Putin, Afganistan’ın inşasında harcamaların çoğunu ABD ve NATO ülkelerinin üstlenmesi gerektiğini söyledi

(AP)
(AP)
TT

Putin, Afganistan’ın inşasında harcamaların çoğunu ABD ve NATO ülkelerinin üstlenmesi gerektiğini söyledi

(AP)
(AP)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Afganistan’ın yeniden inşası için harcamaların büyük bir kısmını bu ülkede uzun süre bulunan ABD ve NATO ülkelerinin üstlenmesi gerektiğini bildirdi.
Putin, Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’de düzenlenen Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) ve Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ortak toplantısına çevrim içi katılarak Afganistan konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Amerikalıların NATO müttefikleriyle kaçmasalar bile aceleyle ülkeyi terk ettiklerini söyleyen Putin, Afganistan topraklarından bundan sonra gelen tehditlere yanıt verme konusunda KGAÖ ve ŞİÖ üyesi ülkelerin benzer yaklaşımları paylaştığını belirtti.
Putin, “Hepsi arkalarında terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı, organize suçlar ve ne yazık ki dini aşırıcılıkla ilgili problemlerle dolu Pandora’nın kutusunu bıraktılar.” dedi.
Batı’nın Afganistan’dan ayrılırken modern silahlarla dolu bir cephanelik bıraktığını ifade eden Putin, “Silahlara gelince, belki de bu Batı koalisyonunun Afganistan’daki 20 yıllık mevcudiyetinden sonra Taliban’ın eline geçen tek şeydi. Bu, hiç iyi bir şey değil.” ifadelerini kullandı.
Putin, Afganistan’ın kendisini bu süreçten sonra tam bir ekonomik ve sosyal yıkıntı içinde bulduğunu, pek çok Afgan'ın vatanını terk ettiğini ve milyonlarca olmasa bile bu göçün komşu ülkelere riskler getirdiğini anlattı.
Afganistan’a barış ve istikrarın sağlanması için yardım etmenin ortak çıkarları olduğuna dikkati çeken Putin, siyasi süreçte tüm tarafların yer aldığı Afganlar arası diyaloğun oluşturulmasının önemini vurguladı.

“Taliban’ın geçici hükümeti kapsayıcı değil”
Taliban hareketinin fiiliyatta ülkenin sahibi haline geldiğini ve Afganistan’ın geleceği için sorumluluk alan hükümet kurduğunu söyleyen Putin, “Bu geçici hükümet, bizzat Taliban’ın dediği gibi temsili ve kapsayıcı olarak adlandırılamaz. Biz burada diğer etnik grupların temsilcilerini görmüyoruz. Fakat elbette onunla çalışmak da gerekli gibi görünüyor.” diye konuştu.
Putin, “Taliban yönetimini tanıma” konusunda KGAÖ ve ŞİÖ üyesi ülkelerinin pozisyonunu koordine etmesi gerektiğini ve Afganistan konusunda genişletilmiş üçlü mekanizma aracılığıyla bunun yapılmasının uygun olacağını bildirdi.
Taliban'ın ülkede yıkılan altyapının yeniden inşasını yapma imkanı olmadığını anladığını hatırlatan Putin, bu nedenle Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde Afganistan hakkında temsili bir uluslararası bağış konferansı düzenleme fikrini desteklediğini belirtti.

ABD, Afganistan’ın yeniden inşası için harcamaları üstlenmeli
Afganistan'ın rezervlerini kademeli olarak serbest bırakmak ve Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu programlarını eski haline getirmek için ABD ve diğer Batılı ülkelerle birlikte çalışmak gerektiğini kaydeden Putin, “Özellikle ABD ve NATO ülkelerinin, Afganistan'ın çatışma sonrası yeniden inşası ile ilgili harcamaların büyük kısmını üstlenmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü bu ülkeler, Afganistan’daki uzun süren varlıklarının ciddi sonuçlarından doğrudan sorumlu olan ülkeler olduğu çok açıktır.” diye konuştu.



Mossad Başkanı: İsrail, İran'ın nükleer programına yeniden başlamamasını sağlamalı

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
TT

Mossad Başkanı: İsrail, İran'ın nükleer programına yeniden başlamamasını sağlamalı

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)
İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea (X)

İsrail istihbarat teşkilatı Mossad'ın başkanı David Barnea, dün yaptığı açıklamada, İran'ın 12 günlük savaş sırasında Tahran'ın tesislerini bombalamasının üzerinden altı ay geçtikten sonra, İsrail'in İran'ın nükleer programını yeniden başlatmamasını sağlaması gerektiğini söyledi.

Kudüs'te Mossad ajanlarını onurlandırma töreninde konuşan Barnea, "Nükleer bomba geliştirmeye devam etme fikri hala kalplerinde yaşıyor. Amerikalılarla yakın iş birliği içinde, ağır hasar görmüş nükleer projenin yeniden aktif hale getirilmemesini sağlamak bizim sorumluluğumuzdur" ifadelerini kullandı.

Haziran 2026'da görev süresi sona erecek olan Barnea, İsrail'in savaşta yaptığı sürpriz açılış saldırılarını övdü ve bu saldırıların İsrail ajanlarının İran hakkında topladığı istihbaratın boyutunu ortaya koyduğunu savundu.

"Molla rejimi, bir anda İran'ın tamamen açığa çıktığını ve tehlikeye düştüğünü keşfetti" dedi. Barnea, Tahran ile herhangi bir diplomatik çözüme şüpheyle yaklaştığını belirterek, "İran, dünyayı tekrar kandırabileceğini ve kötü bir nükleer anlaşma daha yapabileceğini düşünüyor. Biz kötü bir anlaşmaya izin vermedik ve vermeyeceğiz" dedi.

Batılı güçler İran'ı nükleer silah edinmeye çalışmakla suçluyor ve bunu engellemek için çalışıyor; Tahran ise bu suçlamaları sürekli olarak reddediyor. ABD Başkanı Donald Trump, ilk döneminde, İran'ın nükleer zenginleştirme faaliyetlerini kısıtlayan ve karşılığında yaptırımların kaldırılmasını öngören 2015 tarihli dönüm noktası niteliğindeki anlaşmadan çekilmişti; bu anlaşmaya İsrail karşı çıkmıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İran ve Amerika Birleşik Devletleri, Umman'ın arabuluculuğuyla nisan ayında yeni bir anlaşmaya varmak için müzakerelere başladı, ancak İsrail'in 13 Haziran'da İran'a düzenlediği sürpriz saldırının ardından bu görüşmeler aniden kesildi ve 12 günlük bir çatışma başladı. Amerika Birleşik Devletleri daha sonra üç İran nükleer tesisine saldırı düzenleyerek çatışmaya katıldı.


Higseth ve Rubio, Washington'ın Karayipler'deki saldırılarını savundu

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
TT

Higseth ve Rubio, Washington'ın Karayipler'deki saldırılarını savundu

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre binasında yürürken (Reuters)

ABD Savunma ve Dışişleri Bakanları dün Kongre önünde, Washington'un Karayipler'de uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelendiği gemileri hedef alan hava saldırılarını savundular. Bu konu, özellikle Demokratlar arasında giderek artan bir endişeye yol açıyor.

AFP’nin haberine göre, kapalı kapılar ardında yapılan bir Kongre oturumunun ardından gazetecilere açıklama yapan Savunma Bakanı Pete Hegseth ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, saldırıları "önemli ve son derece başarılı" olarak nitelendirerek, Washington'un ABD'ye uyuşturucu kaçırmakla suçladığı terör örgütlerini ve kartelleri hedef aldıklarını savundular.

ABD Başkanı Donald Trump, eylül ayının başından bu yana, Karayipler ve Doğu Pasifik'te en az 26 gemiye hava saldırısı emri verdi ve bu saldırılar sonucunda en az 95 kişi öldü; ancak bu saldırıların uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı olduğuna dair hiçbir kanıt sunulmadı.

Bu konu, özellikle eylül başında gerçekleştirilen ve iki aşamalı bir operasyonla ilgili olarak Washington'da geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Operasyonun ikinci aşamasında, yanan bir gemiden kurtulan iki kişi hayatını kaybetti.

se
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 16 Aralık 2025'te Washington, D.C.'deki Kongre Binası'na geldi (Reuters)

Rubio ve Higseth, Temsilciler Meclisi ve Senato Silahlı Kuvvetler Komitelerinin üyelerinin, saldırıyı emreden silahlı kuvvetler komutanı Amiral Frank Bradley'nin de hazır bulunacağı bir ortamda, saldırının videosunu bu hafta içinde izlemelerine izin vereceklerini belirttiler.

Pete Higseth, "Ancak, Savunma Bakanlığının uzun süredir devam eden politikası gereği, tam, düzenlenmemiş, çok gizli videoyu kamuoyuna açıklamayacağız" dedi.

Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer, yönetimin her senatöre kayıtların tamamını, sansürsüz olarak vermesini talep etti. Schumer gizliliğin, bölgedeki ABD güçlerinin ve bir uçak gemisi saldırı grubunun varlığıyla birleştiğinde, ülkeyi sonu görünmeyen başka bir çatışmaya sürükleyebileceği konusunda uyardı.

Senatör Rand Paul da dahil olmak üzere bazı Cumhuriyetçi milletvekilleri, bir gemi kazasından kurtulduğu düşünülen kişileri hedef almanın uluslararası hukukun ihlali olup olmadığını da sorguladı.

Uzmanlara göre, bu dava, Başkan Donald Trump'ın uyuşturucu kaçakçılığını savaş eylemi olarak ele alma yaklaşımındaki temel bir tartışma noktasını vurguluyor.

Toplantıdan ayrılırken Schumer, konuyla ilgili "yeni bir şey duymadığını" söyledi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Senato, Başkan Trump'ın Kongre onayı olmadan Venezuela'ya karşı askeri harekât başlatmasını engellemeyi amaçlayan kararlar üzerinde yakında oylama yapabilir.


Trump, tüm ulusları terörist kötü güçlerle savaşmaya çağırdı

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
TT

Trump, tüm ulusları terörist kötü güçlerle savaşmaya çağırdı

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)
Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda konuşurken (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump, dün, Sidney'de bir Yahudi Hanuka festivalinde 15 kişinin vurularak öldürülmesinden günler sonra, "radikal İslamcı terörizme" karşı uluslararası savaş çağrısında bulundu.

Trump, Beyaz Saray'da düzenlenen Hanuka resepsiyonunda, "Tüm uluslar radikal İslamcı terörizmin kötü güçlerine karşı birleşmeli ve biz de bunu yapıyoruz" ifadelerini kullandı.