Beş şirketin piyasa değeri, dünyanın en büyük 5 ekonomisinin GSYİH’sının yüzde 18'ine denk

Apple, geçtiğimiz Temmuz ayı sonunda piyasa değerine göre dünyanın en büyük şirketleri listesinde ilk sırada yer aldı (Reuters)
Apple, geçtiğimiz Temmuz ayı sonunda piyasa değerine göre dünyanın en büyük şirketleri listesinde ilk sırada yer aldı (Reuters)
TT

Beş şirketin piyasa değeri, dünyanın en büyük 5 ekonomisinin GSYİH’sının yüzde 18'ine denk

Apple, geçtiğimiz Temmuz ayı sonunda piyasa değerine göre dünyanın en büyük şirketleri listesinde ilk sırada yer aldı (Reuters)
Apple, geçtiğimiz Temmuz ayı sonunda piyasa değerine göre dünyanın en büyük şirketleri listesinde ilk sırada yer aldı (Reuters)

Dünyanın en büyük beş şirketi, yaklaşık 7,73 trilyon dolarlık bir piyasa değerine sahipler. ABD’nin teknoloji devi Apple, geçtiğimiz Temmuz ayında yaklaşık 1,84 trilyon dolarlık piyasa değeri elde ettikten sonra dünyanın en büyük şirketleri listesinin başında yer aldı.
Dünyanın en büyük şirketleri listesinin ikinci sırasında ise yaklaşık 1,76 trilyon dolarlık piyasa değeriyle Suudi Arabistan’ın petrol devi Saudi Aramco'yu yer alırken üçüncü sırada, yaklaşık 1,58 trilyon dolarlık piyasa değeriyle ABD merkezli Amazon şirketi geliyor. Dördüncü sırada, 1,55 trilyon dolarlık piyasa değeriyle yine bir Amerikan şirketi, Microsoft gelirken beşinci ve son sırada da bir ABD şirketi olan 1 trilyon dolaylık piyasa değerine sahip Alfabet yer aldı.

ABD, 21 trilyon dolarlık GSYİH ile ilk sırada
Beş şirketin toplam piyasa değeri, dünyanın en büyük beş ekonomisinin gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yaklaşık yüzde 18,31'ini oluşturdu. Bu da yaklaşık 42,2 trilyon dolar yapıyor.
ABD, bu yıl 21 trilyon dolarlık GSYİH ile dünyanın en büyük ekonomileri arasında birinci sırada yer alıyor. İkinci sırada yaklaşık 9,2 trilyon dolarlık GSYİH ile Çin yer alırken yaklaşık 5,2 trilyon dolarlık GSYİH ile Japonya üçüncü sırada geliyor.
Dünyanın en büyük ekonomileri listesinde dördüncü sırada Alman ekonomisi yaklaşık 4,2 trilyon dolarlık bir GSYİH'ye ulaştıktan sonra geldi. Dünyanın en büyük ekonomileri listesinin dördüncü sırasında yaklaşık 4,2 trilyon dolarlık GSYİH ile Almanya gelirken İngiltere, yaklaşık 2,6 trilyon dolarlık GSYİH ile beşinci ve son sırada yer aldı.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre dünyanın en büyük beş ekonomisinin GSYİH’larının toplamı yaklaşık 42,2 trilyon dolar ediyor. Böylece yaklaşık 7,73 trilyon dolara ulaşan beş büyük şirketin piyasa değerleri, dünyanın en büyük beş ekonomisinin GSYİH’sının yüzde 18,31'ine denk geliyor.

Apple hisseleri 2020'nin başından bu yana yüzde 45 oranında değer kazandı
Apple'ın hisseleri, geçtiğimiz cuma günü gerçekleşen işlemlerde daha önce eşine rastlanmamış bir yükselişle yüzde 10'un üzerinde değer kazandı. Toplam üç aylık olumlu sonuçların açıklanmasından sonra yaşanan bu gelişme, iPhone’un üreticisi Apple’ı, borsada işlem gören dünyanın en büyük şirketin konumundaki Saudi Aramco'yu yerinden etti.
Apple'ın cuma günü periyodik olarak yaptığı açıklamasında yer alan verilere göre şirketin hisseleri, son oturumu 425,04 dolarda kapatırken bu artış, şirketin piyasa değerinin 1,84 trilyon dolara ulaşmasını sağladı.
Apple, 13 Marttaki oturumdan bu yana yüzdesindeki en büyük günlük artışı görürken oturum sırasında piyasa değerine 172 milyar dolar daha kattı. Sadece bu artış dahi, Oracle'ın toplam piyasa değerini aştı.
Veri ve analiz şirketi Refinitiv’in verilerine göre geçtiğimiz yıl borsada listelenmeye başladığında dünyanın en değerli şirketi olarak işlem görmeye başlayan Saudi Aramco son oturumu piyasa değeri yaklaşık 1,76 trilyon dolar olarak kapattı.
 Açıklamaya göre Apple, Haziran ayında sona eren yılın ikinci çeyreği için 16 milyar dolar değerindeki hissesini geri aldıktan sonra 17 Temmuz itibariyle borsaya kote edilmemiş 4 milyar 275 milyon 634 bin hisseye sahip oldu. Apple’ın hisseleri, yatırımcıların Apple ve diğer ABD teknoloji şirketlerinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınından küçük rakiplerine kıyasla daha güçlü çıkacağına dair bahse girdikleri için yıl başından bu yana yüzde 45 değer kazandı.
Apple, yayınladığı üç aylık raporunda, 31 Ağustos’taki kapanış işlemlerine göre Apple hissedarlarının her bir hisse için üç hisse daha alacağını, yani dörde bir hisse ayırdığını belirtti. Bu, şirketin 2014'ten bu yana ilk stok bölümü olacak. 20'den fazla analist, şirket raporundan sonra Apple’ın hisseleri için fiyat beklentilerini artırdı. Ancak, analistlerin beklediği ortalama 409,63 dolarlık fiyat cuma günü gerçekleşen kapanış fiyatının 15 dolar altında kaldı.



Trump bir sonraki FED başkanını erken açıklayacak mı?

FED Başkanı Jerome Powell, Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi oturumunda konuşurken (EPA)
FED Başkanı Jerome Powell, Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi oturumunda konuşurken (EPA)
TT

Trump bir sonraki FED başkanını erken açıklayacak mı?

FED Başkanı Jerome Powell, Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi oturumunda konuşurken (EPA)
FED Başkanı Jerome Powell, Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi oturumunda konuşurken (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, 11 ay sonra görev süresi dolacak olan Jerome Powell'ın yerine FED'in yeni başkanı olarak seçeceği ismi alışılmadık bir şekilde erken açıklamayı düşünüyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) yakın tarihli bir haberinde yer alan bu karar, Trump'ın yönetim kurulunun faiz oranlarını düşürme konusundaki yavaş yaklaşımından duyduğu hayal kırıklığının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Powell'ın halefi, üç ila dört aylık geçiş döneminin çok öncesinde, bu yaz ya da eylül veya ekim aylarında açıklanabilir.

ghyj
FED Başkanı Jerome Powell, FED Yönetim Kurulu toplantısında (EPA)

Trump'ın mevcut para politikasına karşı sabırsızlığının artması, onu seçim sürecini hızlandırmayı düşünmeye sevk etti. Şarku’l Avsat’ın WSJ’den aktardığına göre erken bir duyuru, başkan adayının mayıs ayında resmi olarak göreve başlamadan önce bile piyasa beklentilerini etkilemesine ve para politikasını yönlendirmesine olanak sağlayabilir.

Favori adaylar

FED başkanlığı için aralarında şu isimlerin de bulunduğu çok sayıda kişi yarışıyor:

  • Kevin Warsh: Eski bir FED yöneticisi ve Başkan George W. Bush'un danışmanı olan Warsh favoriler arasında. Trump, Warsh ile sekiz yıl önce bu pozisyon için ve geçen sonbaharda da Hazine Bakanlığı için görüşmüştü. Geçmişte bir ‘şahin’ (istihdamdan çok enflasyonla ilgilenen) olarak tanınmasına rağmen Warsh geçtiğimiz günlerde Trump'ın erken bir aday göstermesi halinde şaşırmayacağını belirtti. Ancak Trump'a yakın bazı isimler Warsh'ın fazla bağımsız olacağından endişe ediyor.
  •  Kevin Hassett: Ulusal Ekonomi Konseyi'nin şu anki direktörü olan Hassett'in bu göreve ilgisiz olduğu bildirildi.
  • Scott Bessent: ABD Hazine Bakanı'nın ismi çeşitli adayların müttefikleri tarafından dillendiriliyor. Uzun süredir yatırımcı olan Bessent, kamuoyu önünde mevcut görevine bağlı olmasına rağmen FED Başkanı olma fikrine sıcak baktığını ifade etti. Temsilcilere “Başkan Trump ne isterse onu yapmaktan mutluluk duyacağını” söyledi.
  • David Malpass: Trump'ın ilk döneminde atadığı Dünya Bankası eski başkanı, düşük faiz oranlarını desteklemesi ve FED'in ‘eski’ modellerini eleştirmesi nedeniyle Başkan'ın gözüne girmeyi başardı.
  • Christopher Waller: FED Yönetim Kurulu Üyesi Waller, Trump tarafından 5 yıl önce FED Yönetim Kurulu’na atanmış olsa da zayıf bir aday olarak görülüyor. Waller, yönetimin büyüme odaklı bir para politikası arzusu doğrultusunda, temmuz sonundaki bir sonraki FED toplantısında mümkün olan en kısa sürede faiz indirimi çağrısında bulunan ilk isim olarak Beyaz Saray'ın dikkatini çekti.

Beyaz Saray'ın tutumu ve FED'in bağımsızlığı

Beyaz Saray Sözcüsü Kush Desai, yönetimin ‘ekonomik büyümeyi, istihdamı ve yatırımı hızlandırmak için zemin hazırladığını ve para politikasının bu gündemi tamamlama ve ABD'nin ekonomik toparlanmasını destekleme zamanının geldiğini’ belirtti.

dfgrthy
FED Başkanı Jerome Powell, FED Yönetim Kurulu'nun bir toplantısına başkanlık ederken (AFP)

Siyasi baskılara rağmen FED Başkanı Jerome Powell, siyasetin Merkez Bankası’nın görüşlerini etkilemediğini sürekli olarak savundu. Powell bir Senato komitesine verdiği demeçte, faiz oranlarını düşürme konusundaki temkinli yaklaşımını şu sözlerle savundu: “Eğer burada bir hata yaparsak, bedelini insanlar öder... ödeyecektir.”

Erken açıklamanın riskleri ve dinamikleri

Erken bir açıklama, hem Trump hem de gelecek başkan için potansiyel dezavantajlar barındırıyor. Bu adım yeni başkanı zor bir duruma sokabilir, potansiyel olarak gelecekteki meslektaşlarının kamuoyu önünde eleştirilmesine yol açabilir veya çok uyumlu olarak algılanabilir, bu da Senato onayını tehlikeye atabilir. Ekonomist Douglas Rediker'in belirttiği gibi, ‘Trump seçimini ne kadar erken yaparsa, o kişinin karşılaşacağı zorluklar o kadar artar ve Powell'ın gerçek halefi olma ihtimali o kadar azalır.’

Dahası, Powell'ın FED'deki görev süresi 2028 yılına kadar devam ediyor, yani başkan olarak görev süresi sona erdikten sonra 18 ay daha Yönetim Kurulu’nda kalmayı seçebilir, ki o bu konuda yorum yapmayı reddetti.

Trump'ın sadık bir başkan arzusu, daha kolay bir faiz politikası isteğiyle uyumlu olsa da, mevcut Yönetim Kurulu üyeleri görevden erken ayrılmadığı sürece üyelerin çoğunluğunu atayamayacağı için, 12 üyeli faiz belirleme komitesini etkilemekte büyük bir zorlukla karşı karşıya. FED, Başkan Richard Nixon'ın faiz oranlarını düşük tutması için FED Başkanı’na gizlice baskı yaptığı 1970'lerden bu yana bağımsızlığını şiddetle koruyor.