Afganlar, Bamyan'daki dev Buda heykellerini restore ederek turizmden gelir elde etmek istiyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Afganlar, Bamyan'daki dev Buda heykellerini restore ederek turizmden gelir elde etmek istiyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Afganistan'ın Bamyan vilayetinde 2001 yılında Taliban tarafından tahrip edilen tarihi Buda heykelleri, yarım kalan restorasyon çalışmasına rağmen yerli turistlerin uğrak noktalarından biri olmayı sürdürüyor.
Kabil'in 230 kilometre kuzeybatısındaki Bamyan Vadisi, 2 devasa Buda heykeline ev sahipliği yapıyor.
"Bamyan Vadisi Kültürel Peyzajı ve Arkeolojik Kalıntıları"nın giriş kapısındaki kitabede, 38 metre uzunluğundaki "Şehmame" adlı heykelin milattan sonra 3-4'üncü yüzyıllarda, 55 metre boyundaki "Salsal" adlı heykelin ise milattan sonra 4-5'inci yüzyıllarda yapıldığı bilgisi yer alıyor.
Kitabede, 2001 yılında Taliban tarafından tahrip edildiği ifade edilen tarihi heykellerin önceki silüetlerine de yer veriliyor. Söz konusu kültürel alan 2003 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Kalıcı Listesi'yle eş zamanlı olarak Tehlike Altındaki Dünya Miras Listesi'ne girdi.
Askeri harekat ve dinamit patlamaları nedeniyle alan, "hassas koruma" durumunda sayılıyor. Anti-personel mayınlar sebebiyle alanın bazı kısımlarına ulaşım sağlanamıyor.
Heykellerden kalan bazı parçalar barakalarda muhafaza ediliyor. Küçük heykel Şehmame'nin bulunduğu yerin iki tarafında heykelin üstündeki tavana çıkan iki kapı bulunuyor. 120 basamakla çıkılan tavan kısmı merdivenlerinin yer aldığı bölümde, üç katta dairesel odalar bulunuyor. Odaların balkonlarından Bamyan manzarası seyrediliyor.
Kabil'den ailesiyle tarihi mekanı gezmeye gelen yerli turistlerden Abdulkadir Hakimi, AA muhabirine, bölgenin önemini anlattı.
Afganistan’ın görülmeye değer tarihi ve turistik birçok yeri olduğuna işaret eden Hakimi, "Burada 2 heykel vardı, tahrip edildi. Daha sonra tekrar restorasyon çalışmaları için karar alınmıştı. Bazı adımlar atılsa da ilerleme kaydedilmedi" dedi.
Hakimi, ülkesinde ekonomik yönden kalkınma sağlayacak faktörlerin değerlendirilmesi gerektiğini belirterek "Ekonomik kalkınmayı dikkate alacak olursak bu gibi tarihi ve turistik yerleri geliştirmemiz gerekir. Turist geldiği yere para bırakır, bölgenin ekonomisine katkı sağlar. Bu heykeller restore edilirse dünyanın dört bir yanından turist gelecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Emanullah Mahmudzai ise Taliban’ın yönetime gelmesinden sonra ülkede güvenliğin sağlandığını ve halkın turistik bölgeleri daha rahat gezdiğini anlattı. Mahmudzai, "Bamyan heykellerinin bulunduğu bölge, tarihi bir yer olduğu için burayı görmeye geldik. Taliban’ın yönetime gelmesinden sonra ülkede güvenlik arttı. İnsanlar rahatlıkla bir yerden başka bir yere gezmeye gidebiliyor. Önceden böyle değildi" diye konuştu.
Afganistan'da Bamyan bölgesinin çok önemli olduğunu dile getiren Mahmudzai, devletin bu bölgeye önem verip restore etmesi, çevre düzenlemesi yapması ve otel ve restoranların olması halinde hem devlet hem de milletin kazanacağını vurguladı.
Mahmudzai, "Burası görülmeye değer tarihi bir yer. Restore edilirse daha fazla turist gelir, tanınırlığı artar, böylece bölge halkı ve ülke ekonomisine katkı sağlar" ifadelerini kullandı.

"Burası görülmeye değer"
Logar vilayetinden genç arkadaş grubuyla Bamyan'daki tarihi mekanı görmeye gelen Hasibullah Sıraç da "Burası görülmeye değer, tarihi bir yer. Restore edilirse daha fazla turist gelecek, bölge halkına katkı sağlayacaktır" dedi.
Taliban 1996 yılında Afganistan'daki yönetimi ele geçirmiş, 1500 yıllık tarihi eserler dinamitler yerleştirilerek patlatılmıştı. Dünyadaki en büyük tarihi heykeller arasında yer alan eserlerin tahrip edilmesi, uluslararası camiada tepkilere yol açmıştı.
New York'taki İkiz Kuleler'e 11 Eylül 2001'de düzenlenen saldırıyı bahane eden ABD, 7 Eylül'de Afganistan'ı işgal harekatına başlamış, 9 Aralık'ta da Taliban yönetimine son verilmişti.
Hamid Karzai, 2002'de geçiş hükümetinin başına getirilmişti.
Ertesi yıl tarihi heykellerin restore edilmesi için çalışmalar başlatılmış, büyük heykel Salsal'ın bulunduğu yere demir iskele kurulmuştu.



Oxfam: Güney Sudan vatandaşlarının yarısı şiddetli açlık çekiyor

Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
TT

Oxfam: Güney Sudan vatandaşlarının yarısı şiddetli açlık çekiyor

Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)

Oxfam bugün yaptığı açıklamada, Güney Sudan nüfusunun neredeyse yarısının akut açlıkla karşı karşıya olduğunu, şimdiye kadarki en düşük seviyede ve yetersiz yardım aldığını belirtti.

İngiltere merkezli kuruluş, Batılı ülkelerin yardım bütçelerini kısmasının ardından Güney Sudan'a 2025 yılı için ayrılan 1,6 milyar dolarlık insani yardım planının yalnızca yüzde 40'ının ulaştığını ifade etti.

Oxfam, yaklaşık altı milyon Güney Sudanlının şiddetli açlık çektiğini, temiz su ve sanitasyon hizmetlerine yeterli erişimden yoksun olduğunu ve bu sayının nisan ayına kadar 7,5 milyona ulaşmasının beklendiğini açıkladı.

Birleşmiş Milletler tarafından belgelendiği üzere, Güney Sudan'ın petrol zenginliğini çalan elitlerin yolsuzluğu, ülkeyi neredeyse her türlü temel hizmetten mahrum bıraktı.

Oxfam'ın Güney Sudan Ülke Direktörü Şebnem Baloch yaptığı açıklamada, "Dünya, tam da hayatları tehlikedeyken, yardıma en çok ihtiyaç duyanları terk ediyormuş gibi hissediyorum" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Güney Sudan, 2011 yılında bağımsızlığını kazandı, ancak kısa süre sonra iki milyondan fazla insanı yerinden eden yıkıcı bir beş yıllık iç savaş yaşadı. Barış anlaşmasının çökmesiyle birlikte çatışmanın bu yıl yeniden alevlenebileceğinden endişe ediliyor.

Ayrıca savaştan kaçan yüz binlerce Sudanlıya da ev sahipliği yapıyor.

Sınır kasabası Renk'teki transit merkezlerine her gün yaklaşık bin kişi geliyor. Ancak Oxfam önümüzdeki ay buradaki operasyonlarını yüzde 70 oranında azaltmak zorunda kaldı ve şubat ayına kadar yeni fon sağlamazsa operasyonlarını tamamen durduracağını açıkladı.


Rapor: ABD barış planının son hali Kiev için çok daha iyi

Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
TT

Rapor: ABD barış planının son hali Kiev için çok daha iyi

Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)

AFP'ye konuşan konuya yakın bir kaynak, ABD'nin Ukrayna'daki çatışmayı çözmeye yönelik son taslak planının Kiev için "çok daha iyi" hükümler içerdiğini söyledi.

Kaynak, "Ukrayna, ABD ve Avrupalılar, Amerikan önerisini uygulanabilir hale getirdi ve şimdi Kiev için çok daha iyi" ifadelerini kullandı.

Kaynak, bu versiyonun Ukrayna'nın planın ilk versiyonundaki 600 bin askerlik orduya kıyasla 800 bin kişilik bir ordu bulundurmasına olanak sağladığını ifade etti.

 


ABD-Rusya, güncellenmiş Ukrayna barış planı hakkında görüşüyor

Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
TT

ABD-Rusya, güncellenmiş Ukrayna barış planı hakkında görüşüyor

Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)

ABD ve Rusya, ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen orijinal planda yapılan güncellemelerin ardından, Ukrayna'da barış için 19 maddelik bir plan üzerinde görüşmeler yürütüyor. Haberlere göre iki taraf pazartesi günü Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de ilk tur görüşmelerini, dün ise ikinci tur görüşmelerini gerçekleştirdi. Ukrayna askeri istihbarat başkanı Kirill Budanov da şu anda Abu Dabi'de bulunuyor.

Ukraynalı üst düzey bir yetkili dün, Washington ile Kiev'in, ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme planının temel noktaları konusunda anlaşmaya vardığını bildirdi.

Moskova, Başkan Trump'ın planına yönelik Ukrayna ve Avrupa itirazlarını aşabilme yeteneğine güveniyor. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Dmitriy Peskov, Rus tarafının daha önce incelediği planın değiştirildiğini söyledi. Ancak sözcü, görüşmelerin içeriğini açıklamakta aceleci davranmayarak, "Planın içeriğindeki değişikliklerle ilgili medya haberleri hakkında yorum yapmak imkansız; medya son derece çelişkili bilgiler yayınlıyor" ifadelerini kullandı.