ABD'den petrol tankerini derhal serbest bırakması için İran'a çağrı

ABD Senatörü Rand Paul
ABD Senatörü Rand Paul
TT

ABD'den petrol tankerini derhal serbest bırakması için İran'a çağrı

ABD Senatörü Rand Paul
ABD Senatörü Rand Paul

ABD, Devrim Muhafızları tarafından el koyulan petrol tankerinin derhal serbest bırakılması için çağrıda bulundu. ABD Başkanı Donald Trump, İran ile yeni bir anlaşma yapma seçeneğini yineledi.
Trump, Tahran ile Washington arasında arabulucu olarak görevlendirilen Senatör Rand Paul’un İran ile anlaşma imzalamasının önemine dikkat çektiği açıklamasında şunları söyledi:
“Senatör Paul’u dinliyorum ve İran ile ilgili konuları tartışıyorum. Ancak onu arabulucu olarak görevlendirmemiştim. Görevdeyken İran farklı bir durumdaydı. İran aralarında Yemen, Irak ve Suriye’nin de bulunduğu 14 bölgede huzursuzluğa neden oldu. Yani şimdi durum farklı. İran’ın yaptırımlar ve petrol satışı yasağı nedeniyle parası yok. Tek istediğimiz adil bir anlaşma.”
Trump, nükleer anlaşmayı imzaladığı için Obama yönetimini suçlayarak İran’ın birkaç yıl içinde nükleer silaha sahip olacağını belirtti. Trump ayrıca Obama'nın imzaladığı anlaşmanın kısa ömürlü olduğunu ve balistik füze programı ve benzeri durumlara da değinmediğini söyledi.
ABD Başkanı açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Anlaşma, onların füze programına ve kabul edilemeyecek diğer konulara devam etmelerini sağlıyor. Kabul etmememiz gereken şeyler var. İran bugün yüzde 75 enflasyon oranına sahip. ABD ambargosundan sonra petrol satımına dair büyük sorunları var. Avrupalılar da şimdi benimle aynı görüşte. Adil bir anlaşmaya varmak iyi olurdu. Ama acelem yok.”
Senatör Rand Paul’un Başkan Trump'a gerginliği azaltmak amacıyla İran tarafı ile iletişim kurmak için diplomatik misyon üstlenmeyi önerdiği ve Trump’ın da bu fikre yeşil ışık yaktığına dair iddialar var.
İddialara göre bu teklif, geçen hafta sonu Virginia'daki Trump Ulusal Golf Kulübü'ndeki golf maçında sırasında geldi.
Senatör Rand Paul, Trump yönetiminin uyguladığı yaptırımları pek çok kez eleştirdi ve bunu İran rejimine karşı ‘savaş ilanı’ olarak nitelendirdi.  Paul, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da dahil olmak üzere üst düzey Cumhuriyetçi ve Trump yönetimindeki diğer yetkililerle defalarca karşı karşıya geldi.
Washington, 12 kişilik mürettebatıyla birlikte Devrim Muhafızları tarafından el koyulan tankerin derhal bırakılması için Tahran’a çağrı yaptı.
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili yaptığı basın açıklamasında, Devrim Muhafızları’nın Hürmüz Boğazı’ndaki gemilere tacizini ve güvenliği tehdit etmesini kınayarak İran’ın yasa dışı hamlelerini durdurması, kaçırılan gemiyi ve mürettebatını derhal serbest bırakması gerektiğini vurguladı.
ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, Avrupalı müttefiklerine İran’a uygulanan yaptırımlara uymaları konusunda uyarıda bulundu. ABD, AB’nin İran ile ticaret yapan Avrupalı firmaların yaptırımlardan zarar görmemesi amacıyla kurulan INSTEX adlı ödeme mekanizmasının uygulanmaması için baskı yaptı.
Mnuchin, perşembe sabahı G7 Zirvesi’nde Avrupalı mevkidaşları ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı basın açıklamasında INTEX’e yönelik uyarılarda bulundu:
“Müttefiklerimize ABD’nin İran’a veya bir başka ülkeye karşı uyguladığımız yaptırımlara uymasını beklediğimizi açıkça belirttik. Finansal sisteme ABD para birimi cinsinden katılmak istiyorlarsa ABD yaptırımlarına da uymaları gerekir.”



İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.


Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak
TT

Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak

Fildişi Sahili’nden iki güvenlik yetkilisi, ülkenin ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden, El Kaide bağlantılı militanlara karşı sınır ötesi operasyonlarda kullanılmak üzere ülkenin kuzeyine Amerikan keşif uçakları konuşlandırmasını talep ettiğini söyledi. Yetkililer, Washington’dan gelecek kararın gelecek yıl netleşmesini beklediklerini belirtti.

Terörle mücadelede görevli üst düzey bir yetkili, Abidjan ile Washington’ın bölgesel güvenlik ihtiyaçları konusunda mutabakata vardığını, ancak zamanlamanın hâlâ kesinleşmediğini ifade etti.

Beyaz Saray yorum talebine yanıt vermezken, Pentagon şu anda Fildişi Sahili’nde operasyon planı olmadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise değerlendirme yapmaktan kaçındı, ancak “Amerikan çıkarlarıyla bağlantılı olduğunda terörle mücadele hedeflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Fildişi Sahili Savunma Bakanlığı da yorum talebine yanıt vermedi.

Washington, geçen yıl Batı Afrika’daki ana üssünü kaybetmişti. Nijer’in güvenlik desteği için Rusya’ya yönelmesi üzerine ABD, 100 milyon dolar değerindeki insansız hava aracı (İHA) üssünden çıkarılmıştı.

Bu üs, Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplara ilişkin kritik istihbarat sağlıyordu. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, geçen yıl bölgede bu gruplarla bağlantılı faaliyetler nedeniyle 3 bin 885 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, dünya genelindeki terör kaynaklı ölümlerin yarısına denk geliyor.