İran’ın Suriye’den Akdeniz’e attığı ilk adım Rusya’yı kızdırdı

İran’ın Suriye’den Akdeniz’e attığı ilk adım Rusya’yı kızdırdı
TT

İran’ın Suriye’den Akdeniz’e attığı ilk adım Rusya’yı kızdırdı

İran’ın Suriye’den Akdeniz’e attığı ilk adım Rusya’yı kızdırdı

Rusya, İran’a Suriye’nin batısındaki Lazkiye Limanı’nı kullanma hakkı veren Şam’a yönelik kızgınlığını dile getirirken, Tahran ise ilk kez Tartus ve Lazkiye’deki Rus üslerinin yakınlarından Akdeniz’e adım attı.
Suriye Ulaştırma Bakanı Ali Hammud, geçtiğimiz 25 Şubat’ta Lazkiye Limanı Genel Müdürlüğü’ne “son sekiz yıldır Tahran'ın Şam'a sağladığı maddi ve askeri destek nedeniyle Suriye’nin girdiği borçlara karşılık limanın İran tarafından yönetilmesi için bir sözleşme taslağı hazırlamak üzere Tahran tarafıyla görüşecek yasal ve finansal bir çalışma grubu oluşturulması” talimatı verdi. Lazkiye Limanı, Suriye hükümeti ile önde gelen iş adamlarının ortağı olduğu Suriye Holding arasındaki bir sözleşme kapsamında faaliyet gösteriyor. Limanda ticaret malları ve petrol ürünlerinin Suriye ve komşu ülkelere nakliyesinden önce malların gemilerden limana aktarılması sağlanıyor. Bunun için gerekli olan büyük mekanizmalarla ilgili olarak ise bir Fransız şirketiyle yapılmış sözleşme bulunuyor. Alınan bilgilere göre hükümet, Şam ile Tahran arasındaki anlaşmayı Suriye Holding’e yazılı olarak gönderdi.
Rusya durumdan rahatsız
Bu yeni anlaşma iki sorunu ortaya çıkardı. İlki Fransız şirketle ilgili. Bu şirket, Suriye hükümetine karşı bir dava açabilir ve taraflar arasındaki sözleşmenin feshi için tazminat talep edebilir. İkincisi ise politik-stratejik sorun. Batılı bir diplomata göre İran’ın Lazkiye Limanı’nın yönetimini alması, tek başına Suriye’nin sıcak sulara olan kıyılarını kontrol eden Moskova'yı rahatsız ediyor.
Şam'ın Tahran’a Suriye’deki siyasi bir yönlendirmeyle limanda faaliyet gösterme izni verme kararı, “Rus ve İran tarafları arasındaki oyunda” Tahran'a olan önyargıyı kırmayı ve Suriye'nin yeniden inşasına katkıda bulunması için özel ayrıcalıklar sunmayı hedefliyor. Suriye resmi haber ajansı SANA’nın haberine göre geçtiğimiz Ocak ayında yapılan İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri ve Suriye Başbakanı İmad Hamis başkanlığındaki ortak komisyon toplantısında demiryolları, konut inşaatı, yatırım, eğitim, kültür gibi çeşitli alanların yanı sıra terörün finansmanı ve kara para aklamayla mücadele için 9 mutabakat zaptı imzalandı. Suriye Başbakanı yaptığı açıklamada, atılan imzanın Şam’ın İran’a, kamu ve özel sektör şirketlerine yatırım ve yeniden yapılanma alanlarında olanaklar sağlama konusundaki ciddiyetinin bir işareti olduğunu söyledi. Yeni imzaların, daha önceki anlaşmaların bir güncellemesi olduğunu belirten Hamis, bununla birlikte uzun vadeli ekonomik işbirliği anlaşmasını en önemli anlaşma olarak nitelendirerek atılan imzaların, iki ülke arasındaki ilişkilerde “tarihi bir an” olduğunu kaydetti.
Tahran’ın Şam’a baskısı
Anlaşmanın imzalanmasından bir aydan daha kısa bir süre sonra Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, İran Dini Lideri Ali Hamaney ile 8 yıl sonra ilk kez Tahran'da görüştü. Tahran geçtiğimiz yılın sonlarında içerideki bir takım çekinceler ve Rusya tarafının huzursuzlukları nedeniyle stratejik anlaşmaların bir an önce yürürlüğe girmesi için Şam'a baskı uyguladı.
2017 yılı başlarında Tahran'ı ziyaret eden Suriye Başbakanı 5 stratejik anlaşma imzaladı. İlk anlaşma, doğu bölgesindeki antik Palmira kenti yakınlarında bulunan fosfat alanlarının 99 yıllığına İran tarafından işletilmesiydi. Suriye, 1.8 milyar ton ile dünyanın en büyük fosfat rezervlerine sahip ülkelerden biri. Fakat Suriye, 2011'de 3.5 milyon ton fosfat ihraç ederken 2013'te yalnızca İran'a 400 bin ton fosfat ihraç ederek fosfat üretiminde büyük bir düşüş yaşadı.
Moskova bu anlaşmaya fosfat yatırımını elinde tutmak için baskı uygulayarak karşılık verdi. Bu durum Tahran’ı kızdırırken ardından fosfat alanında bir Rusya-İran “ortaklığı” olabileceğine ilişkin görüşler yayılmaya başladı.
İkinci anlaşma, Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) tarafından desteklenen İranlı bir şirketin, Syriatel ve MTN Group’un yanına üçüncü bir mobil telefon operatörü getirmesiyle ilgiliydi. Ortaklık kapsamında, İranlı şirket için yüzde 40, Suriye Şehitleri Destek Fonu için yüzde 40 ve Devlet Kamu Telekomünikasyon Şirketi için yüzde 20 pay edildi. İran tarafı, 2009 yılında kurulan, DMO bağlantılı telekomünikasyon şirketi MCI Group tarafından temsil ediliyor. MCI Group, 2010 yılında Suriye'de faaliyet göstermek için lisans talebinde bulunmuş, ancak Şam o dönem bu talebi reddetmişti.
Rusya’nın hamlesine ABD adımı
Edinilen bilgilere göre Rusya, projenin uygulanmasını durdurmak için müdahalede bulundu. Ancak son dönemde ABD’nin yaptırımlarını etkisini kırmak için İran tarafı ile yeniden iletişim kurulmak zorunda kalındı. Reuters’ın aktardığı açıklamalarında Carnegie Uluslararası Barış Enstitüsü’ndeki Ortadoğu programının baş araştırmacısı Karim Sadjadpour, “Telekomünikasyon, oldukça hassas bir sektördür. Bu anlaşma, İran'ın Suriye iletişim ağını izlemesine izin verecek” ifadelerini kullandı.
Üçüncü anlaşmada ise Tahran’ın 30 yıllığına tarım ve yatırım için 5 bin hektarlık arazi alması kararlaştırıldı. Bu arazi,  Seyyide Zeynep ile ülkenin kuzeydoğusundaki Deyr-i Zor’da bulunan ve Şam'ın güneyinde kalan Darayya arasındaki, anlaşmazlıkların yaşandığı bölgede yer alıyor. Bununla birlikte İran’ın Irak sınırına yakın Deyr-i Zor'daki varlığının ABD’liler ve Doğu Fırat İttifakı’nın varlığına kıyasla arttığı gözlendi.
Tahran'ın, Akdeniz'e petrol ve doğalgaz limanları inşa etmek için bin hektarlık bir alan istediği dördüncü anlaşma için Tartus ile Lazkiye arasında kalan Baniyas şehrinde araştırmalar yapıldı. Ancak Rusya, küçük bir “petrol limanı” için İran'a izin verilmesine itiraz etti. Tahran, 2011 yılından önce Tartus Limanı’nı askeri üs haline getirmeye çalışmıştı. Ancak Moskova, 2015 yılı sonunda askeri müdahalede bulunarak S-400 ve S-300 füze sistemlerini Lazkiye'de konuşlandırdı. Daha sonra Tartus Limanı’nı genişletmeye karar veren Rusya, Şam'dan biri Lazkiye'de “açık uçlu” diğeri Tartus'ta 50 yıllık olmak üzere askeri varlığa dayalı iki izin aldı.
İran ilk kez sıcak sularda
Gözlemcilere göre, İran’ın Lazkiye Limanı’na gelişi artık Rusya’nın Akdeniz’deki üslerinin yakınlarında olacağı anlamına geliyor. Lazkiye Limanı’nın işletilmesiyle ilgili anlaşma tamamlandığı takdirde İran, ilk kez sıcak sulara inmiş olacak. Bununla birlikte “Tahran-Bağdat-Şam-Akdeniz” rotası, özellikle İran'ın Suriye demiryolu sektörüne girişiyle ilgili haberlerin ortasında askeri ve ekonomik arza açık hale gelecek.
İranlı yetkililer Suriye tarafına, Lazkiye Limanı’nın, İran petrol ürünlerini Suriye üzerinden Akdeniz'e taşımak ve “son aylarda hükümetin yaşadığı gaz, petrol ve elektrik krizini” çözmek için kullanılacağını söyledi.
2017 yılının başında imzalanan beşinci anlaşma, İran'ın Suriye’ye 1 milyar dolarlık yeni bir krediyi onaylamasıyla gerçekleşti. İran, 2013'ten bu yana, iki yıl önce verilen 1 milyar dolarlık kredi dâhil olmak üzere Şam’a 6,6 milyar dolar değerinde kredi sağladı. Bu kredinin yarısı ham petrol ve türevlerinin ihracatını finanse etmeye tahsis edildi. Uluslararası Enerji Ajansı'na (UEA) göre İran, Suriye'ye günde 70 bin varil petrol ihraç etti.
Öte yandan Suriye hükümeti, petrol ve doğalgaz kuyularının kontrolünü kaybetti. 2011 yılında günlük 380 bin varil olan petrol üretimi, 2015 yılında yaklaşık 30 bin varile düştü. Suriye’nin petrol ve doğalgaz rezervlerinin çoğu Fırat Nehri’nin doğusunda, Washington’un müttefiki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından kontrol edilen bölgelerde bulunuyor. Burada üretilen günlük yaklaşık 70 bin varillik petrolün bir kısmı, “savaş ağaları” anlayışı gereği rejim bölgelerine gönderiliyor.
Öte yandan Washington ve Avrupa Birliği (AB), Fırat'ın doğusundan batıya petrol taşınmasına yardım eden işadamlarına yaptırım uyguladı.



Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)
TT

Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)

İran'ın kuzeybatısında pazartesi günü meydana gelen helikopter kazasında Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile birlikte hayatını kaybettiği açıklanan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran'ın İsrail ve Batı karşıtı politikalarının ateşli bir savunucusuydu.

Reisi, 60 yaşındaki Abdullahiyan’ı Ağustos 2021'de atadı.

2013'ten 2021'e kadar bu görevi yürüten Muhammed Cevad Zarif'in yerine geçmek gibi zor bir görevi vardı; Zarif, önde gelen aktif bir diplomat, akıcı bir İngilizce konuşan, uluslararası çevrelerde tanınan bir yüz ve İran'ın dış politikasını yöneten deneyimli bir isimdi.

İran devlet televizyonu Emir Abdullahiyan'ı, Tahran tarafından yönetilen ve Lübnan Hizbullah'ı, Filistinli Hamas ile İslami Cihad hareketleri ve Iraklı silahlı gruplar gibi İran'ın ezeli düşmanı İsrail karşıtı grupların yer aldığı "Direniş Ekseni'nden üst düzey bir diplomat" olarak tanıttı.

Emir Abdullahiyan atandığı gün yaptığı açıklamada, bu grupların "İran'ın müttefikleri" olduğunu ve "onları güçlendirmenin hükümetin gündeminde olduğunu" söyledi.

Kapsamlı geziler

Ekim 2023'te İsrail ile Hamas arasında Gazze'de savaşın başlamasından beri bölgeye yaptığı ziyaretleri yoğunlaştırdı. Tahran, İsrail'e karşı Filistin hareketini ve savaşın çıkmasına yol açan 7 Ekim 2023 operasyonuna desteğini gizlemedi, ancak aynı zamanda bu operasyonun içinde yer almadığını da vurguladı.

Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)

Geçtiğimiz nisan ayında, Tahran'ın Yahudi devletini sorumlu tuttuğu ve Şam'daki İran konsolosluk binasını yerle bir eden hava saldırısına karşılık olarak, İran'ın İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı ve füzeyle gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırıyı savundu.

İran'ın tepkisinin "meşru savunma ve uluslararası hukuk çerçevesinde" gerçekleştirildiğini söyledi.

Emir Abdullahiyan daha sonra İsrail'in İran'ın orta kesimindeki İsfahan eyaletine bir misilleme amaçlı saldırı düzenlediğine dair haberleri "çocuk oyuncağı" diyerek küçümsedi.

İzolasyonun Azaltılması

Mesleki kariyeri boyunca Devrim Muhafızları ile olan yakın ilişkileriyle tanınan Emir Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü'nün komutanı ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan kariyeri boyunca Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu. Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü'nün komutanı olan ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan, üç yıl boyunca İran'ın uluslararası sahnedeki izolasyonunu azaltmak ve ABD yaptırımlarının ülkesinin ekonomisi üzerindeki etkisini azaltmak için çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Çin'in himayesindeki bir anlaşma çerçevesinde Mart 2023'te Suudi Arabistan ile uzlaşmaya varılmasına yol açan süreçte kilit bir figür olmasa da İran'ın Arap komşularıyla ilişkilerin geliştirilmesinde rol oynadı.

1964 yılında Tahran'ın doğusundaki Damgan şehrinde doğan Abdullahiyan, 1991 yılında Tahran Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

1997-2001 yılları arasında Irak'ta ve 2007-2010 yılları arasında ise Bahreyn'de görev yaptı.

2011'den bu yana Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Bu görevinde, Ali Ekber Salihi (Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın ikinci hükümetinde) ve Zarif (Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ilk hükümetinde) gibi iki farklı bakanla çalıştı.

Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri) Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri)

Ancak 2016 yılında Zarif onu görevden aldı. Bu hareket muhafazakârlar tarafından, Ruhani ve bakanına yönelik büyük eleştiriler yapılmasına neden oldu.

ISNA'ya göre daha sonra Umman Büyükelçiliği görevini reddetti ve 2021 yılında Dışişleri Bakanlığı'na gelmeden önce, Meclis Başkanı'nın uluslararası işlerden sorumlu özel yardımcısı olarak çalışmaya başladı.

Emir Abdullahiyan, uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerini kısıtlayan 2015 anlaşmasının çökmesinin ardından, Washington'un 2018'de eski Başkan Donald Trump tarafından anlaşmadan çekilmesi sonrasında, İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarına dahil oldu.