İran, yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş ilk uranyum miktarlarını elde ettiğini duyurdu

Natanz'da bir dizi IR6 santrifüjü, İran televizyonlarında gösterilirdi; Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise geçtiğimiz Cumartesi günü bu görüntülerin Tahran'daki video aracılığıyla yayınlanmasını emretti
Natanz'da bir dizi IR6 santrifüjü, İran televizyonlarında gösterilirdi; Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise geçtiğimiz Cumartesi günü bu görüntülerin Tahran'daki video aracılığıyla yayınlanmasını emretti
TT

İran, yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş ilk uranyum miktarlarını elde ettiğini duyurdu

Natanz'da bir dizi IR6 santrifüjü, İran televizyonlarında gösterilirdi; Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise geçtiğimiz Cumartesi günü bu görüntülerin Tahran'daki video aracılığıyla yayınlanmasını emretti
Natanz'da bir dizi IR6 santrifüjü, İran televizyonlarında gösterilirdi; Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise geçtiğimiz Cumartesi günü bu görüntülerin Tahran'daki video aracılığıyla yayınlanmasını emretti

Natanz tesisinde yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum-235 izotopunun ilk miktarlarını elde etmeye başlayan İran, böylelikle nükleer silah elde etme yolunda gerekli yüzde 90 saflık seviyesine bir adım daha yaklaştı. İran’ın bu adımı, Natanz Nükleer Tesisi’nde meydana gelen ve İsrail'i suçlu tuttuğu patlamaya tepki olarak geldi.
Devlet televizyonuna konuşan İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, İran parlamentosunun Aralık ayında kabul ettiği, “ABD yaptırımlarını kaldırmaya yönelik stratejik adım” başlıklı hükümet için bağlayıcı bir yasaya atıfta bulundu. Bu yasa ile baskı altındaki nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirmek için yeni ABD Başkanı Joe Biden yönetimini müzakere masasına çekmek hedefleniyor.
İran, söz konusu yasa mucibince, Biden'ın görev süresinin ilk günlerinde uranyum zenginleştirme oranını yüzde 20'lere çıkararak ilk 55 kilogram uranyum stoğu elde etti. Sonrasında ise hassas faaliyetlerin doğrulanmasına izin vermek için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile bir anlaşmaya varmasına rağmen Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT) Ek Protokol’ü askıya alma kararı verdi.
Nitekim Salihi, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Hem yasayı uygularken dikkatli olmamızı söylediler hem de müzakerelerde iyi niyetle ilerlememizi istediler, ancak taleplerin nihayetinde bizi bu yönde iten eylemler gerçekleştirdiler. Çarşamba günü yüzde 60 oranında zenginleştirmeyi başlatma emri vermiştik. Perşembe günü ise ilk miktarları elde ettik. Saatte yaklaşık 9 gram yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretiyoruz. Ancak üretimi saatte 5 grama çekme yönünde düzenlemelere gitmeliyiz.”
Aynı zamanda Natanz’daki bilim adamlarının yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretme yönünde tasarlanmış ‘iki seri halinde santrifüj kurma yöntemi üzerinde hala çalıştıklarını’ da sözlerine ekledi. AFP’nin haberine göre Salihi, “Böylece yüzde 60 oranında uranyum üretimimiz (göründüğü gibi) gerileyecek. Şu anda saat başına 9 gramdan 6 grama kadar gerileyecek. Şu anda bu iki seri halinde yüzde 60 oranında üretim ile eşzamanlı olarak, yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum üretiyoruz” ifadelerine başvurdu.
Yüzde 60’ın üzerine çıkma olasılığına işaret eden Salihi, “Artık istediğimiz saflık derecesinde uranyumu zenginleştirebiliriz” vurgusunda bulundu.
Nitekim İran'ın bu adımı, yalnızca yüzde 3,67 oranında zenginleştirmeye izin veren nükleer anlaşma yükümlülüklerinde ciddi bir sıçramayı temsil ediyor. Diğer yandan nükleer anlaşma tarafları, İran'ın nükleer anlaşma şartlarına yeniden bağlılığı karşılığında ABD yaptırımlarının kaldırılması yönünde nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirilme yolları bulmak için kapalı kapılar ardında Viyana'da bir araya geliyor.
Saatte 9 gramlık üretim hızı kesintisiz sürdürüldüğü taktirde İran'ın yüzde 60'a kadar zenginleştirilmiş yaklaşık 70 kilogram uranyum üretmesi 322 gün olacak. Nitekim yeni bir zenginleştirme döngüsü son bulduğunda, yüzde 90 oranında zenginleştirilmiş uranyum-235 izotopundan 25 kilogramlık hassas hacim elde edilebilecek. Ki bu rakam, UAEA’nın nükleer silahların yayılmasını önleme standartlarına göre bir nükleer bomba inşa etmeye yetiyor.
Ancak bunu başarma yönünde İran'ın yüzde 20'ye kadar zenginleştirilmiş yeterli miktarda uranyuma sahip olması gerekiyor. Bu şuanda İran’ın elinde bulunmasa da bir yıl içerisinde bu noktaya varılabilir. İran Atom Enerjisi Kurumu’nun bu konuda yayınladığı son rapora göre, Şubat ayı ortalarında yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyum stoğu 17,6 kilograma ulaşmıştı. Salihi ise geçen hafta yaptığı açıklamada, Ocak ayında üretime başlanması ardından 55 kilogram üretim sağlandığını bildirmişti.
Bu yönde Batı’da gerçekleştirilen çalışmalar, 260 kilogram uranyumun yüzde 20'lere kadar zenginleştirildiğini, bu minvalde nükleer silah geliştirmek için yüzde 90 oranında 56 kilogram elde edilebileceğini bildiriyor.
İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf da Twitter hesabından konuyla ilgili yaptığı açıklamada, İranlı bilim insanlarının yerel saatle gece 00.40'da yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum elde etmeyi başardığını bildirdi. Aynı zamanda “İran halkının mucizeler yaratan kararlılığı, tüm komploların önüne geçecek” vurgusunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, yüzde 60 oranında zenginleştirme kararının Natanz’daki tesiste meydana gelen ve kendi deyimiyle İsrail tarafından gerçekleştirilen sabotaja cevaben geldiğini söylemişti. Ruhani, “Altıncı nesil santrifüjlerin aktif hale getirilmesi ve zenginleştirme oranının yüzde 60’lara çıkarılması hakkında duyurduklarımız, art niyetli davranışlarınıza yönelik bir cevaptır” ifadelerini kullanmıştı. Ancak nükleer anlaşmaya karşı çıkan İsrail, Natanz'da olup bitenler hakkında resmi bir yorumda bulunmadı.
Geçen Pazar günü Natanz’daki tesiste yaşanan patlama, Ruhani İran Ulusal Nükleer Teknoloji Günü münasebetiyle bir dizi IR6 santrifüjü çalıştırma emrini verdikten bir gün sonra kaydedilmişti.
Viyana Anlaşması'nda yer alan Almanya, Fransa ve İngiltere, İran'ın uranyum zenginleşme düzeyini artıracağı açıklamaları ardından bu yöndeki ‘ciddi endişelerini’ dile getirmişti.
AB Komisyonu Sözcüsü Peter Stano da “Bu açıklama, nükleer silahların yayılmasını önleme açısından son derece endişe verici. Avrupa Birliği açısından bakıldığında, böyle bir adım için makul bir sivil gerekçe mevcut değil” ifadelerini kullanmıştı. 
Tahran’ın uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştirme kararına ilişkin Berlin, Londra ve Paris’in endişelerini temelsiz olarak nitelendiren Ruhani ise “Atom bombası peşinde değiliz” açıklamasında bulundu. Yine de İran, bu ‘tehlikeli girdapın’ durdurulması için ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesi ardından önceki Başkan Donald Trump'ın uyguladığı yaptırımların kaldırılması gerektiğini vurguladı.
İran Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Mahmud Vaizi, ‘barışçıl kullanımlar için’ yüzde 60 oranında zenginleştirmenin ‘ülkenin gücündeki ilerlemenin açık bir göstergesi’ ve ‘komplo kuranlara karşılık açık bir mesaj’ olduğunu vurguladı. Aynı zamanda, “Bu, ülkenin nükleer bilim adamlarına yönelik suikastlar ve nükleer merkezlere yönelik sabotajlar ile durmayacağı anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
İran’ın bu hareketini Ruhani yönetiminin İran dahilindeki muhalefetine zarar vermede kullanmaya hevesli olduğu anlaşılan Vaizi, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Bu, nükleer anlaşmanın ardından nükleer endüstrinin sekteye uğradığını söyleyen tüm insanlara cevap niteliğindedir. Hükümet de anlaşmanın nükleer endüstrinin ilerleyişini engellemediğini ve engellemeyeceğini daha önce birkaç kez söylemişti” ifadelerini kullandı.



İran Reisi ve beraberindekilerin yasını tutacak

İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir (AFP)
İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir (AFP)
TT

İran Reisi ve beraberindekilerin yasını tutacak

İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir (AFP)
İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir (AFP)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindekilerin dün (Pazar) öğleden sonra helikopterlerinin düşmesi sonucu hayatlarını kaybettikleri açıklandı. Bu açıklamadan birkaç saat sonra, Tahran'daki resmi makamlar bugün Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı düzeyindeki yetki devrini düzenlemek üzere pratik adımlar atmaya başladı. Söz konusu gelişmeler yaşanırken İranlı bir yetkili, Cumhurbaşkanı ve beraberindekilerin naaşları için yarın Tebriz kentinde cenaze töreni düzenleneceğini duyurdu.

İran Dini Lideri Ali Hamaney, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Muhbir’i Cumhurbaşkanlığı görevlerini yerine getirmesi için atadı. Hamaney, “Anayasa'nın 131’inci maddesi uyarınca, Muhammed Muhbir yürütme makamının başkanlığını üstlendi" dedi. Hamaney, yürürlükteki yasalara göre, en fazla 50 gün içinde yeni cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması için yasama ve yargı organlarının başkanlarıyla birlikte çalışılması gerektiğine işaret etti.

Şarku’l Avsat’ın İran resmi haber ajansı IRNA’dan aktardığına göre, Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından İran Bakanlar Kurulu bugün (pazartesi) Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bakıri Kani'yi Dışişleri Bakan Vekili olarak atadı.

Hamaney'in beş günlük yas ilan etmesinin ardından İranlı bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı ve beraberindekilerin cenaze törenlerinin yarın İran'ın kuzeybatısındaki Doğu Azerbaycan eyaletinin başkenti Tebriz'de yapılacağını duyurdu.

IRNA'nın aktardığına göre eyaletin Siyasi İşler, Seçimler ve Ulusal Daireler Genel Müdürü Hasan Hakikiyan, cenazelerin Verzigan bölgesinde bulunduğunu ve şu anda Tebriz'e nakledilmekte olduğunu belirtti.

İran devlet televizyonu bugün ülkenin üç hükümet kanadının (yasama, yürütme ve yargı) başkanlarının Muhbir'in yürütme organını temsil ettiği olağanüstü bir toplantı düzenlediğini bildirdi. Muhbir toplantıda, “Verilen görevi yerine getirme konusunda Cumhurbaşkanı Reisi'nin yolundan şaşmadan gideceğiz” ifadesini kullandı.

İran Dış İlişkiler Stratejik Konseyi bugün yaptığı açıklamada ülkenin dış politika yörüngesinin Hamaney'in rehberliğinde ‘tüm canlılığıyla’ devam edeceğini bildirdi.