Ömer ed-Dakir: Devrimci Cephe ile önemli konularda anlaşmaya vardık

Ömer ed-Dakir (EPA)
Ömer ed-Dakir (EPA)
TT

Ömer ed-Dakir: Devrimci Cephe ile önemli konularda anlaşmaya vardık

Ömer ed-Dakir (EPA)
Ömer ed-Dakir (EPA)

Sudan Kongre Partisi Genel Başkanı Ömer ed-Dakir, silahlı Devrimci Cephe ile uzun süre istişarelerde bulunan Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri (ÖDBG) heyetinin bir dizi önemli konuda anlaşmaya vardığını açıkladı.
Şarku’l Avsat’a verdiği özel röportajda Devrimci Cephe'nin geçiş dönemine ilişkin anayasa bildirisi hususunda memnuniyetsizliğini dile getiren Dakir, heyet üyelerinin bildirideki 69'uncu maddeye ilişkin yaptığı düzenlemeler sonrasında çözüme ulaşıldığını belirtti.
Devrimci Cephe'nin ÖDBG’nin bir parçası olduğunu ve geçiş döneminde tüm iktidar organlarına katılma hakkının bulunduğunu belirten Dakir, konuya dair şunları söyledi;
“Özgürlük ve Değişim koalisyonu ile Askeri Geçiş Konseyi arasında nihai anlaşmanın imzalanmasının öncesinde belge üzerinde düzenlemelerin yapılmasını umuyoruz. Bizim için önemli olan anlaşmazlıkları çözmek ve barış sürecini geçiş döneminin öncelikleri arasında koymaktır.”
Sudan Kongre Partisi Genel Başkanı Ömer ed-Dakir,  Şarky'L Avsat'a verdiği röportajda müzakerelerden ülkedeki son duruma dair birçok konuda açıklamalarda bulundu.
-Addis Ababa'dan Kahire'ye Devrimci Cephe ile ÖDBG arasındaki istişarelerin neticesi ne oldu?
Kahire'de yapılan toplantılar Addis Ababa’daki istişarelerimizin devamıdır. Devrimci Cephe bayrağı altındaki silahlı hareketler, bu toplantılar sırasında objektif sorunları gündeme getirdi. Ancak ÖDBG ile AGK arasında uzlaşılan anayasa bildirisinin, Devrimci Cephe liderliğini tam anlamıyla tatmin ettiği söylenemez. Görüşmeler sırasında 66’ıncı ve 67’inci maddeye ilişkin çekincelerini dile getirdiler. Kahire'de bu çekinceleri tartıştık ve çözüme ulaştık. Ancak geçici hükümetin oluşumunun zamanlaması konusundaki farklı görüşler nedeniyle tam bir uzlaşıya varılmadı. Ortak bir vizyona ulaşmak amacıyla Devrimci Cephe’deki yoldaşlarımızla görüşmeye devam edeceğiz.
-Ulaştığınız çözüm nedir?
Anayasa bildirisinin 66’ıncı maddesinin metninde düzenlemeler yapıldı ve geçici hükümet ile silahlı hareketler arasında imzalanan barış anlaşmalarının bildiriye dahil edilmesi kararlaştırıldı.
-Devrimci Cephe, ÖDBG ile arasındaki bir anlaşmadan geri çekildiğinden bahsediyor. Anlaşma neydi?
Addis Ababa'da bir dizi önemli konuda anlaşmaya vardık. Ancak ÖDBG içerisinde yer alan bazı güçler toplantılara katılan koalisyon heyetinin yetkilendirilmediğini söyledi. ÖDBG içerisindeki bloklar arasında bazı hususlarda görüş ayrılıkları var. Bizim için önemli olan takım ruhuyla anlaşmazlıkların üstesinden gelmek ve ortak bir hedefe odaklanmaktır. Barış meselesi geçiş dönemi konularının arasında öncelikli bir konuma sahiptir.
-Devrimci Cephe ile anlaşmaya varılmaması, geçici hükümetin çalışmalarının önünde engel teşkil eder mi?
Devrimci Cephe ile tam bir uzlaşıya varmak için kararlılıkla ve içten bir gayretle çalışacağız. Bu temel konulara ilişkin anlaşmazlıkların ne geçiş dönemine ne de ülkeye hiçbir faydası yoktur.
-Devrimci Cephe bünyesindeki silahlı hareketlere bu kadar ehemmiyet verilirken neden Abdülaziz el-Helu ve Abdulvahid en-Nur hareketleri görmezden geliniyor?
Herhangi bir tarafın görmezden gelinmesi söz konusu değil. ÖDBG Abdülaziz el-Helu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) ile görüşmelerde bulunması için Juba'ya bir heyet göndermişti. Ancak hareket, kuruluşundan sonra doğrudan sivil hükümetle müzakere yapmayı tercih etti. Devrimci Cephe ise Özgürlük ve Değişim koalisyonun bir parçasıdır. Bu nedenle, Devrimci Cephe ile gerçekleştirdiğimiz görüşmeler barış meselesiyle sınırlı değil.  Bilakis koalisyonun iç birliği, örgütsel ve politik çalışmaları hakkında da kendileriyle istişarelerde bulunuyoruz.  İletişim ve diyalog yoluyla, silahlı mücadelenin tüm hareketlerinin özgürlük ve değişim güçleri koalisyonunun bir parçası olmasını ve devrime katıda bulunmalarını umuyoruz.
-Nida Sudan Koalisyonu güçlerinin başbakan ve hükümet bakanlarının ataması için Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri dahilinde bir liderlik konseyi oluşturulması şartını öne sürdüğü söyleniyor. Bu ne kadar doğru?
Nida Sudan Koalisyonu güçleri, Özgürlük ve Değişim koalisyonunun bütün blokları tarafından kabul edilen bir pozisyon ortaya koydular. Bu tutum, Özgürlük ve Değişim koalisyonunun örgütsel ve politik çalışmalarını geliştirme ihtiyacına odaklanıyor. Bunun amacı ise devrim koalisyonunun bir koalisyon hükümetine geçmesidir. İktidarın karşı karşıya kalacağı çeşitli zorluklara cevap verilmesini sağlayacak örgütsel bir gelişme olmaksızın yeni aşamaya giremeyiz.
-Anayasa bildirisinde başbakana, parti mensuplarından iki kişiyi geçiş hükümetinde bakan olarak atama hakkı veriliyor. BU isimler kimler? Üzerlerinde uzlaşıya varılabilir mi ve hangi bakanlıklara getirilecekler?
Bu, siyasi anlaşmanın hükümlerinden biri olmakla birlikte anayasa bildirisinde bulunmuyor. Geçici hükümet, üzerinde ittifak edilen hususlar doğrultusunda bir teknokratlar hükümeti olacak. Bu doğrultuda yeterlilik sahibi kimselerin nitelendirildiği ‘bağımsız’ kelimesinin açıklanması mahiyetinde anayasa bildirisine bir ek yapıldı. Dolayısıyla bu, bir kişinin parti mensubu olmasının adaylıktan men edilmesi için bir ölçü olmadığını gösteriyor. Adaylar belirtilen ölçüler doğrultusunda talep edilen yeterliliğe sahip oldukları takdirde herhangi bir sorun olmayacak. Bakanlar listesinin nihai hali, başbakanın özgürlük ve değişim koalisyonu ile gerçekleştireceği istişareler sonrasında kendisi tarafından belirlenecek.
-Sizce geçiş döneminde karşı karşıya kalınacak zorluklar nelerdir ve Sudan Kongre Partisi olarak sizin de desteğinizi alan hükümet bununla nasıl başa çıkabilir?
Partimizin geçiş sürecinde karşı karşıya kalacağı birçok zorluk var. Karşı devrim planları ve önceki rejimin unsurlarının yanı sıra koalisyon içerisindeki yoldaşlarımızla devrimin hedeflerini ve birliğimizi muhafaza etmek gibi sorunlarla karşı karşıya kalacağız. En önemli zorluklardan biri, Sudan halkının öncelikleri doğrultusunda istikrarlı ve güçlü bir şekilde çalışmaları sürdürmektir. Bunların başında barış, içerisinde bulunulan yaşam koşulları ve demokratik dönüşüm meseleleri geliyor. Partimizin ve halkın bunların üstesinden geleceğine güveniyoruz. Halkımızla birlikte hayalini kurduğumuz yolda yürümeye devam ediyoruz. Yolun yarısında geri dönmeyeceğiz.
-Sudan'ın yaşadığı zorluklar ve karmaşıklıkların geçiş döneminin hedeflerine ulaşılamamasına yol açacağına dair birtakım endişeler var. Bu konudaki yorumunuz nedir?
Sudan gerçeğinin karmaşık ve büyük zorlukları olduğu doğrudur. Fakat Sudan halkının birliği ve iradesi ile bu sorunlarla yüzleşeceğine ve bilinçli bir şekilde ele alarak bunların üstesinden geleceğine inanıyorum. Geçiş dönemi iktidarı nasıl olursa olsun Sudan devrimcileri gözleri açık bir şekilde uyuyarak sürekli bir şekilde iktidarı denetleme görevini yerine getirecektir. Devrimin hedeflerine doğru kat edilen yolda karşısına çıkabilecek herhangi bir engeli aşabilecek güçlü bir irade var.



Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Süleyman Oso, konseyin, sınır komşusu Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemediğini söyledi. Türkiye'nin uzun bir sınırı paylaşan komşu bir ülke olduğunu ifade eden Oso, Türkiye'nin Suriye'deki Kürt halkının mahremiyetine saygı göstereceğini umduğunu belirtti.

Oso, Türkiye-Suriye yakınlaşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Esed arasında yakın zamanda bir görüşme yapılacağına dair çıkan söylentilerle ilgili özellikle de ENKS içinde Kürtlerin endişeli olup olmadığına ilişkin soruları yanıtladı.

Oso Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, ENKS’nin Suriye muhalefetinin bir parçası olduğunu dile getirdi. Oso kapsamlı çözümün, Suriye'deki azınlıklar ve milliyetler meselesine adil bir çözüm bulmayı da içeren uluslararası kararlarda yattığını vurguladı.

ENKS’nin Suriye devrimine katıldığından bu yana Suriye'nin ulusal çıkarlarını temel aldığına dikkat çeken Oso, “Ulusal haklarımız için endişe duyuyoruz. Bu rejim, varlıklarının anayasal olarak tanınmasını ve ulusal haklarının güvence altına alınmasını isteyen Kürt halkının taleplerini karşılamıyor. Kürt halkının ulusal haklarını halen inkâr ediyor” ifadelerini kullandı.

Oso ayrıca, Suriye'deki Kürt bölgesiyle ilgili olarak rejim ve Türkiye arasında anlaşmalar yapılacağına olan inancını dile getirdi.

sdcfvgbr
Halep'in kuzeyindeki el-Bab kentinde askeri karargah önünde gerçekleşen halk protestolarından (arşiv)

Oso, Türkiye'deki mültecilerin Türk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde yaşanan ihlallere ve gösterilere maruz kalmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Rejim aygıtlarının baskı ve zulmü nedeniyle evlerini terk eden Suriyeli mültecilere yönelik Türkiye, Lübnan ve Irak'taki nefret söylemini endişeyle takip ediyoruz. Türk muhalefeti tarafından Suriyeli mültecilere karşı uygulanan bu söylemi şiddetle kınıyoruz.”

Oso, ‘bunun devam etmesine izin vermenin Türk devletinin çıkarına olmadığını ve mültecileri korumak için acil yasal çözümler getirilmesini beklediklerini’ vurguladı.

Özerk yönetim seçimleri

Oso, özerk yönetim belediye seçimlerine katılmayı reddetmeleri hususunda ise “Bu seçimleri boykot ettiğimizi resmî açıklamalarla duyurduk” dedi.

asdf
Ed-Derbasiye kasabası sakinleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki yerel seçimler için yapılan ön seçimlerde oylarını kullandı. (Şarku’l Avsat)

Oso sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde mutabık kaldığımız maddelerden biri de yerel seçimlerin düzenlenmesiydi. O dönemde, seçim maddesi de dahil olmak üzere siyasi anlaşmanın yüzde 70'inden fazlasını tamamlamıştık. Bu maddede iktidar ortaklığı, ortak bir yönetim kurulması, ENKS'nin geçiş döneminde 11 ay boyunca bölge yönetiminde gerçek bir ortak olması, uygun koşulların yaratılması, vatandaşlar arasında güvenli bir atmosfer oluşturulması, yönetimin bölgedeki tüm siyasi bileşenleri temsil ettiği konusunda onlara güven verilmesi ve bölge sakinlerinin sandığa gidip özgürce oylarını kullanmaları için güvenlerinin arttırılması konusunda anlaşmıştık. Ancak, bu müzakereler, karşı tarafın uzlaşmazlığı nedeniyle kısa sürede sekteye uğradı ve çöktü.”

sdvfr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

ENKS’nin son seçimlere katılmayı reddetmesinin nedenine ilişkin olarak Oso, “Suriye'de seçimlerin yapılması için 2254 sayılı uluslararası kararla belirlenen koşullar mevcut değildi. Baskı ve otoriter yönetimin varlığında da hiçbir zaman bu güvenli koşullar olmayacak. İster özerk yönetim belediye seçimleriyle ilgili olsun, ister Suriye Halk Meclisi seçimleriyle ilgili olsun hepsinin sonuçları iktidar partileri lehine belirleniyor” açıklamasında bulundu.

Oso, yönetim seçimlerinin başka askeri işgallere yol açacağından korktuğunu ifade etti. Yönetim seçimlerine devam ederse kuzeyde yeni bir Türk askeri operasyonu konusunda ciddi endişeler olduğunu vurgulayan Oso, Türkiye'nin daha önce Afrin'i almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini, ayrıca Rasulayn ve Tel Abyad'ı almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini belirtti.

ENKS Başkanlığı’nın ABD Suriye Özel Temsilcisi ile yaptığı görüşmeye de değinen Oso, “ABD Temsilcisi, ABD yönetimi adına müzakerelerin yeniden canlandırılması için bir girişimde bulundu ve bu müzakerelerin başarıya ulaşması konusunda ciddi olduklarını söyledi. Biz de kendisine karşı tarafın, yani PYD’nin ihlalleri nedeniyle müzakerelerin durduğunu, zira daha önce SDG Komutanı Mazlum Abdi ve ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi Yardımcısı David Brownstein'ın taahhütlerini içeren bir garanti belgesi imzalandığını söyledik. Garanti belgesi kapsamında müzakerelere geri dönmeye hazır olduğumuzu ifade ettik” şeklinde konuştu.

ENKS Başkanı, Kürt hareketinin iki tarafı arasındaki çıkmazda bir ilerleme sağlanmasının zor olduğunu düşünüyor. “Bugüne kadar bu çıkmazda bir ilerleme kaydedilemedi. Buradaki durumu daha da karmaşık hale getiren şey, bu ayın başlarında kaçırılan 12 üyesinin serbest bırakılması talebiyle ENKS’nin düzenlediği barışçıl toplantı sırasında ENKS destekçilerine ve üyelerine yapılan saldırı oldu” diyen Oso, söz konusu saldırının ABD'nin Kürt-Kürt müzakerelerini yeniden canlandırma çabalarını baltalamaya yönelik bir mesaj olduğunu açıkladı.

Suveyda ayaklanması

Başka bir bağlamda Oso, Suveyda’da yaşananlar hakkında şunları söyledi: “Suriye'deki Kürt halkının kıymetli vilayeti olan ve Dürzi kardeşlerimizi de içeren Suveyda’daki protestoların başlamasından bu yana ENKS, özgürlük, demokrasi ve tüm Suriyeliler yararına federal bir Suriye için yapılan bu barışçıl protestoların yanında yer aldı.”

dvfbr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

Uluslararası topluma Suriye krizinin çözümüne yönelik kararların uygulanmasını hızlandırma çağrısında bulunan Oso, “Tüm Suriyelilerin ekonomik durumunun çok kötü olması ve mutlak çoğunluğun yoksulluk tehdidi altında yaşaması nedeniyle Suriye halkı bir bütün olarak açlığa, yoksulluğa ve yokluğa daha fazla tahammül edemez. Sığındıkları ülkelerde yerlerinden edilen Suriyeli mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilenlerin trajedilerini unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Oso, ENKS’nin Suriye muhalefetiyle kurduğu ittifakın Suriyelilerin kurtuluşu için bir seçenek olduğunu vurguladı. “Koalisyonun ve müzakere organının bir parçasıyız. Uluslararası sponsorluk altında oluşturulan anayasa komitesinin de bir parçasıyız. Kaderimiz bir bütün olarak Suriye halkıyla bağlantılı. Muhalefet saflarına katıldığımızda Suriye halkının yanında durmayı seçtik” şeklinde konuşan Oso, koalisyonda ve Suriyeli muhalif güçlerle birlikte temsil edilmelerinin her konuda aynı fikirde oldukları anlamına gelmediğini belirtti. Özellikle de Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad kentlerinde yaşanan ihlaller ve buralardaki hizipçi kaos hakkında kesinlikle farklı noktalarda olduklarını beyan eden Oso sözlerini şöyle noktaladı:

“Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad şehirlerinden Haseke ve Kamışlı kamplarına yerleştirilen tüm yerinden edilmiş insanlar, geçici koalisyon hükümetine bağlı gruplar tarafından yönetilen evlerine dönmeyi dört gözle bekliyor. Umarım koalisyon bu konudaki karar ve politikalarını yeniden gözden geçirir ve yerinden edilen herkesin evlerine ve mülklerine dönmesi için çalışır. ENKS bu konuyu ilgili tüm taraflarla birlikte ele almak için çalışıyor.”