Fransa'da birçok kentte "küresel güvenlik" yasası protestosu

Fransa'da birçok kentte "küresel güvenlik" yasası protestosu
TT

Fransa'da birçok kentte "küresel güvenlik" yasası protestosu

Fransa'da birçok kentte "küresel güvenlik" yasası protestosu

Fransa’da başta başkent Paris olmak üzere yaklaşık 20 kentte gazeteci sendikaları öncülüğünde halk sokaklara dökülerek, "küresel güvenlik" yasasını protesto etti.
Fransa'da hükümet tarafından çıkarılmak istenilen yeni "küresel güvenlik" yasasına tepkiler devam ediyor. Söz konusu yasa ile gösteri ve yürüyüş sırasında gazeteciler ve vatandaşlar tarafından polislerin fotoğrafının çekilmesi veya video kaydı yapılması yasaklanacak.
Başta başkent Paris olmak üzere yaklaşık 20 kentte gazeteci sendikalarının öncülüğünde halk sokaklara dökülerek, yasayı protesto etti. Başkentte bulunan Trocadéro Meydanı'nda Sarı Yelekliler, Fransız Komünist Partisi, İşçinin Gücü Sendikası, Genel İş Sendikası ve birçok sivil toplum kuruluşu ve medya kuruluşundan binlerce kişi bir araya geldi. Göstericiler, yasayı ifade özgürlüğüne saldırı olarak nitelendirerek, yasanın geri çekilmesi çağrısında bulundular.
Protestocular ellerinde, "Demokrasi karanlıkta ölür ”, "Silahlarınızı indirin, telefonlarımızı indireceğiz", "Kamera hiç kimseyi öldürmedi" ve "Küresel güvenlik, tamamen dokunulmazlıktan başka bir şey değil” yazılı pankartlar taşıdı.
Dün akşam mecliste kabul edilen tartışmalı yasa tasarısı, bir polis memurunun veya bir jandarmanın "yüz görüntüsü veya diğer kimlik unsurlarının" yayılması durumunda 1 yıl hapis cezası ve 45 bin Euro para cezasına çarptırılmayı içeriyor.
İnsan Hakları Ligi Ulusal Ofis Üyesi Arie Alimi yaptığı açıklamada, "Hukukun üstünlüğünün yavaş yavaş gerilemesinden endişe duyuyoruz. Bu da bir polis devletine yol açıyor" dedi.
Gazeteci sendikaları, ise Ceza Kanunu ve 1881 Basın Özgürlüğü Yasası zaten kışkırtma suçlarını cezalandırırken, “korkutacak” yeni bir yasaya gerek olmadığını savunuyor. Sendikalar, "Polisin özgürce hareket ettiği ve istediklerini istediği yerde yaptıkları izlenimine sahibiz" dedi.



Uluslararası Adalet Divanı'ndan İsrail'e “Gazze'yi aç bırakmayın” uyarısı

İsrail'in, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta toplu mezara defnedilen kimliği belirsiz Filistinlilerin kalıntıları ve cesetleri (EPA)
İsrail'in, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta toplu mezara defnedilen kimliği belirsiz Filistinlilerin kalıntıları ve cesetleri (EPA)
TT

Uluslararası Adalet Divanı'ndan İsrail'e “Gazze'yi aç bırakmayın” uyarısı

İsrail'in, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta toplu mezara defnedilen kimliği belirsiz Filistinlilerin kalıntıları ve cesetleri (EPA)
İsrail'in, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta toplu mezara defnedilen kimliği belirsiz Filistinlilerin kalıntıları ve cesetleri (EPA)

Birleşmiş Milletler'in en yüksek yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'i Gazze Şeridi'nde açlığı bir silah olarak kullanmamaya çağırdı. Dün Lahey'deki genel merkezinde, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere yardım sağlama yükümlülükleri hakkındaki tavsiye kararını açıklamak üzere düzenlenen bir oturumda konuşan Başkan Iwasawa Yuji, "Mahkeme, İsrail'in sivil halkı açlığa mahkûm etmeyi bir savaş yöntemi olarak kullanmaması gerektiğini hatırlatıyor" ifadelerini kullandı.

Bu arada, Knesset dün Batı Şeria'daki bölgelere egemenlik tanıyan iki yasa tasarısını onayladı. Her iki yasa tasarısı da ön okumalardan geçti ve her birinin yasalaşması için bir yıla kadar sürebilecek uzun müzakereler gerekiyor.

Filistin Dışişleri Bakanlığı ise İsrail'in Batı Şeria'daki Filistin topraklarını ilhak etme girişimlerini en sert şekilde kınadı.

Suudi Arabistan da Knesset'in bu hamlesini kınadığını ve reddettiğini ifade etti ve Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir bildiride, işgalci güçlerin gerçekleştirdiği tüm yerleşim ve yayılmacı ihlalleri tamamen reddettiğini vurguladı. Filistin halkının 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma konusundaki doğal ve tarihi hakkını yineledi.

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi ise İbrani medyasının "doğrudan gözetim" olarak tanımladığı Başbakan Binyamin Netanyahu'nun gözetimini sağlamak ve Hamas ile varılan ateşkes anlaşmasının kaderini tehdit edebilecek ihlalleri önlemek amacıyla, İsrail'e temsilci göndermeyi yoğunlaştırdı. ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, İsrail ziyaretini sürdürdü ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun da bugün ona katılması bekleniyor.


Virginia Üniversitesi, yoğun baskı kampanyasının ardından Trump yönetimiyle anlaştı

Virginia Üniversitesi (üniversite web sitesi)
Virginia Üniversitesi (üniversite web sitesi)
TT

Virginia Üniversitesi, yoğun baskı kampanyasının ardından Trump yönetimiyle anlaştı

Virginia Üniversitesi (üniversite web sitesi)
Virginia Üniversitesi (üniversite web sitesi)

Trump yönetimi dün, Virginia Üniversitesi ile üniversitenin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık konusundaki yasal tutumunu benimsemesini ve karşılığında sivil haklar soruşturmalarının askıya alınmasını ve federal fon almaya devam etmesini gerektiren bir anlaşmaya vardığını duyurdu.

Adalet Bakanlığı tarafından duyurulan bu anlaşma, bir devlet üniversitesinin, Trump yönetiminin Filistin yanlısı öğrenci protestoları ve yönetimin ayrımcı olarak nitelendirdiği çeşitliliği artırmaya yönelik politikaları nedeniyle büyük Amerikan üniversitelerine baskı yapma amacıyla yürüttüğü kapsamlı kampanya kapsamında ilk kez bir anlaşmaya vardığı anlamına geliyor.

Üniversitenin eski rektörü, Trump yönetimi yetkililerinin baskısı altında haziran ayında istifa etti. Virginia Üniversitesi Rektörü Paul Mahoney yaptığı açıklamada, anlaşmanın herhangi bir mali ödeme gerektirmediğini, akademik özgürlüğü koruduğunu ve "ileriye dönük en iyi yolu" temsil ettiğini belirtti. Mahoney, "Anlaşmada, Virginia Üniversitesi medeni haklar yasalarına uyma taahhüdünü kabul ederken... Amerika Birleşik Devletleri, tam uyum sağlamak için yaptığımız çalışmaları takdir ediyor ve bu çalışmalara devam ederken soruşturmaları askıya almayı kabul ediyor" dedi.

Trump yönetimi daha önce, Columbia Üniversitesi ile sivil haklar soruşturmalarını sona erdirmek, araştırma ve diğer faaliyetler için federal fonları yeniden sağlamak amacıyla 200 milyon dolar, Brown Üniversitesi ile de 50 milyon dolar ödeme konusunda anlaşmalara varmıştı. Anlaşma, Virginia Üniversitesi'nin işe alım, programlar ve kabul süreçlerinde Trump yönetiminin Adalet Bakanlığı'nın hukuka aykırı ırk ayrımcılığının neleri kapsadığına ilişkin görüşünü benimsemesini gerektiriyor. Anlaşmaya göre Üniversite, Trump'ın ikinci döneminin sona ereceği 2028 yılına kadar üç aylık raporlar sunacak.

Adalet Bakanlığı, üniversitenin kabul politikaları ve diğer konularla ilgili sivil haklar soruşturmalarını "geçici olarak durduracağını" ve üniversitenin "üniversitede çeşitliliği, eşitliği ve kapsayıcılığı yasaklayan planlı reformları" tamamlaması halinde, bu soruşturmaların resmen kapatılacağını belirtti. Bakanlık, üniversitenin "gelecekteki hibeler ve adaylıklar için tam olarak uygun" olarak değerlendirileceğini ifade etti.


Tahran, Fransa'daki bir İranlı öğrencinin şartlı tahliyesini memnuniyetle karşıladı ve tamamen serbest bırakılmasını istedi

Bir grup öğrenci, Tahran'daki Fransız Büyükelçiliği önünde tutuklu İranlı öğrenci Mehdiye Esfandiari'ye destek gösterisi düzenledi (Reuters)
Bir grup öğrenci, Tahran'daki Fransız Büyükelçiliği önünde tutuklu İranlı öğrenci Mehdiye Esfandiari'ye destek gösterisi düzenledi (Reuters)
TT

Tahran, Fransa'daki bir İranlı öğrencinin şartlı tahliyesini memnuniyetle karşıladı ve tamamen serbest bırakılmasını istedi

Bir grup öğrenci, Tahran'daki Fransız Büyükelçiliği önünde tutuklu İranlı öğrenci Mehdiye Esfandiari'ye destek gösterisi düzenledi (Reuters)
Bir grup öğrenci, Tahran'daki Fransız Büyükelçiliği önünde tutuklu İranlı öğrenci Mehdiye Esfandiari'ye destek gösterisi düzenledi (Reuters)

Tahran dün yaptığı açıklamada, Fransa'nın şubat ayında sosyal medyada terörizmi teşvik ettiği suçlamasıyla tutuklanan İranlı Mehdiye Esfandiari'yi "şartlı tahliye ettiğini" duyurdu.

Fransız Haber Ajansı AFP'nin haberine göre Paris Cumhuriyet Başsavcılığı, Esfandiari'nin savcının görüşüne aykırı olarak Paris Ceza Mahkemesi'nin kararıyla adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını doğruladı.

Esfandiari, bir polis karakolunun gözetim altında ve gelecek yılın başlarında yapılması planlanan duruşmasına kadar ülkeyi terk etmesi yasaklanacak. İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, bakanlığın " İran vatandaşı serbest bırakılıp ülkesine dönene kadar çabalarını sürdüreceğini" söyledi.

Esfandiari'nin adı, 2022'den beri İran'da tutuklu bulunan ve casuslukla suçlanan Fransız vatandaşları Cécile Kohler ve Jacques Paris için olası bir takas anlaşmasının parçası olarak yakın zamana kadar anıldı.

Tahran, 2018'den beri Fransa'da yaşayan Lyon Üniversitesi mezunu tercüman Esfandiari'nin haksız yere tutuklu olduğunu belirtiyor. Avukatı Nebil Budi, mahkemenin Esfandiari'nin tutukluluk süresinin "hakkındaki suçlamaların dayanağı açısından aşırı uzun" olduğunu tespit ettiğini söyledi.

Müvekkilinin kendini savunmak için duruşmanın başlamasını "heyecanla beklediğini" belirterek, "Memnunuz. Nihayet savunmasını hazırlayabilecek" dedi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, eylül ayında Kohler ve Paris'in Esfandiari ile takas edilmesine yönelik anlaşmanın "son aşamasına" yaklaştığını duyurdu.

Esfandiari haberi, Tahran'ın haziran ayında tutuklanan Fransız-Alman Lennart Monterlos'u serbest bırakmasından iki hafta sonra geldi.