ABD, Tahran'ın İsrail'i bombalamasına karşılık olarak İran'ın petrol sektörüne yaptırım uyguluyor

Tahran'ı nükleer ve füze programını desteklemek için kullandığı mali kaynaklardan mahrum bırakmayı amaçlıyor

ABD Hazine Bakanlığı (Reuters)
ABD Hazine Bakanlığı (Reuters)
TT

ABD, Tahran'ın İsrail'i bombalamasına karşılık olarak İran'ın petrol sektörüne yaptırım uyguluyor

ABD Hazine Bakanlığı (Reuters)
ABD Hazine Bakanlığı (Reuters)

Amerika Birleşik Devletleri bugün (Cuma) “bu yıl İsrail'e yönelik ikinci doğrudan saldırı olan 1 Ekim saldırısına cevaben” İran'ın petrokimya endüstrisini hedef alan bir dizi yaptırım kararını açıkladı.

AFP'nin aktardığı ABD Hazine Bakanlığı açıklamasına göre, yaptırımlar tüm sektörün yanı sıra yurtdışında yerleşik 30'dan fazla tanker ve şirketi de İran petrolü ve petrokimya ekipmanlarının taşınmasında rol almakla suçlayarak hedef alıyor.

Bakanlık açıklamasında “Bu eylem İran üzerindeki mali baskıyı arttırarak rejimin hayati enerji kaynaklarından elde ettiği gelirleri bölgeyi istikrarsızlaştırmak ve ABD'nin ortak ve müttefiklerini hedef almak için kullanma kabiliyetini sınırlandırmaktadır” denildi.

Karar, İran hükümetini nükleer ve füze programlarını desteklemek için kullandığı mali kaynaklardan mahrum bırakmak için İran ekonomisinin kilit sektörlerini hedef alan mevcut yürütme emrine petrol ve petrokimya sektörlerini de dahil edecek.

Açıklamada, Hazine Bakanlığı'nın 16 kuruluşu ve 17 gemiyi, Ulusal İran Petrol Şirketi'ni (NIOC) desteklemek amacıyla İran petrol ve petrokimya ürünlerinin taşınmasında kullanıldıkları gerekçesiyle yasaklı varlık olarak belirlediği belirtildi.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal