Pekin - Washington gerilimi Tahran’a yönelik silah ambargosunun uzatılmasını engelliyor

ABD kuvvetleri tarafından geçen şubat ayında Umman Körfezi’nde ele geçirilen, İran’ın Husi milislere gönderdiği tanksavar ile füzeler. (Merkez Komutanlığı)
ABD kuvvetleri tarafından geçen şubat ayında Umman Körfezi’nde ele geçirilen, İran’ın Husi milislere gönderdiği tanksavar ile füzeler. (Merkez Komutanlığı)
TT

Pekin - Washington gerilimi Tahran’a yönelik silah ambargosunun uzatılmasını engelliyor

ABD kuvvetleri tarafından geçen şubat ayında Umman Körfezi’nde ele geçirilen, İran’ın Husi milislere gönderdiği tanksavar ile füzeler. (Merkez Komutanlığı)
ABD kuvvetleri tarafından geçen şubat ayında Umman Körfezi’nde ele geçirilen, İran’ın Husi milislere gönderdiği tanksavar ile füzeler. (Merkez Komutanlığı)

Çin, ABD’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki (BMGK) üyelere dağıttığı karar tasarısı konusunda Rusya’ya karşı tutumunu sertleştirdi. Diplomatik kaynakların Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamaya göre ABD’nin karar taslağı Suudi Arabistan'daki petrol tesislerinin ve Irak'taki askeri ve diplomatik merkezlerin İran tarafından hedeflenmesini kınama ile Tahran’a uygulanan ve önümüzdeki ekim ayında sona ermesi beklenen uluslararası silah ambargosunun vaktinden önce yenilenmesini hedefliyor.
Çin’in bu hamlesi, geçen çarşamba günü video konferans aracılığıyla gerçekleştirilen BMGK toplantısında ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Kelly Craft ve ABD'nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook’un ABD tarafından geçen pazartesi günü sunulan karar tasarısı ile ilgili konuşmaların ardından geldi. Tasarı, 1747 sayılı karar uyarınca 2007 yılının mart ayından bu yana uygulanan ve 1929 sayılı karar gereği 2010 yılında yenilenen silah ambargosunu uzatmayı hedefliyor. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antionio Guterres, 2231 sayılı karar hakkında hazırladığı son rapora yönelik bilgi verdiği sırada, geçen yıl Suudi Arabistan’daki petrol tesislerini hedef ve balistik füze ve drone ile gerçekleştirilen saldırının ‘kaynağının İran olduğunu söyledi.
Hook ve Craft tarafından yapılan konuşmalarda, 2231 sayılı kararın verilmesinden 5 yıl sonra silah ithalat ve ihracat yasağının kaldırılmasının büyük bir hata olduğu vurgulandı. Açıklamalarda 15 üyeli BMGK’nin karar taslağının desteklenmesinin nedenleri listelendi. Hook, doğru olanın silah ambargosunun uzatılması olduğunun ve bunun atılması gereken bir adım olduğunun altını çizdi. Aleni bir şekilde ifade etseler de etmeseler de BMGK’nın her bir üyesinin bunu bildiğini vurguladı.
ABD’nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği, Hook ve Craft’ın BMGK üyelerine İran’a uygulanan silah ambargosunu uzatma kararı alma çağrısında bulunduğu bir açıklama yayınladı. Hook açıklamada BMGK’nın İran’a silah ithalatı konusunda birleşik bir duruş sergilerken İran’dan silah ihracatı konusundaki kısıtlamaların devam ettirilmesinin zorunlu olduğunu kaydetti. Ayrıca BMGK’nın, 2019 yılının eylül ayında Suudi Arabistan’ı hedef alan saldırılar da dahil olmak üzere İran’ın tüm kötü niyetli faaliyetleri hakkında bilgilendirildiğini söyledi.
 Toplantıda çoğu ülkenin daimi temsilcilerinin katıldığı tartışmalar yaşandı. Toplantının içeriğine hakim olan bir diplomat, Rus tarafının ABD’nin ortak eylem planından (nükleer anlaşma) geri çekilme girişimine karşı olduğunu aktardı. Ayrıca Rus tarafının 2231 sayılı kararda onaylananları da kısmen eleştirdiğini belirtti. Çin’in daha sert bir tutum sergilediğini söyleyen diplomat Pekin’in karar tasarısına açıkça karşı olduğunu ve herhangi bir şekilde yeşil ışık yakma ihtimali olmadığını bildirdi.
Çinli bir diplomat ise konuya dair şunları aktardı:
“ABD’nin karar tasarısının kabul edilmesi ihtimali bulunmuyor. Çünkü bu, ABD’nin maksimum baskı politikasının devamı niteliği taşıyor. Bu konuyu tartışmanın bir gereği yok.
Diplomat, ABD ile Çin arasındaki mevcut gerilim atmosferinin de bu toplantıya yansıtıldığına dikkat çekti. Avrupalı ülkelerin takınacağı pozisyonlara güvendiğini belirten diplomat, kimsenin İran’ı silah ticareti yaparken görmek istememesine rağmen Avrupa’nın ABD’nin mevcut karar taslağının mevcut durumu beğenmediğini, dahası desteklemediğini düşündüğünü ifade etti. Çinli diplomat “Avrupa’nın önceliği nükleer anlaşmayı canlı tutmaktır” ifadesini kullandı.
Reuters’in haberine göre Hook toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, Rusya ve Çin’in İran’a uygulanan silah ambargosunu genişletme çabalarını engellemeye devam etmeleri halinde BM'de tecritle karşı karşıya kalacaklarını söyledi. Rusya ve Çin ile uluslararası toplum arasında genişleyen bir boşluk olduğunu ifade eden Hook, “Moskova ve Pekin geçen hafta Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan tecrit edilmişti. Bu kötü yolu izlemeye devam ederlerse BMGK’da da tecride maruz kalacaklar” ifadelerini kullandı.
Herhangi bir karar taslağının onaylanması için beş daimi üye, ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’nın tamamının veto yetkisini kullanmaması ve Güvenlik Konseyi’ndeki 15 oydan en az 9'unun onayının alınması gerekiyor.
ABD nükleer anlaşmayı destekleyen 2231 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının İran'a yönelik birçok BM yaptırımını kaldırdığını ancak yaptırımların tekrar uygulanmasına imkan tanıyan yasal bir mekanizmaya (snapback)  sahip olduğunu bildirdi.



Hamaney'in halefliği mücadelesinde “gölge filo” petrol milyarderlerinin oynadığı rol

ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
TT

Hamaney'in halefliği mücadelesinde “gölge filo” petrol milyarderlerinin oynadığı rol

ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)
ABD Hazine Bakanlığı, Muhammed Hüseyin Şemhani'nin gölge filosunun büyüklüğünü 50'den fazla gemi olarak tahmin ediyor (AFP)

The Maritime Executive dergisi, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney'in sağlığının kötüye gittiğini belirten bir makale yayınladı. Makalede Hamaney’in halefi meselesinin artık açıkça tartışıldığı, bu durumun rejim içinde bir iktidar mücadelesinin yaşanma olasılığını artırdığı vurgulandı.

Bu gelişmeler, Batı'nın yaptırımlarını aşmak için ağlar kuran petrol milyarderleri için özellikle büyük önem taşıyor.

Makaleye göre İran rejiminin üst düzey yetkilileri, rejimin hayatta kalmasını ve iktidar çevresine yakın olanlara büyük karlar sağlayan yolsuzluk ağlarına ve suç gruplarına güveniyor.

Dini Lider Hamaney'in halefi konusunda yapılan tartışmalarda iki isim öne çıkıyor. Her ikisi de İran petrolünün ihracatından sorumlu ‘gölge filosunun’ faaliyetlerinden büyük servetler elde ederken, bu faaliyetleri nedeniyle uluslararası yaptırımlar listesine alındı.

Dergi, bu kişilerin faaliyetlerinin kesin kayıtlarının, yarı yasal ticari cephelerin arkasında aracı rollerini gizleme yetenekleri nedeniyle kamuya tam olarak açık olmadığını vurguluyor. Ancak, mevcut bilgiler, kâr güdüsünün Batı'nın kısıtlamalarına uymaktan daha ağır bastığı için belirli faaliyetlere devam etmelerine rağmen, yaptırım listelerine dahil edilmelerini haklı göstermek için yeterliydi.

Hamaney’e yakınlığıyla bilinen eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Ali Şemhani’nin oğlu Muhammed Hüseyin Şemhani, bu isimler arasında en öne çıkanlardan biri. Şarku’l Avsat’ın aktardığı Independent Persian kaynaklı analize göre 2011'den bu yana, şirketleri Admiral ve Milavous aracılığıyla ‘İran petrolünü Rusya petrolüyle karıştırmak ve sevkiyatların nereden yapıldığının anlaşılmasını engellemekle’ suçlanan Hüseyin Şemhani, yıllarca bu petrolü prestijli Batılı petrol şirketlerine satmayı başardı.

Aynı yıl Avrupa yaptırımlarına tabi tutuldu ve en son Avrupa yaptırım güncellemesinde Rusya’nın ‘gölge filosu’ operasyonlarının kilit ismi olarak tanımlandı. Buna rağmen Şemhani, Milavous'un faaliyetlerine veya İran'ın Rusya'ya insansız hava aracı (İHA) sevkiyatına herhangi bir şekilde dahil olduğunu reddediyor.

ABD Hazine Bakanlığı, 30 Temmuz 2025 tarihinde, bağlantılı oldukları gerekçesiyle aralarında Marvis, Armada Global, Koban Shipping, Kryos Shipping ve Fractal Marine şirketlerinin de olduğu Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) onlarca şirkete de yaptırım uyguladı. Bakanlık, İran’ın gölge filosunda 50'den fazla geminin olduğunu tahmin ediyor.

Geniş bir bağlantı ağına sahip olan İranlı iş adamı Babek Zencani, 2013 yılında yolsuzlukla suçlandı ve tutuklandı. Uzun süre hapis yatan Zencani, 2021 yılında, organize yolsuzluk ve ticaret ağı aracılığıyla Petrol Bakanlığı'nın gelirlerinden 2,7 milyar dolar çalma suçlamasıyla ölüm cezasına çarptırıldı. Ancak 2024 yılında, Hamaney’in emriyle cezası 20 yıl hapis cezasına çevrildi ve daha sonra serbest bırakılarak faaliyetlerine geri döndü.

Zencani'nin sahibi olduğu BAE merkezli Sorinet Grup Holding, kozmetik, finans ve bankacılık hizmetleri, oteller, ticari havacılık, altyapı, inşaat malzemeleri, bilgi teknolojisi ve uluslararası gayrimenkul geliştirme alanlarında, Türkiye, Tacikistan, Malezya ve Çin'de faaliyet gösteriyor. Zencani, 2013 yılında net servetini yaklaşık 13,5 milyar dolar olarak açıklamıştı.

O yıla kadar sürdürdüğü ticari faaliyetleri, özellikle yaptırımları atlatmak amacıyla petrol ve ilgili fonların nakliyesinde oynadığı rol ve İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) ile bağlantılı kuruluşlarla iş birliği yapması nedeniyle, Avrupa ülkeleri ve ABD’nin yaptırım listelerine alınmasına neden oldu. Malezya'nın doğu kıyılarında gemiden gemiye petrol transferi yapmakla suçlandı.

Zencani, hapis cezasına çarptırıldıktan sonra, hükümet kurumları ve DMO ile bağlantılı kuruluşlarla olan bağlantıları sayesinde ‘Awan Group’ adı altında faaliyetlerine devam etti.

İranlı iş adamı 2 Aralık'ta sosyal medya platformu X hesabından Hamaney’in olası halefi olarak gösterilen eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye sert eleştirilerde bulundu.

The Maritime Executive dergisine göre Şemhani ve Zencani halen serbestçe seyahat edebiliyor gibi görünüyor, ancak son zamanlarda güvenliklerinden endişe duydukları için İran’da daha uzun süreler geçirmeyi tercih ediyorlar.

* Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.


Papa, İtalyan istihbaratını siyasetçileri ve gazetecileri karalamaktan kaçınmaya çağırdı

Papa XIV. Leo (EPA)
Papa XIV. Leo (EPA)
TT

Papa, İtalyan istihbaratını siyasetçileri ve gazetecileri karalamaktan kaçınmaya çağırdı

Papa XIV. Leo (EPA)
Papa XIV. Leo (EPA)

Papa XIV. Leo, İtalya'nın istihbarat servislerini "kamuoyuna mal olmuş kişileri ve gazetecileri itibarsızlaştırmaktan" kaçınmaya çağırdı. Papa, gizli bilgilerin kötüye kullanılmasının demokrasiyi ve kamu güvenini zayıflatma tehdidi oluşturduğunu söyledi.

Papa’nın dün yaptığı bu çağrı, casus yazılım kullanımı, gazetecilerin ve insan hakları aktivistlerinin telefonlarının hacklenmesi iddialarını içeren son gözetim skandallarının ardından İtalya'nın güvenlik servislerine yönelik artan incelemeler arasında geldi.

İtalya istihbarat servisinin yüzüncü yıl dönümü töreninde konuşan Papa, teşkilatın Vatikan da dahil olmak üzere ulusal güvenliği korumadaki rolünü övdü, ancak yasa ve etik kurallara bağlı kalması gerektiğinin altını çizdi.

Papa, "Gizli bilgilerin siyasetçileri, gazetecileri veya sivil toplumdaki diğer aktörleri korkutmak, istismar etmek, şantaj yapmak veya itibarsızlaştırmak için kullanılmaması için sıkı denetim şarttır" dedi.

Ayrıca, istihbarat görevlilerinin "bu mesleğin sunduğu cazip tekliflere" karşı tetikte kalmaları gerektiğini de ifade etti.

Bu yılın başlarında, İtalyan parlamentosu hükümetin, Akdeniz'i geçmeye çalışan mültecileri korumaya çalışan bir STK olan Mediterranea for Human Rescue'nun kurucuları Luca Catharini ve Giuseppe Caccia da dahil olmak üzere birçok kişinin telefonlarını hacklemek için İsrail yapımı casus yazılım kullandığını ortaya çıkardı.

Papa Leo, dijital çağda istihbarat çalışmalarının giderek karmaşıklaşmasıyla birlikte, yasal ve etik güvencelere duyulan ihtiyacı vurguladı ve sahte haberlere ve çevrimiçi manipülasyona karşı uyanık olunması çağrısında bulundu.

“Eylemlerinizin her zaman kamu yararına uygun olduğundan emin olun” diye vurguladı.

Ayrıca, birçok ülkedeki kiliselerin “kötü amaçlarla çalışan ve özgürlüklerine kısıtlamalar getiren” istihbarat teşkilatlarının kurbanı olduğunu da açıkladı, ancak ayrıntıya girmedi.


Witkoff, Zelenskiy ve Avrupalı ​​liderlerle görüşmek üzere Berlin'e gidiyor

ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
TT

Witkoff, Zelenskiy ve Avrupalı ​​liderlerle görüşmek üzere Berlin'e gidiyor

ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)
ABD Özel Temsilcisi Steve Wittkoff (Reuters)

Konu hakkında bilgi sahibi bir ABD yetkilisi, Büyükelçi Steve Wittkoff ve Başkan Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'in bu hafta Berlin'de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupalı ​​liderlerle görüşeceğini söyledi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yetkili, Wittkoff'un yarın ve pazartesi günleri Fransa, İngiltere ve Almanya'dan yetkililerle de görüşeceğini ifade etti.

Üst düzey bir ABD yetkilisi, Alman Basın Ajansı'na (DPA) Witkoff'un Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupalı ​​yetkililerle görüşeceğini doğruladı.

Zelenskiy'nin pazartesi günü Berlin’e gelerek Almanya Başbakanı Friedrich Merz, çeşitli Avrupa devlet ve hükümet başkanları ile Avrupa Birliği ve NATO liderleriyle görüşmesi bekleniyor.

Witkoff, Ukrayna'daki savaşı sona erdirmeye yönelik ABD önerisi konusunda Ukrayna ve Rusya ile müzakerelere öncülük etti. Witkoff'un gönderilmesi kararı, Washington'un savaşın sona erdirilmesi planının şartları konusunda Kiev ile kalan farklılıkları giderme konusundaki artan aciliyetini vurguluyor.

Wall Street Journal'ın haberine göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz'in de toplantıya katılması bekleniyor.

Beyaz Saray perşembe günü yaptığı açıklamada, Trump'ın barış görüşmelerinde ilerleme kaydedilebileceğine inanması halinde, ancak o zaman toplantıya bir yetkili göndereceğini belirtti.