Yüksek İstişare Kurulu'nda ABD'nin Türkiye'nin S-400 tedariğine yönelik tek taraflı yaptırım kararı kınandı

Yüksek İstişare Kurulu'nda ABD'nin Türkiye'nin S-400 tedariğine yönelik tek taraflı yaptırım kararı kınandı
TT

Yüksek İstişare Kurulu'nda ABD'nin Türkiye'nin S-400 tedariğine yönelik tek taraflı yaptırım kararı kınandı

Yüksek İstişare Kurulu'nda ABD'nin Türkiye'nin S-400 tedariğine yönelik tek taraflı yaptırım kararı kınandı

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Yüksek İstişare Kurulu toplantısında ABD’nin bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin S-400 tedariki dolayısıyla aldığı tek taraflı yaptırım kararının kınandığını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu toplantısına ilişkin İletişim Başkanı Fahrettin Altun açıklama yaptı. Altun, “Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu toplantısı bugün Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilmiştir. Toplantıda, Kurul üyeleri, 'eğitim-öğretim' ve 'aile kurumu' başlıkları altında istişarelerde bulunmuş; ABD'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım kararını ele almışlardır.
Sayın Cumhurbaşkanımız, toplantıda, eğitim-öğretim sisteminin sevgi, saygı, ahlak, merhamet ve şefkat üzerine kurulu olmasının önemine işaret ederek, çocukların ve gençlerin zihin ve gönül dünyalarını da geliştirmenin hassasiyetini vurgulamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımız ayrıca ülke ve millet olarak bugüne kadar karşı karşıya kaldığımız badireleri sapasağlam atlatabilmemizde güçlü aile yapımızın çok büyük katkısı olduğuna dikkati çekmiş; aile kurumuna yönelik saldırıların önüne geçmek için gereken her türlü tedbiri almakta kararlı olduklarını ifade etmiştir" dedi.
"Yüksek İstişare Kurulu toplantısında, Türkiye'nin en büyük servetinin genç ve yetişmiş insan gücü olduğunun altı çizilerek, bu muazzam zenginliği korumak ve geliştirmek için hem kamu hem toplum olarak derin bir muhasebe ve tefekkürle eğitim-öğretim konusunda yeni bir yol haritası hazırlamanın önem arz ettiği belirtilmiştir" diyen Altun, "Toplantıda, eğitim-öğretim alanını geliştirecek ve kaliteyi artıracak adımlara ilişkin fikir teatisinde bulunulmuştur. Aile yapısını sarsmaya yönelik saldırıların giderek yoğunlaştığına değinilen toplantıda, özellikle medya yoluyla dayatılan çarpık bireysel ve toplumsal ilişki biçimlerinin ve gençlerin önüne rol model olarak çıkarılan örneklerin önce aileyi hedef aldığı; medeniyet ve kültür kodlarımızla taban tabana zıt fikirlerin ve hayat tarzlarının sürekli yüceltilmesinin ve özendirilmesinin bu oyunun bir parçası olduğu belirtilmiştir. Toplantıda bireyin, ailenin ve toplumun korunup güçlendirilmesi hususunda devlet ve millet olarak atılabilecek adımlara ilişkin değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Yüksek İstişare Kurulu toplantısında ayrıca ABD'nin bir NATO müttefiki olan Türkiye'nin S-400 tedariki dolayısıyla aldığı tek taraflı yaptırım kararı kınanmış; Türkiye'nin milli güvenlik ve egemenlik haklarıyla ilgili bir konu üzerine alınan bu yanlış karara karşı atılabilecek adımlar değerlendirilmiştir” ifadelerini kullandı.



Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
TT

Kremlin: ABD, Ukrayna ile mutabık kalınan planın kriterlerini Moskova’ya iletti

24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)
24 Kasım 2025'te Moskova'daki Kremlin'deki Spasskaya Kulesi ve Kızıl Meydan'daki Aziz Vasil Katedrali (EPA)

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, ABD’nin Cenevre’de Ukrayna ile üzerinde anlaşılan planın kriterlerini Rusya’ya teslim ettiğini açıkladı. Peskov, bu kriterlerin gelecek hafta Rus yetkililer tarafından değerlendirileceğini belirterek, Moskova’nın Ukrayna çözüm sürecine ilişkin görüşmeleri kamuoyu önünde yürütme niyetinde olmadığını söyledi.

Rusya’nın resmî kanalı RT’ye konuşan Peskov, ABD’nin özel elçisi Steve Whitkoff’un Rusya’yı ne zaman ziyaret edeceğine dair bilginin “uygun zamanda” açıklanacağını ifade etti ancak ayrıntıya girmedi.

ABD’li ve Ukraynalı müzakereciler geçtiğimiz pazar günü Cenevre’de, Washington’ın desteklediği yeni barış planı üzerine görüşmeler gerçekleştirmişti. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de salı günü, plan metninin Cenevre’de ABD ile birlikte hazırlandığını ve müzakere ekibiyle üzerinde çalıştığını belirtmişti.

Rusya’nın TASS haber ajansı çarşamba günü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önümüzdeki hafta Whitkoff ile görüşeceğini bildirdi. ABD Başkanı Donald Trump ise salı günü yaptığı açıklamada, özel elçisini Moskova’ya göndererek barış planı üzerinde son düzenlemeleri yapma umudu taşıdığını söylemişti.

Putin, dün yaptığı açıklamada, Ukrayna konusunda ortada resmî bir barış anlaşması taslağının bulunmadığını, sadece tartışılmak üzere sunulmuş bir dizi başlık olduğunu ifade etti. Ancak Rusya’nın ABD’nin ilk taslak niteliğindeki planını incelediğini belirten Putin, bu planın “ileride yapılacak anlaşmalar için bir temel oluşturabileceğini” söyledi.


Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu, Zelenskiy’nin özel kalem müdürünün konutunu bastı

Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
TT

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu, Zelenskiy’nin özel kalem müdürünün konutunu bastı

Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Andrei Yermak (Reuters)

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU), Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin özel kalem müdürü Andriy Yermak’ın konutunda arama gerçekleştirdiğini açıkladı.

Kuruma göre, cuma günü yapılan bu baskın devam eden bir soruşturmayla bağlantılı. Zelenskiy yönetimi son aylarda ciddi yolsuzluk iddialarıyla karşı karşıya kalmıştı.

Andriy Yermak, soruşturmayı yürüten müfettişlerle tam iş birliği içinde olduğunu söyleyerek, aramanın kendi dairesinde gerçekleştirildiğini ifade etti.

Yermak, Telegram hesabından yaptığı paylaşımda, “Müfettişlerin önünde herhangi bir engel bulunmuyor. Ben de kendileriyle tam iş birliği içindeyim” dedi


Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)
TT

Muhammedi, İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etme konusunda "kalıcı yasak" getirdiğini söyledi

Nergis Muhammedi (Reuters)
Nergis Muhammedi (Reuters)

İnsan hakları aktivisti ve Nobel Barış Ödülü sahibi Nergis Muhammedi, ikiz oğullarına gönderdiği doğum günü mesajında, dün İranlı yetkililerin kendisine ülkeyi terk etmesini kalıcı olarak yasakladığını duyurdu.

53 yaşındaki Muhammedi, geçen aralık ayında sınırlı sağlık izniyle serbest bırakılmadan önce üç yıldan fazla hapis yattı. Hukuk ekibi, Muhammedi'nin her an tekrar tutuklanıp cezaevine geri dönebileceği ve ülkeden ayrılamayacağı konusunda uyardı.

İkiz oğulları Kiana ve Ali Rahmani'ye 19. doğum günlerinde yazdığı mektupta, "Size gelebilmek için pasaport başvurusunda bulundum" diye yazmıştı. Ancak, on yıldan uzun süredir görmediği oğullarına yazdığı mektupta, "İslam Cumhuriyeti iki tür seyahat yasağı çıkardı ve uyguladı; bunlardan biri kalıcı seyahat yasağı" diye ilave etti.

Kiana ve Ali, hapiste uzun süre kalmış, tanınmış bir İranlı aktivist olan babaları Taghi Rahmani ile birlikte Paris'te yaşıyor.

Muhammedi, İslam Cumhuriyeti'nde insan hakları mücadelesi nedeniyle 2023 Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Ayrıca, genç kadın Mahsa Amini'nin ahlak polisi gözetiminde iken hayatını kaybetmesinin ardından patlak veren protestoları da güçlü bir şekilde destekledi.

Mektubunda, "İran yetkilileri belgelerimize 'kalıcı' damgasını vururken, kendileri her gün İran halkının eliyle gelecek kaçınılmaz çöküş korkusuyla yaşıyorlar" ifadelerini kullandı. Muhammedi'ye yönelik yasağın ne zaman ve hangi koşullar altında uygulandığı henüz netlik kazanmadı.

İki oğlu 2023'te Oslo'da onun adına Nobel Barış Ödülü'nü kabul etti ve çocuklarını 11 yıldır görmedi. En son Kasım 2021'de tutuklanan Muhammedi, son on yılın çoğunu parmaklıklar ardında geçirdi. Ancak serbest bırakıldıktan sonra da yetkililere meydan okumaya devam etti ve uluslararası etkinliklerde zorunlu başörtüsü takmayı reddetti.