Hindistan, ABD ile yakınlaştıkça Çin ile krizleri artıyor

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping ile Ekim 2019’da Hindistan’da bir araya geldi (Reuters)
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping ile Ekim 2019’da Hindistan’da bir araya geldi (Reuters)
TT

Hindistan, ABD ile yakınlaştıkça Çin ile krizleri artıyor

Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping ile Ekim 2019’da Hindistan’da bir araya geldi (Reuters)
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping ile Ekim 2019’da Hindistan’da bir araya geldi (Reuters)

Hindistan ve Çin arasında son yıllarda birçok kriz patlak verdi. Bunların en ünlüsü ise 2017 yazında Doklam platosunda yaşanan kriz oldu. Sorun, o dönemde medyanın da büyük ilgisini çekmişti. O dönemde Hint kuvvetleri, bir Çin askeri inşaat ekibinin Bhutan’da ‘Çin kuvvetlerine ayrıcalıklı bir konum verecek olan tartışmalı bir alanda’ yol inşaatını engellemek üzere müdahalede bulunmuştu. Kriz, 73 gün boyunca devam etti. Doklam krizi, en uzun ve en tehlikeli krizdi. Pekin, Hint kuvvetlerinin tek taraflı olarak geri çekilmesi için Hindistan’a karşı doğrudan ve artan tehditleriyle alışılmadık bir adım atmıştı.
Hint kuvvetleri, iki taraf karşılıklı bir geri çekilme anlaşmasına ulaşıncaya kadar bölgede konuşlu kaldı. Doklam krizi, 2018 yılında Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping arasında bir zirvenin toplanmasına yardımcı oldu. İki taraf arasındaki ilişkilerde daha fazla istikrarın sağlanmasına büyük bir katkı sağladı. Geçen haftalar boyunca iki taraf arasında gerçekleşen manevralara gelince, 3448 km boyunca uzanan ve iki ülke arasındaki gerçek sınırları temsil eden ‘fiili kontrol hattı’ boyunca çatışmalar yaşandı. Bazı tahminler, bu sınırların şaşırtıcı olmayacak şekilde dünyanın en uzun tartışmalı sınırlarını temsil ettiğini gösteriyor. İki ülke arasındaki sınırın henüz şekillenmediği göz önüne alındığında sınırlar, hala her iki taraftan farklı iddialara tanık oluyor. Son çatışmaların patlak verme vakti ise dikkat çekici.

En göze çarpan soru ise şu: Yüzleşmeler neden şu an kötüleşti?
Gerçekten de jeopolitik krizler tesadüf değil. Gerginliklerin aniden alevlenmesi de bir tesadüf değil. Analistlere göre aksine bu durum, güç dengesini kendi lehine çevirme ve çıkarlarını artırma çabaları ortasında aynı anda birden fazla mesaj göndermek ve Hindistan ile Büyük Okyanus’taki hakimiyetini onaylatmak için fırsatçı davranışlar arayışına giren Çin devletinin gerçekçi politik hesaplamalarına dayanıyor.
Bu bağlamda Hindistanlı analist Huma Sıddıki, “Hindistan’ın ABD veya (dört yönlü güvenlik diyaloğundaki) diğer dört ortağıyla ilişkileri gelişmeye ve birleşmeye başlarken, Hindistan söz konusu olduğunda Çin ise genellikle Hindistan ile sınır çatışmasıyla uğraşıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Mevcut koşullar ışığında Çin, koronavirüsün patlak vermesindeki rolü nedeniyle ABD, Japonya, Avustralya ve birçok Avrupa ülkesi tarafından kuşatılmış halde. Aynı zamanda ABD de Hindistan ile yakınlaşırken, durumun birçok şirketi faaliyetlerini Çin’den Hindistan istikrarına taşımaya yöneltmesi de güçlü bir ihtimal. Washington’un 2017 Doklam krizi sırasında Hindistan hükümetine ‘Çin kuvvetlerinin takviyeleri ve konuşlandırmaları hakkında’ bilgi sağladığı yönünde haberler ortaya koyuldu. Hindistan’ın bilgi paylaşımına dahil olarak bu düzenlemeleri güçlendirme arzusunun, Yeni Delhi’nin 2018 yılında ABD ile önemli bir askeri anlaşma imzalamasının arkasındaki katalizörlerden biri olduğuna inanılıyor.
Yeni Delhi’deki İndira Gandi Ulusal Açık Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde danışman Dr. Raj Kumar Sharma, “Çin askeri sınıfı, sadece Hindistan'a karşı değil, ABD ve Güney Çin Denizi’ni kontrol etme haklarıyla ilgili iddialarını reddeden diğer ülkelerle de karşı karşıyadır” dedi.
Hindistanlı analist Srimany Talukdar, son sınır çatışmasının Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ile bağlantılı olabileceğini, ayrıca hükümet onayı olmaksızın komşu ülkelerden yabancı yatırımlara karşı koyma hususunda Hindistan’ın sergilediği kararlı tavırdan kaynaklı olabileceğini belirtti. Analist, söz konusu yatırımların dolaylı olarak Çin’i hedef aldığını da ifade etti.
Ancak Çin hükümeti sözcüsü, Çin’in diğer ülkelerin koronavirüsle mücadelesine yardım ederek küresel liderlik için yarıştığı söylentilerinin, mantıksız olduğunu ve dar görüşlülüğü yansıttığını vurguladı. Danışma organı olan Çin Halkının Siyasi Danışma Konferansı sözcüsü Guo Weimin, Çin Yasama Konseyi’nin yıllık toplantısı öncesinde bir basın toplantısı düzenledi.
Hindistan, geçen ay sınırları paylaştığı ülkelerden gelen yatırımların, öncelikle hükümetin onayını alması gerektiği hususunda bir karar yayınladı. Kararın, Çin’in yatırım yaptığı Hint şirketlere yönelik hegemonya eylemlerini önlemeyi amaçladığı belirtildi. Karar, Çin’den tepkiyle karşılaştı.
Öte yandan Hindistan, WHO içerisinde yürütme kararı alınması sürecine başkanlık edecek. Hindistan’ın Çin üzerindeki artan küresel baskı ve Washington ile Pekin arasındaki artan boşluk ortasında bir odak noktası olacağına inanılıyor. Hindistan, ABD’nin Tayvan’ın WHO’da bir gözlemci olması talebi karşısında tavrını belirlemek zorunda kalacak ve bu durum da Çin’in, ‘Tek Çin’ politikasına aykırı bir durum. Aynı şekilde Çin’in Tayvan’ı, 18- 19 Mayıs tarihlerinde WHO tarafından düzenlenen toplantı dışında tutmayı başarması da dikkat çekici bir durum.
Diğer taraftan Tayvan, takip ve önleme alanındaki çabaları sayesinde 440 vaka ve 7 ölüm kaydedilmesi sonrasında koronavirüs ile mücadelede başarılı deneyimini dünyayla paylaşmaya istekli olduğunu açıkladı.
Bununla birlikte Tayvan’ın egemen bir ülke olarak uluslararası kuruluşlara katılma hakkının bulunmadığına inanan Çin, Tayvan’ın WHO’ya katılmasına şiddetle karşı çıktı. Çin, Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğunu kabul etmesini isterken, Tayvan ise bunu reddediyor.
Bu çerçevede Tayvan Dışişleri Bakanı Joseph Wu, “Tüm çabalarımıza ve benzeri görülmemiş düzeydeki uluslararası desteğe rağmen Tayvan, katılım daveti almadı” dedi.
Öte yandan Cevahirlal Nehru Üniversitesi Profesörü Rajesh Rajagopalan, “Hindistan’ın Çin’e karşı nüfuzunu artırma fırsatı bulduğu anda Pekin’in, Yeni Delhi’ye nüfuzunu abartmaması gerektiğini hatırlatmak için baskı yapmaya yönelmesi tesadüf değil. Çünkü Çin, Hindistan’daki güvenlik durumunu karmaşıklaştırabilir ve sınırlarında istikrarı koruma maliyetini artırabilir. Çin’in bu davranışı, Narendra Modi hükümeti için bir meydan okumadır” değerlendirmesinde bulundu. Bununla birlikte Çin’in uluslararası kuruluşlar içinde büyük bir nüfuz kazanmamasının sağlanması, Yeni Delhi’nin çıkarlarına görülüyor. Zira bu nüfuzun, Hindistan çıkarları için istenmeyen sonuçları bulunuyor.



Beyaz Saray: Trump, FBI Direktörü Kash Patel'i görevden almayı düşünmüyor

FBI Direktörü Kash Patel, 12 Kasım 2025'te Washington D.C.'deki Beyaz Saray'da düzenlenen bir brifingde konuşuyor (Reuters)
FBI Direktörü Kash Patel, 12 Kasım 2025'te Washington D.C.'deki Beyaz Saray'da düzenlenen bir brifingde konuşuyor (Reuters)
TT

Beyaz Saray: Trump, FBI Direktörü Kash Patel'i görevden almayı düşünmüyor

FBI Direktörü Kash Patel, 12 Kasım 2025'te Washington D.C.'deki Beyaz Saray'da düzenlenen bir brifingde konuşuyor (Reuters)
FBI Direktörü Kash Patel, 12 Kasım 2025'te Washington D.C.'deki Beyaz Saray'da düzenlenen bir brifingde konuşuyor (Reuters)

Beyaz Saray, dün MSNOW'un daha önce bildirdiği gibi, Başkan Donald Trump'ın FBI Direktörü Kash Patel'i görevden almayı düşündüğü iddiasını yalanladı.

MSN, konuya yakın üç kaynağa dayanarak, Trump ve üst düzey danışmanlarının Patel'in yarattığı moral bozucu manşetlerden giderek daha fazla rahatsız olduklarını bildirdi.

fvrbt
FBI Direktörü Kash Patel, 19 Kasım 2025'te Washington, D.C.'deki ABD Adalet Bakanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında (EPA)

Eskiden MSNBC olarak bilinen kanal, Trump ve üst düzey yardımcılarının bazı müttefiklerine, başkanın Patel'i görevden almayı düşündüğünü ve yerine kıdemli FBI yetkilisi Andrew Bailey'i getirmeyi planladığını doğruladığını bildirdi.

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, “X” platformda yaptığı açıklamada, haberi "tamamen uydurma" olarak nitelendirdi ve dün Oval Ofis'te çekildiğini söylediği Trump ve Patel'in bir fotoğrafını paylaştı.

Haberin yayınlandığı sırada Trump ve Patel'in bir toplantıda olduğunu belirterek, Başkan, gülerek şöyle yanıt verdi: "Ne? Bu tamamen yalan. Hadi Cash, harika bir iş çıkardığını göstermek için bir fotoğraf çekelim!"


Belge: Trump'ın Özel Temsilcisi Witkoff, Moskova'ya Trump ile Ukrayna hakkında nasıl konuşulacağı konusunda tavsiyelerde bulundu

Putin, Moskova'da Witkoff’u kabul ederken, 6 Ağustos 2025 (Arşiv - Reuters)
Putin, Moskova'da Witkoff’u kabul ederken, 6 Ağustos 2025 (Arşiv - Reuters)
TT

Belge: Trump'ın Özel Temsilcisi Witkoff, Moskova'ya Trump ile Ukrayna hakkında nasıl konuşulacağı konusunda tavsiyelerde bulundu

Putin, Moskova'da Witkoff’u kabul ederken, 6 Ağustos 2025 (Arşiv - Reuters)
Putin, Moskova'da Witkoff’u kabul ederken, 6 Ağustos 2025 (Arşiv - Reuters)

ABD merkezli ekonomi kanalı Bloomberg dün bir telefon görüşmesi yayınladı. Telefon görüşmesine göre ABD Başkanı Donald Trump'ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in danışmanına Ukrayna'daki savaş konusunda ABD Başkanı ile nasıl iletişim kurulacağı konusunda tavsiyelerde bulundu.

Bloomberg, 14 Ekim'de Witkoff ile Rusya Devlet Başkanı'nın diplomatik danışmanı Yuri Ushakov arasında yapılan ve Gazze'deki savaşı sona erdirmek için kısa süre önce açıklanan plandan esinlenerek Ukrayna’daki savaşı çözmek için gelecekteki bir planın tartışıldığı görüşmenin içeriğini yayınladı.

Bloomberg tarafından yayınlanan bu belgeye göre Witkoff, Trump ve Putin arasında bir telefon görüşmesi yapılmasını öneriyor ve bu görüşmede Putin, ABD Başkanı’nı bu başarısından dolayı tebrik ediyor. Aynı kaynağa göre Witkoff, görüşmenin Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy'nin 17 Ekim'deki Beyaz Saray ziyaretinden önce gerçekleşmesini tavsiye ediyor.

Aynı belgeye göre Witkoff, "Başkana, Rusya’nın her zaman bir barış anlaşması istediğini söyledim. Benim inancım budur” diyor. Witkoff’un ABD tarafından Gazze için hazırlanana benzer 20 maddelik bir barış planından bahsettiği belirtilen belgeye göre Witkoff'un muhatabı, Putin'in Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde söyleyeceği sözlere atıfla, “Onu tebrik edecek ve Trump'ın gerçekten bir barış adamı olduğunu söyleyecek” diye yanıtladı.

Trump ve Putin arasındaki telefon görüşmesi, Zelenskiy'nin ziyaretinin arifesinde, 16 Ekim 2025'te gerçekleşti. ABD Başkanı, o dönem görüşmede ‘önemli ilerleme’ kaydedildiğini açıkladı. Ancak bundan kısa bir süre önce Trump, Putin’den duyduğu memnuniyetsizliği dile getirmişti.

ABD, 21 Kasım'da Ukrayna için Rusya’nın lehine görülen bir barış planı önerdi. Ancak, ilk plan değiştirilerek Kiev için ‘çok daha iyi’ olan yeni bir versiyon hazırlandı ve Witkoff, Trump'ın talebi üzerine Moskova'da Putin ile bu konuyu görüşecekti.


İsrail ordusu: Refah'ta beş silahlı unsur öldürüldü

İsrail ordusu, Refah'ta ‘büyük olasılıkla’ bir tünelden çıkan beş Filistinli silahlı unsuru öldürdüğünü duyurdu (AFP)
İsrail ordusu, Refah'ta ‘büyük olasılıkla’ bir tünelden çıkan beş Filistinli silahlı unsuru öldürdüğünü duyurdu (AFP)
TT

İsrail ordusu: Refah'ta beş silahlı unsur öldürüldü

İsrail ordusu, Refah'ta ‘büyük olasılıkla’ bir tünelden çıkan beş Filistinli silahlı unsuru öldürdüğünü duyurdu (AFP)
İsrail ordusu, Refah'ta ‘büyük olasılıkla’ bir tünelden çıkan beş Filistinli silahlı unsuru öldürdüğünü duyurdu (AFP)

İsrail ordusu salı akşamı Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ‘büyük olasılıkla’ bir tünelden çıkan beş Filistinli silahlı unsuru öldürdüğünü duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, “Askerler tarafından Refah bölgesinde yapılan aramalar sırasında, beş silahlı terörist tespit edilerek etkisiz hale getirildi. Bu kişiler, muhtemelen Refah'ın doğusunda bir terör örgütüne ait yeraltı tünelinden çıkan teröristlerdi” denildi.

Çeşitli medya kuruluşlarına göre 10 Ekim'den beri yürürlükte olan ateşkes anlaşması kapsamında İsrail ordusu birliklerinin yeniden konuşlandırıldığı Filistin topraklarının bir kısmının altında, Refah’taki tünellerde 200'e yakın Hamas üyesi mahsur kalmış olabilir.

Hamas Hareketi tarafından geçtiğimiz pazar günü yapılan açıklamaya göre Hamas’ın baş müzakerecisi Halil el-Hayye'nin başkanlığındaki bir heyet, Kahire'deki görüşmeler sırasında irtibatın kesildiği Refah’taki Hamas üyelerinin akıbetini, çatışmayı çözmek için arabuluculuk çabalarına katılan Mısır'ın Genel İstihbarat Servisi Başkanı Hasan Reşad ile görüştü.
İsrail ordusu dün akşam, Gazze Şeridi'nde İsrail güçlerinin çekildiği bölgenin sınırını belirleyen sarı hattı geçen bir adamı öldürdüğünü de duyurdu.