Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier: 'Nürnberg'deki savaş suçluları davası bir devrimdi'

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier: 'Nürnberg'deki savaş suçluları davası bir devrimdi'
TT

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier: 'Nürnberg'deki savaş suçluları davası bir devrimdi'

Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier: 'Nürnberg'deki savaş suçluları davası bir devrimdi'

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier tarihin en önemli mahkemelerinden biri olarak kabul edilen Nürnberg Mahkemelerinin 75. yıl dönümünde yaptığı konuşmada, “Nürnberg'deki savaş suçluları davası bir devrimdi. Sadece hukuk tarihi yazmakla kalmadı, dünya tarihini de yazdı. Nürnberg'deki başlıca savaş suçluları yargılanmasaydı, Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi bugün var olmayacaktı” dedi.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier tarihin en önemli mahkemelerinden biri olarak kabul edilen Nürnberg Mahkemelerinin 75. yıl dönümünde konuşma yaptı. 20 Kasım 1945'te 2. Dünya Savaşından mağlup çıkan Almanya'nın Nazi yöneticilerinin yargılandığı Nürnberg Mahkemelerinin yıl dönümü vesilesiyle Nürnberg kentinde duruşmaların yapıldığı 600 numaralı salonda konuşan Steinmeier, “Nürnberg'de ilk kez bir devletin başkanları bir mahkeme önünde durdu ve dünya tarihinin o zamana kadar gördüğü en ciddi suçlarından olan savaş başlatmaktan, savaş suçlarından ve insanlığa karşı suçlardan yargılanacaklardı" dedi.
Steinmeier, “75 yıl önce süreç açılana kadar uluslararası hukuk bir devlet meselesiydi, bireylerin değil. Modern uluslararası ceza hukuku sisteminin başladığı yer burasıdır” ifadelerini kullandı. Duruşmaların, Almanya'nın ahlaki ve maddi olarak yere yıkıldığı bir zamanda başladığını dile getiren Steinmeier, “Bu suçluluk ve yıkım dağının altında, hukuk çoktan yıkılmıştı" dedi.
Cumhurbaşkanı Steinmeier, “Aynı zamanda, savaş suçlarının ve en ciddi insan hakları suçlarının dünyanın hiçbir yerinde cezasız kalmaması gereken bir dünya hukuku ilkesinin temelini oluşturuyordu. Nürnberg'deki başlıca savaş suçluları yargılanmasaydı, Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi bugün var olmayacaktı, büyük bir atılımdı" ifadelerini kullandı.
Nürnberg Savaş Suçları Mahkemesini çığır açan bir gelişme olarak niteleyen Steinmeier, “Hükümet yetkilileri ve yüksek rütbeli devlet görevlileri artık cezai emirleri için uluslararası hukuk altında dokunulmazlıkların arkasına saklanmamalı" dedi.

Nürnberg mahkemesi
Hitler'in yardımcısı Rudolf Hess ve Nazi Havacılık Bakanı Hermann Göring de dahil olmak üzere Nazi rejiminin üst düzey temsilcilerine karşı açılan davalar, 20 Kasım 1945'te başlayıp 1 Ekim 1946'da 218 günlük duruşmanın ardından sona ermişti. İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği ve ABD tarafından atanan yargıçlar, biri gıyaben olmak üzere 12 ölüm, 3 ömür boyu hapis ve 4'ü 10 ile 20 yıl arası değişen hapis cezası vermişti. 3 sanık ise beraat etmişti.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.