Japonya'da iktidar partisi başkanlık yarışında iki kadın, iki erkek aday yarışacak

Japonya’da iktidardaki Liberal Demokrasi Partisi (LDP) liderlik seçimlerinde yarışacak iki kadın, iki erkek aday arasından kimin galip geleceği merak ediliyor.

AA
AA
TT

Japonya'da iktidar partisi başkanlık yarışında iki kadın, iki erkek aday yarışacak

AA
AA

Başbakan Suga Yoşihide'nin ay başında açıkladığı LDP seçimlerinde yarışmama kararı sonrası, ülke içinde gözler iktidar partisinin ay sonundaki liderlik seçimlerine yöneldi.
Mevcut ve eski kabine üyelerini karşı karşıya getiren yarışa, LDP içi fraksiyonların kararı, adayın bürokrasi tecrübesi, halk nezdinde tanınırlığı, popülerliği ve uluslararası konulara hakimiyeti etki edecek.
29 Eylül'de ipi göğüsleyecek partinin yeni başkanı, LDP ve koalisyon ortağı Komeito'nun hakimiyetindeki Temsilciler Meclisi (Şuugiin) oturumunda Japonya’nın yeni başbakanı ilan edilecek.
Resmi kampanya dönemi 17 Eylül'de başlayan seçimde erkek adaylar Reform Bakanı Kono Taro, eski Dışişleri Bakanı Kişida Fumio ile kadın adaylar eski İçişleri ve İletişim Bakanları Takaiçi Sanae ile Noda Seiko yarışacak.

"Thatcher" hayranı Takaiçi
LDP'de yönetici vekil genel sekreterlik yapan 60 yaşındaki Takaiçi, Japonya siyasetinde "eski İngiliz Başbakan Margaret Thatcher hayranı" olarak nitelendiriliyor.
Japonya'nın "ilk kadın başbakanı" olmak için adaylığını koyan Takaiçi, ilk 1993'te kazandığı milletvekilliği unvanını 8 dönemdir sürdürüyor.
Kabine görevleri döneminde başkent Tokyo'daki tartışmalı "Yasukuni Tapınağını" sık sık ziyaret etmesi sebebiyle Takaiçi, komşu Çin ve Güney Kore yönetimlerince eleştiri alıyor.

"Ilımlı liberal" Kişida
Eski Dışişleri Bakanı Kişida Fumio ise "ılımlı liberal" politikacı olarak tanınıyor.
Hiroşima'dan 1993'de meclise giren 64 yaşındaki Kişida, yabancı dile ve uluslararası konulara hakimiyetiyle tanınıyor.
Kişida, parti içinde "zor süreçlerin değil, barış zamanının lideri" olarak gösteriliyor.

Parti içi bağımsız Noda
Daha önceki kabinelerde İçişleri ve İletişim Bakanlığı görevini üstlenen Noda Seiko, ülkenin "ilk kadın başbakanı" olmaya aday.
61 yaşındaki siyasetçi, Sophia Üniversitesinden mezun olduktan sonra özel sektörde çalışmış ve 1993 yılında Gifu eyaletinden meclise seçilmişti.
Dokuz dönemdir milletvekilliği yapan Noda'nın LDP içi fraksiyonlardan herhangi birine bağlı bulunmuyor.
Noda, seçilmesi ve meclis oturumunda başbakan olması halinde, kabinesinin yarısını kadın bakanlara teslim etmek istediğini duyurmuştu.

"Akıcı İngilizce" konuşan Kono
Halihazırda İdari Reform Bakanlığı ve Salgınla Mücadelede Aşı Kampanyasından Sorumlu Kabine Üyeliğini yürüten Kono Taro ise 2017-19'da Dışişleri Bakanlığı görevini üstlendi.
Siyasetin içinde bir ailede büyüyen 58 yaşındaki Kono, bir süre özel sektörde çalıştıktan sonra 1996'da meclise seçildi.
Japon siyasetçilerin "sıklıkla yabancı dil kullanmadıkları" gözönüne alındığında Kono, görevi süresince mevkidaşlarıyla temasında kullandığı "akıcı İngilizcesi" ile ünlenerek popülerliğini artırdı.
Kamuoyunda "sosyal medyayı sık kullanması" ve "tok sözlülüğüyle" tanınan Kono, Twitter'daki 2,4 milyondan fazla takipçisiyle ülke içinde sosyal medyada en çok takip edilen siyasetçi konumunda bulunuyor.



Bolivya'nın eski cumhurbaşkanı yolsuzluk davasında tutuklandı

Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
TT

Bolivya'nın eski cumhurbaşkanı yolsuzluk davasında tutuklandı

Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)
Bolivya'nın eski Cumhurbaşkanı Luis Arce (Arşiv-AFP)

Bolivya hükümetinin açıklamasına göre, eski Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce, ekonomi bakanı olduğu dönemdeki yolsuzluk iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında dün La Paz'da tutuklandı.

62 yaşındaki Arce, ağustos ayındaki seçimlerde yeniden aday olmamıştı.

Eski devlet başkanı Jaime Paz Zamora'nın (1989-1993) oğlu 58 yaşındaki Rodrigo Paz, başkanlığı kazandı.

Paz'ın cumhurbaşkanlığı seçimindeki zaferi, ülkedeki büyük bir siyasi değişimi yansıttı. Bu zafer, 26 yıl boyunca Evo Morales (2006-2019) tarafından kurulan ve yönetilen Sosyalizm Hareketi (MAS) partisinin yirmi yıllık egemenliğine son verdi; Arce ise Morales'in mirasını sürdürdü.

Arce'nin cumhurbaşkanlığı, özellikle yakıt ve döviz kıtlığı gibi ciddi krizlerle gölgelendi ve bu durum protestolara yol açtı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre yolsuzluk soruşturması, Arce'nin Morales döneminde ekonomi bakanı olduğu zamana kadar uzanıyor.

Arce, kamu hazinesinden siyasi liderlerin kişisel hesaplarına para transferine izin vermekle suçlanıyor. Bu transferlerden faydalandığı şüphelenilenler arasında, geçen hafta aynı davada yaklaşık 100 bin dolar domates yetiştirme projesi için aldığı şüphesiyle tutuklanan eski solcu milletvekili Lydia Paty de bulunuyor.


ABD Temsilciler Meclisi, Suriye’ye uygulanan Sezar yaptırımlarının kaldırılmasını onayladı

ABD Senatosu (AFP)
ABD Senatosu (AFP)
TT

ABD Temsilciler Meclisi, Suriye’ye uygulanan Sezar yaptırımlarının kaldırılmasını onayladı

ABD Senatosu (AFP)
ABD Senatosu (AFP)

ABD Temsilciler Meclisi dün, 2026 yılı savunma bütçesinin tartışılması kapsamında Suriye'ye uygulanan Caesar (Sezar) yaptırımlarının kaldırmasını öngören bir tasarıyı onayladı.

ABD’li Temsilci Joe Wilson, Temsilciler Meclisi'nin Caesar Yasası'nın tamamen kaldırılmasını onaylamasından dolayı şükranlarını dile getirdi. Wilson, önümüzdeki günlerde Senato'nun da tasarıyı onaylamasını ve ABD Başkanı Donald Trump’ın imzalamasını beklediğini söyledi.

Wilson, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bu ay Temsilciler Meclisi'nde tam iptal yasasını sunmaktan ve son altı ay boyunca Mecliste bu çabayı yönlendirmekten dolayı minnettarım.”

Wilson, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunu gerçeğe dönüştürmemde Başkan Trump, Büyükelçi (Tom) Barrack ve Senatör (Jeanne) Shaheen’in desteğine de minnettarım. Senato'nun önümüzdeki günlerde bunu onaylamasını ve ardından Suriye'yi yeniden büyük yapmak için Başkan Trump'ın imzasına sunmasını sabırsızlıkla bekliyorum.”

Wilson dün, Suriye ile ilgili sorunların çözülmesine ve Suriye'nin rolünü yeniden kazanmasına yardımcı olmak için ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barak ile birlikte çalıştığını açıkladı.

Suriye haber ajansı SANA'ya göre yasanın iptali kapsamlı ve koşulsuzdu ve ABD’nin 2026 yılı savunma bütçe yasasında yer alan bir maddeye dahil edildi. Suriye hükümetinin yoğun diplomatik çabaları, Suriye toplumu ve Washington'da faaliyet gösteren Suriye-ABD kuruluşlarının desteği ve Suriye halkına ağır yük olan bu yaptırımların kaldırılması için çalışan kardeş ve dost ülkelerin desteği sonucunda bu karar alındı.

frgt
Beyaz Saray önünde Caesar Yasası'nın yürürlükten kaldırılmasını talep eden bir pankart taşıyan protestocular, 10 Kasım 2025 (AFP)

Suriye'nin resmi televizyonu el-İhbariyye'ye göre ABD Kongresi, 2019 yılında Beşşar Esed rejimini Suriyelilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan dolayı cezalandırmak için Caesar Yasası'nı kabul etti. Yasa, eski rejimin hapishanelerinde işkence altında ölen tutukluların binlerce korkunç fotoğrafını sızdıran “Sezar” kod adlı Ferid el-Mezhan'a atıfla bu adla anılıyor. Yasa, Esed rejimiyle bağlantılı kişi, şirket ve kurumları hedef alan geniş kapsamlı yaptırımların uygulanmasını sağladı.


ABD ve İsrail’in “Yeni Suriye” anlaşmazlığı derinleşiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye ile olan tampon bölgeyi, üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti, 19 Kasım 2025 (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye ile olan tampon bölgeyi, üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti, 19 Kasım 2025 (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
TT

ABD ve İsrail’in “Yeni Suriye” anlaşmazlığı derinleşiyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye ile olan tampon bölgeyi, üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti, 19 Kasım 2025 (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye ile olan tampon bölgeyi, üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde ziyaret etti, 19 Kasım 2025 (İsrail Hükümeti Basın Ofisi)

ABD yönetiminin yeni Şam yönetimi ile güvenlik alanındaki iş birliğini genişletme yolu, İsrail'in sahadaki yaklaşımıyla çelişiyor ve iki geleneksel müttefik arasında Suriye devletinin geleceği konusunda bir anlaşmazlık olduğunu ortaya koyuyor.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar dün, Suriye ile anlaşmaya varma şansının azaldığını açıklayarak, iki tarafın ‘birkaç hafta öncesine göre anlaşmaya daha uzak’ olduğunu ve ‘yeni taleplerle birlikte iki taraf arasındaki uçurumun genişlediğini’ belirtti.

ABD gazetesi Wall Street Journal (WSJ), Beşşar Esed rejiminin düşüşünden bir yıl sonra Washington ve Tel Aviv arasında Suriye'nin geleceği konusunda bir anlaşmazlık olduğunu ve bunun nadir görüldüğünü bildirdi.

Öte yandan ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Amiral Brad Cooper, Washington'ın ortak güvenlik tehditlerine karşı koymak için Suriye ordusuyla ‘giderek daha fazla’ iş birliği yaptığını açıkladı. Amiral Cooper’a göre ABD ordusu Suriye ordusuna ekim ayından bu yana, DAEŞ'e karşı 20'den fazla operasyonda ‘danışmanlık, yardım ve destek’ sağlarken Lübnan Hizbullahı'na gönderilen silah sevkiyatlarını engelledi. Amiral Cooper, bu kazanımların ‘Suriye hükümet güçleriyle yakın iş birliği içinde ancak elde edilebileceğini’ vurguladı.