, yüksek sesle itiraz ederek, “Bu kabul edilemez” dedi. Ancak Vance itirazlardan etkilenmedi ve konuşmasını sürdürdü.

Emekli Türk büyükelçi Ebru Barutçu, ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance'in konuşmasını, ABD daimi temsilcilerinin BM İnsan Hakları Konseyi'nde Çin'in insan hakları ihlallerine yönelik konuşmalarına benzetti.

ABD ile Avrupalı müttefikleri arasındaki ilişkiler büyük olasılıkla inişli çıkışlı bir yolda ilerleyecek ve bu durum yeni bir Avrupa güvenlik çerçevesi hakkındaki tartışmaları beraberinde getirecek. Buna karşılık Avrupa kendi savunmasını sağlamak için alternatif stratejiler arayışına girebilir.