Fransa ve Mısır'dan ortak vurgu: ‘Stratejik ortaklık'

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Arşiv-Reuters)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Arşiv-Reuters)
TT

Fransa ve Mısır'dan ortak vurgu: ‘Stratejik ortaklık'

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Arşiv-Reuters)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (Arşiv-Reuters)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin Pazar (yarın) ve Salı günleri arasında gerçekleştireceği Fransa ziyareti kapsamındaki yoğun programında Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aynı zamanda hükümet, Fransa Ulusal Meclisi ve senato başkanları ve ilgili bakanlarla yapılacak toplantılar bulunuyor. Pazartesi günü Macron ile bir araya gelecek olan Sisi, akşamında ise Elysee Sarayı'nda resmi bir akşam yemeğine katılacak. Ulusal Meclis Başkanı Richard Ferrand ve Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo ile görüşme gerçekleştirecek olan Sisi, Paris’te bulunan, kimliği belirsiz askerlerin yattığı Arc de Triomphe de l'Étoile (Zafer Takı) anıtına çelenk bırakacak. Başbakan Jean Castex ile yemekte bir araya gelecek olan Sisi, son olarak ise Senato Başkanı Gerard Larcher ile görüşecek. Aynı zamanda Paris'te okuyan Mısırlı öğrencilerin ikametgahı olacak ‘Mısır Evi’nin temelini atmak için Paris'teki uluslararası üniversite kampüsünü ziyaret edecek.
Elysee Sarayı kaynakları, henüz düzenlenmekte olan, ekonomi, savunma ve üniversite ilişkileri konularının ele alınacağının beklendiği başka randevuların da olduğunu bildirdi. Fransız cumhurbaşkanlığı kaynakları, Macron'un Ocak 2019'daki Kahire ziyaretinin ardından gerçekleşen bu ziyaretin Mısır ile ‘stratejik ortaklığın önemini vurguladığına’ inanıyor. Zira iki taraf da bunun sadece koşullara bağlı bir ortaklık olmadığını, öncelikli amacı bölgede istikrarı tesis etmek olan uzun vadeli bir ortaklık olduğunu düşünüyor. Bu ziyaret aynı zamanda Kovid-19 krizinin yaşandığı ve yansımalarının sürdüğü, bölgede gerginliklerin yaşandığı, ABD’de Demokrat Joe Biden’ın Başkan seçildiği bir zamanda geliyor. Bu nedenle söz konusu ziyarette gerçekleştirilecek görüşmelerde ikili ilişkilerin yanı sıra Libya ve Sahel ülkelerindeki gelişmeler, terörizmle mücadele, Doğu Akdeniz sularındaki artan gerilim, Türkiye’nin rolü, Suriye ve Lübnan dosyaları, Filistin-İsrail çatışması ve siyasal İslam gibi her iki taraf için de oldukça önemli dosyalara değinilecek. Fransız tarafının gündeme getireceği konular arasında Mısır'daki insan hakları meselesinin de olduğunu belirten Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Mısır Kişisel Haklar İnisiyatifi’nden (EIPR) üç aktivistin kısa süre önce serbest bırakılmasının Fransa’da memnuniyetle karşılandığını dile getirdi. Paris’ten kaynakların ifade ettiğine göre, Mısır ile ortaklığını sürdüren Fransa, bunu iki ülke çıkarlarının gerçekleştirilmesi ve bölge istikrarının sağlanması yönünde önemli bir unsur olarak görüyor. İki ülkenin “devamı gelecek olan uzun soluklu bir iş birliği tarihine sahip olduğunu” vurgulayan Paris, Mısır ile ilişkilerine bağlı olduğunu ifade ediyor. İki tarafın da Paris ve Kahire arasında hava ve deniz alanlarındaki sağlam savunma sorunları, enerji, ulaşım, sağlık ve üniversite ilişkileri dosyalarındaki iş birliğini geliştirmek için çaba göstereceği biliniyor.
Mısır, Fransa’dan bir Rafale filosu ve iki modern fırkateyn satın almıştı. Mısır gibi zor koşullardan geçen pek çok ülkenin finansman için başvurabilecekleri ‘mekanizmalar’ olduğunu hatırlatan Fransız kaynakları, ancak söz konusu ziyaretten kapsamlı savunma sözleşmelerinin beklenmemesi gerektiğini belirtti. Diğer yandan, Cumhurbaşkanı Sisi ile Fransız Başbakan Castex arasında gerçekleştirilecek toplantı vesilesiyle imzalanacak ‘sivil’ anlaşma ve sözleşmelerin ilan edilmesi bekleniyor. Üniversite iş birliği ve sağlık organı rehabilitasyonunun da bu görüşmede ele alınacak konular arasında olduğu biliniyor. Fransız Kalkınma Ajansının (AFD) Mısır’a sosyal kalkınma için 50 milyon euro yardımda bulunacağını açıklaması bekleniyor.
Fransızların ziyaret teklifinden anlaşıldığı üzere, Libya dosyası yaklaşan görüşmelerde önemli bir yer tutacak, iki taraf arasında görüş birliği kaydedilecek. Nitekim Paris ve Kahire; “Birleşmiş Milletler'in istikrarın sağlanması, Ruslar, Türkler ve Libya'daki tüm paralı asker ve savaşçılar başta olmak üzere yabancı güçlerin ülkeden çekilmesi yönündeki çabalarını destekleme çerçevesinde çalıştıklarını” belirtti. Her iki taraf da, Paris ve Kahire'nin, bilhassa Mareşal Halife Hafter'ın katılıma teşvik ettiği Libya iç siyasi forumu ve ateşkes çerçevesinde devam eden görüşmelerin ‘cesaret verici olduğunu, sürdürülmesi ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyor. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, “Hafter'in da bir taraf olduğu, ancak Fransa’nın birlikte çalıştığı başka tarafların da olduğu” açıklamasıyla Fransız tutumunda bir takım değişiklikler olduğunu ima etti. Libya dosyasıyla yakından ilgili Paris ve Kahire, bir fırsat olarak gördükleri Libya-Libya görüşmelerinin daha fazla sonuç için güvenilir olduğunu, ana hedefin ise kalıcı bir çözüm bulmaktan geçtiğini düşünüyor.
Son yıllarda Hafter’i desteklemekle suçlanan Paris, bu konuda ‘terörle mücadele’ bahanesini sunmuştu. Ancak 2018 ve 2019'da Macron'un sponsor olduğu iki farklı toplantıda Hafter ve geçiş hükümeti başkanını anlaşmaya varmaya zorlamak istemesinin ardından tutumunda bir değişiklik kaydedildi. Bugün iki tarafı bir araya getiren, askeri bir çözümün imkansız olduğunun anlaşılması üzerine mümkün olan tek yol gibi görünen siyasi bir çözüm arzusudur. Paris, yabancı güçlerin Libya'dan çekilmesi konusunda ise, ‘bir anlamı olan geri çekilmeler gözlemlemediğini’ dile getirdi. Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya dosyalarındaki yeri açısından Paris ile Kahire arasında ciddi bir yakınlaşma kaydediliyor. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Ankara'nın Doğu Akdeniz ve Libya'daki politikasını ‘saldırgan’ olarak nitelendiriyor. Diğer yandan, iki başkent arasındaki "vizyon birliğine" rağmen, söz konusu çevreler neye atıfta bulunduklarına dair yeterli ayrıntı vermeseler de aralarında bazen anlaşmazlıkların yaşandığını da inkar etmiyor.
Fransa ile Türkiye’nin başta Kürt bölgeleri olmak üzere Suriye'deki operasyonlar başladığından bu yana yaklaşık iki yıldır kötüye giden ilişkilerinin Libya, Akdeniz suları ve son zamanlarda Dağlık Karabağ'da gerçekleşen savaş nedeniyle daha da arttığı ifade edildi. Mısır-Türkiye ilişkileri ise Ankara'nın Müslüman Kardeşleri desteklemesi ve Libya ile Akdeniz sularındaki gelişmeler nedeniyle oldukça gergin.



Tayvan Başbakanı: Çin'e geri dönmek Tayvan halkı için bir seçenek değil

Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
TT

Tayvan Başbakanı: Çin'e geri dönmek Tayvan halkı için bir seçenek değil

Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)
Çin ve Tayvan bayrakları (Reuters)

Tayvan Başbakanı Chu Jung-tae, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde Pekin'in Tayvan üzerindeki egemenlik iddialarını güçlendirmesinin ardından bugün yaptığı açıklamada, adanın 23 milyonluk nüfusu için Çin'e geri dönmenin bir seçenek olmadığını söyledi.

Şi dün Trump'a, II. Dünya Savaşı'nın sonunda "Tayvan'ın Çin'e dönmesinin" Pekin'in dünya düzeni vizyonunun önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tayvan'ın demokratik olarak seçilmiş hükümeti, Çin'in bu tutumunu şiddetle reddediyor.

Chu, parlamento dışında gazetecilere yaptığı açıklamada, Tayvan'ın "tamamen bağımsız ve egemen bir ülke" olduğunun tekrar vurgulanması gerektiğini söyledi. "Ülkemizin 23 milyonluk nüfusu için (geri dönmek) bir seçenek değil, bu çok açık" ifadelerini kullandı.


İsrail ordusu, Gazze'de sarı hatı geçen 5 Filistinlinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze Şeridi sınırında bir İsrail tankı (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi sınırında bir İsrail tankı (Arşiv- Reuters)
TT

İsrail ordusu, Gazze'de sarı hatı geçen 5 Filistinlinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze Şeridi sınırında bir İsrail tankı (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi sınırında bir İsrail tankı (Arşiv- Reuters)

İsrail ordusu, dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde ordunun geri çekilmesini belirten sarı hatı geçen iki kişinin daha öldürüldüğünü ve ölü sayısının beşe yükseldiğini duyurdu.

Ordu, iki ayrı olayda, sınırı geçen ve 188. Zırhlı Tugay birliklerine yaklaşan birkaç kişinin görüldüğünü açıkladı. Ordu, bu kişilerin birlikleri için acil bir tehdit oluşturduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın The Times of Israel'den aktardığına göre ordu yaptığı açıklamada, "Güvenlik güçleri teröristlere ateş açarak ikisini öldürdü" ifadesini kullandı.

Ordu, dün "savaş uçaklarının sarı hatı aşarak Gazze'nin güneyindeki güçlere yaklaşan üç terörist unsurunu vurduğunu" belirtti.

Filistinli sağlık görevlileri, Reuters'a dün yaşanan olaylar arasında, İsrailli bir insansız hava aracının (İHA) Han Yunus'un doğusunda bir grup insana füze fırlatmasının iki kişinin ölümüne, üçüncüsünün de yaralanmasına yol açtığını belirttii. Gazze Şehri'nin doğu yakasına atılan tank mermisi sonucu bir kişi daha hayatını kaybetti.

Hamas ve İsrail, iki yıldır devam eden yıkıcı savaşı sona erdirmek için 9 Ekim'de ateşkes anlaşması imzaladılar, ancak anlaşma en zorlu konuları daha sonraki görüşmelere bıraktılar ve anlaşma savaşın tamamen sona ermesi yerine çatışmaların durdurulmasıyla sonuçlandı.

O tarihten bu yana iki taraf, ölümlere yol açan anlaşma ihlallerini gerçekleştirdikleri yönünde suçlamalarda bulunuyor ve ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirmek için açıkladığı 20 maddelik planda yer alan sonraki adımları reddettikleri yönünde suçlamalarda bulunuyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana en az 342 Filistinlinin İsrail ateşiyle öldürüldüğünü bildirdi. İsrail, aynı dönemde üç askerinin Filistinli militanlar tarafından öldürüldüğünü belirtiyor.

BM Güvenlik Konseyi geçtiğimiz hafta, Trump'ın Gazze'de uluslararası bir "barış konseyi" tarafından denetlenecek ve uluslararası güvenlik gücü tarafından desteklenecek geçici bir Filistin teknokrat hükümetinin kurulmasını öngören planını resmen onayladı.


Trump, Çinli mevkidaşıyla yaptığı görüşmenin ardından Pekin ile 'çok güçlü' ilişkileri övdü

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD'li mevkidaşı Donald Trump, Güney Kore'de bir araya geldi (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD'li mevkidaşı Donald Trump, Güney Kore'de bir araya geldi (Reuters)
TT

Trump, Çinli mevkidaşıyla yaptığı görüşmenin ardından Pekin ile 'çok güçlü' ilişkileri övdü

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD'li mevkidaşı Donald Trump, Güney Kore'de bir araya geldi (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve ABD'li mevkidaşı Donald Trump, Güney Kore'de bir araya geldi (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, dün mevkidaşı Şi Cinping ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından, tartışmalı Tayvan meselesine değinmeden, ABD ile Çin arasındaki "çok güçlü" ilişkiyi övdü.

AFP’ye göre Trump, yaptığı açıklamada, nisan ayında Çin'i ziyaret edeceğini ve Şi'nin de 2026'nın ilerleyen dönemlerinde Washington'u ziyaret edeceğini doğruladı.

Çin'in resmi açıklamasında görüşmede ağırlıklı olarak Tayvan konusunun ele alındığı belirtilirken, Trump'ın açıklamasında çatışmaya dair herhangi bir ifade yer almadı.

Çin, Tayvan'ı kendi topraklarının bir parçası olarak görüyor ve geri almak için güç kullanma olasılığını dışlamıyor; ancak adanın hükümeti, yalnızca halkının kendi geleceğine karar verme hakkına sahip olduğunu belirterek Pekin'in iddiasını reddediyor.

ABD ve Çin devlet başkanları, Trump'ın gümrük vergileri politikaları nedeniyle aylardır süren ticaret gerginliğinin ardından 30 Ekim'de Güney Kore'de bir araya geldi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Çin o tarihten bu yana Amerikan soya fasulyesi alımına yeniden başladı ve nadir toprak elementlerinin ihracatına yönelik geniş kapsamlı kısıtlamaları durdurdu. ABD ise Çin'e uyguladığı gümrük vergilerini yüzde 10 oranında azalttı.