​Güney Sudan, koronavirüs nedeniyle UNMISS’in faaliyetlerinin askıya alınmasını istiyor

Fotoğraf (Arşiv_AFP)
Fotoğraf (Arşiv_AFP)
TT

​Güney Sudan, koronavirüs nedeniyle UNMISS’in faaliyetlerinin askıya alınmasını istiyor

Fotoğraf (Arşiv_AFP)
Fotoğraf (Arşiv_AFP)

Güney Sudan ordusu, Birleşmiş Milletler’den (BM) Güney Sudan’daki Barışı Koruma Misyonu'nun (UNMISS) faaliyetlerinin askıya alınmasını istedi. Ordu, Asyalı unsurlardan oluşan misyonun bazı üyeleri arasında koronavirüs vakalarına rastlanıldığına dair haberler nedeniyle böyle bir talepte bulundu.
Ordu Sözcüsü Lol Rowai Kwang, söz konusu vakaların güvenlik nedeniyle ifşa edilmediklerini belirterek ordu yönetiminin, BM’ye Çin, Kamboçya, Hindistan, Nepal ve Güney Kore dahil UNMISS’de görev yapan Asyalı askerlerin misyona dönmesini askıya alma çağrısında bulunduğunu kaydetti. Sözcü, Güney Sudan Genelkurmay Başkanı Gabriel Jok Riak'ın, bu konuda BM misyonuna bir mektup gönderdiğini bildirdi.
Başkent Cuba’daki ilgili kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda hükümetin Birleşmiş Milletler misyonuna yönelik askeri talebinin koronavirüsün Çin, Güney Kore ve Kamboçya'dan Asyalı askerler arasında yayılmasından kaynaklandığını belirttiler. Ancak aynı kaynaklar, söz konusu ülkelerdeki koronavirüs vakalarının görülmesinin ardından Güney Sudan’a bu ülkelerden yeni unsurların gelip gelmediğine dair bir bilgi vermediler. Misyonda görevli personelin çoğunluğunu oluşturan Asya ülkelerinden Güney Sudan'a yeni unsurların gönderilmeyeceğine dair herhangi bir güvence verilmediğini de ifade eden kaynaklar, hükümetin vatandaşlar arasında panik yaşanamaması için bu konuda açıkça konuşmayacağını sözlerine eklediler.
Buna karşın Ordu Sözcüsü Kwang, UNMISS unsurlarının geri dönüşünün askıya alınmasının nedenine değinmezken Genelkurmaybaşkanlığının koronavirüs vakalarının ortaya çıkmasıyla uluslararası güçlerin yeniden ülkedeki misyonlarına dönüşünü askıya alma isteği arasında herhangi bir bağlantının varlığını reddetti. Bu talebin güvenlik tedbirleriyle ilişkili olduğunu ifade eden Sözcü, “UNMISS güçlerinin misyona geri dönüşlerinin askıya alınması, koronavirüs salgının patlak vermesinden kaynaklanmıyor... Bu doğru değil” diye konuştu.
Öte yandan İngiltere Ulusal Suç Ajansı (NCA) Güney Sudan’daki yolsuzluğa karışan siyasi ağlarla bağlantıları olan ‘kirli’ fonlara karşı ilk kez bir uyarı yayınladı. NCA, İngiltere için en büyük tehdidi oluşturan suçluları hedefleyerek ve izleyerek organize suçları azaltmak için mücadele eden bir kuruluş. Yapılan uyarı ise her zamanki gibi yasal mali işlemlerin ve işlerin sürdürülmesini sağlamaya çalışırken Güney Sudan'daki yasadışı faaliyetlerin engellenmesini hedefliyor.
İngiltere Ulusal Mali Suç Merkezi (National Economic Crime Centre - NECC) Direktörü Graeme Biggar, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Yolsuzluk yapanlar ve suç örgütlerinin İngiltere'nin düzenlediği ticaret sektöründen faydalandığı biliniyor. Bunu İngiltere genelinde para aklamak veya mal varlıklarını İngiltere’de saklamak için yapıyorlar” ifadelerini kullandı.
NCA, İngiltere’nin Juba Büyükelçisi Chris Trott’un şu açıklamalarını aktardı;
“Güney Sudan’daki iç savaşın 2013'ten bu yana 380 binden fazla insanın hayatına mal oldu. Bu, sivillerin kasıtlı olarak hedef alınması, tecavüzün bir savaş silahı olarak kullanılması ve çocukların zorla silah altına alınması da dahil olmak üzere büyük insan hakları ihlalleri ile karakterize bir savaştır. İç savaş, yolsuzluğu körükledi. Ülkenin önde gelen siyasi ve askeri isimlerinin çoğu, petrol ve doğal gaz gelirleri de dahil olmak üzere ülkenin doğal kaynaklarını yağmalamak, kendilerini zenginleştirmek ve devam eden savaşı finanse etmek için kullandılar. BM’nin 2018 yılında Güney Sudan’a koyduğu silah ambargosuna rağmen silah satın alma ve milis güçler oluşturma faaliyetlerini finanse ettiler. Yolsuzluk sadece savaşı uzatmakla kalmadı, aynı zamanda kalkınmayı da engelledi.”
Kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan The Sentry’nin (Nöbetçi) kurucularından George Clooney, NCA tarafından atılan adımlardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Clooney, “NCA, çekilen acılardan ve insan hakları ihlallerinden yararlanan açgözlü ağlar karşısında eşi benzeri görülmemiş bir eylemde bulundu” dedi. Clooney, ilk kez Güney Sudan odaklı Suçla Mücadele Komisyonu oluşturulduğuna işaret etti.
Bununla birlikte İngiltere’nin adımı, ABD Maliye Bakanlığı’nın 2017’de uluslararası mali sistemi korumak için daha fazla tutarlılık sağlamak amacıyla Güney Sudan ile ilgili aldığı Mali Suçlar Uygulama Ağı (Financial Crimes Enforcement Network - FinCEN) kararlarıyla da uyumlu.



Witkoff ve Kushner, AB dışişleri bakanlarına Gazze'deki gelişmeler hakkında bilgi verdi

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)
TT

Witkoff ve Kushner, AB dışişleri bakanlarına Gazze'deki gelişmeler hakkında bilgi verdi

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner ve ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff Berlin'deki Adlon Oteli'nden ayrılırken (AFP)

Bir Avrupalı yetkili, ABD Başkanı Donald Trump’ın özel temsilcileri Steve Witkoff ve Jared Kushner’ın bugün Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarını Trump’ın Gazze’ye ilişkin planındaki son gelişmeler hakkında bilgilendirdiğini açıkladı. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre bilgilendirme, video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen bir çevrim içi toplantı sırasında yapıldı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, günün erken saatlerinde yaptığı açıklamada, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas’a, Brüksel’de düzenlenen bir toplantı kapsamında Amerikalı temsilcilerin AB dışişleri bakanlarına planın uygulanmasına ilişkin son durumu aktarmasını önerdiğini söyledi.

Witkoff ve Kushner aynı zamanda, Almanya Başbakanlık Ofisi’nde düzenlenen bir toplantıya katılarak, uzun süredir devam eden Rusya-Ukrayna savaşının nasıl sona erdirilebileceğine dair görüşmeler yaptı. Ukrayna’nın olası toprak tavizleri, Kiev’e yönelik gelecekteki güvenlik garantileri ve Moskova’nın Avrupalılar ile Amerikalılar tarafından sunulabilecek herhangi bir öneriyi kabul edip etmeyeceği konularında ise belirsizlik sürüyor.

Trump yönetimi, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesini sağlayarak yeniden savaşa dönülmesini önlemeyi ve kırılgan ateşkesi korumayı hedefliyor. Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı iki gün önce anlaşmanın geçtiğimiz ekim ayında yürürlüğe girmesinden bu yana İsrail saldırılarında 383 Filistinlinin hayatını kaybettiğini açıklarken, Hamas mensuplarının düzenlediği saldırılarda da bazı İsrail askerlerinin öldüğü bildirildi.

Anlaşmanın ikinci aşaması, İsrail’in Gazze’nin bazı bölgelerinden çekilmesini, uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasını ve Trump’ın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyini içeren yeni yönetim yapısının hayata geçirilmesini öngörüyor.


Trump'ın Fed başkan adayı, bankaların bağımsızlığını taahhüt etti

Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)
Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)
TT

Trump'ın Fed başkan adayı, bankaların bağımsızlığını taahhüt etti

Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)
Kevin Hassett, 13 Kasım 2025 tarihinde Beyaz Saray'da kameralara konuşurken (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomi danışmanı ve ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanlığı için en güçlü aday olarak gösterilen Kevin Hassett, Fed’in temel görevinin bağımsızlığını ortaya koymak olduğunu vurgularken, buna karşın başkanın görüşlerinin de ‘önemli olmaya devam ettiğini’ söyledi.

Hassett, CBS televizyonunda yayımlanan Face the Nation programına verdiği demeçte, “Başkanın üst düzey danışmanı olarak, farklı konular hakkında onunla neredeyse her gün konuşuyorum” dedi.

Mevcut Fed Başkanı Jerome Powell’ın görev süresinin gelecek mayıs ayında sona ermesi sonrası bu göreve getirilmesi hâlinde, başkanla istişareyi sürdürüp sürdürmeyeceği sorusuna Hassett, “Para politikasını zaten görüştüm” yanıtını verdi.

Hassett, “Başkan Trump’ın yapılması gerekenlere ilişkin güçlü ve iyi düşünülmüş görüşleri olduğuna inanıyorum. Ancak nihayetinde Fed’in görevi bağımsız olmaktır” ifadelerini kullandı.

Başkanın görüşlerinin Fed Yönetim Kurulu üyelerinin oylarıyla aynı ağırlığa sahip olup olmadığı sorusuna ise Hassett net bir şekilde, “Hayır, kesinlikle değil… Hiçbir ağırlığı olmayacak” cevabını verdi.

“Burada mesele yalnızca görüşün doğruluğu ve veriye dayanıp dayanmadığıdır” diye ekledi.

Trump, 2 Aralık’ta yaptığı açıklamada, 63 yaşındaki Hassett’in Jerome Powell’ın yerine geçmesi için en güçlü aday olduğunu belirtmişti.

Ekonomi alanında doktora derecesine sahip olan Hassett, halen Beyaz Saray bünyesinde faaliyet gösteren ve başkan ile ABD yönetimine ekonomi politikaları konusunda danışmanlık yapan Ulusal Ekonomi Konseyi’nin başkanlığını yürütüyor. Hassett ayrıca, Trump’ın ekonomi politikalarını savunmak üzere sık sık televizyon programlarına katılıyor.

Hassett, Fed başkanlığı için potansiyel aday olarak öne çıkıyor

Trump’ın ilk görev döneminde Hassett, ekonomik araştırma ve analizle görevli bir başka kurum olan Ekonomik Danışmanlar Konseyi’nin başkanlığını yürüttü.

Öte yandan, iç bölünmelerin yaşandığı Fed, çarşamba günü bu yıl üst üste üçüncü kez faiz indirimine gitti. Fed, enflasyonun yüksek seyrini koruduğu ve Trump yönetiminin ikinci döneminde uygulamaya konulan gümrük tarifelerinin ekonomide olumsuz etkiler göstermeye başladığı bir ortamda, iş gücü piyasasına ilişkin artan endişelere işaret etti.

Faiz oranının çeyrek puan düşürülmesiyle hedef aralık yüzde 3,50 ile yüzde 3,75 seviyesine çekildi. Bu oran, yaklaşık üç yılın en düşük düzeyi olarak kayda geçti.

Hassett dün CBS kanalında yaptığı açıklamada, Trump’ın ekonomi politikalarını savunurken, olası bir diğer aday olan Kevin Warsh’a da atıfta bulunarak, “Eğer Fed Başkanı olursa, Kevin Warsh’un da başkanla konuşmasını umuyorum” dedi.

Fed başkanlığına aday gösterilecek herhangi bir ismin, Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu ABD Senatosu’nun onayını alması gerekiyor.

Trump, ilk döneminde atadığı Jerome Powell’ın görev süresini kısaltmaya yönelik girişimlerde bulunmuş, sert eleştiriler ve tekrarlanan şikâyetlerle Powell’ı hedef almıştı. Trump, daha sonra bu atamadan duyduğu pişmanlığı dile getirerek, Fed’in faizleri ‘fazla yüksek’ seviyelerde tuttuğunu savunmuştu.

Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Fed’in o gün aldığı kararda politika faizini en az ‘iki katı’ oranında düşürebileceğini söyledi.

Pazar günü Beyaz Saray’da yaptığı açıklamalarda Powell’a yönelik eleştirilerini sürdüren Trump, “Onun liderliği altında sıkıntı çekiyoruz. Yakında faizleri düşürmek isteyen ehil bir Fed başkanına kavuşacağız” ifadelerini kullandı.

Trump, “O yetersiz… Trump karşıtlığı sendromundan mustarip, beceriksiz bir kişi” dedi.


Avustralya: Müfettişler, Bondi Plajı saldırısının faillerinin DEAŞ mensubu olduklarına inanıyor

Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
TT

Avustralya: Müfettişler, Bondi Plajı saldırısının faillerinin DEAŞ mensubu olduklarına inanıyor

Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)
Bondi Plajı saldırısının şüphelisinin evini çevreleyen şeridi kaldıran Avustralyalı bir polis memuru (Reuters)

Avustralya Yayın Kurumu (ABC), Avustralya istihbarat biriminin altı yıl önce Bondi Plajı saldırganlarından birinin DEAŞ ile bağlantıları olduğunu araştırdığını bildirdi.

Avustralya polisi, 50 yaşındaki bir adam ile 24 yaşındaki oğlunun pazar günü Sidney’de ünlü bir plajda Hanuka Bayramı kutlaması yapanlara ateş açtığını, saldırıda 15 kişinin hayatını kaybettiğini ve 40’tan fazla kişinin yaralandığını açıkladı.

Avustralya medyası, saldırganların Sajid Akram ile oğlu Naveed Akram olduğunu ve Sajid Akram’ın polisle çıkan çatışmada öldüğünü, Naveed Akram’ın ise polis gözetiminde hastanede tedavi gördüğünü bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın ABC’den aktardığına göre, Bondi Plajı saldırısını soruşturan ortak terörle mücadele ekibindeki üst düzey bir yetkili, Avustralya Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı’nın (ASIO) 2019 yılında Naveed Akram ile ilgili bazı şüpheleri araştırdığını belirtti.

Haberde, Naveed Akram’ın, Temmuz 2019’da yakalanan ve Avustralya’da bir terör eylemi planlamakla suçlanan DEAŞ üyesiyle yakın bağlantısı olduğunun düşünüldüğü ifade edildi.

ABC, terörle mücadele soruşturmacılarının, Bondi Plajı saldırısını gerçekleştiren silahlı kişilerin DEAŞ mensubu olabileceğine inandığını bildirdi.

ABC’ye konuşan yetkililer, silahlı kişilerin araçlarında iki DEAŞ bayrağı bulunduğunu da açıkladı.

ASIO Genel Direktörü Mike Burgess dün gazetecilere yaptığı açıklamada, saldırganlardan birinin kendileri tarafından bilindiğini ancak ‘acil tehdit’ olarak görülmediğini belirterek, “Dolayısıyla burada yaşanan olayın şartlarını yeniden gözden geçirmemiz gerektiği açık” dedi.

Yeni Güney Galler polisi ise ABC’nin haberini doğrulayamayacaklarını belirtirken, ASIO da ‘bireyler veya devam eden soruşturmalar hakkında yorum yapmadığını’ açıkladı.