Sirke aldanmayın: Trump korkutucu derecede akıllı

Rakipleri kazanamayacakları bir Cumhuriyetçi Parti adaylığı için çekişirken, eski ABD Başkanı tam bir kampanya moduna çoktan girdi bile. Bitmek bilmeyen skandallara rağmen, Trump siyasetin kurallarını bir kez daha baştan yazıyor

Trump artık Cumhuriyetçilerin başkan adaylığı yarışında partili rakiplerinden o kadar önde ve onların görüş alanının o kadar dışında ki yüzünü genel seçim mücadelesine çevirdi (AFP)
Trump artık Cumhuriyetçilerin başkan adaylığı yarışında partili rakiplerinden o kadar önde ve onların görüş alanının o kadar dışında ki yüzünü genel seçim mücadelesine çevirdi (AFP)
TT

Sirke aldanmayın: Trump korkutucu derecede akıllı

Trump artık Cumhuriyetçilerin başkan adaylığı yarışında partili rakiplerinden o kadar önde ve onların görüş alanının o kadar dışında ki yüzünü genel seçim mücadelesine çevirdi (AFP)
Trump artık Cumhuriyetçilerin başkan adaylığı yarışında partili rakiplerinden o kadar önde ve onların görüş alanının o kadar dışında ki yüzünü genel seçim mücadelesine çevirdi (AFP)

Jon Sopel 

Bir yargıcın Donald Trump'ın milyar dolarlık bir dolandırıcılık suçu işlediğini ilan ettiği hafta, altın bir kural öne çıkıyor: Sirke aldanmayın. Siz mahkemeleri ya da Cumhuriyetçi Parti'nin ikinci münazarasının utanç verici gösterisini izlerken Beyaz Saray'a ulaşmaya çalışan Trump, Amerikan siyasetinin kurallarını bir kez daha baştan yazmakla meşgul.

2016 seçimleri sırasında Cumhuriyetçilerin önseçimlerini takip ederken kendimi karla kaplı Iowa'da buldum. Trump burada (beklenmedik şekilde) Evanjelik bir mega kilisede konuşma yapacaktı.

Orada Trump'ın oğlu Don Jr.'a rastladım. Sohbet ettik ve babasının "sıradan bir mavi yakalı işçi olduğunu ve (anlamlı bir duraksama) sadece biraz daha iyi bir banka hesap bakiyesi bulunduğunu" halkın anlaması gerektiğini söyledi. Gerçekten de öyle.

Bu hafta Trump'ı, Otomotiv İşçileri Sendikası'nın (Union of Auto Workers/UAW) son derece önemli bir grev eylemi gerçekleştirdiği Michigan'ın Detroit şehrinin dışındaki bir otomobil parçaları fabrikasını ziyaret ettiğini gördüğümde bu tekrar aklıma geldi. Şimdi bana kulak verin. Burada birkaç küçük pürüz var. Trump'ın ziyaret ettiği fabrikayı UAW temsil etmiyor ve greve katılan bazı kişilerin Trump'ın kampanya ekibi tarafından otobüslerle getirildiği ve sendika işçisiymiş gibi görünmeleri için kendilerine ödeme yapıldığı yönünde iddialar var. Ama hadi bunu boş verelim.

Mesele Trump'ın ABD'nin pas kuşağını (ABD'nin Ortabatı ve Kuzeydoğu kısımlarını kapsayan, eskiden güçlü bir sanayiye sahip bölgesi -çn.) Ronald Reagan Kütüphanesi'nde düzenlenen Cumhuriyetçilerin ikinci münazarasının yapıldığı güneş kuşağına (ABD'nin en güneşli kesimlerini kapsayan güney bölgesi -çn.) tercih etmesi. Ve bu önemli bir şey.

Trump artık Cumhuriyetçilerin başkan adaylığı yarışında partili rakiplerinden o kadar önde ve onların görüş alanının o kadar dışında ki yüzünü, tam 14 ay sonraki genel seçim mücadelesine çevirdi. Ve bunu yaparak akıllılık ediyor. Birçok Demokrat ve Trump karşıtı Cumhuriyetçi için korkutucu bir durum.

Washington'da geçirdiğim süre boyunca Biden yönetimindeki Beyaz Saray, Trump etrafında dönen en son psikodrama ne olursa olsun buna dahil olmadı. Bize Biden'ın, selefinin çıkardığı curcunayı dikkate alamayacak kadar ülkeyi yönetmekle meşgul olduğunu içtenlikle söylüyorlardı.

Ancak bu hafta Trump, 2016'da kazandığı ve 2020'deyese Biden'ın aldığı kilit önemdeki salıncak eyalet Michigan'a gideceğini duyurdu. Ardından ABD Başkanı da grevdeki otomotiv işçilerini ziyaret ederek onları destekleyeceğini açıkladı. Biden'ın ekibi, onun mavi yakalı Amerikalılara, Trump'tan daha iyi bir dost olmasının nedenini anlatan bir TV reklamı da yayımladı. Bunlar seçime birkaç ay kala beklenecek şeyler.

Perşembe akşamıysa Arizona'da (kilit önemdeki bir başka salıncak eyalet) olan ABD Başkanı, anayasaya saygısız davrandığı ve tehlikeli bir otokrat olduğu gerekçesiyle Donald Trump'ı yerden yere vurdu. Trump yokmuş gibi davranmak buraya kadarmış.

ABD siyasetindeki geleneğe göre Cumhuriyetçilerin önseçim sürecinde parti tabanınızı kazanmak için elinizden geleni yaparak kürtaj, göç, silahlara destek gibi hassas konularla ilgili ortaya partizan duyguları pekiştiren söylemleri bolca atarsınız. Adaylığı garantiledikten sonra da bağımsızları, yüzer gezer oyları ve benzer seçmenleri kazanmak için deli gibi merkeze kayarsınız.

Tıpkı kardelenler ve nergisler bahçelerimizde imkansız görünen ve beklenmedik şekilde erkenden açarken küresel ısınmayla ilgili endişelenmemiz gibi, Amerika'da da genel seçim sezonu çok erken başlamış gibi geliyor.

Trump'ın bu haftaki Detroit ziyaretinin ardında bu yatıyor. Bir de başka bir önemli politika alanı daha var; yani kürtaj. Donald Trump'ın, başkanlığı sırasında Yüksek Mahkeme'ye aşırı muhafazakar üç yargıç atadığını ve bu yargıçların Roe-Wade kararının bozulmasında rol oynadığını vurgulamakta fayda var. Ve Trump haklı olarak bu kararın onun sayesinde bozulduğunu söyleyerek böbürlenecek.

Ancak onlarca yıldır Hıristiyan sağın hummalı rüyası olmasına rağmen bunun Cumhuriyetçiler için pek popüler olmadığı ve siyasi açıdan maliyetli olduğu ortaya çıktı. Fakat kürtaj hiçbir zaman Donald Trump'ın temel inançlarından biri değildi; Donald Trump'ın tek temel inancı Donald Trump'tır.

Bu yüzden Trump kürtajı az çok imkansız hale getirecek yasalar teklif eden eyaletlere saldırmaya başladı. Florida 6 haftadan sonra kürtajı yasadışı hale getiren bir yasayı kabul etti; tabii ki birçok kadın 6. haftada hamile olup olmadığını bilmiyor. Trump, 6 haftalık yasağın "korkunç bir şey ve korkunç bir hata" olduğunu söyleyerek sağcı grupların öfkesine yol açtı.

Hâlâ partinizin adaylığı için mücadele ediyorsanız bunu yapmazsınız.

Bu kurnaz, hesaplı bir siyaset. ABC ve The Washington Post için yapılan bir anket, Demokrat Parti'nin yangıncı kanadının yangına odun atmasına neden oldu: Anket, teke tek karşılaşmada Trump'ı Biden karşısında 9 puan önde gösteriyordu.

Bunun bir uç değer olması mümkün, hatta muhtemel. Ancak Trump'ın ikinci bir dönemi kazanmasını ve bunun yaratacağı tüm o kaosu engellemek istiyorsanız, omuz silkmekle yetinmek bir seçenek değil. Belki de bu yüzden Biden yönetimindeki Beyaz Saray, Trump tehdidini çok daha ciddiye alıyor.

Tüm bunlar Cumhuriyetçi Parti'nin ikinci münazarasını, asla gerçeği olamayacak özentilerin küçük bir performansı gibi gösterdi. Sahnedeki 7 kişi birbirinin sözünü kesti, Fox sunucuları kontrolü kaybetti ve TV'den izleyenlerin büyük bir kısmının bu kakofoniden kaçmak için kanal değiştirdiğini düşünüyorum. Kaybeden iki yarı finalist arasında üçüncülük için oynanan Dünya Kupası play-off maçının tüm heyecanı, gerilimi ve draması vardı; yani bunların hiçbiri yoktu.

Bütün bunlar olurken New York'ta bir yargıç bu hafta Donald Trump ve oğullarının, daha düşük oranlarla borç alabilmek için otellerinin ve golf sahalarının değerini yapay bir şekilde şişirerek uzun yıllar boyunca dolandırıcılık suçu işlediğini tespit etti. Tam da siyaset sezonunu yeniden yazarken Trump, siyasi yerçekimi kanunlarına meydan okumada hâlâ esrarengiz bir yeteneğe sahip gibi görünüyor.

Independent Türkçe



Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia
TT

Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia

James Jeffrey

ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mayıs'ta İsrail'in yeni ateşkes planını onaylaması, Gazze'deki savaşın tüm dinamiğini değiştirdi. O tarihten bu yana yapılan yorumların çoğu, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik stratejisinde algılanan değişimden ziyade Hamas Hareketi’nin kısa süre önce açıkladığı yanıta ve önerinin ayrıntılarına yönelikti. Biden tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve kalıcı ateşkes yapılmasını öngören teklif, 'ertesi gün' için kapsamlı bir planlama yapılması ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi. Ancak ertesi gün ile ilgili ne İsrail'de ne de Washington'da henüz detaylı bir planlama yapılmış değil.

Birkaç aydır, düşünce kuruluşları ve medyadan meslektaşlarla birlikte Gazze'de savaş sonrası uluslararası bir yapının oluşturulmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyorum. Bu plan, yerel yetkililer belirli düzenlemeler altında yeni bir hükümet ve hem Gazzelilere hem de İsraillilere barış getirecek umut verici bir güvenlik yapısı kurmadan önce, Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olunması gerektiğine dikkati çekmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Wilson Centre Forumu'nda tartışılan ve resmi internet sitesinde yer alan plan, İsrailli ve Amerikalı hükümet yetkilileri ve çeşitli Arap taraflarla görüşülerek hazırlandı. Planın göze çarpan unsurlarına geçmeden önce İsrail'in ateşkes önerisinde nelerin yeni olduğuna ve bu planın buna nasıl uyduğuna bir göz atalım.

İsrail, ateşkesle ilgili düşüncesinin detaylarını şimdiye kadar kamuoyuna açıklamadı. Bu yüzden (dört buçuk sayfa olduğu söylenen) teklifin yapısal çerçevesini anlamamız için Başkan Biden'ın açıklamalarını ve İsrail'in farklı ve bazen de çelişkili tepkilerini masaya yatırmalıyız. İsrail'in öncelikle, müzakerelerin başarılı olması halinde, teklifin ikinci aşamasının sonunda İsrail Savunma Kuvvetlerinin Gazze'den tamamen çekilmesini kabul ettiği açıkça görülüyor.

Plan, ilk etapta Gazze'yi yönetecek çok uluslu bir idarenin kurulmasını ve bu idarenin Uluslararası Temas Grubu’na rapor vermesine odaklanıyor.

İkinci olarak, İsrail, Gazze Şeridi için daha sonra gelecek üçüncü aşamada kapsamlı bir yeniden inşa planını kabul etmeye hazır görünüyor. Bu önemli bir gelişme, zira Başkan Biden'ın da kabul ettiği üzere İsrail'de bazıları halen Gazze Şeridi'nin İsrail’in yarı kalıcı işgali altında olmasını bekliyor. Üstelik, herhangi bir büyük yeniden inşa planı, güvenlik kaygıları, birçok kilit öneme sahip sınır kapısını kontrol etmesi ve su, elektrik, iletişim gibi temel hizmetleri sağlaması göz önünde bulundurulduğunda İsrail'in desteğinin alınması gerekiyor. Senatör Lindsey Graham da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin hemen ardından 9 Haziran'da Face the Nation adlı televizyon programında, İsrail'in ateşkes önerisi doğrultusunda Gazze'nin yeniden inşasına ve yönetimine ilişkin bir planı olduğunu ifade etmişti. Bu, edindiğim başka bilgilerle de tutarlı.

Geliştirdiğimiz plan, 11 Haziran'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından açıklanan ve Arap devletlerinin ‘Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında rol oynayacağı geçici bir güvenlik oluşumu ile idari yapı oluşturmasını’ öneren ABD yönetiminin görüşüyle de oldukça uyumlu.

Çok uluslu bir idari yapı

Planımız ilk etapta Gazze'yi yönetecek ve belirli bir ülke veya bölgedeki barış ve güvenlik krizini yönetmek amacıyla uluslararası aktörlerin çabalarını koordine etmek için özel amaçlarla kurulmuş gayri resmi ve daimî olmayan uluslararası bir organ olan Uluslararası Temas Grubu'na (ICG) rapor verecek, çok uluslu bir idari yapı kurulmasını öngörüyor. Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır, önde gelen diğer Arap ülkeleri ve G7 üyesi ülkeler tarafından ortaklaşa hazırlanan uluslararası bir tüzük çerçevesinde kurulacaktır. Filistin Yönetimi ile istişare için bir mekanizmaya sahip olacak ve mümkünse, 10 Mayıs’taki ateşkes kararını takiben BMGK’da alınacak bir kararla desteklenecektir. İsrail'in önerisinin ikinci aşaması için ateşkes müzakerelerinde başka hukuki temeller de atılabilir.

Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Çok uluslu yönetim, üst düzey bir temsilci tarafından yönetilecek ve ICG’ye katılan ülkelerin yanı sıra, diğer ülkelerden gelen bağışlarla finanse edilecek. Finans, güvenlik, ulaşım, bakanlıklarla koordinasyon, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için özel ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Kapsamlı yönetim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.

ABD ve ICG üyesi ülkeler, Hamas sonrası güvenlikle ilgili sorumlulukları üstlenecek sivil polis ve jandarma güçleri (sivil halk arasında konuşlu hafif silah kolluk kuvveti) eğitilene kadar güvenlik devriyeleri gerçekleştirmek için çok uluslu yönetime bağlı çok uluslu bir polis gücü oluşturacaklar. Aralarında az sayıda da olsa ABD'li sivil ve askeri yetkili de yer alacak. Ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde, özel güvenlik düzenlemeleri üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor.

Bu yapı aynı zamanda Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, istikrarın sağlanması, kalkınma, yeniden inşa ve diğer her türlü yardımın erişiminde yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirme, koordine etme ve birleştirme yeteneğine de sahip olacak.

Merkezi kontrol

Güvenlik, yeniden yapılanma ve diğer uluslararası destek türlerinin ateşkese uyulmasıyla bağlantılı olmasını sağlamak için merkezi kontrol gerekiyor. Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının, halk ya da yerel yetkililer güvenliği engellerse yahut radikalleşmenin önlenmesi ve uzun vadeli istikrar için gerekenlerin yapılmasına engel olursa diye, yeniden yapılanma ve diğer hizmetlerin sağlanması için (Dayton Anlaşmalarında öngörüldüğü üzere) resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası polis teşkilatı ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Son olarak plan, bunların her biri ve yukarıda belirtilen diğer çeşitli gündemler için ayrıntılı eylemler içeriyor. Bunlar modüler bir temelde düzenlenmiştir ve Gazze için planlamaya dahil olan hükümetler unsurları seçmekte özgürdür.

Bu planla (ya da Gazze'ye yönelik neredeyse tüm diğer planlarla) ilgili akla birtakım sorunlar gelebilir. Bunların başında, Biden yönetiminin ‘sahada Amerikan askeri bulunmayacağı’ açıklaması açısından başta askeri personel olmak üzere ABD’li personelin Gazze’deki varlığı yer alıyor. Ancak bazen Başkan tarafından yapılan açıklamaların yerine getirilmesi gerekir. ABD'nin halihazırda Gazze kıyısında inşa ettiği yüzer iskelede konuşlanmış askerleri var. Washington'ın yaklaşık 25 ülkede konuşlandırılmış askeri birlikleri bulunuyor. Bu birliklerden bazıları son zamanlarda sahillerde ya da suda saldırıya uğradı. Hiçbir uluslararası polis teşkilatı, ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Yönetim ve Hamas

İkinci konu ise Filistin Yönetimi'nin rolü. Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, yerel hizmetlerin finanse edilmesi ve seyahat belgelerinin verilmesi de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi'nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle çok uluslu yönetimin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi’nin yönetimindeki rolüyle ilgili olarak tüm taraflar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecektir.

Siyasi bir çözüm, Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir.

Üçüncü konu, Hamas'ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze'de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze'de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas'ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail'in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas'ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze'nin Hamas'ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi. Siyasi bir çözüm,- Başkan Biden'ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde - Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail'in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.

Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.

*Bu yazı Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.