Lahey Mahkemesi Netanyahu ve Gallant'ın tutuklama kararını dondurmaya hazır

Uluslararası Ceza Mahkemesi Binyamin Netanyahu ve Yoav Galant'ı Gazze savaşı nedeniyle tutuklama kararı almıştı (Reuters)
Uluslararası Ceza Mahkemesi Binyamin Netanyahu ve Yoav Galant'ı Gazze savaşı nedeniyle tutuklama kararı almıştı (Reuters)
TT

Lahey Mahkemesi Netanyahu ve Gallant'ın tutuklama kararını dondurmaya hazır

Uluslararası Ceza Mahkemesi Binyamin Netanyahu ve Yoav Galant'ı Gazze savaşı nedeniyle tutuklama kararı almıştı (Reuters)
Uluslararası Ceza Mahkemesi Binyamin Netanyahu ve Yoav Galant'ı Gazze savaşı nedeniyle tutuklama kararı almıştı (Reuters)

İsrail hükümeti tarafından Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) temsil etmek üzere atanan İsrail Başyargıcı Ahron Barak, mahkemenin 7 Ekim 2023'te yaşanan olayları ve ardından gelen savaşı soruşturmak üzere resmi bir soruşturma komisyonu kurulması halinde Başbakan Benjamin Netanyahu ve görevden alınan Savunma Bakanı Yoav Galant'ı tutuklama kararını dondurmaya hazır olduğunu açıkladı.

İbrani medyasına açıklamalarda bulunan Barak, birkaç gün önce İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığına ilişkin davayı görüşen ve Netanyahu ile Gallant'ın tutuklanmasına karar veren mahkemenin yetkilileriyle görüştüğünü söyledi. Onlara İsrail'de 7 Ekim'le ilgili resmi bir soruşturma komisyonu kurulması halinde tutumlarının ne olacağını soran Barak şu yanıtı almış: “Açıkça bu durumda Netanyahu ve Gallant'ı tutuklama kararlarını iptal edeceklerini ve davayı donduracaklarını söylediler.”

İsrail yargısında devrim yaptığı bilinen ve hem sağ hem de sol kesim tarafından kabul görmeyen 89 yaşındaki Barak, “İsrail yargısına saygı duyan ve bütünlüğüne inanan dünya bizimle çatışmak istemiyor ama biz haritayı okumuyoruz. Netanyahu liderliğindeki hükümet İsrail yargısının altını oymaya ve uluslararası konumunu zayıflatmaya devam ediyor” dedi.

Şin Bet şefi Ronen Bar'ın görevden alınmasına ve Yargı Danışmanı Gali Behraf-Miara'nın görevden alınma niyetine atıfta bulunan Barak “Bunlar yasadışı kararlardır. Bu kararların bir Yüksek Mahkeme yargıcı olarak kendisine sunulması halinde bunları tamamen reddederim" şeklinde konuştu. Barak, Dünyanın İsrail demokrasisindeki gerilemeyi izlediği ve yakından takip ettiği ve bu nedenle İsrail'e karşı pozisyon aldığı uyarısında bulundu.

21 Kasım 2024 tarihinde Lahey Mahkemesi I. Ön Yargılama Dairesi, Netanyahu ve Gallant hakkında savaş suçları ve soykırımın işlendiği savaş sırasında İsrail'i yönettiklerinden dolayı tutuklama emri çıkarmıştı. Aynı kararla Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim el-Masri (Muhammed el-Deif olarak biliniyor) hakkında da insanlığa karşı suç ve savaş suçu işlediği gerekçesiyle tutuklama emri çıkarıldı. UCM Savcısı başlangıçta Hamas'ın diğer iki üst düzey lideri İsmail Haniye ve Yahya el-Sinvar için de tutuklama emri çıkarılması için başvuruda bulunmuştu. Suikastların doğrulanmasının ardından Daire talepleri geri çekmeyi kabul ederek Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama emirlerini saklı tuttu.

scdfvgh
UCM Genel Merkezi (Reuters)

UCM Dairesi o dönemde yaptığı iki açıklamada, tanıkları korumak ve soruşturmaların yürütülmesini sağlamak için tutuklama kararlarının “gizli” olarak sınıflandırıldığını söyledi. Ancak, tutuklama emrinde ele alınana benzer eylemlerin devam etmesi nedeniyle açıklamasında yer alan bilgileri yayınlamaya karar verdi. Mahkeme, tutuklama kararlarının varlığından haberdar edilmenin mağdurların ve ailelerinin yararına olacağını değerlendirdiğini de belirtti. Mahkeme, o gün İsrail'in yargı yetkisi olmadığı yönündeki görüşünü reddetti. Mahkeme “Netanyahu ve Gallant'ın iddia edilen davranışları mahkemenin yetki alanına girmektedir” dedi. Mahkeme, bu yetki alanının Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Gazze ve Batı Şeria'yı kapsadığını kaydetti.

İsrail, kararının antisemitik olduğunu düşünerek mahkemeye saldırdı ve çeşitli ülkelerdeki hükümetleri uymamaya ikna etmeye çalışarak mahkemeye karşı siyasi bir kampanya başlattı. Ancak mahkemenin kurulduğu Roma Deklarasyonu'na taraf olan ülkelerin büyük çoğunluğu kararı kabul etmeyerek karara bağlı olduklarını açıkladı ve İsrail hükümetinden, yargının kendilerini ve savaştan sorumlu diğer İsrailli yetkilileri tutuklamasını engelleyemeyecekleri için kendilerini küçük düşürmemesi ricasında bulundu. Amerika Birleşik Devletleri kararı reddetti ve Netanyahu'yu memnuniyetle karşıladı. Macaristan ve Arjantin gibi bazı ülkeler ise karara uymayacaklarını açıkladılar.



ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
TT

ABD'den tepki çeken plan: 80 bin göçmeni "Amazon gibi" depolayacaklar

ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)
ABD Kongresi temmuzda çıkardığı yasayla en az 100 bin kişinin gözaltı merkezlerinde tutulabilmesi için 45 milyar dolarlık ekstra bütçe sağlamıştı (AP)

Donald Trump yönetimi, ABD'ye yasadışı yollarla giren göçmenlerin gözaltında tutulması için bir adım daha atıyor.

İç Güvenlik Bakanlığı, büyük sanayi depolarını gözaltı merkezlerine çevirmek için harekete geçti. 

Washington Post'un özel haberine göre yüklenici şirketlere çağrı yapılarak bu işi üstlenmeleri istenecek.

Bu planla toplamda 80 bini aşkın göçmenin elden geçirilecek depolarda tutulması planlanıyor.

Mevcut sistemde hangi tesiste boş yer varsa göçmenler oraya gönderiliyor. 

Yeni planla birlikte 5-10 bin kişi taşıyabilecek 7 dev tesis ya da 1500 kişi kapasiteli 16 merkezden birine hızlıca sevk edilecekler.

Planın savunucuları, yeni planın göçmenlerin daha rahat ve "verimli" bir şekilde sınır dışı edilebilmesini sağlayacağını savunuyor.

Diğer yandan bu plan eleştiri de topluyor. Depoların insanların yaşaması için planlanmadığını vurgulayan insan hakları savunucuları yapılacak tüm değişikliklere rağmen havalandırma, ısıtma, su tesisatı ve hijyende büyük sıkıntılar yaşanabileceğini işaret ediyor. 

National Immigration Project'ten Tania Wolf, göçmenlere insan gibi davranılmayacağını öne sürerek "Daha iyi bir ifade bulamadım ama insanlara sığır muamelesi yapıyorsunuz" dedi. 

ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) Direktör Vekili Todd Lyons'un nisanda düzenlenen bir sınır güvenliği konferansında Amazon depoları örneğini verdiği hatırlatıldı:

Bunu bir iş gibi görmeyi daha iyi becermeliyiz. Prime gibi ama insanlarla yapılanı.

Amerikan gazetesi taslağın nihai halini henüz almadığını ve detayların değişebileceğini bildirdi. 

Washington Post, ay başında ICE'nin 68 bini aşkın göçmeni tesislerinde tuttuğunu ve bunlardan yüzde 48'inin herhangi bir hüküm giymediğini veya suçlamayla karşı karşıya olmadığını belirtti. 

Donald Trump'ın "sınır çarı" diye tanımladığı Tom Homan'ın 2025'te 580 bine yakın kişiyi sınır dışı ettiklerini duyurduğu da anımsatıldı. 

Independent Türkçe, Washington Post, Daily Beast


Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
TT

Myanmar'daki iç savaşta salgın riski: Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz

Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)
Myanmar'da nisanda yaşanan depremlerde, cuntanın sağlık malzemelerinin dağıtımını engellediği öne sürülmüştü (Reuters)

Myanmar'daki iç savaş, sıtma ve kolera gibi hastalıkların bölgeye yayılmasına neden olabilir.

New York Times'ın haberine göre, yatırımlarda silahlara öncelik veren cunta yönetimleri tarafından Myanmar sağlık sistemi yıllardır ihmal ediliyor.

Sivil hükümet döneminde hastalık kontrolünde bazı ilerlemeler kaydedilmiş olsa da 2021'de ordunun yeniden iktidarı ele geçirmesiyle bunlar tersine döndü.

UNICEF'e göre Myanmar, hiç aşılanmamış çocukların sayısının en fazla olduğu ülkeler arasında. İç savaşla boğuşan ülkedeki doktorlara göre, boğmaca ve difteri gibi önlenebilir hastalıklar artıyor.

Cunta sağlık sistemini korumadığı gibi hastane ve tıbbi tesislere de saldırıyor.

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre Myanmar ordusu, bu yıl sağlık tesislerine en az 67 saldırı düzenledi.

Myanmar'ın Bangladeş sınırına yakın bir bölgede isyancıların elindeki 300 yataklı hastanenin bu ay bombalanması sonucu en az 34 kişi hayatını kaybetmişti.

Köylüler ve ayrılıkçı örgütler, hava saldırılarından korunmak için sıtma gibi hastalıkları taşıyan sivrisineklerin istila ettiği ormanlarda saklanıyor. Bazı doktorlar 20 defa sıtma geçiren hastaları tedavi ettiklerini söylüyor.

Ayrıca Myanmar'da 2021'deki darbenin ardından Tayland'da da sıtma vakalarının arttığı belirtiliyor.

Çatışmalar nedeniyle, Myanmar-Tayland sınırındaki Mae Sot kasabasında yer alan Mae Sot Genel Hastanesi'ne giden hasta sayısı yaklaşık yüzde 50 arttı.

Ancak hastane müdür yardımcısı Dr. Rojanasak Thongkhamcharoen, gelen Myanmarlı hastaları tedavi etmekten başka seçenekleri olmadığını belirtiyor:

Myanmar'daki sağlık durumunu önemsemezsek, çocuk felci gibi uzun süredir görülmeyen hastalıkların yeniden ortaya çıkmasıyla karşılaşabiliriz. Bulaşıcı hastalıklar sınır tanımaz.

Tayland-Myanmar sınırında çalışan epidemiyolog Dr. Voravit Suwanvanichkij de şu uyarıları paylaşıyor:

Bu kriz insanları geceleri uykusuz bırakmalı. Myanmar'ın çoğu epidemiyolojik bir kör noktaya dönüştü.

Ülkede nisanda yaşanan  7,7 ve 6,4 büyüklüğündeki iki depremde 3 binden fazla kişi hayatını kaybetmiş, halihazırda zaten yetersiz olan sağlık sistemi de iflasın eşiğine gelmişti.

Independent Türkçe, New York Times, Think Global Health


Güney Asya devi, Silikon Vadisi’nin hedefinde: 70 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
TT

Güney Asya devi, Silikon Vadisi’nin hedefinde: 70 milyar dolarlık yatırım yapılacak

Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)
Microsoft CEO'su Satya Nadella, Başbakan Narendra Modi'yle ocak ayında Yeni Delhi'de görüşmüştü (Narendramodi.in)

Amazon, Microsoft ve Google gibi teknoloji devleri Hindistan'a büyük yatırım taahhütleri verdi.

Washington Post'un haberine göre Silikon Vadisi şirketleri, ekimden bu yana Hindistan'da toplam 67,5 milyar dolarlık yatırım yapma sözü verdi. Taahhütlerin yüzde 80'i bu ay açıklandı.

Yatırımların büyük kısmı, yapay zeka destekli sohbet botlarının işlemesini sağlayan devasa veri merkezlerinin inşası için kullanılacak.

Hindistan'daki yazılımcılar için eğitim programları ve küçük işletmeler arasında yapay zeka kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla yatırımlar da yapılacak.

ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI ve rakibi Claude'un üreticisi Anthropic, bu yıl Hindistan'da ofisler açtı.

Microsoft CEO'su Satya Nadella ve Intel CEO'su Lip-Bu Tan gibi isimler de bu ay Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yle bir araya gelip, yapay zeka ve yarı iletken çip üretimiyle ilgili konuları ele aldı.

Güney Asya ülkesi, şubatta uluslararası bir yapay zeka zirvesine ev sahipliği yapmaya da hazırlanıyor. Hindistan hükümetine göre bu, Küresel Güney'de düzenlenen ilk uluslararası zirve olacak.

Analizde, 1 milyardan fazla internet kullanıcısına sahip Hindistan'ın teknoloji devleri için "kazanılması gereken bir pazara" dönüştüğü ifade ediliyor.

Amerikan finansal hizmet şirketi Wedbush Securities'den Dan Ives, "Silikon Vadisi'nde herkes Hindistan'da büyük bir rekabetin başladığını biliyor" diyor.

Microsoft, Hindistan'da 17,5 milyar dolarlık yatırım yapacağını 9 Aralık'ta duyurmuştu. Firmanın Asya'daki en büyük yatırımı kapsamında, Hindistan'ın Haydarabad şehrinde devasa bir veri merkezi kurulması planlanıyor.

Google da büyük bir veri merkezi için 15 milyar dolarlık yatırım yapacağını ekimde açıklamıştı.

Öte yandan çevreciler, ciddi miktarda enerji ve su gerektiren veri merkezlerinin, halihazırda kaynak sıkıntısı çeken Hindistan için uzun vadede kıtlık gibi sorunlar yaratabileceğine işaret ediyor.

Ekonomistler de yapay zekanın yaygın olarak benimsenmesinin ülkedeki işgücü piyasasını altüst edebileceği uyarısında bulunuyor.

Independent Türkçe, Washington Post, New York Times