Almanya'da ekim ayı tüketici güveni düştü: Tasarruf eğilimi rekor seviyeye ulaştı

GfK'ya göre ülkede tasarruf eğilimi Nisan 2011'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

(AA)
(AA)
TT

Almanya'da ekim ayı tüketici güveni düştü: Tasarruf eğilimi rekor seviyeye ulaştı

(AA)
(AA)

Almanya'da bu ay için eksi 25,6 puan olarak ölçülen Tüketici Güven Endeksi, ekim ayı için 0,9 puan azalarak eksi 26,5 puana geriledi.

Merkezi Almanya'da bulunan pazar araştırma şirketi GfK, gelecek aya yönelik Tüketici Güven Endeksi sonuçlarını açıkladı.

Açıklamada, ağustosta bu ay için eksi 25,6 puan olarak ölçülen Tüketici Güven Endeksi'nin, ekim için 0,9 puanlık azalışla eksi 26,5’e düştüğü belirtildi. Beklenti, endeksin eksi 26’ya gerilemesi yönündeydi.

GfK Araştırmacısı Rolf Buerkl, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Tüketicilerin ekonomik beklentileri bir miktar yükselmiş, hem gelir beklentileri hem de satın alma eğilimi çok az büyüme göstermiş olsa da tasarruf eğilimi önemli ölçüde artarak tüketici güveninin yeniden düşmesine neden oldu" ifadesini kullandı.

Buerkl, artan gıda ve enerji fiyatlarının sebep olduğu “inatçı” yüksek enflasyonun tüketici güvenini aşağı çektiğini ve bu yıl toparlanma şansının "muhtemelen sıfıra düştüğünü" vurguladı.

GfK'ya göre tasarruf eğilimi Nisan 2011'den bu yana en yüksek seviyesine ulaşırken, Bürkl, bunun nedenini "keskin bir şekilde yükselen gıda ve enerji fiyatları nedeniyle sürekli yüksek seyreden enflasyon" olarak açıkladı.

GfK piyasa araştırmacıları, işgücü piyasasındaki durumu da tüketicilerin harcamaya dair belirsizliğinin bir nedeni olarak görüyor. İş kayıplarına ilişkin yükselen endişeler de tüketici güvenini olumsuz etkiliyor.

GfK açıklamasında "Artan sayıda şirket iflası, birçok çalışanın işini kaybetme endişesini arttırıyor" ifadesi yer aldı.

Firmalar işe alımlar konusunda daha az istekli

Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) tarafından yapılan açıklamada, Alman şirketlerinin yeni personel alma isteğinin eylülde kötüleştiği bildirildi. Ağustosta 97 puan olan Ifo İstihdam Barometresi eylülde 95,8 puana gerileyerek Şubat 2021'den bu yana en düşük seviyeye indi.

Ifo Anketler Merkezi Müdürü Klaus Wohlrabe, "Son birkaç aydır görülen güçlü istihdam genişlemesi durma noktasına geldi" yorumunu yaptı.

Alman ekonomisi artan faiz oranları ise zayıf küresel ekonomi ve yüksek enflasyon nedeniyle üst üste üç çeyrektir büyüyemedi. Ekonomi, geçen yılın son çeyreğinde yüzde 0,4 ve yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,1 küçülürken, yılın ikinci çeyreğinde büyüme gösteremedi.

Bu yıl için Alman ekonomisinde Ifo yüzde 0,4, Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü (IfW) ise yüzde 0,5 daralma bekliyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre de Almanya, bu yıl küçülmesi beklenen tek G7 ülkesi olacak.



Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
TT

Çin yeni bir ticaret savaşı mı başlatıyor?

Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)
Çinli BYD ve CATL firmaları, elektrikli otomobil aküsü üretiminde lider konumda (Reuters)

Amerikan gazetesi Wall Street Journal (WSJ), üretim ve ihracatı artıran Çin'in yeni bir "ticaret savaşı" başlattığını yazıyor. 

Analizde, Çin'in zayıflayan ekonomisini canlandırmak için "fabrikalara steroid bastığı" ve yabancı ülkelerdeki işletmeleri sıkıştırarak yeni bir küresel ticaret savaşı başlattığı savunuluyor. 

Avrupa Birliği, Çin'de üretilen elektrikli otomobillere sağlanan sübvansiyonlar nedeniyle başlatılan soruşturma kapsamında, ülkeden ithal edilen elektrikli araçlara yüzde 38,1'e varan ilave vergi uygulama kararını temmuzda yürürlüğe koymuştu. 

ABD de Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillerin yanı sıra alüminyum ve güneş panellerine ek vergi uygulama kararı almıştı. 

WSJ, Pekin'in stratejisinin yalnızca Batı ülkelerini değil, Türkiye ve Pakistan'ı da tedbir almaya ittiğini hatırlatıyor. Türkiye, Çin'den ithal edilen elektrikli otomobillere uygulanan ek vergileri yüzde 40'a yükseltmişti. 

Analizde, Çin'in "üretime yatırımı artırarak ekonomiyi canlandırıp, uluslararası alanda fazla tepki çekmeden endüstriyel direncini artırmayı hedeflediği" yorumu yapılıyor.

Haberde, Pekin yönetimine danışmanlık yapan bazı kişilerin, ülkenin üretim ve inşaat sektörüne yatırımından ziyade iç tüketimi öncelendirmesi gerektiğini söylediği aktarılıyor. 

Bunun yerinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in "Eskiyi yıkmadan önce yeniyi kurun" anlayışıyla hareket ederek sübvansiyonlu üretime yatırımların artırılması talimatını verdiği bildiriliyor.

Şi'nin bu politikayı izlemesinin iki nedeni olduğuna dikkat çekiliyor. Analize göre bunlardan ilki, Çin'in ABD ve diğer Batılı ülkelerin ağır yaptırımları karşısında ülke ekonomisini ayakta tutabilecek endüstriyel tedarik zinciri oluşturulmasıyla ilgili. İkinci sebepse Pekin'in "savurganlık" diye nitelediği ABD tarzı tüketime kökten itiraz etmesi.

Diğer yandan analizde, Şi'nin bu stratejisinin Pekin'in kapasite fazlasını azaltmaya çalıştığı eski politikalarına kıyasla bir değişime işaret ettiğine dikkat çekiliyor. 

2015'te Şi'nin, Çin Komünist Partisi'nin eski Merkezi Mali ve Ekonomik İşler Komisyonu Direktörü Liu He'ye, özel sektördeki birçok küçük çelik fabrikasını ve diğer işletmeleri kapatma talimatı verdiği hatırlatılıyor. 

Ancak Çin'in "ABD ve AB'ye ek vergi hamlelerini gerekçelendirme fırsatı vermek istemediği" için üretim fazlasını düşürmeye yönelik bu tür politikaları etkili şekilde uygulamadığı savunuluyor.

Pekin Üniversitesi'nden finans uzmanı Michael Pettis, Çin'in halihazırda küresel üretimin üçte birine sahip olduğuna dikkat çekerek, böyle bir durumda üretimi tekrar iki katına çıkararak yabancı ülkelerin üretimdeki payını azaltmayı istediğini savunuyor ve ekliyor: 

Dünyanın geri kalanı bunun tam tersini istiyor. Kimse buna uyum sağlayamaz.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, BBC