Biden’ın kabine adayları

Jay Inslee Enerji Bakanı (solda) (New York Times), Susan Gordon Ulusal İstihbarat (DNI) Direktörü (AP), William Burns de Dışişleri Bakanı görevleri için aday gösterildiler. (Getty)
Jay Inslee Enerji Bakanı (solda) (New York Times), Susan Gordon Ulusal İstihbarat (DNI) Direktörü (AP), William Burns de Dışişleri Bakanı görevleri için aday gösterildiler. (Getty)
TT

Biden’ın kabine adayları

Jay Inslee Enerji Bakanı (solda) (New York Times), Susan Gordon Ulusal İstihbarat (DNI) Direktörü (AP), William Burns de Dışişleri Bakanı görevleri için aday gösterildiler. (Getty)
Jay Inslee Enerji Bakanı (solda) (New York Times), Susan Gordon Ulusal İstihbarat (DNI) Direktörü (AP), William Burns de Dışişleri Bakanı görevleri için aday gösterildiler. (Getty)

ABD Başkanı Donald Trump ile başkan seçilen Joe Biden arasındaki iktidarın devriyle ilgili yaşanan tartışmalı geçiş süreci sürmesine rağmen Amerikan medyasının bir kısmı Biden'ın kabinesine atamayı düşündüğü adayların isimlerini açıkladı. Medyada çıkan haberlere göre Biden, Trump'ın kurduğu ve neredeyse 40 yıldır çoğunlukla beyaz erkek adaylardan seçilen yönetimin aksine farklı yüzler ve isimler seçmeyi, etnik ve cinsiyet temsilinin tabanını genişletmeyi planlıyor. Biden ayrıca yeni yönetiminin ABD'deki değişiklikleri giderek daha fazla yansıtacağını söylüyor. The New York Times gazetesi, Biden'ın geçen yaz kaleme aldığı bir köşe yazısındaki şu ifadeleri aktardı:
“Okul sıralarından mahkemelere, bakanlıklara kadar her alanda liderliğimizin ve kurumlarımızın ABD’nin gerçek imajını yansıttığından emin olmalıyız.”
Ancak Biden'ın yönetim biçimi, Senato'nun kontrolünü ve partisindeki siyasi akımları, özellikle ilerici olanları elinde tutmaya çalışmaya devam eden Cumhuriyetçilerle çatışabilir. Bu, onu yönetimi için seçtiği isimler üzerinde anlaşmak üzere müzakerelere ve pazarlıklara girmeye zorlayabilir. Biden'ın yönetiminde Cumhuriyetçi isimlere de yer vereceği neredeyse kesinleşirken Delaware eyaletinin eski Senatörü Ted Kaufman, bakanlıkları dolduracak adayların listesini hazırlamakla görevlendirildi.
The New York Times, dün Biden yönetiminde seçilecek muhtemel isimlerin veya Biden yönetiminde pozisyon almakla ilgilendiklerini ifade edenlerin bir listesini yayınladı.

Dışişleri Bakanlığı
Dışişleri Bakanı aday listesinde, Warren Christopher ve Madeleine Albright gibi eski dışişleri bakanları bünyesinde görev yapmış olan eski diplomat ve Carnegie Enstitüsü Başkanı William Burns yer alıyor. Diğer bir isim de Cumhuriyetçilerle de iyi ilişkileri olan Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde görev yapan Chris Coons. Muhtemel diğer isim ise Susan Rice. Kendisi, Obama'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı, Dışişleri Bakan Yardımcılığı ve ABD'nin BM Daimi Temsilciliği görevlerinde bulundu. Ancak Cumhuriyetçiler arasında sorunlu bir figür olarak biliniyor.

Savunma Bakanlığı
Savunma Bakan Yardımcılığı görevinde bulunan Michele Flournoy, bu pozisyona getirilme şansı en yüksek olanlar arasında görülüyor. Flournoy, bu yüksek pozisyona getirilen ilk kadın olabilir. Listede ayrıca Illinois Senatörü olan ve Irak'ta 2014'te helikopter kazasında 2 bacağını da kaybeden eski Yarbay Tammy Duckworth de var. Eski İç Güvenlik Bakanı siyahi Jeh Johnson'ın ismi de Savunma Bakanlığı için geçiyor.

Ulusal Güvenlik Danışmanlığı
Antony Blinken, bu pozisyon için neredeyse tek aday olarak görülüyor. Biden'a üst düzey dış politika danışmanlığı yapan ve Senato Dış İlişkiler Komitesi’ndeki yardımcısı olan Antony Blinken, aynı zamanda Obama döneminde Dışişleri Bakan Yardımcısı görevinde bulundu.

Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkanlığı
Önceden Barack Obama'nın ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapan Tom Donilon'un adı bu görev için ilk sıralarda gösterildi. Ayrıca Obama yönetiminde eski CIA Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Avril Haynes ve daha önce yabancı istihbarat yetkilisi ve CIA Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Mike Morell’in isimleri de listede yer aldı.

Ulusal İstihbarat Direktörü
Sue Gordon, Başkan Trump yönetiminde Ulusal İstihbarat Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Ancak bu görevinden 2019 yılında istifa etti. Pozisyon için yarışan bir diğer isim ise eski başkan Barack Obama'nın baş güvenlik danışmanı olarak görev yapan Lisa Monaco.

Adalet Bakanlığı
Adalet Bakanı adayları arasında, Kamala Harris'in Kaliforniya'da başsavcı olarak yerini alan ve eyalet senatörü olarak da onun yerine geçmesi beklenen Xavier Becerra var. 2017'de şaşırtıcı bir şekilde kazandıktan sonra, Cumhuriyetçi eyaletlerden Alabama'dan Senato koltuğunu kaybeden eski federal savcı Doug Jones’un adı da bu görev için geçiyor.
Aynı zamanda Atlanta eyaletinde eski başsavcı Sally Yates ve Trump döneminin başlarında haftalarca Adalet Bakanı Yardımcısı olarak çalışan ve 7 Müslüman ülkeye vize yasağına karşı çıkmasının ardından kovulan Demokratik Ulusal Komite (DNC) Başkanı Tom Perez de adları geçenler arasında bulunuyor.

Hazine Bakanlığı
Federal Rezerv Bankası'na liderlik eden ve büyük bankacılık ve finans kurumlarında yüksek rütbeli görevlerde bulunan ilk siyah eşcinsel Raphael Bostic, Hazine Bakanlığı pozisyonunda olma olasılığı en yüksek isimler arasında yer alıyor. Bu isimler arasında Federal Rezerv Bankası Yönetim Kurulu üyesi ve eski Hazine Bakanı Yardımcısı Lael Brainard ve aynı şekilde Federal Rezerv yönetim kurulunun eski üyesi ve eski Hazine Bakanı Yardımcısı görevinde bulunan Sarah Bloom Raskin bulunuyor. Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren ve 2014'ten 2018'e kadar Federal Rezerv Yönetim Kurulu üyesi olan Janet Yellen da adaylığı muhtemel isimler arasında görülüyor.

İç Güvenlik Bakanlığı
Florida eyaletinin Orlando kentinde 27 yıl emniyet müdürü olarak çalışan ve Biden’ın adayları arasında yer alan Florida Temsilcisi Val Deming İç Güvenlik Bakanlığı’nın başına geçmek için yarışıyor. Ayrıca listede Obama yönetiminin Vatandaşlık ve Göçmenlik Servisi'nde çalışan Kübalı-Amerikalı Alejandro Mayorkas’ın da adı var.

Tarım Bakanlığı
Tarım Bakanlığı için Kuzey Dakota'dan eski senatör Heidi Heitkamp ve Minnesota'dan Senatör Amy Klobuchar yarışıyor.

Eğitim Bakanlığı
2016'da Hillary Clinton'ın kampanyasına katılan, eski bir profesör ve aynı zamanda Öğretmenler Federasyonu eski başkanı olan Lily Eskelsen Garcia en şanslı isimler arasında görülüyor. Ayrıca bu pozisyon için Amerikan Öğretmenler Federasyonu başkanı Randi Weingarten’in de ismi geçiyor.

Enerji Bakanlığı
Jay Inslee, bu pozisyon için önde gelen adaylar arasında yer alıyor. Eski başkan adayı olan ve Washington eyaletinin üçüncü kez valisi olan Inslee aynı zamanda önde gelen çevre savunucularından biri olarak biliniyor. Eski Başkan Obama döneminde Enerji Bakanı olan Ernest Moniz ve Obama döneminde Enerji Bakanı Yardımcısı olarak çalışan Elizabeth Sherwood-Randall da listedeki isimler arasında.

Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı
Bu pozisyon için 4 isim öne çıktı. Bu isimler Kuzey Carolina Sağlık Bakanı ve Obama yönetiminde görevde bulunan Mandy Cohen, ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nde (FDA) eski müfettiş ve doktor olan David Kessler, New Mexico eyaletinin eski Valisi Michelle Lujan Grisham ve Biden tarafından Kovid-19 salgınıyla mücadele ekibi görev gücü başkanı olarak atanan Dr. Vivek Murthy.

İskan ve Kentsel Kalkınma Bakanlığı 
Bu görev için aday gösterilen Kaliforniya'dan, ünlü siyahi Temsilciler Meclisi üyesi Karen Bass, Biden yardımcılığına aday gösterilenler arasındaydı. Listede ayrıca Florida'nın  Jacksonville bölgesi eski Belediye Başkanı Alvin Brown, Bill Clinton döneminde İskan ve Kentsel Kalkınma Bakanı Yardımcısı Andrew Cuomo, Obama döneminde eski bir kıdemli idari yetkili olan Maurice Jones, Atlanta Belediye Başkanı ve  Biden'ın yardımcı adayları listesinde yer alan Keisha Lance Bottoms ve düşük gelirli grupları savunmak için bir koalisyona liderlik eden ve Trump'ın federal konut yardımını kesme planlarına karşı çıkan Diane Yentel yer alıyor.

İçişleri Bakanlığı
Yakın zamanda Senato yarışını Cumhuriyetçi Steve Dines'e karşı kaybeden Montana Valisi Steve Bullock, İçişleri Bakanlığı için önde gelen adaylar arasında yer alıyor. Ayrıca Temsilciler Meclisi’nden Doğal Kaynaklar Komitesi Başkan Yardımcısı Deb Haaland, New Mexico'dan Senato üyeliğine üçüncü kez katılmamayı seçen  Tom Udall ve Martin Heinrich de listedeki isimler arasında.

Çalışma Bakanlığı
Bu pozisyona adaylar arasında Obama döneminde Çalışma Bakanı Yardımcısı olarak görevde bulunan Seth Harris, önceden Çalışma Bakanlığı’nda görev alan Michigan eyaletinden Andy Levin ve daha önce bu görevde bulunma talebini dile getiren Demokrat Parti İlerleme Hareketi'nin lideri ve Vermont Senatörü Bernie Sanders var. Ayrıca Kaliforniya Çalışma Bakanı Julie Su da listede yer alıyor. 

Ulaştırma Bakanlığı
Los Angeles’ta geliştirme planını yöneten Belediye Başkanı Eric Garcetti, Ulaştırma Bakanlığı'na liderlik edecek önde gelen adaylar arasında yer alıyor.

Gazi İşleri Bakanlığı
Eski başkan adayı ve Afganistan'da görev yapmış olan eski subay Pete Buttigieg aday listesinin başında yer alıyor. Onu, yine eski subaylardan olan ve Obama döneminde Gazi İşleri Bakanı olarak görev alan Robert McDonald takip ediyor.



Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
TT

Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)

İsrail gazetesi Yediot Aharonot’un internet sitesi Ynet, dün yayımladığı haberinde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in görevine başladıktan sonraki ilk resmi ziyaretini İsrail’e gerçekleştireceğini bildirdi.

Habere göre Merz, bugün (pazar) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelecek.

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, X platformundaki paylaşımında Almanya’yı İsrail için ‘önemli bir ortak’ olarak niteledi. Saar, iki ülke ilişkilerinin sürekli geliştiğini belirterek Merz’in ziyaretinin bu ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacağını ifade etti.

Saar ayrıca, Almanya’nın geçen hafta ilk kez kendi topraklarında İsrail’e ait Arrow balistik füze savunma sistemi bataryası konuşlandırdığını hatırlattı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in İsrail’e yaptığı ilk ziyarette, Berlin’in Gazze Şeridi’ndeki İsrail saldırılarına ve işgal altındaki Batı Şeria’daki şiddete yönelik son dönemdeki itirazlarına rağmen iki ülke arasındaki ‘özel’ ilişkiyi güçlendirmeyi hedeflediği bildirildi.

Merz, Ürdün’ün Akabe kentinde Kral 2. Abdullah ile yaptığı iki saatlik kısa görüşmenin ardından İsrail’e geçti. Şansölyenin bugün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi planlanıyor.

Ziyaret, Gazze Şeridi’nde savaşın başlamasından bu yana iki yılı aşkın süredir uluslararası alanda yalnızlık yaşayan Netanyahu açısından dikkate değer bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Savaşa ve yarattığı sonuçlara rağmen Almanya Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille cuma günü yaptığı açıklamada, ‘Almanya-İsrail ilişkilerinin sağlam, yakın ve güvene dayalı’ olduğunu vurguladı.

Almanya, İsrail’e güçlü destek veriyor ve bunu Nazi dönemindeki Yahudi soykırımı nedeniyle taşıdığı tarihi sorumlulukla açıklıyor. Merz’in bugün, Nazi Almanya’sı tarafından öldürülen Yahudi kurbanların anısını yaşatan Yad Vashem Anma Merkezi’ni ziyaret etmesi bekleniyor.

Bununla birlikte Berlin, Gazze Şeridi’ndeki insani durumun ağırlaşmasıyla birlikte son aylarda İsrail’e yönelik söylemini sertleştirdi.

Geçtiğimiz ağustos ayında Merz, İsrail’in kuşatma altındaki ve büyük ölçüde yıkıma uğramış Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlarını yoğunlaştırmasına tepki olarak, Almanya’nın İsrail’e silah ihracatına kısmi kısıtlama getirme kararı almış ve bu adım ülkede siyasi tartışmaya yol açmıştı.

‘Söylem farklılığı’

Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille, iki ülke arasındaki ‘söylem farklılığına’ dikkat çekti.

Şansölye ile İsrail Başbakanı’nın bugün Gazze Şeridi’nde yaklaşık iki ay önce yürürlüğe giren ateşkesin ikinci aşamasına geçiş için yürütülen çabaları ele alması bekleniyor.

Bu anlaşma, İsrail ile Hamas’ın neredeyse her gün karşılıklı ihlal suçlamaları yöneltmesi nedeniyle hâlâ kırılgan. Bu durum, ABD Başkanı Donald Trump’ın savaşın sona erdirilmesi ve Gazze Şeridi’nin yeniden inşasını öngören planının tam olarak uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin soru işaretlerini artırıyor.

Hille cuma günü, ‘yerleşimci şiddetinde büyük artış’ yaşandığını belirterek, bu durumu tekrardan kınadı ve İsrail hükümetine ‘yerleşim inşasını durdurma’ çağrısını yineledi.

Geçtiğimiz ağustos ayında açıklanan silah ihracatı kısıtlaması, Netanyahu hükümetinden sert tepki çekmişti. İsrail yönetimi, geleneksel müttefiki Almanya’yı bu adımla ‘Hamas terörünü ödüllendirmekle’ suçlamıştı.

Şansölye Merz’in, kararını İsrail Başbakanı’na telefonla bildirmesi sırasında ‘tartışmanın alevlendiği’ bildirildi.

Ancak Alman solunun radikal kanadındaki Die Linke partisine bağlı Rosa Luxemburg Vakfı’nın Tel Aviv Ofisi Direktörü Gil Shohat, AFP’ye yaptığı değerlendirmede, bunun iki lider arasındaki ‘söylemsel bir ayrışmadan’ öteye gitmediğini söyledi.

Öte yandan Alman ordusunun çarşamba günü İsrail dışında ilk kez konuşlandırılan Arrow füze savunma sisteminin ilk bölümünü faaliyete geçirmesi, Almanya’nın uzun vadeli güvenliği açısından İsrail’e duyduğu bağımlılığın boyutunu ortaya koydu.

Berlin ayrıca son dönemde, insansız hava araçlarına (İHA) karşı savunmasını güçlendirmesi konusunda İsrail’den aldığı desteğe dikkat çekti.

Yüksek beklentiler

Almanya’nın Eurovision Şarkı Yarışması’na İsrail’in katılımına onay vermesi, perşembe günü alınan kararla ülkede geniş destek görürken, bazı diğer ülkelerde boykot çağrılarını tetikledi.

Gil Shohat, Almanya Şansölyesi’nin Gazze’de savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlediği şüphesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından aranan Binyamin Netanyahu’yu ziyaret etmesini, ‘normalleşmemesi gereken bir durumda olumsuz bir normalleşme işareti’ olarak değerlendirdi.

Friedrich Merz, şubat ayı sonunda parlamentoyu kazandıktan hemen sonra yaptığı açıklamada, UCM’nin hakkındaki yakalama kararına rağmen Netanyahu’nun Almanya’yı ziyaret edebileceğini söylemişti.

Ancak Şansölyelik makamı daha sonra bu meselenin ‘şu anda gündemde olmadığını’ bildirdi.

Konrad Adenauer Vakfı’nın Kudüs Ofisi Direktörü Michael Rimmel ise AFP’ye yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun Berlin’den ‘sürekli bir destek işareti’ beklediğini ve kendisinin şu anda ‘yüksek beklentilere’ sahip olduğunu söyledi.

Öte yandan Rimmel’e göre Berlin’in son aylarda yaptığı çağrılar, Donald Trump’ın ‘daha güçlü etkisi’ karşısında sınırlı kalıyor. Rimmel, Trump’ın Gazze’de ateşkes sağlanması için İsrail’i baskı altına alabilen ‘tek aktör’ olduğunu belirtti.


ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth, dün akşamı yaptığı açıklamada, ABD'nin nükleer silahlar ve bunların fırlatma sistemleri üzerinde "tıpkı herkes gibi" testler yapacağını duyurdu; bu açıklama açıkça Rusya'ya atıfta bulunuyordu.

Kaliforniya'daki bir savunma forumunda konuşan Hegseth, ABD'nin Tayvan ile ilgili mevcut durumu değiştirmeye çalışmadığını da belirtti.

Bakanlığının, Başkan Donald Trump'ın Pasifik bölgesinde güçlü bir konumdan müzakere edebilmesini sağlamak için çalışacağını belirten Hegseth, ABD yönetiminin Hint-Pasifik bölgesindeki müttefiklerinin savunma bütçelerini artırmaları konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

ABD Savunma Bakanı, İsrail, Güney Kore, Polonya ve Almanya'yı "ideal müttefikler" arasında sayarken, kolektif savunma konusunda harekete geçmeyen müttefiklerin vahim sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.


İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
TT

İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ABD Başkanı Donald Trump'ın Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yolsuzluk davasında affedilmesi gerektiği yönündeki görüşüne saygı duyduğunu söyledi, ancak "İsrail egemen bir devlettir" diyerek ülkenin hukuk sistemine saygı duyduğunu vurguladı.

Herzog, Politico haber sitesine verdiği demeçte, "Herkes, önleyici bir affın davanın esasına göre değerlendirilmesi gerektiğini anlıyor" dedi.

Şarku'l Avsat'ın The Times of Israel'den aktardığına göre şöyle devam etti: "İncelenmesi gereken birçok konu var. Bir yandan kanun önünde tam eşitlik, diğer yandan her bir davanın kendine özgü koşulları."

Trump'ın Netanyahu için tekrar tekrar yaptığı af çağrılarına atıfta bulunarak, "Başkan Trump'ın dostluğuna ve görüşüne saygı duyuyorum" ifadesini kullandı.

Sözlerini şöyle tamamladı: "Çünkü Gazze'deki rehinelerimizi geri getirmesini istediğimiz ve bu rehineleri geri getirmek ve BM Güvenlik Konseyi kararını geçirmek için cesurca muazzam bir adım atan aynı Başkan Trump'tır. Ancak İsrail elbette egemen bir devlettir ve İsrail hukuk sistemine ve gerekliliklerine tam saygı duyuyoruz."

Trump, ekim ayında İsrail'e yaptığı ziyarette, Kudüs'teki parlamentoda yaptığı konuşmada Herzog'u başbakanı affetmeye çağırdı. Netanyahu, 2019'dan beri iş adamlarından yaklaşık 700 bin şekel (211.832 dolar) değerinde hediye aldığı iddiaları da dahil olmak üzere, üç davayla karşı karşıya. İsrail cumhurbaşkanının büyük ölçüde törensel bir rol üstlenmesine rağmen, Herzog istisnai durumlarda cezai suçlardan hüküm giymiş kişileri affetme yetkisine sahip.

2020'de başlayan Netanyahu'nun davası hâlâ devam ediyor ve tüm suçlamalardan masum olduğunu savunuyor. Başbakan davayı, sol tarafından demokratik olarak seçilmiş bir sağcı lideri devirmek için düzenlenen siyasi amaçlı cadı avı olarak nitelendirdi.

Netanyahu geçtiğimiz ayın sonunda, yıllardır süren yolsuzluk davasında Herzog'dan resmen af ​​talep etti ve cezai sürecin İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve af talebinin, ulusal çıkarlara hizmet edeceğini savundu.

Ülkenin kuruluşundan bu yana İsrail'de en uzun süre başbakanlık yapan Netanyahu, uzun süredir rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını reddediyor.