F-16 hamlesi, Ukrayna savaşının seyrini değiştirir mi?

F-16 uçakları Ukraynalılara ekstra bir askeri yetenek kazandıracak olsa da oyunun kurallarını değiştiremez

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

F-16 hamlesi, Ukrayna savaşının seyrini değiştirir mi?

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Con Coughlin

ABD Başkanı Joe Biden’ın gelişmiş F-16 savaş uçaklarının Ukrayna’ya teslimatını destekleme kararı, ilk bakışta Kiev’in Rusya ile bir yıldır süren savaşında oyunun kurallarını değiştirecek gibi görünüyor. Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya ordusu tarafından işgal edilen bölgeleri kurtarma çabalarına destek verilmesi adına ordusuna gelişmiş savaş uçakları temin etmeleri için Batılı müttefiklerine aylardır duygusal çağrılarda bulunuyor.

Ağırlıklı olarak Sovyet dönemi MiG-29'lara ve Su-27'lere sahip olan Ukrayna Hava Kuvvetleri, Ukrayna hava sahasını Rusya’nın saldırılarına karşı savunma konusunda harika bir iş çıkardı. On beş aylık yoğun çatışmalar sırasında ağır kayıplar vermiş ve mevcut savaş uçaklarının sayısını ciddi şekilde tüketmişti.

Ukrayna’nın savaş kabiliyetlerini artırmak için Batılı ülkelerden savaş uçakları temin etme girişimleri, Biden yönetiminin F-16’ların tedariki konusundaki isteksizliği nedeniyle birçok kez başarısız oldu. Ukrayna, Hava Kuvvetleri’ni geliştirmek için F-16’ları tercih ediyor.

ABD yapımı F-16'lara sahip olan ve bunları kullanan Hollanda, Belçika ve Danimarka gibi bir avuç Avrupa ülkesi, uçağın özel Amerikan teknolojisi kullanması nedeniyle uçağı geliştiren ABD’nin izni olmadan üçüncü bir tarafa devredemeyeceklerini bilseler de uçakları Ukrayna'ya tedarik etmeye istekli olduklarını ifade ettiler.

Biden yönetiminin, uçakların üçüncü tarafa devrine izin vermemek için öne sürdüğü birçok neden arasında Ukraynalı pilotların ABD teknolojisine hakim olacak şekilde eğitim görmedikleri ve bu eğitimi almalarının da uzun zaman alacak olmasının yanı sıra Beyaz Saray'ın Ukrayna'ya gelişmiş Batılı askeri teknolojileri sağlamanın Moskova ile gerginliğin artmasına yol açabileceği endişesi bulunuyor.

Ağırlıklı olarak Sovyet dönemi MiG-29'lar ve SU-27'ler ile donatılmış Ukrayna Hava Kuvvetleri, Ukrayna hava sahasını Rus saldırılarına karşı savunmak için harika bir iş çıkardı, ancak ağır kayıplar verdi.

Ukrayna Hava Kuvvetleri, ağırlıklı olarak Sovyet dönemi MiG-29 ve SU-27 model savaş uçaklarıyla donatılmıştır. Hava Kuvvetleri, Ukrayna hava sahasını Rusya’nın saldırılarına karşı savunmakta iyi iş çıkarsa da ağır kayıplar verdi.

Ancak hem Zelenskiy’nin hem de Avrupalı ​​müttefiklerinin aylarca süren yoğun lobi çalışmalarının ardından Biden, nihayet NATO müttefiklerine savaş uçaklarını tedarik etmeleri ve Ukraynalı pilotları eğitmeleri için yeşil ışık yaktı.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, yaptığı açıklamada, Başkan Joe Biden’ın G7 Liderler Zirvesi sırasında karar hakkında ‘G7’deki ortaklarını bilgilendirdiği’ belirtirken ABD'nin Ukraynalı pilotların eğitimini denetleyeceğini de sözlerine ekledi.

Bu kararın, sadece aylar önce, geçtiğimiz şubat ayında olduğu gibi, Biden yönetimi açısından büyük bir değişimi temsil ettiğine şüphe yok. Biden, ABC News’ten David Muir’a verdiği röportajda Ukrayna’nın F-16'lara ihtiyacı olmadığını belirterek “Şu anda ordumuza göre F-16'ları göndermek için hiçbir gerekçe yok. Şimdilik bunu reddediyorum” demişti. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Savunma Politikalarından Sorumlu Müsteşarı Colin Kahl, mart ayında ABD'li temsilcilere, Başkan Biden’ın F-16'ların Ukrayna'ya transferini onaylasa bile Ukraynalı pilotların eğitiminin en az iki yıl kadar süreceğini söyledi.

Ancak tüm bu açıklamalar şimdi büyük bir yeniden değerlendirmeden geçiyor. Çünkü F-16 simülatörleri eğitimi vermek üzere çağrılan Ukraynalı pilotlar, sadece 3 ayda savaş uçağını uçuracak teknolojide ustalaşabileceklerini kanıtladılar.

Ukrayna’nın gelişmiş savaş uçağından edinme olasılığı, Moskova tarafından sert bir tepki verilmesi yetti de arttı bile. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Ukrayna'ya F-16 tedarik edecek herhangi bir NATO ülkesinin ‘korkunç risklerle’ karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Ancak Moskova’nın geçtiğimiz yıl şubat ayında Ukrayna’ya savaş açmasından bu yana yaptığı birçok tehditte bulunsa da Ukraynalı pilotlar uçağı uçurabildiği sürece Rusya’nın Ukrayna’nın uçakları almasını engellemek için yapabileceği pek bir şey yok. Herhangi bir ülke gibi Ukrayna’nın da kendisini savunma ve istediği yerden askeri teçhizat alma hakkı vardır.

Ancak konuyla en alakalı endişe, en azından Kiev’in bakış açısından, bu uçakları elde etmek ne kadar sürer ve ne zaman gerçekten Ukrayna’nın harp çabalarına katkıda bulunabileceğidir.

F-16 simülatörleri konusunda eğitim vermek üzere çağrılan Ukraynalı pilotlar, 3 ay gibi kısa bir sürede F-16 uçuracak kadar ustalaşabileceklerini kanıtladılar.

Hiç şüphesiz F-16 gibi gelişmiş savaş uçaklara sahip olması Ukrayna Hava Kuvvetleri’ne ciddi bir ivme kazandıracak ve Ukraynalılara daha önce sahip olmadıkları yepyeni askeri yetenekler kazandıracak.

F-16’lar örneğin, Sovyet dönemi savaş uçaklarının çoğundan daha uzun menzilli bir radara sahipler ve bu özellik, düşman uçaklarıyla daha uzak mesafelerden çarpışmasını sağlar. Hedefi vurmak için radar içinde tutmaya gerek kalmadan füze fırlatabilir. Rusya’nın şu an bu yeteneğe sahip, ancak Ukrayna değil.

Ayrıca F-16'lar, GPS ve gelişmiş hedefleme sistemleri kullanarak lazer güdümlü hassas füzeler fırlatabiliyor, düşmana ait yer radarlarını hedef alabiliyor ve şu an savaşta kullanılan uçaklardan çok daha iyi bir doğrulukla vurabilir.  

Bu askeri teknolojiler Ukrayna’nın savaş sahasında elini güçlendirecek olsa da Ukrayna'ya gönderilecek F-16’larda bu teknik bileşenlerin tümünün mü yoksa sadece bir kısmının mı bulunacağı ve savaş uçaklarının Ukrayna'da cephe hattına getirmesinin ne kadar süreceği konusunda soru işaretleri ortaya çıktı.

Batılı müttefikleri son aylarda sayısız kere Kiev’e askeri destek açıklamasında bulunsalar da vaat ettikleri askeri teçhizatın tedarikinin gerçekleşmemesi, Ukrayna ordusunu uzun süredir planladığı bahar saldırısını ertelemeye zorladı.

İngiltere, Fransa, Almanya ve Polonya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi, Batı’da bir ‘uçak ittifakı’ oluşturulmasını desteklese de şimdi benzer gecikmelerin F-16’ların tedariki çabalarını etkileyebileceği endişeleri söz konusu.

ABD Hava Kuvvetleri Sekreteri Frank Kendall, Biden’ın açıklamasının ardından beklemeye aldığı savaş uçaklarını Ukraynalıların fiilen teslim almasının biraz zaman alabileceğini belirtti.

F-16'ların Ukrayna savaşı üzerindeki potansiyel etkisinin fazla olmayacağını düşünen Kendall, F-16’ların tedarikinin ayrıntıları üzerindeki çalışmaların birkaç ay sürebileceğini sözlerine ekledi.

F-16 savaş uçağı, GPS ve gelişmiş hedefleme sistemleriyle lazer güdümlü hassas füzeler fırlatabilir, düşmana ait yer radarlarını hedef alabilir ve şu an savaşta kullanılan uçaklardan çok daha iyi bir doğrulukla hedefi vurabilir.

Hava Kuvvetleri Sekreteri Kendall, açıklamasını şöyle sürdürdü:

Bu yeteneğe sahip olmaları en iyi ihtimalle birkaç ay alacaktır. Düzenlenme yapılması gereken pek çok detay söz konusu. F-16’lar, Ukraynalılara şu anda sahip olmadıkları ekstra bir askeri yetenek kazandıracak olsa da büyük bir oyun değiştirici olmayacaktır.

Öte yandan ABD’li üst düzey bir güvenlik yetkilisi, uzun vadeli güvenlik çabalarının bir parçası olarak Ukrayna'ya eğitim ve ‘uçağın ne zaman, nereye ve nasıl teslim edileceği’ konusunda bir plan geliştirme çalışmalarının başladığını söyledi.

Bir diğer önemli konu da Ukrayna’ya F-16 tedarik edecek ülkelerle ilgili. Ukrayna’ya F-16 tedarik edilmesi için baskı yapan Polonya, 48 uçaklık F-16 filosunun tamamını Ukrayna’ya bağışlamayı reddetti. Belçika gibi diğer potansiyel bağışçılar da vazgeçebilecekleri F-16'ları olmadığını vurguladılar.

Biden'ın F-16’ların transferini onaylama kararı en nihayetinde savaş sahasında Ukrayna'ya büyük bir destek sağlayabilir, ancak uçaklar savaş sona ermeden tedarik edilmezse bu destek çok kısıtlı kalabilir.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Trump ve Musk arasındaki ‘ertelenmiş savaşın’ aşamaları ve silahları

ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)
TT

Trump ve Musk arasındaki ‘ertelenmiş savaşın’ aşamaları ve silahları

ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)

Tarık Raşid

Cicim ayları sonra ererken ABD, Başkan Donald Trump ile milyarder müttefiki Elon Musk arasındaki ‘ertelenmiş savaşa’ gözlerini açtı. Bu savaşın ilk kıvılcımı, Trump'ın konuğu Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ‘büyük ve güzel’ olarak tanımladığı bütçe taslağını eleştiren Musk ile olan yakın ittifakının sona erdiğini ilan etmesi oldu. Trump burada yaptığı açıklamada bu ilişkinin devam edebileceğine dair kşüphelerini dile getirdi. Bütçeyi genel olarak eleştiren Musk ise öfkesinin başlıca nedenini, yani başta Tesla olmak üzere elektrikli otomobil satın alanlara yönelik vergi teşviklerinin devamını içermediğini açıkça söyleyemedi. Ayrıca Musk'ın NASA'nın başına aday gösterdiği Jared Isaacson'ın atamasının Trump tarafından geri çevrilmesi de bu savaşın başka bir nedeni olarak dikkati çekti.

Trump’ın Beyaz Saray’daki yardımcıları Musk’ın yanında ona, Isaacson'ın Demokrat Parti’ye bağışta bulunduğunu gösteren bir dosyayı teslim etmişti. Beyaz Saray kaynakları Musk'ın konunun önemini küçümsemeye çalıştığını, ancak Trump'ın Isaacson'ın atamasını yapmama konusunda ısrarcı olduğunu belirttiler.

Trump ve Musk, kendi sosyal medya platformları üzerinden birbirlerine öfkeli tweetler ve karşılıklı suçlamalar yağdırdı.

Musk, sahibi olduğu X platformu üzerinden bütçe taslağını eleştirmeye devam ederken Trump, Truth Social üzerinden Musk'ın bütçe projesinin tüm ayrıntılarını bildiğini, ancak Hükümet Verimliliği Dairesi (DOGE) Başkanı olarak görevinden ayrılana kadar kendisine olan öfkesini açıklamadığını söyledi. Buna karşın Trump'ı yalan söylemekle suçlayan Musk, bütçe hakkında hiçbir şey bilmediğini ve bütçenin gece yarısı alelacele geçirildiğini iddia etti.

Musk, daha dün birlikte yürüdüğü müttefiki Trump’a yönelik eleştirilerinin dozunu artırarak kendisi olmasaydı Trump'ın başkanlığı kazanamayacağını ve Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi'ni ya da başka bir Senato koltuğunu kazanamayacağını öne sürdü. Musk, Trump'ın ve Cumhuriyetçilerin seçim kampanyasına yaklaşık 250 milyon dolarlık destek vermişti. Ancak Musk'ın mali desteği olmadan 2024 seçimlerini kazanabileceğini söyleyen Trump, Musk'ın şirketlerinin ABD hükümeti ile imzaladığı ve yaklaşık sekiz milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen sözleşmeleri iptal etmekle tehdit etti.

Jeffrey Epstein bombası

Atağa geçen Musk, iki parti arasında gidip gelen 80 milyon ABD’liyi temsil edecek yeni bir parti kurmanın zamanının geldiğini söyledi. Ardından Trump'ın küçüklere cinsel istismarda bulunmakla suçlanan Jeffrey Epstein'ın tüm dosyalarının yayınlanmasını, dosyalarda adı geçtiği için engellediğini ima etti. Musk, bu olayı ‘daha sonra patlayabilecek bir bomba’ olarak nitelendirdi.

Trump yönetimi, ABD’nin önde gelen isimlerinin de yer aldığı bu gizli dosyaların bir kısmının yayınlanmasına izin vermişti. Trump’ın kız çocuklarına yönelik cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı oluşturma ilgili davalarda hüküm giyen ve 2019 yılında insan kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklanan emlak finansörü Epstein ile uzun geçmişi olan bir arkadaşlığı vardı. Resmi açıklamalara göre Epstein duruşmasına kısa bir süre kala hapishanede ‘intihar etti’ ancak bu açıklamalara halen şüpheyle yaklaşılıyor.

ABD’li milyarder Musk, bir yorumcunun Trump'ın yargılanması ve görevden alınması ve başkan yardımcısı JD Vance'in görevi devralması gerektiği yönündeki önerisini desteklerken Trump'ın, şirketleriyle hükümet arasında imzalanan anlaşmaları feshetme tehdidine havacılık şirketi SpaceX'in NASA ile olan sözleşmesini iptal edeceğini söyleyerek misillemede bulundu. Yürürlükteki sözleşmelere göre SpaceX, Uluslararası Uzay İstasyonu'na astronot ve malzeme taşımaktan sorumlu. Ancak Musk bu tehdidinden hızla geri adım atarak sadece Trump'ın gümrük vergisi politikalarının bu yılın ikinci yarısında ekonomik durgunluğa yol açacağı uyarısında bulunmakla yetindi.

MAGA'nın geleceği tehlikede

ABD Başkanı Trump, basına yaptığı yeni açıklamalarda Musk'ı ‘deli’ ve ‘aklını kaçırmış’ biri olarak nitelendirerek birbirlerine kustukları öfkeleri hakkında kendisiyle konuşmak istemediğini ifade etti. Ayrıca satın aldığı Tesla arabasını satışa çıkarabileceğini ya da hediye edebileceğini öne sürdü.

Diğer taraftan Başkan Yardımcısı JD Vance, Trump'ı savunmaya geçerek onun ne fevri ne de çabuk sinirlenen biri olduğunu söyledi.

İronik olansa üst düzey Rus yetkililerin alaycı bir şekilde iki adam arasındaki çitleri onarmak için araya girmeyi teklif etmeleriydi. Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, X platformundan yaptığı bir paylaşımda Moskova'nın Starlink hisselerini satın alması karşılığında Trump ve Musk arasında bir barış anlaşması için arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu söyledi.

Musk, Ukraynalı askerler tarafından savaş sırasında internet yerine kullanılan ve masrafları ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından ödenen Starlink ağının da sahibi. Musk'ın uzay uçuşu işindeki Rus rakibi Rusya Uzay Ajansı Başkanı Dmitry Rogozin de Musk ve Trump’ı tiye alarak Musk'a Rusya'ya sığınma ve Rus saflarında savaşma teklifinde bulundu.

fdghyjukıop0ğ
ABD Başkanı Donald Trump ve Tesla CEO'su Elon Musk’ın Beyaz Saray'da bir araya geldikleri bir günden, 11 Mart 2025 (AFP)

Musk, DOGE Başkanlığı görevini bırakmadan önce Beyaz Saray yetkilileri Trump'a Musk'ın uyuşturucu kullandığına dair kanıtlar sunmuş, bu da Trump'ın veda töreninde gazetecilere Musk'ı savunuyormuş gibi yapmasına neden olmuştu. ABD yönetiminin iki kutbu arasındaki bu bölünme, Trump tarafından kurulan ve Musk tarafından finanse edilen iktidardaki Amerikayı Yeniden Harika Yap! (Make America Great Again/MAGA) hareketinin geleceğini tehdit edebilir. Ayrıca Musk'ın hükümet ortaklı şirketlerini de tehlikeye atabilir.

Musk kendi sosyal medya platformu X üzerinden bir anket yayınlayarak 200 milyon takipçisine Amerikan halkının çoğunluğunu temsil eden yeni bir siyasi parti kurmanın zamanının gelip gelmediğini sordu. Başkanlık adaylarından milyarder Mark Cuban birkaç dakika içinde Musk'ın önerisi lehinde yanıt verdi.

Trump'ın danışmanları, Başkan'ın Musk'ın eleştirileri karşısında özellikle de ona karşı sert olmadığı için şaşırdığını bildirdi. Washington Post'a göre Trump danışmanlarına “Musk bir çocuk gibi davranıyor” dedi.

Sayısız mahkeme mücadelesi

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre ABD Başkanı Donald Trump, bu yılın ocak ayından haziran ayına kadar 158 icra emri, 39 başkanlık kararı ve 63 bildiri yayınladı.

Trump’ın görevdeki ilk 100 gününde ABD’deki çeşitli mahkemelerde ve çeşitli eyaletlerde Başkan'ın kararlarına karşı yaklaşık 250 dava açıldı. Davalar Trump'ın göçmenlik, çalışanların işten çıkarılması ve medyanın kısıtlanmasıyla ilgili emirlerine karşı açıldı. Cumhuriyetçi Başkan ise sık sık yargıya taşınan kararlarının sınırlarını her fırsatta test ettiğinden tüm bu meydan okumalar artmaya devam ediyor.

Uluslararası Ticaret Mahkemesi’nin aldığı ender ve şaşırtıcı karar ise Trump'ın ekonomik gündeminin belkemiğini ve uluslararası arenada hegemonyasını kabul ettirme girişimini hedef aldığı için bu gerilimlerin en öne çıkanı oldu. Trump'ın diğer ülkelere uyguladığı gümrük vergilerinin yasadışı olduğuna ve yetkilerinin sınırlarını aştığına hükmeden karar, Beyaz Saray'ın karara karşı temyize gitmesiyle birlikte bir temyiz mahkemesi tarafından hızla donduruldu.

Eğitim cephesinde ise Boston'daki bir federal mahkeme Trump'ın Havard Üniversitesi'nin yabancı öğrenci kabul etmesini engelleme yetkisine en azından şimdilik sahip olmadığına hükmetti. Boston'daki bir başka mahkeme de Trump'ın Eğitim Bakanlığını lağvetme kararını dondurdu.

Diğer mahkemeler, milyarder Elon Musk tarafından yönetilen DOGE’nin  binlerce federal çalışanı işten çıkarma kararlarından bazılarını ya askıya aldı ya da engelledi

Başka mahkemeler ise milyarder Elon Musk tarafından yönetilen DOGE’nin binlerce federal çalışanı işten çıkarma kararlarından bazılarını ya askıya aldı ya da engelledi.

Trump'ın hükümet programının temel dayanaklarından biri olan göçmenlik konusunda ise tüm mahkemeler, Trump'ın doğum yoluyla vatandaşlığa kabul de dahil olmak üzere ABD vatandaşlığı alma kurallarını değiştirme girişimlerinin geçersiz olduğuna karar verdi.

ABD Yüksek Mahkemesi, Trump yönetimine yanlışlıkla El Salvador'daki bir hapishaneye gönderilen Salvadorlu bir göçmenin ülkesine geri gönderilmesini kolaylaştırma çağrısında bulunurken, diğer alt mahkemeler de yerleşik göçmenlerin sınır dışı edilmeden önce normal yasal yolu izlemelerine izin verilmesini talep etti.

Önceki ABD başkanları da kararları nedeniyle yargı ile karşı karşıya gelmiş olabilir, ancak Trump dönemindeki bu meydan okumanın boyutu çok büyük. Trump ile müttefiklerinin, ‘Başkan'ın gündemini engellemek ve politikalarına müdahale etmekle’ suçladıkları yargıya karşı başlattıkları saldırı, bu meydan okumanın boyutunu gözler önüne seriyor.

Sahanın ortasında karşılaşma

Her ne kadar mahkemeler şimdiye kadar Trump'ın hiçbir kararına ölümcül bir darbe indirmediği ve eylemlerinin anayasaya uygunluğu ya da yasallığı konusunda kesin bir hüküm vermediği için çatışma henüz kararlılık noktasına ulaşmamış olsa da çatışma kale çizgilerinden uzakta sahanın ortasında kalmaya devam ediyor. Mahkemeler, kaçınılmaz çatışma gerçekleşene kadar Trump'ın kararlarını askıya alma ya da geçici olarak engelleme yoluna gitseler de şimdiye kadar bu da ertelendi.

Bu çatışmaların ciddiyetine rağmen, Trump ve yargı arasındaki çatışmaların en sıcak bölümleri, özellikle de Başkan'ın devlet memurlarını toplu olarak işten çıkarma, tüm kurumları lağvetme, Kongre'nin bütçe tahsis etme yetkisine müdahale etme, yasadışı göçmenleri sınır dışı etme, istediği kişiye gümrük vergisi uygulamak ve vatandaşların vatandaşlıklarını ellerinden alma yetkisi konusundaki çatışmalar henüz başlamadı.

Trump'ı, muhafazakâr yargıçlarından üçünü atadığı Yüksek Mahkeme ile karşı karşıya getiren en önemli husus, yönetiminin, göçmenleri mahkemeye çıkmalarına ya da yetkililerin tutuklama gerekçelerini açıklamalarına izin vermeksizin derhal tutuklama ve sınır dışı etme girişimleriydi. ABD Anayasa'nın 1’inci Maddesi’nde yer alan vatandaşlık hakkı, isyan veya işgal durumları ve Kongre kararı dışında askıya alınmaması gereken temel bir hak olarak kabul ediliyor. Bu hüküm, zalimane uygulamaları önleyen yasal kanallardan geçmeden herhangi bir kişinin tutuklanmasını veya hapsedilmesini yasaklıyor.

Başsavcılar, Trump'ın gümrük tarifeleri, devlet kurumlarının lağvedilmesi ve göçmenlere yönelik baskıların engellenmesine yönelik kararlarını engellemeye odaklanacak.

Abraham Lincoln dışında hiçbir ABD başkanı bu hakkı askıya almamıştır. Lincoln ise 1861 yılında görevi sırasında, ABD İç Savaşı’nın patlak verdiği sırada Kongre tatildeyken tehditlere yanıt olarak bu hakkı askıya aldı. Ancak Kongre yeniden toplandığında Lincoln, kararının nedenlerini açıklamak üzere Kongre'nin huzuruna çıktı ve temsilcilerin eylemini onayladığı bir yasa çıkardı.

uıo
Elon Musk’ın oğluyla birlikte, Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump'ın yanında olduğu bir kare, 11 Şubat 2025 (AFP)

Ancak Trump'ın Yüksek Mahkeme üzerinde devam eden baskısı, mahkemeyi bu konularda kesin bir karar vermekten başka çaresinin kalmayacağı bir köşeye sıkıştıracak gibi görünüyor. Özellikle 1798 tarihli bir yasaya dayanarak göçmenleri Venezuela'ya sınır dışı etme talebini 7'ye 2 çoğunlukla reddeden Yüksek Mahkeme'yi eleştirmeye devam eden Trump, TruthSocial platformunda kararın alındığı gün ‘Amerika tarihindeki kötü ve tehlikeli bir gün’ diye yazdı.

Öte yandan başsavcılar, Trump'ın gümrük tarifeleri, devlet kurumlarının lağvedilmesi ve göçmenlere yönelik baskıların engellenmesine yönelik kararlarını engellemeye odaklanacak. Trump hakkında ikinci başkanlık döneminin başlangıcından bu yana 30'dan fazla dava açan başsavcılar, Trump'ın devlet kurumlarını lağvetme ve tüketiciler ile ekonominin çıkarlarını korumaya yönelik başkanlık emirlerine karşı çıktılar.