İran’da tutuklanan Fransız akademisyene ilişkin tartışma hız kazandı

İran’da tutuklanan Fransız akademisyene ilişkin tartışma hız kazandı
TT

İran’da tutuklanan Fransız akademisyene ilişkin tartışma hız kazandı

İran’da tutuklanan Fransız akademisyene ilişkin tartışma hız kazandı

İran asıllı Fransız vatandaşı akademisyen Fariba Adelkhah’ın geçen ay İran’da tutuklanması, Paris - Tahran hattında yeni bir gerilime neden oldu. Fransız makamlar, Adelkhah’ın uluslararası hukukun öngördüğü üzere konsoloslukla iletişime geçme hakkına sahip olmasına rağmen durumu hakkında şu ana kadar bilgi alamadıklarını bildirdi.
Fariba Adelkhah’ın yakınları, akademisyenin Tahran’daki evinde tutuklanmasının ardından kentin kuzeyindeki Evin Hapishanesi’ne götürüldüğü bilgisini verdi.
Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Agnes Von Der Mühll konuya ilişkin dün yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Paris, Fariba Adelkhah’ın durumunun aydınlatılması için İran otoritelerine birçok defa başvuruda bulundu. Ancak yeterli bilgi alamadı. Fransız yetkililer bu zorlu süreçte İranlı makamlardan Adelkhah'ın durumu ve cezaevi koşulları hakkında bilgi almak için adımlar attı. Akademisyenin Fransa Konsolosluğu’na erişiminin sağlanması da talep edildi. Ancak bu konuda da tatmin edici bir yanıt gelmedi.”
İranlı yetkililer düne kadar Fransız üniversitesinden mezun olan, antropoloji alanında uzman ve Afganistan, Irak ve İran’daki Şiiliği araştıran akademisyen hakkında bir beyanda bulunmadı. Konuya ilişkin yapılan tek resmi açıklamada İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii, tutuklamaya dair herhangi bir bilgiye sahip olmadığını ve kimin yaptığını da bilmediğini söyledi.
AFP’nin haberine göre Fariba Adelkhah’ın meslektaşı ve Ulusal Bilim Araştırma Merkezi’nde (CNRS) araştırma müdürü olarak görev yapan Profesör Doktor Jean-François Bayart, Adelkhah’ın 5 Haziran’da tutuklandığını ve İran’da yaşayan ailesinin kendisini hapishanede ziyaret ettiğini aktardı. 60 yaşındaki Fariba Adelkhah da Paris Siyasi Bilimler Akademisine bağlı CNRS’de araştırmacı olarak görev yapıyordu.
Şaşırtıcı olan ise Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Danışmanı Emmanuel Bonne’un Basra Körfezi’ndeki tansiyonu yatıştırmak ve İran ile ABD arasındaki gerilimi azaltmak amacıyla Tahran’a gerçekleştirdiği iki ziyarette de bu konunun gündeme gelmemiş olması. Ayrıca Adelkhah’ın İranlı yetkililer tarafından casusluk suçlamasıyla tutuklanan, çifte pasaporta sahip ilk isim olmadığına dikkat çekiliyor.



Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
TT

Dalay Lama: 130 yaşımı görmek istiyorum

14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)
14. Dalay Lama, Tibet'in bağımsızlığı için şiddet karşıtı mücadelesiyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü’nü almıştı (AFP)

Tibet Budizmi'nin ruhani lideri 14. Dalay Lama Tenzin Gyatso cumartesi günü sürgündeki binlerce Tibetli'yle buluştu. 

Dünyanın dört bir köşesinden gelen takipçileri, 14. Dalay Lama'nın onlarca senedir yaşadığı Dharamshala yakınlarındaki büyük tapınakta bir tören düzenledi.  

6 Temmuz'da 90 yaşına girecek 14. Dalay Lama'nın çok uzun bir yaşam sürmesi için duacı oldular. 

Tenzin Gyatso törende yaptığı ve eş zamanlı olarak farklı dillere çevrilen konuşmasında Budistlerin ruhani koruyucularından birine işaret ederek şu ifadeleri kullandı:

Şu ana kadar elimden gelenin en iyisini yaptım. Avalokiteśvara'nın da desteğiyle 30-40 yıl daha yaşayıp duyarlı varlıklara ve Budizm öğretilerine hizmetimi sürdürmeyi umut ediyorum.

14. Dalay Lama, aralıkta Reuters'a yaptığı açıklamada 110 yaşına kadar yaşayacağını öngörmüştü. 

Tenzin Gyatso, ölümünden sonra Tibet'teki Budizm geleneğinin süreceğini belirterek, bu unvanı taşıyan son kişi olmayacağını önceki günlerde söylemişti.

Ruhani lider, 1587'de oluşturulan Dalay Lama unvanının yeni bir reenkarnasyonla süreceğini ifade etmişti.

Halefinin belirlenmesinde tek yetkinin kendi kurduğu Gaden Phodrang Vakfı'na ait olacağını söyleyen Tenzin Gyatso, 15. Dalay Lama'nın Çin sınırları dışında "özgür dünyada" doğacağını da yinelemişti. 

Gyatso'nun "Çin dahil herhangi bir ülke tarafından siyasi amaçlarla seçilen bir adayın tanınmaması gerektiğini" vurgulamasına Pekin'den tepki gelmişti. 

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, yeni Dalay Lama'nın Pekin yönetimi tarafından onaylanması gerekeceğini savunmuştu.

Tibet Budizmi'ne göre Dalay Lama, reenkarne olacağı bedeni kendisi seçebiliyor. 

Tenzin Gyatso, 1940'ta Dalay Lama’nın 14. reenkarnasyonu olarak Tibet Budizmi'nin ruhani liderliğini yapmaya başlamıştı.

Gyatso, Çin birliklerinin Tibet'in başkenti Lhasa'da 1959'da patlak veren bağımsızlık yanlısı ayaklanmayı bastırmasının ardından bölgeyi terk etmiş ve Hindistan'ın kuzeyindeki Dharamshala kentine yerleşmişti. Burada sürgündeki Tibet meclisi ve hükümetini kurmuştu.

Himalaya Dağları'nın kuzeyinde yer alan 2,5 milyon kilometre genişliğindeki Tibet Platosu, deniz seviyesinden ortalama 4 bin 380 metre yüksekliğiyle "dünyanın çatısı" diye biliniyor.

Tarih boyunca yarı göçebe Tibet halkının yurdu olan bölge, 1951'de imzalanan 17 Nokta Anlaşması'yla Çin'in egemenliğine girmişti. Pekin yönetimi, bunu "Tibet'in barışçıl özgürleşmesi" diye adlandırmıştı.

Independent Türkçe, AFP, Reuters