​Pompeo, İran’a yönelik ‘silah ambargosunun’ yakında sona ereceği konusunda uyardı

Şuanda Körfez sularında bulunan ‘USS Lincoln Uçak Gemisi’nde bulunan ABD’li bir asker (CENTCOM)
Şuanda Körfez sularında bulunan ‘USS Lincoln Uçak Gemisi’nde bulunan ABD’li bir asker (CENTCOM)
TT

​Pompeo, İran’a yönelik ‘silah ambargosunun’ yakında sona ereceği konusunda uyardı

Şuanda Körfez sularında bulunan ‘USS Lincoln Uçak Gemisi’nde bulunan ABD’li bir asker (CENTCOM)
Şuanda Körfez sularında bulunan ‘USS Lincoln Uçak Gemisi’nde bulunan ABD’li bir asker (CENTCOM)

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Birleşmiş Milletler’in (BM) nükleer anlaşma sonrasında alınan 2231 sayılı kararı uyarınca İran'ın silah pazarına girmesini yasaklayan yaptırımların yakında sona ereceği konusunda uyarıda bulundu. Bu açıklamadan saatler sonra, İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, ülkesinin yüzde 4,5 seviyesindeki zenginleştirilmiş uranyum stokunu 300 kilogram sınırını aşarak 370 kilograma çıkardığını açıkladı.
Pompeo, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, BM’nin İran’a uyguladığı silah ambargosunun ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Dış Operasyonlar Özel Birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin seyahat yasağının yakında sona ereceğine işaret ederek, uluslararası topluma bunun olmasının önlenmesi için çağrıda bulundu. Pompeo, Washington’ın müttefikleri ve ortaklarını, İran rejiminin bölgedeki güvenliği bozan davranışlarını engellemeye yönelik baskıyı artırmaya çağırdı.
Pompeo’nun tweetleri ile birlikte ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan ve İran'ın ‘dünyanın önde gelen terör destekçisi ülkesi’ olarak nitelendirildiği kısa açıklamada, “İran’ın kötü niyetli davranışları ve teröristlere verdiği destek 40 yılı aşkın bir süredir devam ediyor” ifadeleri kullanıldı.
Pompeo, tweetlerinden birinde, nükleer anlaşmaya işaret ederek, “Anlaşmanın yürürlüğe girmesi, daha fazla kaynak ve fonun İran rejiminin emrine girmesini sağladı. Böylece kötü niyetli faaliyetlerinin ve saldırganlığının kapsamını artırdı. ABD, bu yüzden anlaşmadan çekildi ve İran’ın terör finansmanlığını sınırlandırmak için sert yaptırımlar uyguladı” ifadelerini kullandı.
Kasım Süleymani uyarısı
Bir diğer tweetinde İran rejimini kısıtlayan uluslararası yaptırımların yakında sona ereceğine dikkati çeken Pompeo, bu durumun, DMO’nun ‘acımasız’ Komutanı Kasım Süleymani’nin 18 Ekim 2020 itibariyle seyahat etmesine izin vereceği konusunda uyardı.
Bununla birlikte ABD Dışişleri Bakanlığı açıklamasına göre İran rejimi, teröristler de dahil olmak üzere herkese silah satmakta özgür olabilecek ve Rusya ve Çin gibi ülkeler de İran’ın ürettiği tankları, füzeleri ve hava savunma sistemlerini satabilecek.
Mike Pompeo, ayrıca Ortadoğu'da bölgeyi ve dünyayı daha da istikrarsızlaştıracak yeni bir silahlanma yarışının başlaması konusunda uyardı.
Ruhani: Bizde çeşitli silahlar almaya hazırız
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, yaklaşık iki hafta önce, hükümetine yöneltilen eleştirilere karşın nükleer anlaşmaya olan bağlılığını vurgulayarak, “Eğer nükleer anlaşma gelecek yıla kadar devam ederse, BM’nin İran’a uyguladığı silah ambargosu kalkacak. Bu da herhangi bir silahı alıp satabileceğimiz anlamına geliyor. Biz de çeşitli silahlar almaya hazırız” şeklinde konuşmuştu.
Temmuz 2015 tarihli 2231 sayılı karar, BM’nin İranlı askeri ve devlet kurumları ile üst düzey yetkililerine yaptırım ve ambargo uygulanmasını öngören 6 kararını yürürlükten kaldırdı. Bunlar arasında 24 Mart 2007 tarihinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından alınan 1747 sayılı karar da bulunuyor. 1747 sayılı karar, İran’ın 27 üst düzey askeri komutan ve nükleer program görevlisinin yanı sıra 23 hükümet ve askeri kurumuna yaptırımlar uygulanması ve İran'ın o dönem uranyum zenginleştirmesini askıya alması için ağır silahlar satması ve satın alınmasının yasaklanmasını öngörüyordu. Söz konusu kararla yaptırım uygulanan kişiler arasında öne çıkanlardan biri ise Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ydi.
Nükleer anlaşmaya göre anlaşmanın Ocak 2016’da yürürlüğe girmesinden 5 yıl sonra 1747 sayılı kararın getirdiği kısıtlamalar hükümsüz hale gelecek.
‘Zenginleştirilmiş uranyum stoku 370 kilograma ulaştı’
İlgili bağlamda açıklamalarda bulunan İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, ülkesinin 4,5 seviyesindeki zenginleştirilmiş uranyum stokunun 300 kilogram sınırının üzerine çıkarak 370 kilograma ulaştığını kaydetti.
İran, Haziran ayında nükleer anlaşmada öngörülen sınırlamaları kademeli olarak aşacağını duyurmuş, Temmuz ayı başlarında ise uranyum zenginleştirme oranını nükleer anlaşmadaki yüzde 3,67 seviyesinin üzerine çıkardığını açıklamıştı.
İran basınında yer alan haberlere göre Kemalvendi, dün, İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stokunu 60-70 kilogram artırarak, yaklaşık 360-370 kilograma ulaştığını açıkladı.
Süreç nasıl ilerledi?
ABD, geçtiğimiz yıl, İran ile dünya güçleri arasında 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmiş, ardından İran’ı bölgeyi istikrarsızlaştırıcı davranışlarını değiştirmek ve balistik füze programına ilişkin yeni bir anlaşmaya zorlamak amacıyla Tahran'a sert ekonomik yaptırımlar uygulamaya başlamıştı.
Buna karşın İran Dini Lideri Ali Hamaney’in yetkisi altındaki İran Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi, İran'ın nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini kademeli olarak azaltarak, nükleer anlaşmadan aşamalı bir şekilde çekilme planını onayladı. Ancak anlaşmaya taraf ülkelerin petrol sevkiyatı ve bankacılık işlemleriyle ilgili çalışmalar yapmaları halinde anlaşmada kalabileceğine dair kapıyı açık bıraktı.
Bununla birlikte İran, Eylül ayında taahhütlerin azaltılmasına yönelik üçüncü aşamayı başlatmakla tehdit ederken, Avrupa ülkelerinin anlaşmada öngörülen ekonomik çıkarlarına ilişkin somut adımlar atmamaları halinde, uranyum zenginleştirme seviyesini yüzde 20'ye çıkarmayı planlıyor.
Diğer yandan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi, DMO’ya yakın Fars Haber Ajansı tarafından aktarılan açıklamalarında, Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in belirli aralıklarla birçok Körfez ülkesini ziyaret edeceğini ve Tahran'ın bölgesel işbirliği konusundaki tutumunun yanı sıra başta Basra (Arap) Körfezi ve Hürmüz Boğazı olmak üzere bu hassas bölgenin güvenliğini sağlamak üzere bölge ülkeleri arasındaki ortak çabalara yönelik gereksinimlerini tekrar gözden geçireceğini belirtti. Zarif'in şu an Avrupa turunda olduğunu belirten Musevi, bu ülkelerin isimlerini açıklamadan, ziyaretlerin İran ve üç Avrupa ülkesi arasındaki ikili görüşmeler çerçevesinde gerçekleştiğini söyledi.



İran’da gençler toplumu değiştiriyor: 40 yılın en büyük dönüşümü

İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
TT

İran’da gençler toplumu değiştiriyor: 40 yılın en büyük dönüşümü

İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)

Uzmanlara göre İran'da son 40 yılın en büyük toplumsal değişimlerinden biri yaşanıyor. 

New York Times'ın (NYT) haberinde, gençlerin başını çektiği dönüşüm kapsamında son dönemde binlerce kişinin katıldığı açık hava pop konserleri ve kadınların saçı açık şekilde erkeklerde dans ettiği eğlenceler düzenlendiği yazılıyor. 

Sokak müzisyenleri ve hip-hop dansçılarından sabah yoga grupları ve sanat festivallerine kadar özellikle Tahran'da çeşitli organizasyonların yapıldığına dikkat çekiliyor. 

Başkente ek olarak bazı etkinliklerin Şiraz, İsfahan, Yezd gibi çeşitli şehirlere de yayıldığı aktarılıyor. Hatta çöldeki bazı bölgelerde özel rave partileri düzenlendiği belirtiliyor.

İranlı sosyolog Fadime Hassani, gençlerin "ikili hayat yaşamak istemediğini" özel ve kamusal alan arasındaki ayrımların gittikçe bulanıklaştığını söylüyor: 

Son 40 yılda İran kültürünün büyük bir kısmı özel alanlarda, yani evlerde, partilerde ve kısıtlı ortamlarda varlığını sürdürdü. Ancak bugün aynı değerler, duygular ve yaşam tarzları kamusal alanda da yeniden üretiliyor.

Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, seçim kampanyasında daha fazla sosyal özgürlük vaadinde bulunmuştu. NYT'nin analizinde hükümetin gençlerin liderliğindeki dönüşümü "bastırmaktan çekindiği veya buna gücünün yetmediği" yorumu yapılıyor. 

22 yaşındaki Mahsa Emini'nin başörtüsü kurallarına uymadığı iddiasıyla gözaltına alınıp işkence sonucu öldürülmesiyle İran'da 2022'de patlak veren protesto dalgası da hatırlatılıyor. Kuraklık, ekonomik kriz ve haziranda 12 gün süren İsrail-İran savaşının etkilerinden toparlanmaya çalışan Tahran yönetiminin, benzer bir tepkiyle karşılaşma endişesiyle etkinliklere karşı sert önlemler almadığı yazılıyor. 

Diğer yandan muhafazakarların değişimden rahatsız olduğuna da dikkat çekiliyor. NYT'nin İran medyasından aktardığına göre İstihbarat Bakanlığı, sosyal kurallardaki gevşemeye ve kadınların başörtüsünden uzaklaşmasına dair ülkenin dini lideri Ali Hamaney'e rapor sundu. Hamaney'in de "gençlerin ve kadınların hizaya getirilmesi" talimatı verdiği öne sürülüyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Iran Wire


Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
TT

Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile bir anlaşmanın mümkün olabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Netanyahu, geçen hafta Suriye’de yaşanan çatışmada yaralanan askerleri ziyaret ederken yaptığı açıklamada, “Suriye’den beklenen, Şam’dan mevcut tampon bölgeye kadar silahsızlandırılmış bir tampon hat oluşturmasıdır. Buna elbette Hermon Dağı’nın etekleri ve zirvesi de dahildir” dedi.

Netanyahu, “Bu bölgeler üzerindeki kontrolümüzü, İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için sürdürüyoruz. Eğer iyi niyet gösterilir ve bu ilkeler üzerinde anlaşılırsa, Suriyelilerle bir anlaşmaya varmak da mümkün. Ancak her koşulda kendi ilkelerimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan İsrail medyasına göre Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi.

Yediot Aharonot’a bağlı Ynet haber sitesinin aktardığına göre görüşme, Kudüs’te Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşti.

Ortagus’un ilerleyen saatlerde Beyrut’u ziyaret etmesinin beklendiği bildirildi.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.