ABD ve Suudi Arabistan, Avrupa’nın 'beyaz listesi'ne giriyor

ABD ve Suudi Arabistan, Avrupa’nın 'beyaz listesi'ne giriyor
TT

ABD ve Suudi Arabistan, Avrupa’nın 'beyaz listesi'ne giriyor

ABD ve Suudi Arabistan, Avrupa’nın 'beyaz listesi'ne giriyor

Avrupa Birliği’nin (AB), yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) tehlikeli varyantlarının yayılma ihtimaline yönelik endişelere rağmen, normale dönüşte bir diğer adım olarak bu hafta ABD ve Suudi Arabistan’dan gelen yolculara uygulanan seyahat kısıtlamalarını kaldırması bekleniyor.
Bloomberg haber ajansının haberine göre, dün (Salı) konu hakkında bilgi sahibi diplomatik bir kaynak, AB dönem başkanı olan Portekiz’in, ABD, Arnavutluk, Hong Kong, Lübnan, Makao, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti, Suudi Arabistan, Sırbistan ve Tayvan’ı, AB’ye seyahat yapmasına izin verilen ülkeleri içeren 'beyaz liste’ye eklenmesi önerisinde bulunduğunu belirtti. 
Alman haber ajansı DPA’e göre, kimliğinin açıklanmamasını isteyen diplomatik kaynak, itiraz olmayacağını varsayarak, Brüksel’deki AB Komisyonu’nun, genişletilmiş beyaz listeyi bugün (Çarşamba) onaylayacağını söyledi.
Bu adım, ABD’li meslektaşlarıyla karlı transatlantik uçuşlara bel bağlayan Air France-KLM ve Lufthansa AG gibi AB’deki büyük havayollarına destek olacak.
Uzun mesafeli uçuşlar, salgınla mücadele için uygulanan kısıtlamalar sebebiyle zarar gördü. Atılan bu adıma rağmen, ABD karşılık verip, Avrupalıların topraklarına girmesi yasağını kaldırana kadar transatlantik seyahat tamamen açık olmayacak.

Ölü sayısı 4 milyona yaklaştı
Fransız haber ajansı AFP’nin dün (salı) yayınladığı rakamlara göre, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) Çin’deki ofisinin 2019 Aralık ayının sonunda hastalığın ortaya çıktığını duyurmasından bu yana virüs, dünya çapında 3 milyon 813 bin 994 kişinin ölümüne neden oldu.
Salgının ortaya çıkmasından bu yana 260 milyon 176 bin 171’den fazla kişi enfekte oldu.  Enfekte olan kişilerin büyük birçoğu sağlığına kavuştu ancak bazıları enfeksiyonun üzerinden haftalar veya aylar geçmesine rağmen semptomlar göstermeye devam etti.
Bu rakamlar tüm ülkelerdeki sağlık otoriteleri tarafından yayınlanan günlük raporlara dayanıyor ve istatistik kurumları tarafından sonradan yapılan ve daha fazla ölü sayısını gösteren sonraki incelemeleri içermiyor.
WHO, doğrudan veya dolaylı olarak Kovid-19 ile bağlantılı olan yüksek ölüm oranlarını dikkate alarak, salgına bağlı ölüm sayısının resmi istatistiklerin iki veya üç kat daha fazla olabileceğini düşünüyor.
Dünya ülkelerinin çoğunda Kovid-19 test çalışmalarının yoğunlaşmasına rağmen enfeksiyon şiddeti düşük olan veya semptom göstermeyen vakaların büyük bir kısmı tespit edilemiyor.
Pazartesi günü dünya genelinde 8 bin 896 ölüm ve 632 bin 311 yeni vaka daha kaydedildi. Güncel raporlara göre en fazla ölümün olduğu ülkeler Hindistan (2 bin 726), Brezilya (827) ve Arjantin (686) oldu.

Dünyada koronavirüs
Johns Hopkins Üniversitesi tarafından yayınlanan verilere göre, 599 bin 945 ölüm ve 33 milyon 474 bin 765 vaka ile ABD salgından en çok zarar gören ülke oldu. 
ABD’yi 488 bin 228 ölüm ve 17 milyon 452 bin 612 vaka ile Brezilya, ardından 377 bin 310 ölüm ve 29 milyon 881 bin 570 vaka ile Hindistan, 230 bin 187 ölümle (2 milyon 455 bin 351 vakadan) Meksika ve 188 bin 921 ölümle (2 milyon 400 bin 252 vakadan) Peru izledi.
Salgından en çok etkilenen ülkeler arasında, Peru, 100 bin kişi başına 573 ölümle nüfusa göre en yüksek ölüm oranına sahip, onu Macaristan (310), Bosna Hersek (289), Çek Cumhuriyeti (282) ve Kuzey Makedonya (263) takip ediyor. 
Salı günü saat 10.00’a kadar Latin Amerika ve Karayipler bir milyon 212 bin 922 ölüm (35 milyon 127 bin 289 vakadan) kaydederken, Avrupa bir milyon 152 bin 226 (53 milyon 653 bin 752 vakadan), ABD ve Kanada birlikte 625 bin 884 ölüm (34 milyon 877 bin 603 vakadan) kaydetti.
Asya’da 540 bin 460 ölüm (38 milyon 478 bin 717 vakadan) Ortadoğu’da 146 bin 402 ölüm (8 milyon 921 bin 286 vakadan), Afrika’da 134 bin 995 ölüm (5 milyon 62 bin 80 vakadan), Okyanusya’da bin 105 ölüm (50 bin 536 vakadan) kaydedildi.
Söz konusu veriler, AFP ofisleri tarafından yetkili ulusal makamlardan toplanan bilgilere ve WHO tarafından yayınlanan verilere istinaden hazırlandı.
Ulusal otoriteler tarafından verilerde yapılan değişiklikler veya vaka ve can kaybı sayılarının yayınlanmasındaki gecikmeler sebebiyle son 24 saatte kaydedilen veriler, bir önceki gün meydana gelen gerçek vaka ve can kayıpları ile örtüşmeyebilir.



İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
TT

İsrail Güvenlik Kabinesi işgal altındaki Batı Şeria'da 19 yeni yerleşim birimini onayladı

İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)
İşgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Hebron'da, haftalık yerleşimci turuna katılanları korumak için nöbet tutan bir İsrail askeri (Arşiv - Reuters)

İsrail Güvenlik Kabinesi dün  (Perşembe) geç saatlerde, Maliye Bakanı ve Savunma Bakanlığı'nda Yerleşimden Sorumlu Bakan Bezalel Smotriç tarafından sunulan, İşgal altındaki Batı Şeria’da 19 yeni yerleşim biriminin inşası ve mevcut bazı kaçak yerleşimlerin yasallaştırılmasına yönelik planı onayladı.

Aşırı sağ çizgideki Kanal 14, yeni planın onaylandığını ilk duyuran medya kuruluşu oldu. Haberde, yeni yerleşim birimlerinin kurulmasının ve daha önce kaçak statüsünde olan bazı noktaların yasallaştırılmasının yanı sıra, İsrail’in 2005’te Gazze ve Kuzey Batı Şeria’dan çekilme planı kapsamında boşalttığı yerleşimlere geri dönüşün de öngörüldüğü aktarıldı.

Söz konusu yerleşimlerin bir bölümü Batı Şeria’nın merkezinde, bir kısmı ise kuzey ve güney bölgelerinde, Kudüs çevresine kadar uzanıyor.

sddf
İsrail'in aşırı sağcı maliye bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (Arşiv - AFP)

İsrail Güvenlik Kabinesi onayıyla, daha önce boşaltılan Ganim ve Kadim yerleşimlerinin Cenin yakınlarında yeniden inşa edilmesinin yolu açıldı. Aynı bölgede aylardır devam eden süreçle birlikte Homeş ve Sanur’un da yeniden kurulması kararlaştırılmıştı. Kanal 14, bu gelişmeleri tam anlamıyla kuzeydeki eski yerleşimlere dönüşün tamamlanması şeklinde değerlendirdi ve Smotriç’in hamlesini yerleşim dünyasında gerçek bir devrim olarak nitelendirdi.

Birkaç ay önce de Güvenlik Kabinesi, Batı Şeria’da 22 yeni yerleşimin yasallaştırılması ve inşasına yönelik benzer bir planı kabul etmişti.

Yeni kararla birlikte, her bir yerleşim için hızlandırılmış teknik ve imar hazırlık sürecinin başlatılacağı bildirildi. Kanal 14’ün haberinde, adımın “2005’teki çekilme planıyla ağır darbe alan yerleşim projesinin tarihi bir şekilde düzeltilmesi” olarak görüldüğü ifade edildi.

ds
İsrailli yerleşimciler, işgal altındaki Batı Şeria'da yakınlardaki bir yerleşim karakolunun yakınlarında eşeklere binerek keçi ve koyun sürülerini otlatıyorlar (Arşiv - AFP)

Filistin tarafı karara sert tepki gösterdi.  Filistin'e bağlı Duvar ve Yerleşimlere Karşı Direniş Kurumu Başkanı Müeyyed Şaban, İsrail’in bu adımını “Filistin coğrafyasını ortadan kaldırmaya yönelik kolonyal bir proje kapsamında yürütülen yarış” olarak tanımladı. Şaban, bunun ilhak, ayrımcılık ve toprakların tamamen Yahudileştirilmesi hedeflerini açıkça ortaya koyan tehlikeli bir tırmanış olduğunu söyledi.

ssdc
Kudüs'ün doğusundaki İsrail yerleşimi Ma'ale Adumim'i gösteren bir fotoğraf  (AFP)

İsrail basını da Smotriç’in planlarının kapsamını gündeme taşıdı. Yediot Aharonot birkaç gün önce yayımladığı haberinde, bakanın Batı Şeria’daki yerleşim faaliyetlerini genişletmeyi amaçladığını, 2026 bütçesine bu doğrultuda milyarlarca şekelin ayrıldığını yazdı. Gazeteye göre bütçe, yeni yerleşimler kurulmasını, mevcutların statülerinin düzenlenmesini, altyapı projelerini, yol açmayı ve sağlık, eğitim ile kültür kurumlarının inşasını da kapsıyor.

Aynı haberde, Smotriç’in özellikle Kuzey Batı Şeria’ya yeniden yerleşimi merkez alan bir plan yürüttüğü, çekilme planı kapsamında “yeşil hattın içine” taşınan bazı askeri üslerin yeniden bölgeye taşınmasının değerlendirildiği aktarıldı. Yerleşimci liderlerin hedefinin, 2005’te boşaltılan kuzeydeki yerleşimlere tekrar nüfus yerleştirmek ve uzun vadede Batı Şeria’ya bir milyon yerleşimci taşımak olduğu ifade edildi.


Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
TT

Putin: İran ile ilişkilerimiz olumlu yönde gelişiyor

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'daki görüşme sırasında İranlı mevkidaşı Mesud Pezeşkiyan ile tokalaşırken (Reuters)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin bugün Türkmenistan’da düzenlenen uluslararası bir forum kapsamında İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile yaptığı görüşmede, Moskova ile Tahran arasındaki ilişkilerin ‘son derece olumlu bir şekilde geliştiğini’ söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Rus haber ajansı Sputnik’ten aktardığına göre Putin, görüşmede, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’de (BM) İran’ın nükleer programı konusunda Tahran ile yakın koordinasyon içinde çalıştığını ifade etti.

dfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (AFP)

Putin, iki ülkenin Buşehr Nükleer Santrali başta olmak üzere çeşitli alanlarda iş birliği yürüttüğünü, ayrıca Uluslararası Kuzey-Güney Ulaştırma Koridoru gibi altyapı projelerinde birlikte çalıştıklarını belirtti. Rus lider, gaz ve elektrik sektörlerinde ortaklık imkanlarının da değerlendirildiğini dile getirdi.

Pezeşkiyan ise görüşmede, Tahran’ın Moskova ile imzalanan kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasının tüm maddelerine bağlı olduğunu vurguladı.


Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak
TT

Fildişi Sahili, El Kaide ile bağlantılı militanlara karşı koymak için ABD casus uçaklarını görevlendirmeyi planlıyor

Casus uçak
Casus uçak

Fildişi Sahili’nden iki güvenlik yetkilisi, ülkenin ABD Başkanı Donald Trump yönetiminden, El Kaide bağlantılı militanlara karşı sınır ötesi operasyonlarda kullanılmak üzere ülkenin kuzeyine Amerikan keşif uçakları konuşlandırmasını talep ettiğini söyledi. Yetkililer, Washington’dan gelecek kararın gelecek yıl netleşmesini beklediklerini belirtti.

Terörle mücadelede görevli üst düzey bir yetkili, Abidjan ile Washington’ın bölgesel güvenlik ihtiyaçları konusunda mutabakata vardığını, ancak zamanlamanın hâlâ kesinleşmediğini ifade etti.

Beyaz Saray yorum talebine yanıt vermezken, Pentagon şu anda Fildişi Sahili’nde operasyon planı olmadığını açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı ise değerlendirme yapmaktan kaçındı, ancak “Amerikan çıkarlarıyla bağlantılı olduğunda terörle mücadele hedeflerimizi sürdürmeye devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Fildişi Sahili Savunma Bakanlığı da yorum talebine yanıt vermedi.

Washington, geçen yıl Batı Afrika’daki ana üssünü kaybetmişti. Nijer’in güvenlik desteği için Rusya’ya yönelmesi üzerine ABD, 100 milyon dolar değerindeki insansız hava aracı (İHA) üssünden çıkarılmıştı.

Bu üs, Sahel bölgesinde El Kaide ve DEAŞ bağlantılı gruplara ilişkin kritik istihbarat sağlıyordu. Küresel Terörizm Endeksi’ne göre, geçen yıl bölgede bu gruplarla bağlantılı faaliyetler nedeniyle 3 bin 885 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, dünya genelindeki terör kaynaklı ölümlerin yarısına denk geliyor.