El Kaide, DEAŞ’ın etkisini yitirdiği medya sahnesine çıkmaya hazırlanıyor

Eymen ez-Zevahiri’nin ardından El Kaide’nin lideri gözüyle bakılan Hamza bin Ladin
Eymen ez-Zevahiri’nin ardından El Kaide’nin lideri gözüyle bakılan Hamza bin Ladin
TT

El Kaide, DEAŞ’ın etkisini yitirdiği medya sahnesine çıkmaya hazırlanıyor

Eymen ez-Zevahiri’nin ardından El Kaide’nin lideri gözüyle bakılan Hamza bin Ladin
Eymen ez-Zevahiri’nin ardından El Kaide’nin lideri gözüyle bakılan Hamza bin Ladin

El Kaide terör örgütü, Irak ve Suriye'de etkisini kaybeden DEAŞ’ın külleri üzerinden medya sahnesinde yeniden doğmaya çalışıyor. Bu yüzden Müslümanlara adanmış bir dergi olduğunu iddia ettiği “Tek Ümmet” adlı yeni bir dergi çıkardı. Dergi, “es-Sahab” adlı kurum tarafından basıldı. Başyazısı, “bölünme” ve “iç çatışmalardan” vazgeçilmesi çağrısında bulunan El Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri tarafından kaleme alındı.
Mısır’daki Fetva Dairesi (Dar’ul-İfta), derginin “kışkırtıcı fetvalar ve cinayet mesajlarının yayılması için kurulmuş bir platform” olduğunu söyledi. Ancak dergide yayınlanan başyazı, örgütün “iç krizle boğuştuğu ve Zevahiri’nin örgütün liderliğinden indirilmekten korktuğunu” ortaya koyuyordu. Örgütün ilk medya kuruluşu olan, öncesinde Bin Ladin ardından Zevahiri’nin yönetiminde bulunan es-Sahab’ın ana görevi, örgütün önde gelen isimlerinin video içeriklerini üretme ve yayınlamanın yanı sıra El Kaide’nin çatışma ve imha videolarını yaymaktır. Es-Sahab, 1988 yılında bin Ladin tarafından örgütün Afganistan'daki unsurlarını tebrik etmek için kuruldu. İlk işi, Ekim 2000'de Yemen'in Aden şehri limanında demirlenen güdümlü füze taşıma kapasiteli ABD gemisi USS Cole'a düzenlenen saldırı ile ilgili video oldu. Daha sonra Afganistan'da El Kaide üyelerinin aldığı eğitimleri anlatan videolar hazırladı.
İç çatışmalar
Mısır'daki Fetva Dairesi'ne bağlı Tekfirci Fetvalar ve Radikal Görüşleri Gözlemevi tarafından hazırlanan çalışmada, “Tek Ümmet” dergisinin ilk sayısının savaşa teşvik ettiği ve derginin bunu zamanın ve yükümlülüklerinin getirdiği en büyük görevlerden biri olduğunu iddia ettiği belirtildi. Gözlemevi, derginin ilk sayısının, Zevahiri’nin devrilmesi ve yerine Hamza bin Ladin’in getirilmesiyle ilgili haberler ışığında örgütün yaşadığı iç çatışmaları ortaya koyduğuna dikkati çekti. Örgüt içindeki rakip taraflar arasındaki kavgalar, Yemen’de kanlı çatışmalara dönüştü. Bu nedenle dergi, örgütün kurucuları Usame Bin Ladin, Abdullah Yusuf Azzam ve diğer üst düzey isimleri hakkında çeşitli makaleler yayınladı. Gözlemevi, bu makalelerin örgütün destekçilerinin duymak istediği, “El Kaide çizgisinden sapmadı” ifadesini vurgulamayı hedeflediğini kaydetti.
Örgütün medya kolu es-Sahab, Mayıs 2017’de yayınladığı bir videoda 27 yaşındaki Hamza bin Ladin’e yer vermişti. Video, örgüt tarafından “Batı’yı hedef alan eylemlerin en iyilerinden” olarak nitelendirilen 2008'deki İngiltere, ABD, Danimarka ve Fransa'ya yönelik gerçekleştirilen saldırılarla ilgiliydi. Hamza ilk olarak, 2005 yılında Taliban’ın Güney Veziristan'da Pakistan askerlerinin hedef alındığı saldırıyla ilgili videoda yer almıştı. Bunun öncesinde ise 2003 yılında örgütün takipçilerine “cihad ilan etmeleri” çağrısında bulunan bir sesli mesaj yayınlamıştı.
Şarku’l Avsat’a konuşan radikal örgütler uzmanı Amr Abdulmunim, Hamza’nın gelecekte El Kaide’nin lideri olabileceği görüşünde. Örgütün Zevahiri’nin halefi olarak Hamza’yı düşünüyor olabileceğini söyleyen Abdulmunim, “Bu, örgütün El Kaide dışından kimseye liderlik konusunda güvenmediğini gösteriyor. Bu nedenle, Hamza kimliği sayesinde ön plana çıkıyor ve örgütün önde gelen isimlerinden bazılarını örgütün bekası için Hamza’nın lider olması gerektiğini söylemek zorunda bırakıyor” dedi.
Dergi hakkında Şarku’l Avsat’a konuşan Mısır Müftüsü Danışmanı Dr. İbrahim Necm, İslam coğrafyasını gösteren bir haritanın yer aldığı dergi kapağının, basit ve sakin bir görüntü verdiğini söyledi. Kapağın, 43 sayfalık derginin içeriğini yansıttığını belirten Necm, “Dergi, Zevahiri’nin ‘Ümmetin mücahitleri ümmet için cihad ediyor’ başlıklı makalesiyle başlıyor. Zevahiri makalesinde, cihatçı örgütlenmenin konumu, en önemli kuralları ve El Kaide ideolojisinin yenilenmeye ihtiyaç duyduğunu ele alırken bölünme ve iç çatışmaların örgüte yönelik tehlikesine karşı uyarıda bulunuyor. Dergi editörleri tarafından kaleme alınan ‘Tek Ümmet Dergisi’nin kavramları ve hedefleri’ başlıklı makalede ise ‘Derginin amacı, mücadeleyi ve mücadelenin devamını teşvik etmektir’ ifadeleri yer alıyor” şeklinde konuştu.
Ciddi bir tehdit
El Kaide, Kuzey ve Batı Afrika'nın güvenliği ve istikrarı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Örgütün bir kolu, Kuzey ve Batı Afrika'daki Batılı şirketlere saldırılar düzenlemekle tehdit ederken bu şirketlerin boykot edilmesi çağrısında bulundu.
Derginin yayımlanmasının, DEAŞ’ın yenilgiye uğraması ve medya örgütlenmesinin etkisinin azalmasıyla aynı döneme geldiğine dikkat çekilen Fetva Dairesi’nin çalışmasında, El Kaide’nin son 6 ayda, 6 yıldır olmadığı kadar çok medya platformlarını çeşitlendirerek terör medyasındaki boşluğu doldurmaya çalıştığına işaret edildi.
Dr. Necm, ilk sayısındaki makalelerden birinin, Muhsin Rumi tarafından kaleme alınan “Uçuruma doğru ilerleyen Amerikan ekonomisi” başlıklı, ABD ve İsrail aleyhine yazılmış bir makale olduğunu belirtti.
Dergideki Ebu Salah imzalı, Batı'nın insan hakları konusundaki çifte standartlarıyla ilgili makalede, örgütün Cezayir’deki kolunun lideri Ebu Yusuf el-Anabi’nin geçtiğimiz Mart ayının başlarında yayınlananı ses kayıtlarından çok sayıda alıntı bulunuyor. Bununla birlikte dergi, Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib ve Papa Francis tarafından imzalanan “İnsani Kardeşlik Beyannamesi” eleştirisine büyük bir yer ayırdı. Dergide ayrıca mücadelenin sürdürülmesi ve iç çatışmaların sonlandırılmasına atıfta bulunan çok sayıda makale yer aldı. Bunlardan en dikkat çekici olanı, “Ebu Yahya el-Libi’nin gelecek vaat eden görüşleri” başlıklı makale. Dergi ayrıca çeşitli cezaevlerinde tutuklu bulunan El Kaide üyelerinin sorunlarını ele alırken onları savunma çağrısında bulundu.
Zihinlerin yanlış düşüncelere yönlendirilmesi
Müftü Danışmanı Dr. Necm, söz konusu derginin, terör örgütleri tarafından yayınlanan diğer dergilerden farklı olarak örgüt ve kolları tarafından yürütülen operasyonlara yer verdiğini, Mısır devletine karşı kışkırtıcı içerikli haberlerden bazılarına atıfta bulunulduğunu belirtti.
El-Kaide’nin, Irak’taki gelişmeleri takip eden “el-Furkan” kuruluşu, örgütün radyosu “Endelüs”, Taliban hareketinin haberlerini yayınlayan “es-Semud” ve “Sada el-Melahim”, “Türkistan İslam”, “El-Fellah”, “İnspire”, “Beytik” ve “Binti’l-İslam” gibi dergilerden oluşan bir dizi medya kuruluşu bulunuyor.
Fetva İdaresi çalışmasında, derginin birinci sayısı okunduğumuzda karşımıza çıkan bazı işaretlerin, sonraki aşamalarda terör örgütü yaklaşımına zemin hazırlamak için olduğunu, örgütün gerçekte halkın sevgisini kazanmak için eski günlerini yeniden canlandırmaya çalıştığını, bu nedenle uzaktaki düşmanla mücadele çizgisini çizmeye devam ettiğini belirtti. Çalışmada ayrıca örgütün terör ve şiddet içeren faaliyetler değil, akan Müslüman kanının öcünü almayı amaçladığını iddia ederek zihinleri yanıltıcı düşüncelere yönlendirmeye çalıştığı vurgulandı.
Fetva İdaresi çalışmasının sonunda, DEAŞ yenilgisinin terörizmin sonu olmadığı, DEAŞ’ın sadece küresel terörizmin sürekliliği içindeki bir bağlantı olduğunu kaydedildi. Bu nedenle, El Kaide’nin faaliyetlerini hem Yemen'de hem Batı’da hem de Orta Afrika'da ve diğer birçok bölgede engelleme konusunda etkili çözümler bulunması gerektiğinin altını çizdi. Örgütün yaşadığı iç gerginlikten ve liderlik mücadelesinden faydalanılması gerektiğini belirten Fetva İdaresi, terör örgütlerinin medya örgütlenmeleriyle mücadelede uluslararası ve bölgesel çabaların koordine edilmesi ve medya alanlarının bu örgütler tarafından kullanılmasını önlemek için hızlı çözümler bulunması gerektiğini vurguladı.
Ezher Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mahmud es-Savi, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “El Kaide ve diğerleri gibi radikal terör örgütleri tarafından yayımlanan yayınlar, medya ve terör arasındaki ilişkinin diyalektiği, yani her zaman üzerinde durduğumuz bir konuya ilişkin uyarılardır. Hiç şüphe yok ki, terörizm ile çeşitli gruplar ve medya arasında güçlü, hassas ve karmaşık bir ilişki bulunuyor. Öte yandan medya, ülkelerimizi ve toplumlarımızı rahatsız eden, terör ve panik ortamı oluşturan, Arap ve İslam ülkelerindeki masum sivilleri katleden tüm terör olaylarını ele alma konusunda oldukça hevesli. Bununla birlikte terör örgütleri, medyanın stratejilerini ve yöntemlerini iyi biliyor ve bunlardan yararlanıyor. Terör suçunu işliyor ve gerisini medyaya bırakıyor. Bu nedenle, her zaman medyanın bu terör suçlarını yayınlama konusunda dikkatli olması gerektiğini söylüyorum. Yayınlanan haberlerin kitlelere verdiği zararlar da ölçülmeli. Medya, araştırma ve soruşturma raporlarına odaklanmalı. Böylece okuyucunun analizler ve bilgiler bağlamında, bu suçların arka planındaki sebep veya sebepleri, yani bu örgütler tarafından kandırılan kitleleri çeken şeytani gerekçeleri görmesi sağlanmalı” ifadelerini kullandı.



Higseth ve Rubio, Washington'ın Karayipler'deki saldırılarını savundu

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
TT

Higseth ve Rubio, Washington'ın Karayipler'deki saldırılarını savundu

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)

ABD Savunma ve Dışişleri Bakanları dün Kongre önünde, Washington'un Karayipler'de uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelendiği gemileri hedef alan hava saldırılarını savundular. Bu konu, özellikle Demokratlar arasında giderek artan bir endişeye yol açıyor.

AFP’nin haberine göre, kapalı kapılar ardında yapılan bir Kongre oturumunun ardından gazetecilere açıklama yapan Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, saldırıları "önemli ve son derece başarılı" olarak nitelendirerek, Washington'un ABD'ye uyuşturucu kaçırmakla suçladığı terör örgütlerini ve kartelleri hedef aldıklarını savundular.

ABD Başkanı Donald Trump, eylül ayının başından bu yana, Karayipler ve Doğu Pasifik'te en az 26 gemiye hava saldırısı emri verdi ve bu saldırılar sonucunda en az 95 kişi öldü; ancak bu saldırıların uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı olduğuna dair hiçbir kanıt sunulmadı.

Bu konu, özellikle eylül başında gerçekleştirilen ve iki aşamalı bir operasyonla ilgili olarak Washington'da geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Operasyonun ikinci aşamasında, yanan bir gemiden kurtulan iki kişi hayatını kaybetti.

se
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre Binası'na geldi (Reuters)

Rubio ve Higseth, Temsilciler Meclisi ve Senato Silahlı Kuvvetler Komitelerinin üyelerinin, saldırıyı emreden silahlı kuvvetler komutanı Amiral Frank Bradley'nin de hazır bulunacağı bir ortamda, saldırının videosunu bu hafta içinde izlemelerine izin vereceklerini belirttiler.

Pete Higseth, "Ancak, Savunma Bakanlığının uzun süredir devam eden politikası gereği, tam, düzenlenmemiş, çok gizli videoyu kamuoyuna açıklamayacağız" dedi.

Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer, yönetimin her senatöre kayıtların tamamını, sansürsüz olarak vermesini talep etti. Schumer gizliliğin, bölgedeki ABD güçlerinin ve bir uçak gemisi saldırı grubunun varlığıyla birleştiğinde, ülkeyi sonu görünmeyen başka bir çatışmaya sürükleyebileceği konusunda uyardı.

Senatör Rand Paul da dahil olmak üzere bazı Cumhuriyetçi milletvekilleri, bir gemi kazasından kurtulduğu düşünülen kişileri hedef almanın uluslararası hukukun ihlali olup olmadığını da sorguladı.

Uzmanlara göre, bu dava, Başkan Donald Trump'ın uyuşturucu kaçakçılığını savaş eylemi olarak ele alma yaklaşımındaki temel bir tartışma noktasını vurguluyor.

Toplantıdan ayrılırken Schumer, konuyla ilgili "yeni bir şey duymadığını" söyledi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Senato, Başkan Trump'ın Kongre onayı olmadan Venezuela'ya karşı askeri harekât başlatmasını engellemeyi amaçlayan kararlar üzerinde yakında oylama yapabilir.


Trump, tüm ulusları terörist kötü güçlerle savaşmaya çağırdı

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
TT

Trump, tüm ulusları terörist kötü güçlerle savaşmaya çağırdı

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, dün, Sidney'de bir Yahudi Hanuka festivalinde 15 kişinin vurularak öldürülmesinden günler sonra, "radikal İslamcı terörizme" karşı uluslararası savaş çağrısında bulundu.

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda, "Tüm uluslar radikal İslamcı terörizmin kötü güçlerine karşı birleşmeli ve biz de bunu yapıyoruz" ifadelerini kullandı.


ABD, askeri faaliyet riskleri nedeniyle Venezuela hava sahasında uçulmaması konusunda yeni bir uyarıda bulundu

ABD savaş uçakları Karayip Denizi'nde uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle teknelere düzenlenen saldırılara katılıyor (AFP)
ABD savaş uçakları Karayip Denizi'nde uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle teknelere düzenlenen saldırılara katılıyor (AFP)
TT

ABD, askeri faaliyet riskleri nedeniyle Venezuela hava sahasında uçulmaması konusunda yeni bir uyarıda bulundu

ABD savaş uçakları Karayip Denizi'nde uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle teknelere düzenlenen saldırılara katılıyor (AFP)
ABD savaş uçakları Karayip Denizi'nde uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle teknelere düzenlenen saldırılara katılıyor (AFP)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), askeri faaliyetlerle ilgili riskleri gerekçe göstererek, dün tekrar sivil uçakları Venezuela hava sahasında uçmamaları konusunda uyardı.

FAA, "Venezuela'da veya çevresinde kötüleşen güvenlik durumu ve artan askeri faaliyetler" nedeniyle uçakların "dikkatli olmaları" gerektiğini vurguladı.

Yeni uyarı, JetBlue pilotunun uçağının Venezuela yakınlarında bir ABD Hava Kuvvetleri yakıt ikmal uçağıyla neredeyse çarpıştığını bildirmesinden günler sonra geldi; havayolu şirketi olayı ABD yetkililerine bildirdiğini söyledi.

Bu durum, ABD'nin dünyanın en büyük uçak gemisi ve birkaç savaş gemisini konuşlandırarak Karayipler'de güçlerini yığdığı ve ABD askeri uçaklarının son haftalarda Venezuela kıyıları üzerinde uçtuğu bir dönemde yaşandı.

ER
Karayipler'de ABD'nin düzenlediği baskında hedef alınan bir tekne (Arşiv- Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, askeri konuşlandırmanın uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeleyi amaçladığını söyleyerek, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro'yu bir kaçakçılık karteline liderlik etmekle suçladı.

Karakas ise bunu reddederek, Washington'u Venezuela'da rejim değişikliği ve petrol rezervlerinin kontrolünü ele geçirmeye çalışmakla suçladı.

CDF
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, destekçilerinden oluşan bir kalabalığa hitap ediyor (Reuters)

Amerika Birleşik Devletleri, merhum solcu lider Hugo Chavez'in siyasi mirasçısı Maduro'nun yakalanmasına yol açacak bilgi için 50 milyon dolarlık ödül teklif etti.

ABD güçleri, eylül ayının başından bu yana Karayipler ve Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelenilen 20'den fazla gemiye karşı hava saldırıları düzenledi ve bu saldırılarda en az 95 kişi öldü.