Afganistan’ın farklı bölgelerinde çıkan çatışmalarda çok sayıda sivil yaşamını yitirdi

Afgan güvenlik güçleri. (Reuters arşiv)
Afgan güvenlik güçleri. (Reuters arşiv)
TT

Afganistan’ın farklı bölgelerinde çıkan çatışmalarda çok sayıda sivil yaşamını yitirdi

Afgan güvenlik güçleri. (Reuters arşiv)
Afgan güvenlik güçleri. (Reuters arşiv)

Afgan yetkililer önceki gün ülkenin farklı vilayetlerinde yaşanan çatışmalarda çok sayıda sivilin öldüğünü, yaralandığını ve rehin alındığını bildirdi. Yerel yetkililer, Afganistan'ın güneydoğusundaki Gazne vilayetinde yol kenarına yerleştirilen bombanın, sivilleri taşıyan bir aracın bölgeden geçtiği sırada patlatıldığını aktardı. Patlamada 6 sivil yaşamını yitirirken 12 kişi ise yaralandı. Patlamadan Taliban sorumlu tutuldu ancak saldırıyı henüz üstlenen olmadı.
Kandahar Valisi Sözcüsü Bahir Ahmedi yaşanan bir diğer olayda, kimliği belirsiz silahlı unsurların Afganistan'ın güney vilayetindeki eski bir yerel polis şefinin evini bastırarak babasını ve iki akrabasını öldürdüğünü, polis şefinin ise saldırıdan kaçmayı başardığını söyledi. Saldırının nedeninin henüz belirlenemediğini kaydetti.
Paktiya vilayetinde ise Taliban yerel nüfusa baskı yapmak amacıyla 8 kişiyi rehin aldı. Vilayetin konsey üyelerinden Janat Khan Samkanai, rehineler arasında bölge yetkilisini oğlu olduğu bilgisini verdi. Ayrıca Taliban tarafından Nangahar’da düzenlenen bir saldırıda da iki kişinin yaralandığını aktardı.
Afganistan Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Cavid Faysal da önceki gün Twitter hesabından yaptığı açıklamada Taliban’ın 23 sivili öldürdüğünü, 45 kişiyi ise yaraladığını bildirdi.
Son haftalarda güvenlik güçlerinden yüzlerce personel ve sivilin öldürüldüğü Afganistan’da Taliban, hükümet güçlerine yönelik saldırılarına devam ediyor. Hükümet, artan şiddetin Taliban ile barış sürecini tehlikeye atabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Ülkenin güneyindeki Uruzgan vilayetinde güvenlik güçlerinin en az dört üyesinin  Taliban tarafından döşenen pusuda öldüğü aktarıldı. Vilayetin başkenti Tarin Kot’ta gerçekleşen olayda ise 6 kişi yaralandı.
Taliban Sözcüsü Suhail Shaheen, Taliban’In düzenlediği saldırılara rağmen 17 mahkumu serbest bıraktığı bilgisini verdi.
Baglan vilayetinden güvenlik kaynakları ise saldırılarda en az dört güvenlik görevlisinin öldüğünü, 10 kişinin de yaralandığını bildirdi. Kaynaklar, Taliban'ın güvenlik güçlerine saldırdıktan sonra Bağlan-Samangan karayolunda çatışmaların meydana geldiğini aktardılar. Açıklamada, karayolunun birkaç saat boyunca trafiğe kapatıldığı ve çatışmada Afgan güçlerine ait dört aracın hasar gördüğü ifade edildi. Yerel güvenlik güçleri, emniyet mensuplarının kayıplarına yönelik ise detay vermedi.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.