İran dini lideri Hamaney: Siyonist İsrail virüsünün kökünü kazıyacağız

İran dini lideri Hamaney: Siyonist İsrail virüsünün kökünü kazıyacağız
TT

İran dini lideri Hamaney: Siyonist İsrail virüsünün kökünü kazıyacağız

İran dini lideri Hamaney: Siyonist İsrail virüsünün kökünü kazıyacağız

İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney Dünya Kudüs Günü kapsamında yaptığı açıklamada, "Siyonist İsrail virüsünün kökünü kazıyacağız" dedi.
Dünya Kudüs Günü nedeniyle devlet televizyonunda konuşma yapan İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, "Dünya Kudüs Günü'nü memnuniyetle karşıladı ve insanlar Filistin bayrağını dalgalandırmak olan bu günü, ilk vacip işleri olarak kutladı. Siyonizmin temel politikası Filistin meselesini küçümsemek ve Müslüman toplulukların zihninde onu unutturmaktır" dedi.

"Sözde milletlerin teşkilatı olan Birleşmiş Milletler görevini yapmıyor"
ABD ve Avrupa'nın neden olduğu ölümlerin tıpkı korona virüsten hayatını kaybedenler gibi sayılması gerektiğini belirten Ayetullah Hamaney, İslam dünyasında yakılan savaş ateşinden kimlerin sorumlu olduğunu sorarak, "Afganistan, Yemen, Libya, Irak, Suriye ve diğer ülkelerde dökülen tüm bu kanlardan kim sorumlu? Filistin'deki tüm bu cinayetten, yıkımdan ve baskıdan kim sorumlu?" diye konuştu.
Hamaney, "Neden İslam dünyasındaki bu milyonlarca mazlum çocuğu, kadını ve erkeği saymadınız? Neden kimse Müslümanların katledilmesinden dolayı baş sağlığı dileğinde bulunmuyor? Neden milyonlarca Filistinli 70 yıl sürgünde, evlerinden uzakta yaşamak zorundalar? Neden Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs-ü Şerif'e hakaret ediliyor? Sözde milletlerin teşkilatı olan Birleşmiş Milletler görevini yapmıyor" dedi.

"Siyonist İsrail virüsünün kökünü kazıyacağız"
ABD ve İsrail tarafından Filistin meselesinin unutturulmaya çalışıldığını vurgulayan Hamaney İsrail'in ortadan kaldırılması gereken bir virüs olduğunu belirterek, "Siyonist İsrail virüsünün kökünü kazıyacağız. Bu rejimi önümüzde zorlu günler bekliyor olacak" ifadelerini kullandı. Hamaney, "Siyonist rejim bölge için ölümcül bir uzantı, net bir kayıptır ve kesinlikle kökünden sökülecek ve ortadan kaldırılacaktır. Tüm imkanlarını bu rejim politikalarının hizmetine sunanlar için geriye sadece utanç kalacaktır" şeklinde konuştu.
Filistin meselesi hakkında Hamaney, "Bu trajedideki temel suçlu, Batılı hükümetler ve onların şeytani politikalarıdır. Birinci Dünya Savaşı'nı kazanan devletler, Osmanlı İmparatorluğu'nun Asya'daki topraklarını en önemli savaş ganimeti olarak aralarında paylaştığı gün, hakimiyetlerini sürdürebilmek için bölgenin kalbinde güvenli bir üs oluşturma ihtiyacı hissettiler" dedi.
İran'da her yıl Ramazan ayının son Cuması Kudüs Günü olarak anılmakta. Bu yıl korona virüs nedeniyle ülke genelinde etkinlikler sanal platformlarda düzenlenirken, virüs tehdidinin azaldığı beyaz bölgelerde Kudüs yürüyüşleri yapıldı.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.