Mikdad’dan ABD’ye askerlerini Suriye’den çek çağırısı

Mikdad, İran’ın Suriye’deki askeri varlığının ‘meşru ve sınırlı’ olduğunu söylerken Ankara’yı ‘ayrılıkçıların oluşturduğu riskler’ konusunda uyardı.

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke kırsalında önceki gün ‘Bradley’ tipi zırhlı araçtan çocukları selamlayan bir Amerikan askeri (AFP)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke kırsalında önceki gün ‘Bradley’ tipi zırhlı araçtan çocukları selamlayan bir Amerikan askeri (AFP)
TT

Mikdad’dan ABD’ye askerlerini Suriye’den çek çağırısı

Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke kırsalında önceki gün ‘Bradley’ tipi zırhlı araçtan çocukları selamlayan bir Amerikan askeri (AFP)
Suriye'nin kuzeydoğusundaki Haseke kırsalında önceki gün ‘Bradley’ tipi zırhlı araçtan çocukları selamlayan bir Amerikan askeri (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, yeni ABD yönetimini ‘Suriye'deki politikasını gözden geçirmeye’ çağırdı. Mikdad, Fırat'ın doğusunda ‘halk direnişi’ olduğuna dikkati çekerek ABD yönetiminin önündeki seçimin ‘askerlerini geri çekmekte geç kalmamak’ olduğunu söyledi. Moskova’yı ziyaret eden Mikdad, ‘Arap ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğunu’ söyleyerek Türkiye'yi sert bir şekilde eleştirdi. Öte yandan, ‘meşru ve sınırlı’ olarak nitelediği İran’ın Suriye’deki askeri varlığını savunan Mikdad, İran’ın Tahran üzerindeki ABD baskısıyla mücadele hakkı olduğunu vurguladı.
Rusya’nın başkenti Moskova’ya gerçekleştirdiği çalışma ziyaretinin ikinci gününde Mikdad, Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Devlet Başkanı Putin’in Orta Doğu ve Afrika Özel Temsilcisi Mikhail Bogdanov ile bir dizi görüşme yaptı. Mikdad’ın ziyaretine ilişkin Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ‘ziyaretin özellikle Suriye'deki son gelişmelere odaklı olduğu, yapılan görüşmelerde bölgesel ve uluslararası dosyaların ele alındığı’ belirtildi.
Açıklamaya göre iki taraf, Suriye Anayasa Komisyonu’nun dördüncü tur toplantılarının sonuçları ve Moskova ile Şam'ın Suriye'nin istikrar kazanmasına ve altyapısının yeniden inşasına yardımcı olma çabaları bağlamında geçtiğimiz ay ortak olarak Şam’da düzenledikleri Suriyeli mültecilerin geri dönüşü konulu Uluslararası Mülteci Konferansı sonuçları çerçevesinde ortak çabalarını ayrıntılı olarak ele aldılar. Yine açıklamaya öre iki taraf, Ortadoğu’daki genel meselelerde siyasi diyalogu ilerletmeye devam etme’ konusunda çabalayacaklarını vurguladılar.
Mikdad’ın bir diğer Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov ile yaptığı görüşmenin büyük bölümü, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) faaliyetleri ve bununla ilgili Rusya-Suriye mekanizmalarıyla ilgili konuya ayrıldı. Ryabkov, bu dosyayı bakanlıkta stratejik güvenlik ve silahlanma dosyalarıyla ilgili yetkisi çerçevesinde ele alırken Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, iki tarafın, ‘bazı Batılı ülkelerin yıkıcı politikaları sonucunda teknik bir aygıt olmaktan çıkıp Rusya ve Suriye’nin reddettiği jeopolitik planları gerçekleştirmek için bir araca dönüştüren’ OPCW’nin faaliyetlerinin tartışıldığını söyledi.
Mikdad ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov arasında yapılan görüşmede ise iki tarafın Birleşmiş Milletler (BM) ve OPCW’de önümüzdeki süreçte atacakları adımlar arasındaki koordinasyonun artırılması kararlaştırıldı.
Mikdad'ın, Washington aleyhinde ateşli açıklamalar yapmak için Rusya’nın başkentine yaptığı ziyaretten faydalanması oldukça dikkat çekiciydi. Suriye Dışişleri Bakanı yeni ABD yönetimini Suriye’deki askerlerini geri çekme kararını uygulama konusunda hızlanmaya çağırdı. Bu dosyanın Lavrov ile görüşmesinde ele alınan konulardan biri olduğunu belirten Mikdad, Rusya ve Suriye mevzilerinde geniş bir uyum olduğunu da sözlerine ekledi. Mikdad, Russia Today (RT) kanalına verdiği röportajda, Suriye’de Rusya ile ABD arasında askeri koordinasyon olmadığını söyledi. Mevcut koordinasyon kanallarının ‘iki ülke güçleri arasındaki sürtüşmeyi önlemek için düzenli temaslarla sınırlı olduğunu’ belirten Mikdad, “Amerikan askerlerinin geri çekilmesi çağrısında bulunuyoruz. Onlarla herhangi bir koordinasyon kurulması çağrısı yapmıyoruz” dedi.
ABD’nin şeytani yanılsamaları
Açıklamalarına dikkat çekici bir şekilde ifadelerini sertleştirerek devam eden Mikdad, “Washington şerefi ve haysiyetle geri çekilmek istiyorsa, şimdi geri çekilmeli ve karar vermede gecikmemelidir” ifadelerini kullandı. Suriye’nin kuzeydoğusunda ‘halk direnişi’ olduğuna dikkati çeken Mikdad, söz konusu halk direnişinin Beyaz Saray’da gerek mevcut yönetim gerekse yeni yönetim için olsun, ABD’nin ‘şeytani yanılsamalarını ve hayallerini’ ortadan kaldıracağını söyledi. ABD’nin Suriye’deki varlığının ‘uluslararası yasaların açık bir ihlali olduğunu ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) daimi üyesi olarak ABD'nin, Suriye ve uluslararası hukukla ilgili kararlara uyması gerektiğini, aksi takdirde egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saldırıyı kabul etmeyen diğer bölgelerde karşılaştığına benzer bir kaderle karşılaşacağını’ bir kez daha yineledi.
Bununla birlikte Mikdad, Suriye’nin Washington ile ‘bölgedeki mevcut duruma karşı ılımlı ve kabul edilebilir bir Amerikan geri çekilmesini ve tutumunu garanti eden, İsrail'e yönelik körü körüne desteği durdurmayı içeren ve Arap meselelerine karşı dengeli bir politika yürütülmesini öngören’ bir diyalog başlatmak istediğini ima etti.
Washington’ın ‘önce Kudüs’ü İsrail başkenti olarak kabul ederek, ardından da İsrail’in Golan Tepeleri’ni ilhak etmesini onaylayarak uygulanamayacak bir karar aldığını’ söyleyen Mikdad, Washington’ın bu ‘akılsızca politikaların sonuçlarından ders çıkarması gerektiğini’ sözlerine ekledi.
İran-Suriye ilişkilerine değinen Mikdad, ‘Washington'ın İran’ın Suriye'deki askeri varlığından söz etmeye hakkı olmadığını, çünkü bu askeri varlığın ABD topraklarında olmadığını’ söyledi. Mikdad, “İran'ın Suriye’deki askeri varlığı meşrudur. Çünkü İran Suriye’nin talebi üzerine geldi. Bu çok kısıtlı ve askeri danışmanlarla sınırlı bir varlıktır” dedi.
İran’ın Nükleer programıyla ilgili baskılar karşısındaki tutumunu savunan Mikdad, Tahran’a gerçekleştirdiği son ziyaret ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Nükleer programla ilgili baskılar karşısında İran'ın konumunu savundu. İranlılar nükleer anlaşma konusunda yeni müzakereler başlatmaya hazır değiller. Washington, nükleer anlaşmaya dönse de dönmese de Tahran, anlaşmaya çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmeye devam ediyor. Fakat İran devleti, Washington’ın mevcut anlaşmaya geri dönmemesi halinde kendi çıkarlarına hizmet eden uygun kararları alma hakkına sahiptir” şeklinde konuştu.
ABD’nin, ‘yeni bir durum oluşturma ve uluslararası toplum tarafından onaylanmış önceki anlaşmaları ortadan kaldırma’ amacıyla bir takım girişimleri olduğunu düşünen Mikdad, yeni bir anlaşmanın onaylanması için müzakere talebinde bulunulmasının kabul edilemez olduğunu, Washington’ın bazı müttefikleri tarafından dahi kınandığını söyledi. Washington'a yaptığı politikalarını gözden geçirmesi ve ABD’nin önceki Demokrat yönetimi tarafından onaylanan anlaşmalara geri dönmesi çağrısını bir kez daha yineleyen Mikdad, çünkü ‘güvenilirliğini ve dünyanın ona olan güvenini kaybettiğini’ vurgulayarak, “İki aylık aranın ardından imzaladığı anlaşmadan çekilip yeni şartlar koyabilecek bir yönetimle kim anlaşma imzalar?” diyerek, durumu sorguladı.
İsrail ile normalleşme kararlarıyla ilgili bir soru üzerine ise Mikdad, Şam’ın ‘İsrail ile normalleşmeyi, İsrail’in işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesine bağlayan Arap zirvelerinden çıkan kararlara bağlı olduğunu’ söyledi.  Bununla birlikte Mikdad, Şam’ın ‘Araplar olarak mücadele edilecek yeni bir durumun ortaya çıkmasına vermeyeceğini, ancak böyle bir durumun ortaya çıkması halinde çatışmadan tek faydalananın İsrail olacağını’ belirterek, “İsrail, Arap ülkelerini tekelleştirmeyi başarırsa bundan tüm Arap ülkeleri etkilenecektir” yorumunda bulundu. Aynı zamanda İsrail'in işgal altındaki toprakları koruyabildiği konusunda bir yanılgıda olduğunu söyleyen Mikdad, Golan Tepeleri’nde hava istasyonlarının kurulmasına karşı ayaklanmalar olduğunu’  söyledi.
 Golan Tepeleri dosyasında Suriye'ye verilen uluslararası desteğin ‘Filistinlilere verilen uluslararası destek gibi azalmadığını’ söyleyen Mikdad, “Dolayısıyla İsrail, 4 Haziran 1967 sınırlarına dönmeden bölgede barış ve güvenlik içinde yaşanamayacağını anlamalıdır” dedi.
Bu arada Mikdad’ın röportaj sırasında Şam’ın Arap ülkeleriyle ilişkileri normalleştirmeye hazır olup olmadığına ilişkin bir soruyu yanıtlamaktan kaçınması dikkat çekiciydi. Suriye’den Arap ülkelerine daha fazla ürünün erişmesinin Şam’ın Arap ülkeleriyle ilişkilerinin normalleşmesi için gerekli koşulların olgunlaştığını gösterip göstermediği sorulduğunda ise Mikdad, ABD’nin Suriye’ye ‘Caesar Yasası çerçevesinde uyguladığı baskıya dikkat çekmekle yetindi. Mikdad, “Bu yasa çiğnenmeli, çünkü Suriye ile çalışmak isteyen hiçbir ülke bu yasadan kaçamayacak” şeklinde konuştu.
Arap ülkeleri ile Suriye’nin, Türkiye’nin bölgedeki genişleme eğilimleri konusunda birlik olmalarının Arap ülkeleri-Suriye ilişkilerini gözden geçirme çabalarının başlatılmasının temeli olup olmayacağı sorusunu görmezden gelen Mikdad, yalnızca Türkiye’ye odaklanarak, “Ankara'nın Müslüman Kardeşler ve aşırılık yanlısı güçlere ve ayrılıkçılara verdiği desteğin ortaya koyduğu Türk tehdidi açık ve nettir” ifadelerini kullandı. Türkiye'nin attığı adımların, Arap ulusal güvenliğine yönelik tehdit oluşturduğunu söyleyen Mikdad, “Arap ülkeleri bu tehlikeye dikkat etmelidir. Özellikle Ankara Arapların ortak tutumunu bölmek için bazı ülkelerle olan ilişkilerinden yararlanıyor” yorumunda bulundu. Rusya-Türkiye ilişkilerinin ve İran-Türkiye ilişkilerinin ‘asla Suriye halkının çıkarlarına zarar vermeyeceğini sözlerine ekleyen Mikdad, “Rusya ve İran, Türkiye ile Suriye'den çekilmesi ve aşırılık yanlılarını ve ayrılıkçıları desteklemeyi bırakması gerektiği konusunda konuşuyorlar” dedi.
Mikdad son olarak şunları söyledi:
“Ankara'nın Suriye'den askerlerini çekme konusunda geç kalması, halihazırda iki ülkeyi (Suriye ve Türkiye) etkileyen ayrılıkçıların yarattığı riskleri artırıyor. Ankara'nın, Türk topraklarının birliği ve bütünlüğüne yönelik riskleri artıran bu politikayı sürdürmesine şaşırıyoruz.”



İsrail SİHA’ları Şam kırsalında bir Hizbullah komutanı ve arkadaşının bulunduğu aracı hedef aldı

Suikasta uğrayan araba
Suikasta uğrayan araba
TT

İsrail SİHA’ları Şam kırsalında bir Hizbullah komutanı ve arkadaşının bulunduğu aracı hedef aldı

Suikasta uğrayan araba
Suikasta uğrayan araba

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail'e ait bir insansız hava aracının bugün Şam kırsalında, Şam-Beyrut yolu üzerindeki 4. Tümen'e ait kontrol noktası yakınlarında bir aracı hedef aldığını duyurdu.

SOHR yaptığı açıklamada, araçta Lübnan Hizbullah grubunun lideri ve arkadaşı olmak üzere iki kişinin seyahat ettiğini ve akıbetlerinin hala bilinmediğini, ancak Merkezi Haber Ajansı'ndan gelen bilgilerin hedefin hayatta kaldığını gösterdiğini belirtti.

Gözlemevi, 2024 yılının başından bu yana İsrail'in Suriye topraklarını 27’si hava ve 12’si kara saldırısı olmak üzere 39 saldırı düzenlediğini ve bu saldırıların silah ve mühimmat depoları, karargâh merkezleri ve araçlar da dahil olmak üzere yaklaşık 79 hedefin yaralanması ve imha edilmesiyle sonuçlandığını belirtti.

SOHR’un açıklamasına göre bu saldırılarda 131 asker öldü, 57 asker de yaralandı.


İsrail Cibaliye'de evlerine gitmeye çalışan sivillere saldırdı: 15 ölü ve 30 yaralı

İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)
İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)
TT

İsrail Cibaliye'de evlerine gitmeye çalışan sivillere saldırdı: 15 ölü ve 30 yaralı

İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)
İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)

Filistin Televizyonu bugün (Cumartesi), İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampında evlerine dönmeye çalışan sivillere saldırması sonucu 15 kişinin öldüğünü ve 30 kişinin yaralandığını bildirdi.

Konuyla ilgili olarak Filistin Haber ve Enformasyon Ajansı (WAFA) bugün "işgal ordusunun Cibaliye kampındaki bir sığınağın girişini bombaladığını ve kamp içinde evlerine dönmeye çalışan vatandaşları hedef aldığını, bunun sonucunda çoğu Kamal Adwan Hastanesi’ne nakledilen onlarca şehit ve yaralı olduğunu" bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre WAFA haberinde: "Günlerdir sürekli bombardıman altında olan kamptaki insani durum felaket boyutunda; kampta kalan aileler kuşatma altında, gıda, su ve ilaç gibi temel yaşam ihtiyaçlardan yoksun, ambulans ve sivil savunma ekipleri kampa ulaşamıyor ve içerideki ceset ve yaralıları alamıyor, bu ise gerçek bir felaketin habercisi" ifadelerini kullandı.

Yedioth Ahronoth gazetesi dünkü haberinde, Cibaliye mülteci kampındaki İsrail güçlerinin buradaki çatışmaları, 7 Ekim 2023'te savaşın başlamasından bu yana ordunun karşılaştığı en şiddetli çatışmalar olarak nitelendirdiğini bildirdi.

Gazete, İsrail güçlerinin Cibaliye 'deki çatışmaların çok yoğun olduğunu ve Hamas'ın "büyük bir direniş" gösterdiğini söylediklerini aktardı.


Gazze Şehrinin güneybatısında bu sabah şiddetli silah sesleri ve patlamalar duyuldu

Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)
TT

Gazze Şehrinin güneybatısında bu sabah şiddetli silah sesleri ve patlamalar duyuldu

Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)

Filistin Enformasyon Merkezi (PIC), bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze Şehri'nin güneybatısında şiddetli silah ve patlama seslerinin yankılandığını duyurdu.

Merkez, İsrail güçlerinin birkaç gündür askeri operasyon yürüttüğü Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampında da gruplar ve İsrail güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını belirtti.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta, Refah şehrinin güneyi ve doğusu yoğun topçu bombardımanına ve helikopter saldırılarına maruz kaldı.

İsrail saldırısında Han Yunus'un doğusundaki Abasan el-Kabira bölgesinde El Farahin kasabası da hedef alındı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre El Aksa TV, İsrail uçaklarının Refah'ın merkezindeki bir evi hedef alması sonucu dün akşam iki kişinin öldüğünü bildirmişti.

İsrail uçakları ayrıca Cibaliye Kampı'nın batısındaki Faysal bin Fahd Okulu'na çok sayıda füze atarak, bir vatandaşı ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına neden oldu.


El-Kassam Tugayları Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
TT

El-Kassam Tugayları Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerini öldürdüğünü duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın Filistin merkezli Safa haber ajansından aktardığına göre, el-Kassam Tugayları tarafından X platformunda yayınlanan paylaşımda, “Mücahitlerimiz, bir Kassam grubunun çok sayıda askerin barikat kurduğu eve baskın düzenleyerek askerlerle sıfır mesafeden çatışmaya girmesi ve ardından Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın doğusunda yer alan et-Tanur mahallesi bölgesinde bir anti-personel düzeneğini patlatmasının ardından 15 Siyonist askeri ortadan kaldırmayı başardı” ifadesi yer aldı.

Almsn Haber Ajansı DPA'ya göre açıklamanın devamında, “Aynı bölgede bir Siyonist Merkava 4 tankı Yasin 105 füzesiyle hedef alındı” denildi.

İsrail ordusu, İsrail'in askeri operasyonları sonucunda Gazze Şeridi'nin dört bir yanından yerinden edilen yaklaşık 1,5 milyon Filistinliye ev sahipliği yapan kentte askeri operasyon başlatmanın yansımaları konusunda bölgesel ve uluslararası uyarıların ortasında, pazartesi günü Refah'ın doğusunda bir operasyon başlattı.

İlgili bağlamda Safa haber ajansı, İsrail ordusunun Cibaliye Mülteci Kampı’na yönelik işgalini yedinci gününde de sürdürdüğünü ve bu sabah yerel saatle 9:30'da kampın batı bölgelerine yeniden topçu ateşi açtığını bildirdi. Ajans ayrıca, İsrail işgal güçlerinin günlerdir sağlık ekiplerinin sokaklardaki ölülere ulaşmasını engellediğini de belirtti.


Hizbullah'ın İsrail'e karşı kullandığı yeni silahlar neler?

İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
TT

Hizbullah'ın İsrail'e karşı kullandığı yeni silahlar neler?

İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
İran'ın Elmas füzesi (arşiv)

Hizbullah İsrail ile çatışmalarında zaman zaman yeni silahlar duyuruyor. Son olarak perşembe günü, hedeflerinin üzerine saldırmadan önce füze fırlatan bir insansız hava aracını (İHA) yedi ay önce başlayan gerginlikten beri ilk kez kullandı. Peki, Hizbullah'ın İsrail'e yönelik saldırılarında kullandığı bu yeni silahların en öne çıkanları hangileri?

Silahlı saldırı SİHA’ları

Hizbullah, perşembe günü İsrail'in Metula kentindeki bir askeri alana iki adet S-5 füzesi ile donatılmış ‘silahlı saldırı SİHA’sı’ ile operasyon düzenlediğini ve ardından SİHA’nın infilak ettiğini duyurdu. Hizbullah, SİHA’nın tankların bulunduğu bölgeye doğru uçuşunu, iki füze ateşlemesini ve ardından patlamasını belgeleyen bir video yayınladı.

​​Hizbullah’ın ‘Sarallah’ tanksavar füze sistemi. (Hizbullah’ın yayınladığı bir videodan)

Hizbullah’ın ‘Sarallah’ tanksavar füze sistemi. (Hizbullah’ın yayınladığı bir videodan)

Hizbullah, 7 Ekim'de Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasında başlayan savaşın ardından, İsrail ile karşılıklı bombardıman yapılmasından bu yana ilk kez böyle bir silah kullandığını duyurdu. İsrail ordusu perşembe günü SİHA patlaması sonucu üç askerin yaralandığını açıkladı.

Hizbullah medyası tarafından verilen bilgiye göre SİHA'nın savaş başlığı 25 ila 30 kilogram ağırlığında yüksek patlayıcı içeriyordu.

Askeri analist emekli Tuğgeneral Halil el-Hilu AFP'ye yaptığı açıklamada, bu SİHA’nın öneminin İsrail toprakları içinden saldırı düzenleyebilmesi olduğunu belirterek, Hizbullah'ın ‘kolayca kontrol edilebilen ve radarlar tarafından tespit edilmeden alçak irtifada yavaşça uçabilen İHA’lar’ gönderebilme kabiliyetinden faydalandığını kaydetti.

Hizbullah çarşamba günü, Lübnan sınırına 30 kilometreden fazla uzaklıktaki Tiberya kentinin batısında bulunan bir İsrail üssüne ‘bir dizi saldırı SİHA’sı” ile saldırı düzenlediğini duyurdu. Analistlere göre bu, karşılıklı bombardımanın başlamasından beri İsrail toprakları içinde düzenlenen en derin saldırı oldu.

Güdümlü ve ağır füzeler

Hizbullah son haftalarda, askeri mevzileri ve araçları hedef almak için İHA’lar ve güdümlü füzeler kullandığı ‘karmaşık’ olarak tanımladığı saldırılar düzenlediğini duyurdu.

Hizbullah ayrıca son zamanlarda İran yapımı Burkan ve Elmas ile adını 2015 yılında Suriye'de öldürülen bir Hizbullah komutanından alan Cihad Muğniye gibi güdümlü ve ağır füzeler kullandığını da açıkladı.

 İran'ın Burkan füzesi (Tahran'ın müttefiki Yemenli Husilere bağlı medya kuruluşları)

İran'ın Burkan füzesi (Tahran'ın müttefiki Yemenli Husilere bağlı medya kuruluşları)

Hilu ayrıca, Hizbullah'ın halen ağırlıklı olarak 5 ila 8 kilometre menzile sahip Kornet tanksavar füzelerine güvendiğini ve bunları daha uzak mesafelerde de kullanabileceğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Hizbullah diğer yandan Demir Kubbe'yi atlatan ve sadece tanklar tarafından durdurulabilen bir başka zırh delici güdümlü füze olan Rus Konkurs füzesini de kullanıyor.

Hizbullah'ın büyüklüğü tam olarak bilinmemekle birlikte son yıllarda gelişen devasa bir silah cephaneliği bulunuyor. Hizbullah birçok kez İsrail'in derinliklerine ulaşabilen çok sayıda gelişmiş silah ve füzeye sahip olduğunu açıkladı.

Son yedi aydır Hizbullah ve İsrail, analistlerin deyimiyle, her iki tarafın da birbirlerinin saldırı yöntemlerini ve askeri taktiklerini test ettiği günlük bir yıpratma savaşı yürütüyor.


Hizbullah operasyonlarında ‘taktiksel’ gelişme

 Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
TT

Hizbullah operasyonlarında ‘taktiksel’ gelişme

 Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)

Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmalar, Hizbullah’ın operasyonlarındaki ‘taktiksel’ gelişmeyle daha önce görülmemiş bir gerilime tanık oluyor. Ancak bu durum, görüldüğü üzere ‘daha geniş kapsamlı bir savaşın çatısı altında’ kalmaya devam ediyor.

Geçtiğimiz saatlerde Lübnan'ın iç kesimlerinde, ilki güneyde Sayda bölgesinde, ikincisi ise Lübnan'ı Suriye'ye bağlayan uluslararası yol üzerindeki Bekaa Vadisi'nde olmak üzere iki suikast kaydedildi.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre ilk saldırıda bir Hizbullah üyesi ve iki Suriyeli çocuk öldürülürken, Mecdel Encar'daki ikinci saldırıda bir el-Kassam Tugayları yetkilisi hedef alındı. Hizbullah suikastlara birkaç operasyonla karşılık verdi. Bunlardan biri insansız hava araçlarıyla (İHA) yapılan hava saldırısıyla Catun'daki topçu taburu karargahının, diğeri ise 50 Katyuşa roketiyle Suriye'nin Golan bölgesindeki Tsnobar lojistik üssünün hedef alınmasıydı.

Uzmanların kanaatine göre Lübnan'ın güney cephesinde artan gerilimin, ABD ve İran'ın çatışmaların genişlemesine karşı çıkan kararlarıyla ilgili nedenlerden dolayı ‘daha geniş kapsamlı bir savaşın çatısı altında’ kalması bekleniyor.


‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
TT

‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)

ABD'nin Gazze açıklarındaki yüzer limanına nakledilen ilk yardımlar, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde dağıtılmaya başlanırken, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de 27 Ekim'de kara harekâtının başlamasından bu yana yaşanan çatışmaların ‘en şiddetli boyuta ulaşabileceğini’ bildirdi.

Bu atmosferde ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki yetkililer, Tel Aviv'i Washington'un Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme ve Ortadoğu'da kalıcı barışı sağlama vizyonunu benimsemeye ikna etme fırsatlarını tükettiklerini ve iki tarafın her zamankinden daha uzak hale geldiğini düşünüyor.

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı bilgiye göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri yönetimin insan kayıplarının yanı sıra yılda yaklaşık 5,4 milyar dolara mal olacağını gösteren bir ordu raporu nedeniyle, Gazze Şeridi üzerinde askeri yönetim uygulama planına alternatif aramaya karar verdi..


Cenin Taburu'nun komutanlarından biri İsrail'in Cenin'e düzenlediği hava saldırısında öldürüldü

Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
TT

Cenin Taburu'nun komutanlarından biri İsrail'in Cenin'e düzenlediği hava saldırısında öldürüldü

Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)

İsrail ordusu dün akşam (Cuma) bir savaş uçağının Batı Şeria'daki Cenin Mülteci Kampı’nda bir evi bombaladığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından aktardığına göre Cenin'deki bombalama eylemi saldırı planlayan bir hücreyi hedef aldı. Filistinli medya kuruluşları daha sonra ölen kişinin İslam Hamayse adlı Cenin Taburu komutanı olduğunu bildirdi.

İslami Cihad Hareketi’nin silahlı kanadı Kudüs Seriyyeleri’ne bağlı Cenin Taburu, Komutan İslam Hamayse’nin öldürüldüğünü duyurdu.

Filistin Sağlık Bakanlığı ise İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıda bir Filistinli’nin öldüğünü ve sekiz kişinin de yaralandığını açıkladı.

Bakanlık açıklamasında sekiz yaralıların durumunun ‘stabil’ olduğunu ve iki hastanede tedavi gördüklerini bildirdi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Durumu stabil olan beş şarapnel yaralanması Cenin Devlet Hastanesi'ne, durumu stabil olan üç yaralanma ise İbn Sina Hastanesi'ne ulaştı.”

İsrail ordusu, operasyonun savaş uçakları ve bir helikopter tarafından gerçekleştirildiğini ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın patlak vermesinden çok önce şiddet olaylarının arttığı Batı Şeria'da nadir görülen bir olay olduğunu belirtti.

Ordu, militanlar tarafından operasyon merkezi olarak kullanılan bir yerleşkeyi vurduğunu ve Hamayse'nin İsraillilere yönelik birçok saldırıdan sorumlu olduğunu söyleyerek öldüğünü doğruladı.

İsrail ordusu ayrıca, saldırının ‘yakın bir tehdidi bertaraf etmek için gerçekleştirildiğini’ ifade etti, ancak hangi tehdit konusunda bilgi vermedi..


ABD elçisi: "İslamcılar" bizim ve Sudanlılar için bir sorun

ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
TT

ABD elçisi: "İslamcılar" bizim ve Sudanlılar için bir sorun

ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)

ABD'nin Sudan özel elçisi Tom Perriello dün (Cuma) yaptığı açıklamada, devrik rejimin destekçileri olan İslamcıların mevcut sahnedeki varlığının "bizim ve Sudanlılar için büyük bir sorun teşkil ettiğini" söyledi. Perriello: "Ordu içinde savaşçılar olduğunu biliyoruz ve ülke dışından gelip savaşa katılanlar da var" ifadelerini kullandı. Kenya'nın başkenti Nairobi'de bir grup Sudanlı ile yaptığı toplantıda Perriello, ülkesinin kurumları ve bireyleri etkileyecek yaptırım silahının kullanımını genişleteceğini ve bunların çeşitli ülkelerdeki çalışmalarını etkileyeceğini belirtti. Perriello, "Vahim sonuçları olacağı nedeniyle" El Fashir'e askeri müdahaleye karşı Hızlı Destek Kuvvetleri’ne güçlü uyarılarda bulunduğunu belirtti.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk ise El Faşhir'in saldırıya uğraması halinde insani bir felaket yaşanabileceği uyarısında bulundu.


İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
TT

İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)

İsrail bugün Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde, Güney Afrika'nın Refah'taki askeri operasyonla Gazze Şeridi'ndeki ‘soykırımı’ devam ettirdiği yönündeki suçlamalarına cevabını sunacak.

Pretorya, UAD'dan İsrail'in Hamas'ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylediği Refah saldırısını durdurmasını talep etti.

İsrail daha önce uluslararası hukuka bağlılığının ‘sarsılmaz’ olduğunu vurgulamış ve Güney Afrika'nın açtığı davayı ‘tamamen temelsiz’ ve ‘ahlaki açıdan iğrenç’ olarak nitelendirmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'ın son kalesi olarak gördüğü Refah'ta geniş çaplı bir kara harekâtının Hamas’ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylüyor.

İsrail dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, yoğun nüfuslu bu kente yönelik geniş çaplı bir saldırıya karşı uluslararası uyarılara rağmen, Refah'taki kara operasyonlarını ‘yoğunlaştıracağını’ duyurdu. İsrail'in Refah'ta ‘insani bir felaketi’ önlediğini düşünen Netanyahu, ofisi tarafından Arapça olarak yayınlanan açıklamasında “Şu ana kadar Refah'taki yaklaşık yarım milyon insan çatışma bölgelerinden tahliye edildi. Bahsettikleri insani felaket gerçekleşmedi ve gerçekleşmeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise Refah'taki askeri operasyonun ‘takviye kuvvetlerin girişiyle devam edeceğini’ duyurdu.