Berlin'de ırkçı ifade taşıyan metro durağının ismi değiştiriliyor

Berlin'de ırkçı ifade taşıyan metro durağının ismi değiştiriliyor
TT

Berlin'de ırkçı ifade taşıyan metro durağının ismi değiştiriliyor

Berlin'de ırkçı ifade taşıyan metro durağının ismi değiştiriliyor

Almanya'nın başkenti Berlin'de ırkçı ifade taşıdığı belirtilen "Mohrenstrasse" metro istasyonunun adının "U-Glinkastrasse" olarak değiştirilmesine karar verildi.
ABD'de 25 Mayıs'ta 46 yaşındaki siyahi George Floyd'un polis şiddeti ile ölümünün ardından başlayan ırkçılık tartışmaları, Avrupa'yı da kendi sömürgeci ve ırkçı tarihi ile yüzleşme noktasına getirdi. Almanya'nın başkenti Berlin'de bulunan ve ırkçı bir anlam taşıdığı düşünülen "Mohrenstrasse" metro istasyonunun adının "U-Glinkastrasse" olarak değiştirilmesine karar verildi. Almancada negatif bir anlam yüklenen “mohr” kelimesi "zenci, siyah tenli insan" anlamı taşıyor. "Mohr" kelimesinin sömürgecilik döneminde ise kullanış biçiminde ise "Afrikalı köle" anlamını taşıyor. Berlin toplu taşıma işletmesi BVG, "Mohrenstr" ismi yerine caddeyi kesen ve Rus bestekar Glinka'nın adını taşıyan "Glinkastrasse" ismini kullanmaya hazırlanıyor.

Yeni isim, yeni tartışmalara neden oldu
Ancak bu kez de Glinka'nın bir antisemit olduğu iddiaları yeni bir tartışma başlattı. 1804-1857 yılları arasında yaşayan Glinka'nın en ünlü eserlerinden biri olan Prens Kholmsky'de prens, Rus İmparatorluğu'na karşı düşmanla iş birliği yapan ve çeşitli entrikalar çeviren bir Yahudi komplosuyla uğraşıyor. Ünlü müzikolog Richard Taruskin de 1997'de New York Times'ta yer alan bir makalesinde Glinka'yı Yahudi karşıtı olarak nitelendirmişti.
“Mohrenstr” metro durağı isminin yanı sıra “Onkel Toms Hütte” metro durağı isminin değiştirilmesi için de bir kampanya başlatıldı. İsim değişikliği için şu ana kadar 7 bin imza toplandı. Onkel Toms Hütte (Tom Amca'nın Barakası) ismini, Harriet Beecher Stowe'nin 1852 yılında yazdığı romandaki karakterden alıyor. Romanda Onkel Tom (Tom Amca), beyazlarla iyi geçinerek baskılarından kurtulmaya çalışan, temelde beyazların üstünlüğünü sorgulamayan, küçük tavizlerle mutlu olan siyahi bir karakter. Amerikalılar arasında ise "Onkel Tom" ifadesi ağır bir hakaret olarak kabul ediliyor.

Alman Birliğini kuran Bismarck'ın heykeline saldırı
Başta ABD olmak üzere birçok ülkede sömürgecilik ile ilişkilendirilen heykellere ve anıtları saldırılar sürüyor. Kısa süre önce Berlin'de kimliği belirsiz kişiler tarafından Alman Birliğini kuran devlet adamı Otto von Bismarck'ın anıtına boyalı saldırı gerçekleştirildi ve anıta “Decolonize Berlin” (Berlin'i sömürgecilikten arındırın) yazıldı. Almanya'da çok sayıda kişi Bismarck'ın Alman sömürgeciliğinin yolunu açtığına inanıyor. Bismarck'ın heykeline yazılan yazılar ve atılan boyalar da bugün tazyikli suyla temizlendi.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times