Washington, İran’a silah ambargosunu uzatmada ısrarcı

Trump ve ABD’nin BM Büyükelçisi, geçen Aralık ayında BMGK temsilcileriyle bir araya geldi (AFP)
Trump ve ABD’nin BM Büyükelçisi, geçen Aralık ayında BMGK temsilcileriyle bir araya geldi (AFP)
TT

Washington, İran’a silah ambargosunu uzatmada ısrarcı

Trump ve ABD’nin BM Büyükelçisi, geçen Aralık ayında BMGK temsilcileriyle bir araya geldi (AFP)
Trump ve ABD’nin BM Büyükelçisi, geçen Aralık ayında BMGK temsilcileriyle bir araya geldi (AFP)

ABD’nin kendisi de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) üye devletler, konseyin gelecek hafta ABD’nin Tahran’a silah satış ambargosunu uzatmayı amaçlayan karar taslağını reddetmesini bekliyor. Bu durum, Washington’u uzatma kararının reddedilmesi halinde alternatifler aramaya yöneltti. Bununla birlikte bu ret, ABD’nin karar taslağını destekleyen üyeler ve başta Rusya ve Çin olmak üzere muhalif üyeler arasında BMGK içerisinde yeni bir diplomatik savaşı ateşleyebilir.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, geçen çarşamba günü bazı ülkelerden gelen güçlü muhalefete rağmen ABD’nin karar taslağını BMGK’da oylamaya sunacağını duyurdu. Ancak BM’deki diplomatlar, metnin mevcut versiyonunun, Washington’un onay için gerekli 9 oyu almasının pek mümkün olmadığı düzeyde, muhalefetle karşı karşıya olduğunu, ayrıca Moskova ve Pekin’in karara karşı veto hakkını kullanacağını belirtti.
Rusya ve Çin ile nükleer anlaşmayı imzalayan ABD’nin Avrupalı ​​müttefikleri, ambargonun uzatılmasını desteklediklerini, ancak önceliklerinin Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nı sürdürmek olduğunu vurguladı. Fransız Haber Ajansı’na (AFP) göre ABD taslağı, yasağın süresiz şekilde uzatılması çağrısı yapıyor. Diplomatlar, kararın nükleer anlaşmayı tehdit ettiğinden korkarken, Tahran ise ambargonun uzatılmasının anlaşmanın sonu anlamına geleceğini ifade etti.
Uzmanlar, ABD ile müttefikleri arasındaki uçurumun, BMGK’da 18 Ekim tarihine kadar bir hoşnutsuzluk ortamı yaratma tehdidinde bulunduğunu söylüyorlar. Gözlemciler ise Avrupa ülkelerinin, nükleer anlaşmanın korunmasına yardımcı olması durumunda ambargonun kısa vadeli uzatılmasını kabul edebileceğine inanıyor. Aynı şekilde üye devletler de yeni bir metin önerebilir, ancak Rusya ve Çin ile anlaşmak zor görünüyor.
ABD, Tahran’ın anlaşmadaki yükümlülüklerini ihlal etmesi durumunda yaptırımların otomatik olarak yeniden uygulanmasını sağlayan ‘Snapback’ mekanizmasını kullanarak, ambargonun uzatılmaması halinde ise İran’a yeniden yaptırım uygulamak için elinden gelen tüm çabaları sarf etme tehdidinde bulundu.
Pompeo ayrıca, ABD’nin hala nükleer anlaşmaya dahil olduğunu, bu nedenle Tahran’ın yükümlülüklerini ihlal ettiğini fark ederse yaptırımları tekrar uygulayabileceğini söyledi. İran’ın Yemen’deki Husi isyancılara verdiği desteği örnek gösteren ABD Dışişleri Bakanı, Çin’in ambargo kalktığında Tahran’a silah satmaya hazırlandığı yönündeki göstergelerden duyduğu endişeyi dile getirdi.
Avrupalı müttefikler, yaptırımların Washington tarafından istenildiği gibi yeniden uygulamaya konulabileceğinden şüphe ederken, bu durumun BMGK’nın meşruiyetine zarar verebileceği konusunda da uyarıda bulunuyor. ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Kelly Craft, geçen perşembe günü gazetecilere yaptığı açıklamada, Washington’un ilk hedefinin silah ambargosunu uzatmak olduğunu ve ABD’nin elindeki tüm araçları kullanmaya hazır olduğunu da belirtti. 
Diplomatlar, AFP’ye yaptıkları açıklamada, ABD’nin kararının İran ile sonuna kadar giden bir tavrı benimsediğini söyledi. Diplomatlar, karar taslağının, 18 Ekim’de sona erecek olan İran’ın geleneksel silah satışına yönelik yasağın, mevcut hükümlerin ötesine geçtiğini kaydederken, “Bu yasak, Temmuz 2015’te imzalanan ve resmi olarak Kapsamlı Ortak Eylem Planı olarak bilinen İran nükleer programına ilişkin uluslararası anlaşmayı destekleyen karar uyarınca sona eriyor” dedi.
Eski ABD Başkanı Barack Obama tarafından müzakere edilen anlaşma uyarınca İran, yaptırımların hafifletilmesi karşılığında nükleer faaliyetlerini azaltmayı kabul etti. Ancak Mayıs 2018’de ABD Başkanı Donald Trump, ülkesinin anlaşmadan geri çekildiğini ve ‘azami baskı’ adını verdiği bir hamle kapsamında İran’a tek taraflı yaptırımlar uyguladığını duyurdu. O günden sonra Tahran, anlaşmaya olan bağlılığını azaltmak için sınırlı, ancak giderek artan şekilde önlemler almaya başladı ve yaptırımların hafifletilmesi çağrısı yaptı.



Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
TT

Beyaz Saray yakınında silahlı saldırı: 2 ABD askeri vuruldu Beyaz Saray kapatıldı

Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)
Beyaz Saray (Arşiv - Reuters)

ABD medyası ABC News, Washington’da Beyaz Saray yakınında iki askerin silahlı saldırıya uğradığını bildirdi.

Beyaz Saray sözcüsü, Başkan Donald Trump’ın olay hakkında bilgilendirildiğini ve Beyaz Saray’ın kapatıldığını açıkladı.

ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem ise iki Ulusal Muhafız mensubunun Washington’da silahlı saldırıya maruz kaldığını doğruladı, ancak detay vermedi.


İran, Hamaney sonrası döneme mi hazırlanıyor?

Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
TT

İran, Hamaney sonrası döneme mi hazırlanıyor?

Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf
Hamaney'in resmi internet sitesinde yayınlanan, Salı akşamı dini törenlere katılımını gösteren fotoğraf

Financial Times, İran’daki elit çevrelerde özellikle Batı ve Arap ülkeleriyle ilişkiler konusunda dış politikanın yeniden şekillendirilmesi gerektiğine dair tartışmaların arttığını bildirdi. Bu tartışmalar, Haziran ayında İsrail ile yaşanan 12 günlük savaşın ardından gündeme geldi.

Habere göre, İran elitleri arasında bir değişim gözlemleniyor; devrimin ikinci kuşağı, üst düzey yetkililer ve yönetim içi önemli isimler bu tartışmalara dahil. Lider Ali Hamaney’in (86) görünürlüğü, İsrailli yetkililerin suikast tehdidi sonrası azaldı ve Hamaney’in yerine geçecek liderle ilgili spekülasyonlar gündeme geldi.

İçerideki pragmatik sesler arasında yer alan Hamza Safavi, İran’ın ABD ve İsrail’e karşı tutumunu yeniden değerlendirmesi gerektiğini vurguluyor ve Çin modelinden örnek veriyor. Eski parlamento üyesi Fazile Haşimi ise Washington ile diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmasını ve İran’ın daha açık bir sisteme doğru adım atmasını savunuyor.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’tan aktardığı analize göre bu tartışmaların kısa vadede sınırlı etkisi olabileceğini, ancak Hamaney sonrası dönemin temel fikir ve nüfuz mücadelesini şimdiden şekillendirdiğini belirtiyor. Halkın, ideolojik çatışmaların ekonomik ve yaşam standartları üzerindeki etkilerinden endişeli olduğu vurgulanıyor.


Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
TT

Katz–Zamir geriliminin tırmanmasının nedeni Netanyahu’nun gizli planı mı?

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (solda) ve Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (İsrail Savunma Bakanlığı)

İsrail Savunma Bakanı Yoav Katz ile Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun ofisinde düzenlenen uzlaşı toplantısında bir araya gelmiş olsalar da aralarındaki gerilim dinmedi. Tartışma, İsrail kamuoyunda büyük tepki yaratırken yorumcular bunu “öğretmenin çocukların kavgasından keyif aldığı bir anaokulu”na benzetiyor.

Anlaşmazlık, Zamir’in 7 Ekim 2023’te Hamas’ın saldırısı sırasında yaşanan “büyük başarısızlıktan” sorumlu tuttukları üst düzey subaylara ceza vermesiyle başladı. Savunma Bakanı Katz ise bu kararların kendisine danışılmadan alındığını söyleyerek uygulamayı reddetti. Uzmanlara göre konu artık yalnızca iki isim arasındaki bir çekişme değil; hükümet ile güvenlik kurumları arasındaki güç mücadelesine dönüşmüş durumda.

Netanyahu’nun bu krizi kendi lehine kullanmaya çalıştığı belirtiliyor. Başbakanın, yaklaşan Likud iç seçimleri öncesinde Katz’ın parti içindeki konumunu zayıflatmak, aynı zamanda Zamir’in ordudaki konumunu da tartışmalı hâle getirmek istediği ifade ediliyor.

Gerilim son olarak dün gece doruğa ulaştı. Netanyahu, iki tarafı barıştırmak için Katz ve Zamir’i birlikte toplantıya çağırdı. Ancak Katz toplantıya zamanında gelmedi ve iki ayrı görüşme yapılmasını tercih ettiğini bildirdi. Netanyahu’nun da bu talebi kabul ettiği aktarıldı.

Netanyahu’dan iki tarafa da mesajlar

Başbakanlık çevreleri, basına yapılan sızıntılarla iki tarafa da mesajlar iletti. Medyaya yansıyan haberlere göre Netanyahu, Katz’ın “Genelkurmay Başkanıyla gereksiz çatışma çıkardığını ve aşırı şekilde saygısız davrandığını” düşünüyor. Öte yandan başka sızıntılarda Netanyahu’nun, “Zamir’in atanmasının hata olduğunu düşündüğü, bağımsız hareket ettiği ve görev öncesi verdiği sözlerden döndüğü” iddia edildi.

fgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bir ordu karargahındabir araya geliyor. (İsrail hükümeti)

Bu sızıntılar kamuoyunda tartışma yaratınca, bu kez “askerî çevrelerin kasıtlı olarak gerilimi artırmak için bilgi sızdırdığı” iddia edildi. Netanyahu’ya yakın isimler, başbakanın Katz’ı da Zamir’i de görevden almayı planlamadığını savundu.

Çatışmanın kökeni

Gerilim, Zamir’in Hamas saldırısı sırasında güney cephesinden sorumlu komutanlara disiplin cezaları vermesi ve terfi listesini bakanlığa danışmadan hazırlamasıyla büyüdü. Katz, buna karşılık terfileri askıya aldı ve ordu içi incelemelerin yeniden araştırılmasını içeren başka bir komisyon kurdu.

Zamir, yapılan tüm atama ve cezaların “profesyonel askerî kararlar” olduğunu savunurken, Katz bunu “otoriteye başkaldırı” olarak niteliyor. Netanyahu ise hem Zamir’i “bakanı yok saymakla”, hem de Katz’ı “gerilimi tırmandırmakla” eleştirdi.

Orduyu suçlama stratejisi

Haaretz gazetesi, yaşananları “7 Ekim hükümetinin tüm sorumluluğu orduya yükleme çabasının” bir parçası olarak değerlendirdi. Gazete, hükümetin “kamuoyunun orduya güvenini sarsmayı, atamaları siyasallaştırmayı ve Genelkurmay Başkanı’nı küçük düşürmeyi” amaçladığını iddia etti.

Strateji uzmanı Efrahim Ganor da Maariv’e yaptığı açıklamada, yaşananların “devlet güvenliğini tehlikeye atan bir skandal” olduğunu belirterek, “Gerçek bir devlet adamı önceliğini güvenliğe ve ülkenin geleceğine verirdi” dedi.

Lapid’den Netanyahu’yu sıkıştıracak hamle

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, gelecek hafta ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze krizinin çözümü ve rehinelerin serbest bırakılması için sunduğu 20 maddelik planı Knesset’e oylatacağını açıkladı. Lapid’in amacı, bu plana karşı çıkan koalisyon partilerini zor durumda bırakarak Netanyahu’yu ABD yönetimi karşısında sıkıştırmak.

Lapid, muhalefetteki ortağı Avigdor Liberman’ı da plana destek vermeye ikna etmeye çalışıyor. “İsrail halkı, Başkan Trump’ın rehinelerin serbest bırakılması için yürüttüğü cesur girişime minnettardır” diyen Lapid, tüm partilere plana destek çağrısı yaptı.