200 yıl sonra Napolyon’un mirası kölelik ile anılıyor

Napolyon Bonapart
Napolyon Bonapart
TT

200 yıl sonra Napolyon’un mirası kölelik ile anılıyor

Napolyon Bonapart
Napolyon Bonapart

Fransa 5 Mayıs’ta Napolyon Bonapart (1769-1821) ölümünün 200’üncü yılında anılırken Urali Ramasamy, savaş alanındaki tanınmış zaferlerinin ardından her zaman kahraman olarak kabul edilen bir imparatoru anmak yerine, köleliğin kaldırılmasını fesheden bir zalimi hatırlayacak.
Hint Okyanusu'ndaki Fransız adası La Reunion'daki yerlilerin çoğu gibi Ramasamy de kölelerin soyundan geliyor. Ramasamy, büyükbabası ve büyükannesi gibi aile üyelerinin çoğunun kahve ve şeker tarlalarında çalışması için adaya gönderildiğini söylüyor.
Ramasamy’nin bu düşüncesi Fransa'nın Napolyon yönetiminin daha sert yönlerini görmezden geldiğine olan inancı  Siyahların Hayatı Önemlidir Hareketi ile güçlendi. Irkçılık karşıtı hareket, ekonomik çıkarları bireysel hakların üzerinde tutan Trump’a ve beyaz ırkçılığına karşı gelişmişti.
Ramasamy, Meryem Ana’nın siyah tenli ikonası “Siyah Madonna” için bir çiçek koyduktan sonra, Napolyon hiç bir şekilde olumlu anılmamalı dedi. Yerel bir efsaneye göre, Siyah Madonna köle avcılardan kaçan birini saklayarak hayatını kurtardı.
Napolyon, 1802’de Karayipler ve Reunion'daki Fransız sömürgelerinde bir kararname çıkararak köleliği restore ederken,  1794'te lağvedilen köleliğin kaldırılması, Paris'in 9 bin kilometre güneydoğusundaki adada hiçbir zaman uygulanmadı.
Toprak sahipleri ve imparatorluğun zenginleştiği sırada devrimler şiddetle bastırıldı. Siyahi tarihçiler, Napolyon'un kölelik zulmü ile ilgili bağlantılarının, hâlâ sömürge geçmişi ve etnik azınlıklara köklü ırkçılık suçlamalarıyla boğuşan Fransa'da gizli tutulduğunu söylüyor. Köleliğin Hafızası Vakfı'ndan Dominique Tafa, Napolyon'un mirasının artık askeri güç ve Fransız zaferlerini anlatıldığı şekliyle özetlenemeyeceği ifade etti.

Napolyon efsanesi
Napolyon, askeri deha olmanın yanı sıra Fransız ceza yasasının ve Fransız liselerinin (Lycee) kurulmasını içeren bir idari sistemi kuran deneyimli bir idari figür olarak geniş çapta saygı görüyor.
1799 darbesinin ardından “on yılı aşkın Avrupa’ya hakim olan Fransız imparatoru” olarak hüküm sürdü. Napolyon Vakfı tarihçilerinden Pierre Brenda, Bonapart’ın ne kölelerin destekçisi ne de ırkçı olduğunu ifade ederek, onu dönemin sosyal ve ekonomik koşullara göre hareket eden bir lider oluğunu söyledi.
Brenda açıklamasında, Napolyon'un kölelik hakkındaki görüşlerinin hayatını kaybettiği Güney Atlantik'teki Saint Helena adasında sürgünde yaşadığı sonraki yıllarına değin somutlaşmadığını kaydetti.
Tarihçi açıklamasında, Napolyon tarihinin köleliğe indirgenemeyeceğini vurguladı.
Karayipler'deki Guadeloupe Takımadalarından kölelerin soyundan gelen tarihçi Frederick Regent, Napolyon'un ölümünün 200’üncü yıldönümünün ulusal kahraman olarak görülen Napolyon efsanesini yeniden şekillendirmeye başlamak için bir fırsat olduğunu dile getirdi.
Regent açıklamasında, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Napolyon’un ölüm yıldönümü vesilesiyle yaptığı konuşmanın tarihsel gerçekliğe yakın olacağını umduğunu belirtti.
Napolyon Bonapart 15 Ağustos 1769’da Fransa’nın Korsika adasında doğdu.  1804'ten 1814'e kadar (ve 1815'te kısa süreliğine) Fransa İmparatoru oldu. 1813’de düşmanları Rusya, Prusya ve Macaristan ittifakı Napolyon'u Leipzig Muharebesi'inde yenilgiye uğrattı. 1814’te ise ittifak güçleri Paris’i ele geçirdi. Nisan 1814'te Napolyon'u tahttan çekilmeye zorladılar. İmparator, Elba adasına sürgün edildi. Napolyon Şubat 1815'te Elba adasından kaçıp Fransız hükûmetinin başına geçmeyi başardıysa da Temmuz ayında Waterloo Muharebesinde müttefik ordusuna yenildi. İngilizlere teslim olan Napolyon, gözlerden uzak bir yerde Saint Helena adasında hapse gönderildi. 51 yaşında 5 Mayıs 1821 yılında mide kanserinden öldü.



İran, İsrail adına casusluk yapmaktan suçlu bulunan bir kişiyi idam etti

İran bayrağı (Reuters)
İran bayrağı (Reuters)
TT

İran, İsrail adına casusluk yapmaktan suçlu bulunan bir kişiyi idam etti

İran bayrağı (Reuters)
İran bayrağı (Reuters)

İran'ın yargı haber ajansı Mizan, Tahran'ın bugün İsrail için casusluk yapmak ve İran muhalif gruplarıyla bağlantılı olmak suçlarından hüküm giyen bir kişiyi idam ettiğini bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre on yıllardır İsrail ile gizli bir savaş yürüten İran, İsrail istihbaratıyla bağlantılı olmak ve ülkedeki operasyonlarını kolaylaştırmakla suçladığı birçok kişiyi idam etti.

Oslo merkezli İran İnsan Hakları örgütü X platformunda, 27 yaşındaki mimarlık öğrencisi Akil Keşaverz olarak tanımlanan kişinin, "işkence altında alınan itiraflara dayanarak" İsrail için casusluk yapmak suçlamasıyla ölüm cezasına çarptırıldığını belirtti.

İran-İsrail çatışması, İsrail'in haziran ayında İran içindeki çeşitli hedeflere yönelik saldırılarıyla savaşa dönüştü; bu saldırılar arasında Mossad özel kuvvetlerinin ülkenin derinliklerine konuşlandırılmasını içeren operasyonlar da yer alıyordu.

İsrail için casusluk yapmaktan suçlu bulunan İranlıların idamları bu yıl önemli ölçüde arttı ve son aylarda birçok idam gerçekleştirildi.


ABD ve Rusya arasında Ukrayna konusunda Florida'da yeni görüşmeler başladı

Başkan Donald Trump, Florida'daki Palm Beach Uluslararası Havalimanı'nda Air Force One uçağından indikten sonra el sallıyor (AFP)
Başkan Donald Trump, Florida'daki Palm Beach Uluslararası Havalimanı'nda Air Force One uçağından indikten sonra el sallıyor (AFP)
TT

ABD ve Rusya arasında Ukrayna konusunda Florida'da yeni görüşmeler başladı

Başkan Donald Trump, Florida'daki Palm Beach Uluslararası Havalimanı'nda Air Force One uçağından indikten sonra el sallıyor (AFP)
Başkan Donald Trump, Florida'daki Palm Beach Uluslararası Havalimanı'nda Air Force One uçağından indikten sonra el sallıyor (AFP)

Amerikalı müzakereciler, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşını sona erdirmeyi amaçlayan görüşmelerin son turu için bugün Florida'da Rus yetkililerle bir araya geldi. Trump yönetimi hem Rusya'yı hem de Ukrayna'yı çatışmayı sona erdirmek için bir anlaşmaya varmaya ikna etmeye çalışıyor.

Bu görüşme, dün Amerikalı yetkililerle Ukraynalı ve Avrupalı ​​yetkililer arasında yapılan görüşmelerin ardından gerçekleşti ve barış planı hakkındaki müzakereler, Rusya'nın Şubat 2022'de tam ölçekli işgalini başlatmasıyla başlayan çatışmaya bir çözüm bulunması konusunda bazı umutlar doğurdu.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in temsilcisi Kirill Dmitriev, ABD temsilcileri Steve Wittkoff ve Jared Kushner ile görüşecek Rus heyetine başkanlık edecek.

Geçtiğimiz hafta ABD, Ukrayna ve Avrupalı ​​yetkililer, savaşı sona erdirmek için yapılan görüşmelerin bir parçası olarak Kiev için güvenlik garantileri konusunda ilerleme kaydedildiğini belirttiler, ancak bu şartların Moskova tarafından kabul edilebilir olup olmadığı belirsizliğini koruyor.

Reuters'e konuşan bir Rus kaynağı, Dmitriev ile Ukraynalı müzakereciler arasında bir görüşmenin olası olmadığını belirtirken, bilgili kaynaklar ise ABD istihbarat raporlarının Putin'in Ukrayna'nın tamamını ele geçirme niyetinde olduğuna dair uyarılarının devam ettiğini ve bazı ABD yetkililerinin Moskova'nın barışa hazır olduğuna dair güvenceleriyle çeliştiğini söyledi.


Rubio: Venezuela, İran ve Hizbullah ile iş birliği yapıyor

Porto Riko'da ABD ordusuna ait C-17 Globemaster uçağı (Reuters)
Porto Riko'da ABD ordusuna ait C-17 Globemaster uçağı (Reuters)
TT

Rubio: Venezuela, İran ve Hizbullah ile iş birliği yapıyor

Porto Riko'da ABD ordusuna ait C-17 Globemaster uçağı (Reuters)
Porto Riko'da ABD ordusuna ait C-17 Globemaster uçağı (Reuters)

ABD, Venezuela'ya karşı gerilimi artırmaya devam ediyor; Başkan Donald Trump tekrar savaş tehdidinde bulunurken, Dışişleri Bakanı Marco Rubio da ülkeyi İran ve Hizbullah ile iş birliği yapmakla suçladı.

Dün NBC News’te yayınlanan röportajında ​​Trump, Venezuela ile savaş olasılığını masada tuttuğunu söyledi. Telefon görüşmesinde, "Bunu dışlamıyorum, hayır" ifadesini kullandı.

Rubio ise Venezuela'daki "gayrimeşru rejimi" "ulusal güvenliğimizi tehdit eden suçlularla iş birliği yapmakla" suçladı. Rubio, Başkan Nicolás Maduro rejiminin "İran, Hizbullah ve uyuşturucu kaçakçılığı çeteleriyle iş birliği yaptığını" belirtti.

Bu gerginliğin tırmanması üzerine hem Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva hem de Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, Washington ve Karakas arasında krize arabuluculuk yapılmasını önerdi.