İsrail, esir takasını içeren uzun vadeli bir anlaşma arayışında: ‘Savaş birkaç gün içinde bitebilir’

İsrail’in dün Refah’ı bombalamasının ardından kurbanlar evlerinin yıkılışını incelerken (AFP)
İsrail’in dün Refah’ı bombalamasının ardından kurbanlar evlerinin yıkılışını incelerken (AFP)
TT

İsrail, esir takasını içeren uzun vadeli bir anlaşma arayışında: ‘Savaş birkaç gün içinde bitebilir’

İsrail’in dün Refah’ı bombalamasının ardından kurbanlar evlerinin yıkılışını incelerken (AFP)
İsrail’in dün Refah’ı bombalamasının ardından kurbanlar evlerinin yıkılışını incelerken (AFP)

İsrail medyasının, Siyasi ve Güvenlik İşleri Kabinesi’nin 4,5 saat süren toplantı sırasında Gazze Şeridi’nde ateşkes konusunun masaya yatırılmayıp, operasyonların devam edeceği kararı alındığını aktarmasına rağmen, askeri ve güvenlik kaynakları İsrail’in bu hafta içerisinde esir takası değişimini de içeren uzun bir anlaşma girişimi gayreti içerisinde olduğunu iddia etti.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşu (KAN) ve Ma’rib gazetesi, kabinenin Gazze’de ateşkes konusunu ele almadığını ve uzun vadeli bir ateşkes önerisinin de olmadığını yazdı. İbrani medyası İsrailli bir yetkilinin, ateşkesin ele alınmadığını ve masada ateşkes ile ilgili bir önerinin de sunulmadığını ancak esirler ve kayıplar konusunun toplantının önemli gündem maddesi olduğu açıklamasını nakletti.
Açıklamadan da açıkça anlaşıldığı üzere, İsrail önceki ateşkeslere benzer ‘geçici’ bir ateşkes istemiyor, daha çok Gazze Şeridi'ndeki askerlerini geri alma anlaşmasıyla uzun bir ateşkes niyetinde. İsrail her zaman, 2014 yılından bu yana Hamas askerleri ve Filistinlilerin dönüşüne yönelik kuşatmayı hafifletmeyi içeren bir anlaşmayı şart koşarken, bunun gerçekleşmesinin karmaşık bir takas anlaşmasını gerektirdiği göz önünde alındığında Hamas’ın bu yaklaşıma hızlı bir şekilde yanıt vereceğine inanılmıyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bakanlarla bir araya geldikten sonra Savunma Bakanı Benny Gantz ve Genelkurmay Başkanı General Aviv Kochavi’nin yanı sıra diğer üst düzey güvenlik yetkilileriyle görüştü. Yapılan bu toplantılar, Gantz’ın Gazze’deki gerilimin artması ve Batı Şeria’da yaşanan gelişmeleri ABD Dışişleri Bakanlığı'nda Filistin ve İsrail İşlerinden Sorumlu Hadi Amr ile ele aldığı görüşmenin ardından yapıldı. Görüşmede, İsrail ile Gazze Şeridi arasında ateşkese varılması için gerginliğin azaltılması konuları masaya yatırıldı. Gantz ABD heyetine, İsrail’in uzun vadeli ateşkes istediğini söyledi.
ABD’nin bu adımı, Mısır ve BM’nin yanı sıra Rusya ve Katar'ın da Gazze'de ateşkese varmak için yürüttüğü geniş bir hamlenin parçası. Walla internet sitesinin haberine göre, İsrail güvenlik yetkilisi hava operasyonlarının hedeflerinin bittiğini sonuç olarak taarruzun herhangi bir şekilde devam etmesinin Gazze’ye kara harekatı başlayacağı anlamına geldiğini belirterek, bu durumun askeri ve siyasi yetkililerin desteklemediği bir şey olduğunu açıkladı.
Yetkililer, İsrail’in duruşunu değiştirmesi ve herhangi bir ciddi öneriyi dinlemesi gerektiğini söylüyor. İsrail’de hafta ortasına kadar çatışmayı durdurmak için ‘bir şeylerin olgunlaşacağına’ dair bir algı var.
İsrailli bir güvenlik kaynağı Maariv gazetesine verdiği röportajda, mevcut durumun Hamas ile esir takası anlaşmasını ilerletmek için kullanılabileceğini söyleyerek, ateşkes yolları aranması gerektiğini ifade etti. İsrail’in yaklaşımı, İsrail üzerinde artan uluslararası baskı ve Gazze Şeridi'ndeki insani durumun kötüleşmesiyle karşı karşıya. Haaretz gazetesi, tüm bu yaşananların hafta içerisinde Gazze’de ateşkes için baskı unsuru oluşturacağını aktardı. Haaretz gazetesinden askeri analist Amos Harel’in İsrail ordusundaki üst düzey subaylardan aktardığı haberinde, operasyonlarda belirlenen hedeflerin neredeyse sona erdiği belirtilerek, ordunun savaşı birkaç içinde bitireceğini ve bu süre zarfı içinde Hamas’ın iki liderine yönelik suikast girişimlerinin yapılmasının beklendiğini kaydetti.
Yediot Aharonot gazetesinin güvenlik analisti Alex Fishman, yeni gelişmeler olmadığı takdirde Gazze’deki çatışmaların hafta sonuna kadar biteceğini söyledi. Hamas yaşananlardan İsrail’i sorumlu tutarken, arabuluculardan Kudüs’ün yanı sıra Gazze Şeridi ve Batı Şeria’daki saldırıları durdurmalarını talep etti.



Trump, X platformuna verilen para cezasına ilişkin: Avrupa çok dikkatli olmalı

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump, X platformuna verilen para cezasına ilişkin: Avrupa çok dikkatli olmalı

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa Birliği'nin X platformuna kestiği para cezasına ilişkin yaptığı açıklamada, 100 milyon doları aşan para cezasının "doğru bir karar" olduğuna inanmadığını söyledi.

Trump, X platformuna verilen cezayı daha sonra ele alacağını belirterek, "Avrupa'nın çok dikkatli olması gerektiğini" vurguladı.

Beyaz Saray'da gazetecilere, "Bunu nasıl yapabildiklerini anlamıyorum" dedi. Reuters'a göre Musk'ın bu konuda kendisinden yardım istemediğini de vurguladı.

Avrupa Birliği dün, Brüksel'in Elon Musk'ın X platformuna 120 milyon avro (140 milyon dolar) para cezası vermesinin ardından Musk'ın bloğa yönelik çevrimiçi saldırısını kınadı.

AB sözcüsü Paola Pinho, "Bu, savunduğumuz ve tamamen çirkin ifadelere izin veren ifade özgürlüğü kapsamına giriyor" dedi.

Musk, para cezası hakkında X hesabından şu yorumu yaptı: "AB lağvedilmeli ve egemenlik ülkelere geri verilmeli ki, hükümetler halklarını daha iyi temsil edebilsin."

Başka bir gönderide şöyle devam etti: "Avrupa'yı seviyorum ama AB denen bürokratik canavarı sevmiyorum."

AB'nin büyük teknoloji şirketlerinin ihlallerini takip etme kararlılığının sınaması olarak görülen yüksek profilli bir soruşturmanın ardından, dünyanın en zengin adamına ait sosyal medya platformu, cuma günü AB'nin dijital düzenlemelerini ihlal ettiği gerekçesiyle para cezasına çarptırıldı.

Trump yönetimi cezayı hemen eleştirdi.

Trump, Musk'a federal iş gücünün azaltılması ve harcamaların kısılması yönündeki çabalara liderlik etme görevini vermişti, ancak daha sonra aralarında anlaşmazlıklar çıktı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, cezayı "tüm Amerikan teknoloji platformlarına ve Amerikan halkına yönelik bir saldırı" olarak nitelendirdi.


Honduras, Trump tarafından affedilen eski devlet başkanının tutuklanması için Interpol'e başvurdu

Eski Başkan Juan Orlando Hernandez (Reuters)
Eski Başkan Juan Orlando Hernandez (Reuters)
TT

Honduras, Trump tarafından affedilen eski devlet başkanının tutuklanması için Interpol'e başvurdu

Eski Başkan Juan Orlando Hernandez (Reuters)
Eski Başkan Juan Orlando Hernandez (Reuters)

Honduras Başsavcılığı, dün Interpol'den, ABD'de uyuşturucu kaçakçılığı suçundan 45 yıl hapis cezasına çarptırılan ve kasım ayı sonunda Donald Trump tarafından affedilen eski Devlet Başkanı Juan Orlando Hernandez'in tutuklanmasını istedi.

Başsavcı Joel Antonio Zelaya Álvarez, X platformunda yaptığı açıklamada, "Kara para aklama ve dolandırıcılıkla suçlanan eski Devlet Başkanı Juan Orlando Hernández hakkında çıkarılan uluslararası tutuklama emrini yerine getirmesi için Interpol'ü göreve çağırıyorum" ifadelerini kullandı. 2014-2022 yılları arasında ülkeyi yöneten eski sağcı devlet başkanı, 2024 yılında Honduras'tan iade edildikten sonra uyuşturucu kaçakçılığı suçundan Amerika Birleşik Devletleri'nde 45 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

57 yaşındaki Orlando Hernandez, uyuşturucu kaçakçılarını korumak ve yüzlerce ton kokainin Amerika Birleşik Devletleri'ne gönderilmesine izin vermekten suçlu bulundu. ABD Başkanı Donald Trump tarafından affedilerek 1 Aralık'ta hapisten çıktı, ancak bir sonraki duyuruya kadar Amerika Birleşik Devletleri'ne girmesi yasaklandı.

Bu af, Trump'ın 30 Kasım seçimlerinde başkan adayı Nasri Asfura'yı desteklemesiyle birleşince, görevden ayrılan Cumhurbaşkanı Xiomara Castro'nun partisi, ABD'nin "müdahalesini" gerekçe göstererek seçimlerin "tamamen iptalini" talep etti.

Oy sayımı, birkaç kez askıya alındıktan sonra hala devam ediyor. İlk sonuçlar, Asfura ile liberal aday Salvador Nasralla arasında kıyasıya bir yarış olduğunu gösteriyor.


Trump'ın doğum gününde Amerikalılara milli parklara ücretsiz giriş hakkı

Amerikan milli parklarından biri (Arşiv)
Amerikan milli parklarından biri (Arşiv)
TT

Trump'ın doğum gününde Amerikalılara milli parklara ücretsiz giriş hakkı

Amerikan milli parklarından biri (Arşiv)
Amerikan milli parklarından biri (Arşiv)

Amerikalılar, Başkan Donald Trump yönetiminin, Trump'ın itibarını artırmak için attığı son adımla, doğum gününde ulusal parklara ücretsiz girebilecek.

Ancak siyasi aktivist Martin Luther King Jr.'ı ve köleliğin sonunu anan iki ulusal bayramda milli parklara ücretsiz giriş ayrıcalığını kaybedecekler. Trump yönetimi, 1 Ocak'ta yürürlüğe girecek değişikliklerin, başkanın Amerikalılara öncelik verme çabalarının bir parçası olduğunu söylüyor. Ulusal Park Hizmetleri de yerleşik olmayanlara giriş ücretlerini artırmak için çalışıyor.

Eleştirmenler, yönetimin "ücretsiz ulusal günler" olarak adlandırdığı listedeki değişikliklerin, ABD'nin kölelik geçmişini ve medeni haklar mücadelesini önemsizleştirirken, başkanı yüceltmek ve tanıtmak için tasarlandığını söylüyor.

2025 yılında bu listeye, ocak ayının üçüncü pazartesi gününe denk gelen Martin Luther King Jr. Günü ve son köleleştirilmiş Amerikalıların özgürlüğüne kavuştuğu günü (1865) anan 19 Haziran'daki Juneteenth Günü de dahil edildi.

İçişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, 2026'daki sekiz ücretsiz günün, Trump'ın doğum günü olan 14 Haziran'ı da kapsayacağını ve bunun aynı zamanda Amerikan bayrağının 1777'de kabul edildiği Bayrak Günü ile aynı zamana denk geldiğini belirtti. Ulusal Renkli İnsanların İlerlemesi Derneği'nin eski başkanı Cornel William Brooks, bu hareketin Martin Luther King Jr.'a bir hakaret olduğunu söyledi.

Demokrat Senatör Catherine Cortez Masto ise yaptığı açıklamada, "Başkan sadece doğum gününü listeye eklemekle kalmadı, aynı zamanda Afrikalı Amerikalıların sivil haklar ve özgürlük mücadelesini anan iki günü de listeden çıkardı. Ülkemiz daha iyisini hak ediyor" ifadesini kullandı.