ABD ve Rusya arasında Sudan çekişmesi: Askeri gemiler Port Sudan limanına vardı

Dün Port Sudan’a gelen ABD ve Rus askeri gemileri (AFP)
Dün Port Sudan’a gelen ABD ve Rus askeri gemileri (AFP)
TT

ABD ve Rusya arasında Sudan çekişmesi: Askeri gemiler Port Sudan limanına vardı

Dün Port Sudan’a gelen ABD ve Rus askeri gemileri (AFP)
Dün Port Sudan’a gelen ABD ve Rus askeri gemileri (AFP)

ABD destroyeri USS Winston S. Churchill, Rus askeri firkateyninden bir gün sonra, dün, Sudan’ın Kızıldeniz kıyısındaki Port Sudan şehri limanına varırken, Moskova’nın burada bir deniz lojistik üssü kurmayı planladığı ifade edildi.
ABD destroyerinin Sudan'a gelişi, Washington'un Nisan 2019'da Ömer el-Beşir rejiminin devrilmesinin ardından 2020 yılı sonlarında ülkeyi terörizme sponsor devletler listesinden çıkarması sonrasında gerçekleşti.
ABD'nin Hartum Maslahatgüzarı Brian Shukan, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, bu geminin “bu hafta Sudan'a demirleyen ikinci gemi olduğunu” söyledi. Shukan aynı zamanda, ABD destroyerinin Sudan'a gelişinin “ABD’nin Sudan'daki demokratik geçişe verdiği desteği, Hartum ile yeni bir iş birliği ve ortaklık dönemi arzusunu gösterdiğini” de sözlerine ekledi.
Dün AFP’den bir gazeteci, sabah varan ABD destroyerinin Sudan Donanması komutanı ve bir dizi ABD’li diplomat tarafından karşılandığını aktardı.
USNS Carson City yüksek hızlı transfer gemisi de geçtiğimiz Çarşamba günü Port Sudan’a demirlemişti. Hartum'daki ABD Büyükelçiliği tarafından yapılan açıklamada bu geminin “10 yıldır Sudan'a gelen ilk ABD Donanma gemisi” olduğu belirtilmişti.
ABD Afrika Kuvvetleri (AFRICOM) Komutan Yardımcısı Andrew Young, geçtiğimiz Ocak ayının son haftasında Hartum ziyaretinde bulunmuştu. Nitekim Young, terörizme sponsor ülkeler listesinden çıkarılması ardından Sudan’ı ziyaret eden en yüksek rütbeli ABD askeri yetkilisiydi.
ABD destroyerinin gelişi, Rus gemisi Amiral Grigoroviç fırkateyninin limana varmasından 24 saat sonra gerçekleşti. Sudan silahlı kuvvetlerinin ifade ettiğine göre Sudan'a giriş yapan ilk Rus savaş gemisi olan bu geminin ziyareti, ‘normal faaliyetler’ çerçevesinde gerçekleşti. Konuyla ilgili Sudan’dan yapılan açıklamada “Kabul prosedürleri, uluslararası denizcilik geleneği mucibince gerçekleştirildi. Gemi kaptanı, liman karşılamasına katılan herkesi selamladı” ifadeleri kullanıldı.
Rus gemisi ziyaretinin küresel denizcilik güçleri arasındaki diplomatik ilişkilerde olağan faaliyetlerden biri sayıldığı, bunun orduların izlediği bir gelenek olduğu da ifade edildi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz Kasım ayında, Sudan'da nükleer enerjiyle çalışan gemileri içine alabilecek bir Rus deniz üssü kurulmasına onay vermişti.
Diğer yandan bir askeri analist ise Rus fırkateyni ve ABD destroyerinin aynı anda gelişinin “ABD ve Rus askeri güçleri arasında bir rekabet biçimi” olduğuna işaret etti. AFP’ye konuşan analist Süleyman Fıkray, “Bu eşzamanlı varış, Sudan kıyılarının Kızıldeniz'deki önemine işaret ediyor; her iki ülkenin de limana varmak istediğini görüyoruz” dedi.
Washington, geçtiğimiz Aralık ayında Hartum'u terörizme sponsor ülkeler listesinden çıkarmıştı. Nitekim ABD, Sudan hükümetinin 1992 ila 1996 yılları arasında El Kaide lideri Usame bin Ladin'i ve bir dizi terör örgütünü Hartum'da barındırması sebebiyle 1993 yılında Sudan’ı söz konusu listeye dahil etmişti.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times