Erdoğan’dan Türkiye’yi bölgenin ‘yükselen yıldızı’ yapma sözü

Erdoğan’ın destekçileri geçen Pazar günü İstanbul’da kutlama yapıyor (AP)
Erdoğan’ın destekçileri geçen Pazar günü İstanbul’da kutlama yapıyor (AP)
TT

Erdoğan’dan Türkiye’yi bölgenin ‘yükselen yıldızı’ yapma sözü

Erdoğan’ın destekçileri geçen Pazar günü İstanbul’da kutlama yapıyor (AP)
Erdoğan’ın destekçileri geçen Pazar günü İstanbul’da kutlama yapıyor (AP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından üçüncü dönem politikasını belirleyerek, Türkiye’yi bölgenin ‘yükselen yıldızı’ haline getirme ve çeşitli çevrelerle yakınlaşmaya dayalı bir politika benimseme sözü verdi.

Ayrıca enflasyonu düşürme ve depremin vurduğu bölgeleri yeniden inşa etme sözü veren Erdoğan, muhalefeti hatalarını gözden geçirmeye ve gelecekte ne yapacağını düşünmeye çağırdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikinci tur seçimi kazanmasının ardından TOBB 79. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Hedefimiz, Avrupa’dan Karadeniz’e, Kafkasya ve Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya kadar çevremizde bir güvenlik ve barış kuşağı tesis etmektir. Bu amaç doğrultusunda son yıllarda pek çok önemli adım attık. Dost ve kardeş ülkelerle aramızdaki pürüzleri giderdik” dedi.

Muhalefete eleştiri

Seçim sonuçlarının Türkiye’nin çıkarına olduğunu söyleyen Erdoğan, halkın önce mecliste çoğunluğu Cumhur İttifakı’na, ardından cumhurbaşkanlığını şahsına vererek, 5 sene daha ‘İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün’ dediğini söyledi.

Erdoğan konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü;

“Bakınız; ben hesap uzmanı değilim, ekonomistim. Burada, bu hesabı sizlerle de paylaşayım. CHP’nin vekil sayısı 2018’de 146 idi. 2023’te vekil sayısı 169’a çıktı. Fakat buradan tabii kiralık vekiller verdiler. Onlar da 40 tane. 40 tane kiralık vekil gidince bu defa net olarak nereye düştü CHP’nin vekil sayısı? 129’a düştü. Şimdi hesap uzmanı bu işi böyle yapar mı? 17 vekil burada düşmüş oldu. Bundan sonrasını herhalde, oraya gönül vermiş olan tüm CHP’li arkadaşlar da düşünecektir. Eski Türkiye ittifakı, sandıkta milletten ikinci kez kırmızı kart yemiştir.”

Yeni hükümetin önceliğinin depremzedelerin yaralarını sarmak olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeme politikamıza sıkı sıkıya bağlıyız. 21 yıllık iktidarlarımız döneminde bundan taviz vermedik. Türk ekonomisinin yıllarca başını ağrıtan yüksek enflasyon meselesini tek haneli rakamlara indirerek halkımızı rahatlatan bizdik, yine biz olacağız” dedi.

İktidarının devam etmesinin, ülke ve bölgede istikrarın yayılmasına katkıda bulunacağını dile getiren Erdoğan, “Farklı hesaplarla hareket edenleri asla aramıza sokmayacağız. Ülkemizin karşılaştığı sorunlara, ortak akılla beraber çözüm arayacağız. İş dünyasıyla, sivil toplumuyla, siyaset kurumuyla el birliği, gönül birliği içinde inşallah Türkiye Yüzyılı'nı hep beraber inşa edeceğiz” ifadelerini kullandı.

28 Mayıs gecesini Türkiye’nin yanı sıra birçok ülkede adeta bayram gecesine çevirenlere teşekkür eden Erdoğan, “Elbette seçim sürecini tüm yönleriyle enine boyuna değerlendireceğiz. Aynı şekilde sokaklardaki o eşi benzeri görülmemiş coşkunun arkasında yatan sebepleri de çok iyi analiz edeceğiz” diye ekledi.

Cumhurbaşkanı ayrıca, “Son dönemde adeta bir siyasi şantaj olarak kullanılan bu vize sorununu en kısa sürede hal yoluna koyacağız” dedi.

Parlamento seçimleri

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), milletvekili seçimlerinin kesin sonuçlarını açıkladı.

YSK Başkanı Ahmet Yener’in dün yaptığı açıklamaya göre, milletvekili seçimlerine katılım oranı, yurt içinde yüzde 88,92, yurt dışında 53,80 oldu.

Yurt içi, yurt dışı ve gümrükler dahil olmak üzere toplam yüzde 87,05 oranında katılım sağlandı.

Yener, AK Parti’nin 268, CHP’nin 169, Yeşil Sol Parti’nin 61, MHP’nin 50, İYİ Parti’nin 43, Yeniden Refah Partisi’nin 5 ve Türkiye İşçi Partisi’nin ise 4 milletvekili ile Meclis’te temsil edileceğini bildirdi.

TBMM Genel Kurulu, milletvekillerinin yemin töreni için Cuma günü toplanacak.

Genel Kurulu, en yaşlı üye sıfatıyla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin TBMM Geçici Başkanı olarak yönetmesi bekleniyor.

Muhalefet sonuçları değerlendiriyor

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, seçimin ardından yaptığı açıklamada, “Hiçbir şey olmamış gibi siyaset yapacağımızı hiç kimse düşünmesin. 25,5 milyonun sorumluluğuyla hareket edeceğiz” dedi.

Partinin liderlik yapılarında büyük değişiklik beklentileri arasında seçim sonuçlarını değerlendirme süreci devam ederken, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumartesi günü parti liderleriyle bir toplantı yapacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise, İstanbul’un fethinin 570. yıl dönümü kutlamasında yaptığı konuşmada şunları söyledi;

“Bu ülkedeki değişim iradesini sil baştan inşa etmek zorundayız. Hatalarımızdan, eksikliklerimizden ders çıkarabiliriz. Çıkaracağız. Sırt sırta verirsek ve inanırsak, en imkansız görünenlerin bile imkansız olmadığını gösterebiliriz. Göstereceğiz. Bütün bu aşamaları hep birlikte bu ülkenin değişim isteyen milyonlarıyla birlikte yapacağız.”

Millet İttifakı partilerinden Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da, ‘toplumsal barış projesi’ olarak nitelendirdiği 6’lı Masa’nın başarısız olmadığını söyleyerek, “Ne yazık ki, devletin resmi kanalı TRT de dahil olmak üzere tüm iletişim kanallarının bize kapalı olması nedeniyle tüm samimi çabalarımıza rağmen biz de size yeterince ulaşamadık. Ancak siz de şunu görün; AK Parti bu seçimi olumlu icraatları ile değil ürettiği korku ve dürtü politikası ile kazandı” dedi.

Soruşturma ve tutuklama

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), izleyicilerden gelen şikayetlerin ardından Halk TV, Tele 1, KRT, TV5, Flash Haber ve SCZ TV hakkında inceleme başlattı. 

RTÜK tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

“İzleyicilerden gelen yoğun şikayetler üzerine sandıkların açıklaması ve sonuçların belli olmasıyla birlikte halkı aşağılayan, hakaret ve saldırılarla necip milletimizi küçük düşürmeye çalışan konuşmalara yer verilen HALK TV, TELE 1, KRT, TV 5, FLASH HABER ve SZC TV ilgili de incelemeler yapılmaktadır.”

Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF) Medya Özgürlüğü Acil Müdahale Koordinatörü Gürkan Özturan, RTÜK’ün seçim döneminde eleştirel haberler ve bağımsız gazeteciliği cezalandırmak için Cumhur İttifakı’nın bir aracı gibi hareket ettiğini söyledi.

Öte yandan, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan HDP Parti Meclisi (PM) üyesi Murat Aydın, hakkında açılan bir soruşturma nedeniyle İfade vermeye gittiği İzmir’de tutuklanarak cezaevine sevk edildi.



Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi
TT

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

Öcalan'dan görüntülü çağrı geldi

İmralı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Abdullah Öcalan, 19 Haziran 2025 tarihli mektubunda PKK’nin Fesih Kongresi’ne atıfla “varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketinin sona erdiğini” belirtti. Demokratik siyaset ve toplumsal barış vurgusu yapan Öcalan, “silahların gönüllüce bırakılmasını” talep etti. TBMM çatısı altında kurulacak komisyonun önemine dikkat çeken Öcalan, “Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmelidir” dedi.

İşte Öcalan’ın çağrısından öne çıkan bölümler:

“27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim”

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim. Tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘Kürdistan Devriminin Yolu’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir.

“Varlık tanındı, ana amaç gerçekleşti”

Öcalan, mektubunda PKK’nin kuruluş amacına işaret ederek bu amacın gerçekleştiğini belirtti:

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

“Silahları bırakın, mekanizmaları kurun”

Barış sürecinin somutlaşması için atılması gereken adımlara dikkat çeken Öcalan, mektubunda şunları kaydetti:

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır.

“Kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim”

Abdullah Öcalan, bireysel özgürlüğü kolektif özgürlük bağlamında ele alarak şu değerlendirmeyi yaptı:

Ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir.

“Demokratik Modernite Güçleri yeni evreye hazırlanmalı”

Öcalan, mektubunun son bölümünde yeni bir stratejik döneme işaret ederek şu çağrıyı yaptı:

Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim. Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Mektubun tamamı şöyle:

Değerli yoldaşlar

Komünalist yoldaşlık hareketimizin geldiği aşamayı, yaşadıkları somut durumu, sorun ve çözüm yollarına ilişkin kapsamlı bir mektupla tekraren de olsa açıklayıcı ve yaratıcı yanıtlar vermeyi, sizlere karşı etik bir görev saymaktayım.

27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı savunmaya devam etmekteyim.

Sizlerin PKK’nin 12. Fesih Kongresi’yle, buna kapsamlı oldukça doğru bir içerikle pozitif yanıt vermenizi tarihi bir karşılık olarak değerlendirmekteyim.

Gelinen nokta oldukça değerli ve tarihi nitelikte sayılmak durumundadır. Bu arada köprü ilişkide bulunan yoldaşların çabası aynı değerde ve takdire şayandır.

Tüm yaşanan gelişmeler sonunda tarihi bir dönüşüm sayılması gereken bir Demokratik Toplum Manifestosu hazırladım. Bu manifesto, yaklaşık 50 yıllık ‘’Kürdistan Devriminin Yolu’’ manifestosunu başarıyla ikame edecek niteliktedir. Sadece Kürt tarihsel toplumu için değil, bölgesel ve küresel toplum için de tarihsel toplumsal bir içerik taşıdığına inanmaktayım. Tarihi manifesto geleneğinin başarılı bir örneğini teşkil ettiğinden kuşku duymamaktayım.

Tüm bu gelişmelerin İmralı’da gerçekleştirdiğim görüşmeler neticesinde yaşandığını açıkça belirtmek durumundayım. Görüşmelerin özgür irade temelinde yürütülmesine azami dikkat gösterilmiştir.

Varılan aşama, yeni adımlarla pratiğe geçmeyi gerekli kılmaktadır. Bu aşamanın ve gerekli adımların da tarihi nitelikte olduğunun önemle belirtilmesi, anlaşılması ve gereklerine bağlı kalınması, yol alınması açısından kaçınılmazdır.

Varlık inkarına dayalı ve ayrı devlet amaçlı PKK hareketi ve dayandığı ulusal kurtuluş savaş stratejisine son verilmiştir. Varlık tanınmış, dolayısıyla ana amaç gerçekleşmiştir. Miadını doldurma bu anlamdadır. Gerisi aşırı tekrar ve açmaz olarak değerlendirilmiştir. Bu temelde kapsamlı eleştiri-öz eleştiri devam edecektir.

Siyaset boşluk tanımayacağına göre, boşluk, Barış ve Demokratik Toplum başlıklı program, ‘’demokratik siyaset’’ stratejisi ve temel taktik olarak bütüncül hukukla doldurulmak durumundadır. Tarihsel nitelikte ve kader belirleyici bir süreçten bahsediyoruz.

Sürecin geneli olarak silahların gönüllüce bırakılması ve TBMM’de yetkili ve kanunla kurulması düşünülen kapsamlı komisyon çalışması önemlidir. Kısır mantıklı, önce sen-ben kısırlığına düşmeden, adımların atılmasında dikkat ve hassasiyetin gösterilmesi şarttır. Atılan adımların boşa çıkmayacağını biliyorum. Samimiyeti görüyor ve güveniyorum.

Dolayısıyla daha da pratik ve somut kilit açıcı adımlara geçilmeye çalışılmaktadır. Benim tarafımdan ileri sürülen tezlerin belli başlı olanları şunlardır:

Herkesin üzerine düşeni yapması, Barış ve Demokratik Toplum hedefine ulaşılması, pozitif entegrasyonalist bir perspektifle mümkündür. Tüm anlatılanlardan çıkarılan sonuç: PKK ulus devletçi bir amaçtan vazgeçmiş, bu temel amaçtan vazgeçişle birlikte temel savaş stratejisinden de vazgeçmiş, varlığını sona erdirmiştir. Gelinen tarihi noktanın daha da ileriye götürülmesi beklenmektedir.

Gerek TBMM ve komisyon için anlam ifade edecek, gerek kamuoyundaki şüpheleri giderecek ve sözümüzün gereğini karşılayacak şekilde silahların bırakılmasını, ilgili çevre ve kamuoyuna açık olarak temin etmeniz doğal karşılanmalıdır. Silah bırakma mekanizmasının kurulması süreci ileri taşıyacaktır. Yapılan silahlı mücadele aşamasından demokratik siyaset ve hukuk aşamasına gönüllüce geçiştir. Bu bir kayıp değil, tarihi bir kazanım olarak değerlendirilmek durumundadır. Silah bırakmaya ilişkin detaylar belirlenecek ve hızlıca hayata geçirilecektir.

Meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır.

Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürlüğü toplumdan soyut olamaz. Birey özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir. 

Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum.

Son günlerde bölgede yaşanan gelişmeler, attığımız bu tarihi adımın önemini ve aciliyetini açıkça teyit ediyor.

Sürece yönelik her türlü eleştiri ve önerilerinizi, katkılarınızı dört gözle beklediğimi belirtmeliyim. Bu tartışmalar tüm ülke, bölge, küresel düzeyde bizleri, Demokratik Modernite Güçlerini yeni bir teorik program, stratejik ve taktik evreye ulaştıracağına, şimdiden bunun hazırlık çabası içinde olunduğuna dair çok iyimser ve hazır olduğumu, arzulu ve coşkulu olarak belirtirim.

Önümüzdeki döneme çağrım, kongre kararları ve en son bu yazıda dile getirdiğim görüş ve öneriler doğrultusunda yüklenelim ve başarı temelinde gelişmeler sağlayalım.

Daimi yoldaşça selam ve sevgiyle kalın.

19 Haziran 2025 / Abdullah Öcalan

Independent Türkçe