Japonya Başbakanı Kişida’dan BAE için özel makale

Japonya Başbakanı Kişida BAE için yazdı: ‘Japonya ve BAE arasında önümüzdeki elli yıl için beklentiler’

Japonya Başbakanı Kişida’dan BAE için özel makale
TT

Japonya Başbakanı Kişida’dan BAE için özel makale

Japonya Başbakanı Kişida’dan BAE için özel makale

Fumiyo Kişida

Japonya Başbakanı Fumiyo Kişida, Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) yaptığı ilk ziyareti vesilesiyle BAE Haber Ajansı (WAM) için özel bir makale kaleme aldı. Makalede, iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve ortaklıklarını genişletme arzusunu dile getirdi. Şarku’l Avsat okurları için Kişida’nın makalesini tercüme ettik.

Makalenin tam metni:

“Japonya'nın stratejik ortağı Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) ilk kez başbakan olarak ziyaret etme fırsatı bulduğum için çok memnunum.

Japonya ve BAE arasındaki diplomatik ilişkiler geçtiğimiz yıl 50. yılını geride bıraktı. 1960'lardan beri, Japon şirketleri Abu Dabi'deki petrol sektörünün gelişimine dahil olmuştur. BAE'den sabit petrol ve gaz tedariki, Japonya'nın ekonomisini yıllarca destekledi. 1990'lardan beri, birçok Japon şirketi Dubai metrosu ve deniz suyu arıtma tesisleri de dahil olmak üzere BAE’nin altyapısının inşasına katkıda bulundu.

BAE, Ortadoğu ve Afrika’da yaklaşık 4 bin 500 kişi ile en büyük Japon göçmen topluluğunu ve yaklaşık 340 şirket ile en büyük Japon şirket topluluğuna ev sahipliği yapmaktadır.

BAE’nin bölge için bir merkez ve kapı olarak rolü güçleniyor. Aynı zamanda, Japonya ve BAE arasındaki iş birliği, enerji ve ekonomi gibi geleneksel alanlar ötesine genişledi ve iklim değişikliği, eğitim, bilim ve teknoloji, uzay ve savunma gibi geniş bir yelpazeyi kapsıyor. İşbirliğimiz sadece Ortadoğu bölgesinde değil, aynı zamanda Afrika'da ve uluslararası alanda da derinleşiyor ve genişliyor.

Bu çok yönlü iş birliğini güçlendirmek için ülkelerimiz geçtiğimiz Eylül ayında Kapsamlı Stratejik Ortaklık Girişimi'nin (CSPI) Uygulanmasına İlişkin Ortak Deklarasyonu imzalamış ve bu çerçevede somut tartışmalar yürütülmektedir.

Japonya ve BAE arasındaki iş birliğinin bazı örnekleri eğitim alanındadır. Japonya, gençlerin geleceğini şekillendirecek olan ve iki ülke arasındaki iş birliğini artıracak ve BAE'deki insan kaynakları gelişimini destekleyecektir.

Bu bağlamda Japonya, BAE ile birlikte üniversite öğrencileri ve mezunlarının Japonya'da eğitim görmelerini teşvik etmek, iki ülke arasında lise öğrencileri değişim programları yürütmek ve genç BAE vatandaşlarını Japon şirketlerinin eğitim programlarına kabul etmek için çalışmaya devam etmektedir. Eğitim alanındaki bu paylaşımların ve insan kaynağının gelişimini destekleyici çabaların, ekonomi ve ticaret başta olmak üzere birçok alanda geleceğe yönelik gelişme arayışındaki ikili ilişkilerimizin temellerinin sağlamlaştırılmasına katkı sağlayacağına eminim.

Kültürel alanda, BAE halkının Japonya'ya olan ilgisini, diplomatik ilişkilerin 50. yıl dönümünü kutlamak için düzenlenen çeşitli etkinliklerle bir kez daha takdir ettik. Bu etkinliklerin en iyi örneklerinden biri, Dubai Expo 2020'de Japonya’nın elde ettiği başarıydı.

BAE gençliği Japon kültürü ve diline büyük ilgi gösterdi ve ‘manga’ ve ‘anime’ çizgi romanlarına olan ilgileri çoğu için bir başlangıç ​​noktası oldu.

Dijital sporlar da dahil olmak üzere içerik ve yaratıcı endüstrilerde alışverişi teşvik etmenin yanı sıra Japonca dil eğitimine verdiğimiz desteği güçlendirmeye devam edeceğiz.

Turizm sektöründe, Japonya Ulusal Turizm Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki ana ofisini 2021 yılının Kasım ayında Dubai'de açtı.

Umuyoruz ki, 2021 Kasım'ında kabul edilen BAE vatandaşlarına yönelik tam vize muafiyeti, daha fazla vatandaşın Japonya'yı ziyaret etmeye teşvik etmesine yardımcı olur. Bu ziyaretlerde Japonya'nın cazibesini deneyimlemek için Japon mutfağından geleneksel ‘washoku’ yemeklerinin tadını çıkarmak, dört mevsimde değişen doğal güzellikleri görmek ve ünlü hızlı trenlerden olan ‘Shinkansen’ gibi sosyal altyapıları deneyimlemek mümkün olacaktır.

İkili ilişkilerimiz, uzay sektöründeki işbirliğimiz ile genişlemeye devam ediyor. Japonya, BAE'nin uzay araştırmaları politikasına uzun yıllardır katkıda bulunuyor. BAE'nin ilk yerli uydusu ‘KhalifaSat’ 2018 yılında ve Mars'ı keşfedecek olan ‘Hope Probe’ 2020 yılında Japon H-IIA roketleri ile fırlatıldı.

Geçtiğimiz Nisan ayında, BAE'nin Mohammed bin Rashid Space Center ve Japonya'nın yeni uzay şirketi Ispace ile iş birliği içinde fırlatılan Rashid uzay aracı, dünyanın ilk özel uzay aracı olarak Ay'a iniş girişiminde bir dönüm noktası oldu. Gelecek odaklı çabaların önümüzdeki yıllarda daha büyük başarılara yol açacağına inanıyorum ve Japonya, uzay alanında daha fazla iş birliğini desteklemeye kararlı.

BAE, bu yıl Kasım ayında COP28'i ağırlayacak ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma arayışını ilan eden ve büyük bir enerji ihracatçısı olan ilk ülkedir. Japonya, BAE'nin dünya enerji güvenliğini sağlamak için sorumlu bir şekilde çalışmasına ve iklim değişikliğiyle mücadelede öncülük etmesini takdir ediyor. Japonya, COP28'in başarılı olmasını sağlamak için BAE ile yakın iş birliği içinde çalışacaktır.

Bu bağlamda, ziyaretim sırasında ‘Küresel Yeşil Enerji Merkezi’ girişimini önermeyi planlıyorum. Bu girişim, bir yanda BAE ve Ortadoğu'nun coğrafi avantajları, düşük maliyetli yenilenebilir enerji kaynakları ve güçlü yatırım yetenekleri, diğer yanda en son Japon dekarbonizasyon teknolojileri olmak üzere iki ülkemizin güçlü yönlerini birleştirmeyi hedefliyor. Bu iki ülkenin güçlü yönlerinden tam olarak yararlanarak, birlikte Ortadoğu'yu yeni nesil yakıt ve mineral tedarik zincirinde küresel bir merkeze dönüştürebiliriz. Bu girişim kapsamında iki ülke, çok katmanlı bir yaklaşımla hidrojen ve amonyak üretimi ve kullanımı ile karbon geri dönüşümü ile ilgili alanlarda iş birliği yapabilecek.

COP28 ve ötesine giden yolda, dekarbonizasyon alanı da dahil olmak üzere inovasyonu teşvik etmek de çok önemlidir. Japonya, bu amaçla bir ‘Japonya-BAE İnovasyon Ortaklığı’ önerme niyetindedir.

Bu yılın Ocak ayında üzerinde anlaşmaya varılan Japonya-BAE Yüksek Teknoloji Koordinasyon Planı aracılığıyla dekarbonizasyon teknolojileri alanında kaydedilen ilerlemeyi memnuniyetle karşılarken, Japonya, BAE ile endüstriyel işbirliği için genişletilmiş bir çerçeve oluşturmaya hazır.

Özellikle Japonya, küresel yarı iletken tedarik zincirinin esnekliğini artırmak için kendisine ve yarı iletken endüstrisine yönelik genişleyen doğrudan yabancı yatırım akışını desteklemek için daha büyük çaba gösterecektir.

Japonya ve BAE, bu yıl Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimî olmayan üyeleriydi.

Bu yıl Japonya'nın ev sahipliği yaptığı Yedi Büyük Sanayileşmiş Ülkeler Grubu'nun (G7) Hiroşima zirvesinde, tüm ülkelerin, devletlerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gibi Birleşmiş Milletler Şartı'nda yer alan ilkelere bağlı kalması gerektiği vurgulandı.

Japonya ayrıca bölgesel ve küresel barış, istikrar ve refahı sağlamak için Hint-Pasifik bölgesinde hukukun üstünlüğüne dayalı özgür ve açık bir uluslararası düzeni korumayı ve güçlendirmeyi öngören ‘özgür ve açık bir Hint-Pasifik’ vizyonunu destekliyor.

Japonya, bu vizyonun hedefine ulaşmak için istisnasız tüm ülkelerle iş birliği yapıyor ve BAE'nin de hukukun üstünlüğüne ve hoşgörüye büyük önem vermesi nedeniyle Japonya, BAE ile bu konuda yakın çalışabilmeyi çok istiyor. Kuruluşundan bu yana ikili ilişkilerimizin tarihi göz önüne alındığında, iki ülke arasındaki daha fazla iş birliği için büyük potansiyele tamamen güveniyorum.

Gelecek 50 yıl boyunca, BAE Devlet Başkanı olan Sayın Şeyh Muhammed bin Zayed Âl Nahyan ile çalışmak için kararlıyım ve bu olasılığı somut bir gerçeklik haline getirmek için çaba göstereceğim. Gelecek ziyaretimde, Sayın Devlet Başkanı ve BAE halkıyla ikili ilişkilerimizi güçlendirmenin yollarını tartışmayı dört gözle bekliyorum.

* Japonya Başbakanı Fumiyo Kişida

 



Trump ve Musk arasındaki ‘ertelenmiş savaşın’ aşamaları ve silahları

ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)
TT

Trump ve Musk arasındaki ‘ertelenmiş savaşın’ aşamaları ve silahları

ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Elon Musk’ın fotoğraflarının yer aldığı bir kolaj, 6 Haziran 2025 (AFP)

Tarık Raşid

Cicim ayları sonra ererken ABD, Başkan Donald Trump ile milyarder müttefiki Elon Musk arasındaki ‘ertelenmiş savaşa’ gözlerini açtı. Bu savaşın ilk kıvılcımı, Trump'ın konuğu Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in yanında ‘büyük ve güzel’ olarak tanımladığı bütçe taslağını eleştiren Musk ile olan yakın ittifakının sona erdiğini ilan etmesi oldu. Trump burada yaptığı açıklamada bu ilişkinin devam edebileceğine dair kşüphelerini dile getirdi. Bütçeyi genel olarak eleştiren Musk ise öfkesinin başlıca nedenini, yani başta Tesla olmak üzere elektrikli otomobil satın alanlara yönelik vergi teşviklerinin devamını içermediğini açıkça söyleyemedi. Ayrıca Musk'ın NASA'nın başına aday gösterdiği Jared Isaacson'ın atamasının Trump tarafından geri çevrilmesi de bu savaşın başka bir nedeni olarak dikkati çekti.

Trump’ın Beyaz Saray’daki yardımcıları Musk’ın yanında ona, Isaacson'ın Demokrat Parti’ye bağışta bulunduğunu gösteren bir dosyayı teslim etmişti. Beyaz Saray kaynakları Musk'ın konunun önemini küçümsemeye çalıştığını, ancak Trump'ın Isaacson'ın atamasını yapmama konusunda ısrarcı olduğunu belirttiler.

Trump ve Musk, kendi sosyal medya platformları üzerinden birbirlerine öfkeli tweetler ve karşılıklı suçlamalar yağdırdı.

Musk, sahibi olduğu X platformu üzerinden bütçe taslağını eleştirmeye devam ederken Trump, Truth Social üzerinden Musk'ın bütçe projesinin tüm ayrıntılarını bildiğini, ancak Hükümet Verimliliği Dairesi (DOGE) Başkanı olarak görevinden ayrılana kadar kendisine olan öfkesini açıklamadığını söyledi. Buna karşın Trump'ı yalan söylemekle suçlayan Musk, bütçe hakkında hiçbir şey bilmediğini ve bütçenin gece yarısı alelacele geçirildiğini iddia etti.

Musk, daha dün birlikte yürüdüğü müttefiki Trump’a yönelik eleştirilerinin dozunu artırarak kendisi olmasaydı Trump'ın başkanlığı kazanamayacağını ve Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi'ni ya da başka bir Senato koltuğunu kazanamayacağını öne sürdü. Musk, Trump'ın ve Cumhuriyetçilerin seçim kampanyasına yaklaşık 250 milyon dolarlık destek vermişti. Ancak Musk'ın mali desteği olmadan 2024 seçimlerini kazanabileceğini söyleyen Trump, Musk'ın şirketlerinin ABD hükümeti ile imzaladığı ve yaklaşık sekiz milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen sözleşmeleri iptal etmekle tehdit etti.

Jeffrey Epstein bombası

Atağa geçen Musk, iki parti arasında gidip gelen 80 milyon ABD’liyi temsil edecek yeni bir parti kurmanın zamanının geldiğini söyledi. Ardından Trump'ın küçüklere cinsel istismarda bulunmakla suçlanan Jeffrey Epstein'ın tüm dosyalarının yayınlanmasını, dosyalarda adı geçtiği için engellediğini ima etti. Musk, bu olayı ‘daha sonra patlayabilecek bir bomba’ olarak nitelendirdi.

Trump yönetimi, ABD’nin önde gelen isimlerinin de yer aldığı bu gizli dosyaların bir kısmının yayınlanmasına izin vermişti. Trump’ın kız çocuklarına yönelik cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı oluşturma ilgili davalarda hüküm giyen ve 2019 yılında insan kaçakçılığı suçlamasıyla tutuklanan emlak finansörü Epstein ile uzun geçmişi olan bir arkadaşlığı vardı. Resmi açıklamalara göre Epstein duruşmasına kısa bir süre kala hapishanede ‘intihar etti’ ancak bu açıklamalara halen şüpheyle yaklaşılıyor.

ABD’li milyarder Musk, bir yorumcunun Trump'ın yargılanması ve görevden alınması ve başkan yardımcısı JD Vance'in görevi devralması gerektiği yönündeki önerisini desteklerken Trump'ın, şirketleriyle hükümet arasında imzalanan anlaşmaları feshetme tehdidine havacılık şirketi SpaceX'in NASA ile olan sözleşmesini iptal edeceğini söyleyerek misillemede bulundu. Yürürlükteki sözleşmelere göre SpaceX, Uluslararası Uzay İstasyonu'na astronot ve malzeme taşımaktan sorumlu. Ancak Musk bu tehdidinden hızla geri adım atarak sadece Trump'ın gümrük vergisi politikalarının bu yılın ikinci yarısında ekonomik durgunluğa yol açacağı uyarısında bulunmakla yetindi.

MAGA'nın geleceği tehlikede

ABD Başkanı Trump, basına yaptığı yeni açıklamalarda Musk'ı ‘deli’ ve ‘aklını kaçırmış’ biri olarak nitelendirerek birbirlerine kustukları öfkeleri hakkında kendisiyle konuşmak istemediğini ifade etti. Ayrıca satın aldığı Tesla arabasını satışa çıkarabileceğini ya da hediye edebileceğini öne sürdü.

Diğer taraftan Başkan Yardımcısı JD Vance, Trump'ı savunmaya geçerek onun ne fevri ne de çabuk sinirlenen biri olduğunu söyledi.

İronik olansa üst düzey Rus yetkililerin alaycı bir şekilde iki adam arasındaki çitleri onarmak için araya girmeyi teklif etmeleriydi. Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, X platformundan yaptığı bir paylaşımda Moskova'nın Starlink hisselerini satın alması karşılığında Trump ve Musk arasında bir barış anlaşması için arabuluculuk yapmaya hazır olduğunu söyledi.

Musk, Ukraynalı askerler tarafından savaş sırasında internet yerine kullanılan ve masrafları ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) tarafından ödenen Starlink ağının da sahibi. Musk'ın uzay uçuşu işindeki Rus rakibi Rusya Uzay Ajansı Başkanı Dmitry Rogozin de Musk ve Trump’ı tiye alarak Musk'a Rusya'ya sığınma ve Rus saflarında savaşma teklifinde bulundu.

fdghyjukıop0ğ
ABD Başkanı Donald Trump ve Tesla CEO'su Elon Musk’ın Beyaz Saray'da bir araya geldikleri bir günden, 11 Mart 2025 (AFP)

Musk, DOGE Başkanlığı görevini bırakmadan önce Beyaz Saray yetkilileri Trump'a Musk'ın uyuşturucu kullandığına dair kanıtlar sunmuş, bu da Trump'ın veda töreninde gazetecilere Musk'ı savunuyormuş gibi yapmasına neden olmuştu. ABD yönetiminin iki kutbu arasındaki bu bölünme, Trump tarafından kurulan ve Musk tarafından finanse edilen iktidardaki Amerikayı Yeniden Harika Yap! (Make America Great Again/MAGA) hareketinin geleceğini tehdit edebilir. Ayrıca Musk'ın hükümet ortaklı şirketlerini de tehlikeye atabilir.

Musk kendi sosyal medya platformu X üzerinden bir anket yayınlayarak 200 milyon takipçisine Amerikan halkının çoğunluğunu temsil eden yeni bir siyasi parti kurmanın zamanının gelip gelmediğini sordu. Başkanlık adaylarından milyarder Mark Cuban birkaç dakika içinde Musk'ın önerisi lehinde yanıt verdi.

Trump'ın danışmanları, Başkan'ın Musk'ın eleştirileri karşısında özellikle de ona karşı sert olmadığı için şaşırdığını bildirdi. Washington Post'a göre Trump danışmanlarına “Musk bir çocuk gibi davranıyor” dedi.

Sayısız mahkeme mücadelesi

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre ABD Başkanı Donald Trump, bu yılın ocak ayından haziran ayına kadar 158 icra emri, 39 başkanlık kararı ve 63 bildiri yayınladı.

Trump’ın görevdeki ilk 100 gününde ABD’deki çeşitli mahkemelerde ve çeşitli eyaletlerde Başkan'ın kararlarına karşı yaklaşık 250 dava açıldı. Davalar Trump'ın göçmenlik, çalışanların işten çıkarılması ve medyanın kısıtlanmasıyla ilgili emirlerine karşı açıldı. Cumhuriyetçi Başkan ise sık sık yargıya taşınan kararlarının sınırlarını her fırsatta test ettiğinden tüm bu meydan okumalar artmaya devam ediyor.

Uluslararası Ticaret Mahkemesi’nin aldığı ender ve şaşırtıcı karar ise Trump'ın ekonomik gündeminin belkemiğini ve uluslararası arenada hegemonyasını kabul ettirme girişimini hedef aldığı için bu gerilimlerin en öne çıkanı oldu. Trump'ın diğer ülkelere uyguladığı gümrük vergilerinin yasadışı olduğuna ve yetkilerinin sınırlarını aştığına hükmeden karar, Beyaz Saray'ın karara karşı temyize gitmesiyle birlikte bir temyiz mahkemesi tarafından hızla donduruldu.

Eğitim cephesinde ise Boston'daki bir federal mahkeme Trump'ın Havard Üniversitesi'nin yabancı öğrenci kabul etmesini engelleme yetkisine en azından şimdilik sahip olmadığına hükmetti. Boston'daki bir başka mahkeme de Trump'ın Eğitim Bakanlığını lağvetme kararını dondurdu.

Diğer mahkemeler, milyarder Elon Musk tarafından yönetilen DOGE’nin  binlerce federal çalışanı işten çıkarma kararlarından bazılarını ya askıya aldı ya da engelledi

Başka mahkemeler ise milyarder Elon Musk tarafından yönetilen DOGE’nin binlerce federal çalışanı işten çıkarma kararlarından bazılarını ya askıya aldı ya da engelledi.

Trump'ın hükümet programının temel dayanaklarından biri olan göçmenlik konusunda ise tüm mahkemeler, Trump'ın doğum yoluyla vatandaşlığa kabul de dahil olmak üzere ABD vatandaşlığı alma kurallarını değiştirme girişimlerinin geçersiz olduğuna karar verdi.

ABD Yüksek Mahkemesi, Trump yönetimine yanlışlıkla El Salvador'daki bir hapishaneye gönderilen Salvadorlu bir göçmenin ülkesine geri gönderilmesini kolaylaştırma çağrısında bulunurken, diğer alt mahkemeler de yerleşik göçmenlerin sınır dışı edilmeden önce normal yasal yolu izlemelerine izin verilmesini talep etti.

Önceki ABD başkanları da kararları nedeniyle yargı ile karşı karşıya gelmiş olabilir, ancak Trump dönemindeki bu meydan okumanın boyutu çok büyük. Trump ile müttefiklerinin, ‘Başkan'ın gündemini engellemek ve politikalarına müdahale etmekle’ suçladıkları yargıya karşı başlattıkları saldırı, bu meydan okumanın boyutunu gözler önüne seriyor.

Sahanın ortasında karşılaşma

Her ne kadar mahkemeler şimdiye kadar Trump'ın hiçbir kararına ölümcül bir darbe indirmediği ve eylemlerinin anayasaya uygunluğu ya da yasallığı konusunda kesin bir hüküm vermediği için çatışma henüz kararlılık noktasına ulaşmamış olsa da çatışma kale çizgilerinden uzakta sahanın ortasında kalmaya devam ediyor. Mahkemeler, kaçınılmaz çatışma gerçekleşene kadar Trump'ın kararlarını askıya alma ya da geçici olarak engelleme yoluna gitseler de şimdiye kadar bu da ertelendi.

Bu çatışmaların ciddiyetine rağmen, Trump ve yargı arasındaki çatışmaların en sıcak bölümleri, özellikle de Başkan'ın devlet memurlarını toplu olarak işten çıkarma, tüm kurumları lağvetme, Kongre'nin bütçe tahsis etme yetkisine müdahale etme, yasadışı göçmenleri sınır dışı etme, istediği kişiye gümrük vergisi uygulamak ve vatandaşların vatandaşlıklarını ellerinden alma yetkisi konusundaki çatışmalar henüz başlamadı.

Trump'ı, muhafazakâr yargıçlarından üçünü atadığı Yüksek Mahkeme ile karşı karşıya getiren en önemli husus, yönetiminin, göçmenleri mahkemeye çıkmalarına ya da yetkililerin tutuklama gerekçelerini açıklamalarına izin vermeksizin derhal tutuklama ve sınır dışı etme girişimleriydi. ABD Anayasa'nın 1’inci Maddesi’nde yer alan vatandaşlık hakkı, isyan veya işgal durumları ve Kongre kararı dışında askıya alınmaması gereken temel bir hak olarak kabul ediliyor. Bu hüküm, zalimane uygulamaları önleyen yasal kanallardan geçmeden herhangi bir kişinin tutuklanmasını veya hapsedilmesini yasaklıyor.

Başsavcılar, Trump'ın gümrük tarifeleri, devlet kurumlarının lağvedilmesi ve göçmenlere yönelik baskıların engellenmesine yönelik kararlarını engellemeye odaklanacak.

Abraham Lincoln dışında hiçbir ABD başkanı bu hakkı askıya almamıştır. Lincoln ise 1861 yılında görevi sırasında, ABD İç Savaşı’nın patlak verdiği sırada Kongre tatildeyken tehditlere yanıt olarak bu hakkı askıya aldı. Ancak Kongre yeniden toplandığında Lincoln, kararının nedenlerini açıklamak üzere Kongre'nin huzuruna çıktı ve temsilcilerin eylemini onayladığı bir yasa çıkardı.

uıo
Elon Musk’ın oğluyla birlikte, Oval Ofis'te ABD Başkanı Donald Trump'ın yanında olduğu bir kare, 11 Şubat 2025 (AFP)

Ancak Trump'ın Yüksek Mahkeme üzerinde devam eden baskısı, mahkemeyi bu konularda kesin bir karar vermekten başka çaresinin kalmayacağı bir köşeye sıkıştıracak gibi görünüyor. Özellikle 1798 tarihli bir yasaya dayanarak göçmenleri Venezuela'ya sınır dışı etme talebini 7'ye 2 çoğunlukla reddeden Yüksek Mahkeme'yi eleştirmeye devam eden Trump, TruthSocial platformunda kararın alındığı gün ‘Amerika tarihindeki kötü ve tehlikeli bir gün’ diye yazdı.

Öte yandan başsavcılar, Trump'ın gümrük tarifeleri, devlet kurumlarının lağvedilmesi ve göçmenlere yönelik baskıların engellenmesine yönelik kararlarını engellemeye odaklanacak. Trump hakkında ikinci başkanlık döneminin başlangıcından bu yana 30'dan fazla dava açan başsavcılar, Trump'ın devlet kurumlarını lağvetme ve tüketiciler ile ekonominin çıkarlarını korumaya yönelik başkanlık emirlerine karşı çıktılar.