Husi baskısı ve açlığın pençesi arasında sıkışan Yemenli çocuklar

Uluslararası alandan ve yerel makamlardan Yemen’deki yaklaşık 12 milyon çocuğa yardım sağlanması çağrısı yapıldı.

Ülkeleri kıtlığın eşiğinde olan Yemenli çocuklarla ilgili yetersiz beslenme endişesi artıyor. (Reuters)
Ülkeleri kıtlığın eşiğinde olan Yemenli çocuklarla ilgili yetersiz beslenme endişesi artıyor. (Reuters)
TT

Husi baskısı ve açlığın pençesi arasında sıkışan Yemenli çocuklar

Ülkeleri kıtlığın eşiğinde olan Yemenli çocuklarla ilgili yetersiz beslenme endişesi artıyor. (Reuters)
Ülkeleri kıtlığın eşiğinde olan Yemenli çocuklarla ilgili yetersiz beslenme endişesi artıyor. (Reuters)

Her gün binlerce Yemenli çocuk, köy ve şehirlerdeki okullarındaki sıralarından alınarak Husi milisleri saflarına dahil edilme riski ile karşı karşıya. Uluslararası ve yerel kuruluşlardan yapılan açıklamalarda ayrıca gıda güvensizliği ve gelecek yıl binlerce kişinin açlık tehdidiyle karşı karşıya kalma olasılığı sebebiyle uyarılarda bulunuldu.
Milis kontrolü altındaki Amran ilindeki çocuklar da dahil olmak üzere ülkenin yarısının kıtlıkla karşı karşıya olduğu bir aşamaya gelindiği tahmininde bulunan bazı kuruluşlar, önümüzdeki yılın ilk yarısının sonlarında Hacca ilindeki en az 15 bin Yemenlinin daha aynı kaderi paylaşacağını bildirdiler.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), birkaç gün önce, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki 39 milyon çocuğa hayat kurtarıcı mahiyette yardım sağlamak için 2,5 milyar dolar değerinde acil fon çağrısında bulunmuştu. Yaklaşık “12 milyon Yemenli çocuğun ise halen açlık ve kıtlık tehdidi ile karşı karşıya olduğunu” bildirmişti.
UNICEF tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Fonların büyük kısmı çocukların eğitimine gidecek. Ardından da su ve sanitasyon hizmetlerine, sağlık, beslenme ve psikososyal destek sağlanmasına tahsis edilecek.”
BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stephane Dujarric, New York'ta düzenlediği basın toplantısında şu açıklamayı yaptı:
“Söz konusu çağrı, çocuklara temel insani yardım sağlamayı, aynı zamanda koronavirüs salgınından kaynaklanan büyük çaplı ihtiyaçlara yanıt vermeyi sürdürmeyi amaçlıyor. Yemen, Suriye ve Sudan'da yaşanan krizlere yönelik yanıtlar ise bu çağrıdan en büyük payı alıyor. Nitekim Suriye'de yardıma muhtaç ve birçok zorlukla karşı karşıya 4,8 milyon, Yemen'de 12 milyon, Sudan'da ise 5,3 milyon çocuk mevcut.”
Uluslararası Çocukları Kurtarın Vakfı (Save the Children International) da Husi milislerin başlattığı savaş sürerken önümüzdeki yıl en az 20 bin Yemenli çocuğun açlık ve kıtlık ile karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu. Vakıf tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Çocukları Kurtarın Vakfı, BM’nin Yemen'deki gıda güvensizliğine dair rapor hakkında derin endişe duyuyor. Nitekim rapor, 7,35 milyonu çocuk olmak üzere ülkedeki 16,2 milyon kişinin gelecek yıl başlarında yüksek düzeyde ciddi gıda kıtlığıyla karşı karşıya olduğunu, şu an da tahminen 21 bin 338 çocuğun açlık riski ile karşı karşıya bulunduğunu ortaya koyuyor.”
Çocukları Koruyun Yemen Direktörü Xavier Joubert, söz konusu verilerin Yemen'deki çocukların açlıktan öldüğüne ve durumun önümüzdeki yıl daha kötüye gideceğine dair hiçbir şüphe bırakmadığını belirtti. Beş yaş altı en az 2 milyon çocuğun yeterli gıdaya ulaşamadığını, en az 2 bin 200 çocuğun da açlıktan ölme sınırında olduğunu ifade eden Joubert sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu, tüm dünyada alarm zillerinin çalmasını gerektiren bir felakettir. Bir neslin yeterli yiyeceği olmadığı için ölmesine izin veremeyiz. Yemen'deki çocuklar, en az beş yıldır çatışmalar, hastalıklar ve şiddetli açlık sebebiyle ölüyorlar. Yetersiz beslenen bebekler, hayatlarına mümkün olan en kötü şekilde başlıyor. Oldukça az sayıda aile temel gıda ihtiyacını karşılayabiliyor.”
Husilerin kontrolü altındaki binlerce çocuğun zorla silah altına alınma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu dile getiren Yemen Enformasyon Bakanı Muhammed el-İryani de Husi milislerin okul sıralarından uzaklaştırdığı çocukların beyinlerini ölüm sloganları, nefret kültürü, radikal ve terörist fikirler ile yıkadığı, ailelerin çektiği acıyı hiçe sayarak çocukları birer ölüm makinesine dönüştürdüğü uyarısında bulunmuştu. 
Bakan İryani, konuyla ilgili resmi açıklamasında şunları söyledi:
“Grup, insan kaynaklarında yaşadığı açığı kapatmak ve teröristlerden oluşan bir ordu kurmak amacıyla bu çocukları zorla silah altına alma uygulamalarını iki katına çıkardı. Kültürel ve askeri kurslar olarak isimlendirdiği bir eğitim programına tabi tuttu. Bu uygulamalar; çocukları koruma, savaşlarda ve çatışmalarda onlardan yararlanılmasını önleme konusundaki uluslararası insan hakları hukukunun ve çocukları koruma kanunlarını açık bir biçimde ihlalidir.”
Bakan İryani, uluslararası toplumu Husi milislerin on binlerce çocuğu askere alma ve ölüm makinelerine dönüştürme, ülkenin bugün ve geleceğini tehdit eden adeta saatli bomba derecesinde tehlikeli faaliyetlerine karşı bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğin tesisi için sağlam bir tavır almaya çağırmıştı. Aynı zamanda Husi darbecilerin terör listelerine dahil edilmesinin Yemenli çocukların hak ettiği güvenli ve müreffeh geleceği garanti edeceğini vurgulamıştı.
Yemenli çocuklar, milislerin meşruiyete yönelik darbesinin ardından ülke tarihinde kaydedilen en kötü ihlallere maruz kalıyor. Nitekim Husi grubu, tüm enerjisini çeşitli suçlar ve çok sayıda ihlaller aracılığıyla, özellikle de küçük çocukları hedef almak için kullanıyor.
Cenevre merkezli İnsan Hakları ve Özgürlükleri Örgütü (SAM), geçtiğimiz kasım ayında yaptığı açıklamada Yemen'de meşruiyete yönelik gerçekleştirilen darbenin ardından 30 binden fazla çocuğun sahip olduğu hakların ihlal edildiğini bildirdi.
SAM’ın yayınladığı rapora göre ülkede Mart 2015 tarihinden itibaren artan çatışmalar nedeniyle Yemen'in çoğu bölgesinde çocuklar birçok hizmete ulaşamıyor. Temel gıda, giyecek ve ilaç ihtiyaçlarını karşılamak için birçok ihlal ve zorluğa maruz kalıyor.
2014 ila 2020 yılı ortası arasındaki dönemi kapsayan söz konusu istatistiklere göre çocuklara yönelik en az 30 bin farklı ihlal kayıtlara geçti. Husiler ise yüzde 70'in üzerinde bir oranla bu ihlalleri gerçekleştiren tarafların başında yer aldı.
Raporda aynı zamanda söz konusu dönemde en az 5 bin 700 çocuğun öldürüldüğü, bunlardan yaklaşık bin çocuğun Taiz, 404 çocuğun Amran, 368’inin Hacca, 262’sinin Saada, 260’ının ise Sana’dan olduğu belirtildi.
Bin 300 çocuğun Husilerin ölümcül şarapnellerine maruz kalarak, 190’ının doğrudan kurşun ile, 175’inin keskin nişancılar aracılığıyla, 250 çocuğun mayın şarapnelinin isabeti sonucu, 3 bin çocuğun ise cephede yaşamını kaybettiği kaydedildi. Yaralı çocuk sayısının ise 8 bin 170’e ulaştığı, bunlardan 4 bininin Taiz’de gerçekleştiği bilgisi paylaşıldı.



Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
TT

Washington, Libya’daki hükümetlerin temsilcileri arasında Roma’da düzenlenen “gizli” toplantıya katıldı

USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)
USNMIL’in Libyalı Temsilciler Meclisi üyeleriyle yaptığı toplantıdan bir kare (UNSMIL)

ABD’nin Libya Büyükelçiliği, Libya'da iktidar mücadelesi veren iki hükümetin temsilcileri arasında İtalya'nın başkenti Roma'da kısa bir süre önce düzenlenen ‘gizli’ toplantıya ABD’li yetkililerin de katıldığını doğruladı. Öte yandan Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) ülkedeki krizi çözmek için önerdiği ‘yol haritasına’ yerel destek toplamaya devam ediyor.

ABD’nin Libya Büyükelçiliği tarafından salı akşamı yapılan kısa açıklamada, geçtiğimiz hafta, Libya Ulusal Ordu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter’in oğlu Saddam ile (geçici) Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin yeğeni ve Ulusal Güvenlik Danışmanı İbrahim ed-Dibeybe arasındaki görüşmeye dolaylı bir atıfla ABD'nin Roma'da doğu ve batı kamplarından gelen üst düzey Libyalı yetkililerle görüşme fırsatı bulmasının bir onur olduğu belirtildi.

cf
Saddam Hafter (AFP)

Toplantının amacının Libyalıları bölünmeleri aşmaya ve kurumları birleştirmeye teşvik etmek, istikrarı ve barışı sağlamak olduğunu açıkça ifade eden büyükelçilik, bunların Libya ekonomisinde refahın sağlanması için gerekli koşullar olduğunu ve bunun da Libya halkının ve uluslararası ortaklarının daha fazla kalkınmasına yol açacağını belirtti. Büyükelçilik ayrıca, toplantının Libya ekonomisinin geleceği ve karşı karşıya olduğu zorlukları müzakere etmek, bu zorlukların üstesinden gelmek ve Libya halkının refahını sağlamanın yollarını aramak için bir fırsat olduğunu vurguladı.

Ne Hafter'in oğlu ne de Dibeybe’nin yeğeni görüşmelerin içeriği hakkında resmi bir açıklama yapmadı. Ancak haberlere göre ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos, ABD yönetiminin çatışmaya hızlı çözümler getirme çabaları çerçevesinde Libya'daki iki rakip hükümetin temsilcileri arasında Roma'da bir toplantı planladı.

ı8
ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika Özel Temsilcisi Massad Boulos (AFP)

Şarku'l Avsat'ın Fransız dergisi Jeune Afrique'den aktardığına göre Boulos, toplantıda ele alınacak üç temel koşul belirledi, ancak bu koşulların içeriğini açıklamadı. Boulos, Washington'ın müzakere rolünü genişletmesi ve Libya çatışmasının çözümüne daha geniş bir şekilde müdahale etmesi için bu koşulların yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyor.

Mareşal Hafter, salı akşamı Bingazi'de milletvekili Adem Busahra ile yaptığı görüşmede, UNSMIL’in desteklediği siyasi sürecin önemini vurguladı. Libya krizindeki siyasi gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.

UNSMIL, siyasi yol haritasına destek toplamak için devam eden çabalar çerçevesinde salı akşamı Libya'nın batısından ve güneyinden bazı Temsilciler Meclisi üyeleriyle bir toplantı düzenledi.

UNSMIL Başkanı Hanna Tetteh'in geçtiğimiz ay açıkladığı ve kurumların birleştirilmesinin ve ulusal seçimlerin yapılmasının önünü açacak yol haritasının maddelerinin müzakere edildiği belirtildi.

UNSMIL tarafından yayınlanan bir açıklamaya göre ekibi yol haritasına yönelik kademeli bir yaklaşım açıkladı. Bu yaklaşım, Yüksek Seçim Komisyonu'ndaki boş koltukların doldurulması ve seçim çerçevesine gerekli değişikliklerin yapılması gibi temel adımlarla başlıyor. UNSMIL, kapsamlı siyasi süreci kolaylaştırmaya yönelik çabalarına Temsilciler Meclisi üyelerinin destek verdiğini ve ‘yol haritasına yapıcı ve özenli bir şekilde katılmaya istekli olduklarını ifade ettiklerini aktardı.

fgth
Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury (UNSMIL)

Tetteh'in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury, Dört Bölge Sosyal Konseyi ile siyasi yol haritasına ilişkin çeşitli görüşleri tartıştı. Bunlar arasında devlet kurumlarının birleştirilmesi ve güçlendirilmesi ile ulusal seçimlerin yapılması zorunluluğu da yer aldı. Toplantıda ayrıca, UNSMIL’in konseyin çatışmalara barışçıl çözümler getirme ve gerilimleri yatıştırmada oynadığı önemli rolün yanı sıra yakın zamanda yapılan belediye seçimlerine geniş bir katılım olmasını sağlamak için yerel topluluklarla iş birliği yapması da ele alındı.

Öte yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) dün Trablus'ta BM haritasıyla ilgili seçim yasalarını tartışan ‘BM haritasını değerlendirme ve inceleme komitesi’ üyelerinin, haritayla ilgili kalan konuları tamamlamak için henüz tarihi belirlenmemiş bir sonraki toplantıyı gerçekleştireceklerini duyurdu.

cdfrgthy
DYK’nın Trablus'ta yapılan oturumundan bir kare (DYK)

DYK Başkanı Dr. Muhammed Tekele başkanlığında salı akşamı düzenlenen oturumun sonunda DYK, Egemenlik Pozisyonları Komitesi'ni, adaylık sürecini tamamlamak için bir mekanizma üzerinde anlaşmak üzere Temsilciler Meclisi ile irtibat kurmakla görevlendirdi. Komite, bir sonraki oturumda nihai raporunu sunacak. DYK ayrıca, merkezileşmenin sona erdirilmesi ve valilik sisteminin etkinleştirilmesi ile ilgili Yerel Yönetim Yasası'na ilişkin önerilen değişiklikleri onayladı ve bu değişikliklerin Temsilciler Meclisi'ne sevk edilmesi için gerekli yetkileri verdi.

Diğer taraftan Libya Yüksek Seçim Komisyonu dün, ikinci aşamada 34 belediye meclisi için yapılan seçimlerin nihai sonuçlarını onayladı. Geryan Birinci Derece Mahkemesi'nin kararı uyarınca yasağın kaldırılmasının ardından ilk aşama olarak gerçekleştirilen Şuveyrif Belediye Meclisi seçimlerinin sonuçları da onaylayan Yüksek Seçim Komisyonu, ikinci aşamada seçilecek belediye meclis başkanlarının seçimi için komiteler kurulmasına ilişkin bir karar yayınladı. Bu seçimlerin 14-18 Eylül tarihlerinde yapılması planlanıyor. Yüksek Seçim Komisyonu, alınan bu kararların seçim sürecinin devamı olduğunu ve yerel yönetim düzeyinde demokratik müzakere ilkesini güçlendirdiğini vurguladı.


Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Savunma Bakanlığı, SDG kontrolündeki bölgeleri hedef aldığını duyurdu

Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)
Deyrizor'daki Suriye Demokratik Güçleri (SDG), (Arşiv- Reuters)

Suriye Savunma Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Halep'in doğusunda bir konut binasının bombalanması sonucu iki kişinin hayatını kaybetmesinin ardından, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDF) kontrolünde bulunan bölgelerdeki ateş kaynaklarını hedef aldığını duyurdu.

Açıklamada, "SDG güçleri, el Cerrah Askeri Havaalanı ve Meskene şehri civarında kontrolleri altındaki mevzilerinden sorumsuz ve şaşırtıcı bir şekilde şiddetli bir bombalama saldırısı başlattı. Saldırıda, Halep'in doğu kırsalındaki el Kayariye, Rasm elaAhmer ve Habuba Kebir köylerindeki sakinlerin evleri hedef alındı. Bombalama sonucunda iki sivil şehit oldu, üç sivil de yaralandı" ifadeleri yer aldı.

Bakanlık, bölgeye konuşlandırılan güçlerin harekete geçirilerek ateş kaynaklarına yönelik operasyon başlatıldığını, operasyonların halen devam ettiğini bildirdi.


Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

TT

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Kaynaklar Şarku'l Avsat'a konuştu: Hamas liderleri yaralandı, birinin durumu kritik

Hamas kaynakları Şarku'l Avsat'a, hareketin siyasi bürosunun liderlerinin Doha'ya düzenlenen İsrail saldırısında yaralandığını ve bunlardan birinin ‘durumunun kritik’ olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklar, hareketin siyasi bürosunun yaralı üyelerinin ‘sıkı güvenlik önlemleri altında özel bir hastanede tedavi gördüklerini’ doğruladı. Ancak, şu anda yaralı liderlerin isimlerini açıklamayı reddettiler.

Katar'ın başkenti Doha’nın el-Katifiyye bölgesinde Hamas liderliğine ait özel bir yerleşkeye düzenlenen İsrail saldırısında, Hamas liderlik konseyi üyesi Halil el-Hayye'nin oğlu Hemmam el-Hayye, ofis müdürü Cihad Lebed, üç yardımcısı ve bir Katarlı güvenlik görevlisi dahil olmak üzere altı kişi hayatını kaybetti.

Kaynaklara göre hedef alınan yerleşke, Hamas liderleri ve yetkilileri ile güvenlik görevlilerine ait ofis ve evleri içeriyordu. Bunlar arasında, yaklaşık dört saldırıdan en şiddetli olanının ana hedefi olan özel bir ofisin bulunduğu Halil el-Hayye'ye ait orta büyüklükte bir villa da bulunuyor.

Heniyye'nin ofisinde yapılan toplantı

Kaynaklar, ‘İsrail savaş uçakları tarafından bölgeye atılan bombaların bir kısmının kompleks içindeki diğer yerleri de vurduğunu’ belirtti. Bunlar arasında, 31 Temmuz 2024'te Tahran'da İsrail tarafından suikasta kurban giden hareketin siyasi büro başkanı İsmail Heniyye'nin eski ofisi de bulunuyor.

rgthy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail hava saldırılarının hedef aldığı bina (Reuters)

Kaynaklar, Hamas liderlerinin toplantısının Heniyye'nin ofisinde yapıldığını, bu ofisin el-Hayye'nin evine bitişik olduğunu ve ‘neredeyse onun evinin bir parçası olduğunu’ belirtti. Kaynaklar, bombalardan birinin Heniyye'nin geniş ve ferah ofisinin köşesine isabet ettiğini ve bombaların düştüğü yerden nispeten uzak bir köşede oturan siyasi büro üyelerinin yaralandığını bildirdi.

‘Takipli telefonlar’

Kaynaklar, saldırıda hiçbir Hamas liderinin öldürülmemiş olmasının arkasında olası nedenler olabileceğini tahmin ederek, İsrail'in öncelikle toplantıya katılan liderlerin telefonlarının konumlarına güvenmiş olabileceğini öne sürdü.

Kaynaklar, ‘her toplantıda siyasi büro liderlerinin cep telefonlarını yanlarında taşımamalarının geleneksel olduğunu, telefonların araçlarında veya diğer kişilerde bırakıldığını’ doğruladı.

Kaynakların açıklamaları, hareketin liderlerinin korumaları arasında yüksek sayıda ölüm olmasının nedenini açıklıyor.

Kaynaklar, Hamas liderliğinin Katar'ın başkentinde birkaç konut kompleksi, ofis ve genel merkeze sahip olduğunu belirterek, toplantıların genellikle tek bir yerde yapılmadığını ve her zaman bir yerden başka bir yere taşındığını kaydetti.

Hedef konumun yakınında ve hedef alınan kompleksin dışında, siyasi ofis ve ofis sekreterliğine ait ofisler de bulunduğunu açıkladılar.

‘Gerçekleşmeyen toplantı’

Kaynaklara göre, hedef alınan toplantının ardından, akşam saatlerinde veya ertesi gün Başbakan ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile bir toplantı yapılması planlanmıştı. Bu toplantıda, Başkan Donald Trump'ın ateşkes anlaşmasıyla ilgili sunduğu Amerikan önerisi hakkındaki görüşmelerin sonuçları tartışılacaktı.

dgtyu
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (TV)

Kaynaklar, Hamas'ın saldırının ardından yaptığı açıklamada, ABD'yi ‘hareketin liderliğini hedef alan operasyona ortak ve iştirakçi’ olmakla suçladığını yineledi. Bir kaynak, “Operasyon başarısız olunca Washington, kısa süre önce bilgilendirildiği gibi zayıf bahaneler uydurdu” dedi.

Kaynak, “Son birkaç gün içinde, arabulucular ile İsrailliler ve Amerikalılar arasında bile iletişim kesilmedi. Olanlar, hareketin liderlerini tek bir yerde toplayıp ortadan kaldırmak için Amerikan-İsrail komplosu gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Hamas kaynakları, ‘hareketin bazı liderlerinin, genişletilmiş toplantıya katılmak için Türkiye, Mısır ve diğer ülkelerden geldiklerini’ açıkladı.

Müzakereler nasıl etkilenecek?

Suikast girişimi sonrası Hamas'ın tutumu ve bunun müzakerelerin gidişatına etkisi konusunda kaynaklar Şarku’l Avsat'a, “Hamas liderliği içinde, Filistinlilerin taleplerini karşılayan, savaşın tamamen sona ermesini sağlayan ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden çekilmesini garanti eden bir şekilde müzakerelerin sürdürülmesi gerektiği konusunda fikir birliği var” dedi.

sdfrgty
Hamas liderlik konseyi üyeleri (soldan sağa) Nizar Avadallah, Halil el-Hayye ve Muhammed İsmail Derviş (Arşiv – AFP)

Kaynaklar, ‘önümüzdeki günlerde, güvenlik durumu istikrar kazandığında arabulucularla iletişimin yeniden başlayacağını ve müzakerelerin yeniden başlamasının mümkün olacağını’ belirtti. Kaynaklar, ‘operasyon sırasında ne olursa olsun, savaşı sona erdirmek için temel talebin başarıya ulaşmasını sağlayacak şekilde müzakerelerin nasıl yürütüleceğine karar vermek için güvenli bir şekilde iç istişareler yapılacağını’ kaydetti.