Azerbaycan – İran gerginliği: Gerginlikler daha büyük sorunlara dönüşmemeli

İran’ın Azerbaycan sınırında düzenlediği tatbikatta kullanılan tanklar iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. (Reuters)
İran’ın Azerbaycan sınırında düzenlediği tatbikatta kullanılan tanklar iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. (Reuters)
TT

Azerbaycan – İran gerginliği: Gerginlikler daha büyük sorunlara dönüşmemeli

İran’ın Azerbaycan sınırında düzenlediği tatbikatta kullanılan tanklar iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. (Reuters)
İran’ın Azerbaycan sınırında düzenlediği tatbikatta kullanılan tanklar iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. (Reuters)

Azerbaycan ve İran derin tarihi ve kültürel ilişkilere sahip iki ülke. İki devlet yaklaşık 760 kilometre mesafe uzunluğundaki sınırı paylaşıyor. Azerbaycan’ın 1991’de bağımsızlığını kazanmasından bu yana Bakü ve Tahran arasındaki ilişkiler dostluk ilişkileri olarak devam etti. Ancak bu ilişkiler bazen zordu.
1992’de savaş patlak verdi. Ardından Ermenistan Azerbaycan’ın kontrolündeki toprakları yaklaşık 30 yıl boyunca işgal etti. Bununla birlikte bir Müslüman devlete ait topraklarının işgal edilmesi, Ermenistan’a daha yakın bir pozisyon aldığı görülen İran’ı rahatsız etmedi. İran’ın tavrı bu süre zarfında Azerbaycan tarafından hoş karşılanmadı.
Azerbaycan, 2020 sonbaharında geniş kapsamlı çatışmalar başladığında Ermenistan’ı yenerek bir darbe vurdu. Topraklarından daha büyük bir kısmını geri aldı. Bu arada İran sessiz kaldı ve çatışmanın sonlarına doğru ihtilaflı toprakların Azerbaycan’a ait olduğunu ilan etmesi dışında çok fazla net bir pozisyon almadı. Bu savaş, İran’ı rahatsız eden çok sayıda meselenin gün yüzüne çıkmasına neden oldu. Hatırlanacağı üzere Azerbaycan’ın Ermenistan ile mücadelesinde aldığı zafer, İran-Ermenistan sınırının kapatılması taleplerinin yanı sıra Azerbaycan’a desteklerini ifade etmek için birçok şehirde gösteriler düzenleyen İran’daki Azeri kökenli nüfus tarafından kutlamalarla karşılandı.
Öte yandan İran’ın yaklaşık toplam 85 milyona yaklaşan nüfusu içinde Azerilerin sayılarıyla ilgili tahminler 15 ila 25 milyon arasında oldukları yönünde. Çoğu, ülkenin kuzeybatı bölümlerinde yoğunlaşıyorlar. Tebriz ve Urumiye, en büyük Azeri şehirleri arasında gösteriliyor. Hatta öyle ki bazıları bu bölgeyi İran’ın kuzeyi olarak değil, Azerbaycan’ın güneyi olarak konumlandırıyor. Bu bağlam göz önüne alındığında İranlı yetkililer, Azeriler arasında milliyetçi duyguların kabarmasından hoşnut olmadı.
Bu noktada Türkiye’nin Azerbaycan’ın yürüttüğü savaşa verdiği katkıya işaret etmekte fayda var. Türkiye son zaferde büyük bir rol oynadı. Savaş, iki Türk devleti arasındaki dostluğu daha da pekiştirdi. Çoğu kez bu iki devlet için “Tek millet iki devlet” nitelemesi yapılır. Elbette Bakü’de iki ülke lideri platformda yan yana dururken Türk ordu birliklerinin katılımıyla yapılan zafer geçitleri Tahran’ın pek hoşuna gitmedi.
İsrail de Bakü’nün zaferine katkı sunan diğer devletler arasında yer alıyordu. Azerbaycan ve İsrail yıllar içinde yakın ilişkiler kurdu. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev daha önce ülkesinin İsrail ile ilişkilerinin, özellikle savunma alanında çok çeşitli ve güçlü olduğunu duyurdu. Bu ilişkiler Tahran’ı endişelendirdi. Bunun yanı sıra savaşın İran ticari faaliyetlerine yansımaları da oldu. Dağlık Karabağ’ın işgali süresince İran gıda, yakıt ve diğer malzemeleri, işgal altındaki Azerbaycan topraklarında kendisine herhangi bir engel olmadan Dağlık Karabağ’a, Ermenistan’a ve Batı Asya’nın diğer bölümlerine taşımaya alıştı. Ancak Azerbaycan’ın bu toprakların kontrolünü yeniden ele geçirmesiyle durum tümüyle değişti. Bunun sebebi İran ulaşım yollarının zarar görmesi. İran’ın hiçbir şey olmamış gibi devam etme arzusuna rağmen Azerbaycan ona koşulların şimdi değiştiğini hatırlatmak istedi. Ancak İranlılar meseleyi umursamadı. Aksine eski faaliyetlerine devam etmek için İran araçlarına Ermenistan plakaları takarak sahtekarlık ve dolandırıcılık yapmaya çalıştıkları yönünde bazı söylentiler var.
Buna karşılık Azerbaycan, egemen bir devlet olarak toprakları üzerinden geçen İran tırlarına uyguladığı ‘geçiş vergisine’ ek olarak kısıtlamalar getirmeye devam etti. Bu uygulamaları hayata geçirdiği sırada bazı İranlı tır şoförlerini tutukladı. Bölgede uyuşturucuya el konuldu. Azerbaycanlı yetkililer ise askeri malzeme taşıdıklarından endişe ettiklerini duyurmuştu.
Fakat İran birçok cephede, özellikle de içerde ve aynı zamanda kendi deyimiyle ‘arka bahçesinde’ baskılar hissetmiş olmalı. Sessizliğini bozdu ve harekete geçmeye hazır olduğunu gösterdi. İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdüllahiyan, İran sınırları yakınında ‘Siyonist yapının’ varlığına itiraz etti.
İran Dışişleri Bakanlığı, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan’ın eylül ayında, Bakü’nün ev sahipliğinde “Üç Kardeş 2021” adı altında düzenlediği üçlü askeri tatbikatlara atıf yaptığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu askeri tatbikatlar, Kazvin (Hazar) Denizi’ne kıyısı olan beş ülke dışındaki ülkelerin askeri varlığını yasaklayan uluslararası sözleşmeleri ihlal ediyor.”
İran Ekim’de Azerbaycan ile olan sınırında askeri tatbikatlara başladı. İran Kara Kuvvetleri Komutanı, ülkesinin, sınırları yakınında ‘Siyonist Devlet’in (İsrail)’ varlığını’ kabul etmediğini söyledi. Ayrıca savaş sırasında Karabağ çevresinde Azerbaycan’ın yanında savaştıklarını iddia ettiği Suriyeli savaşçıların varlığından duyduğu endişeyi de dile getirdi.
Azerbaycan’ın tepkisi ise sakin oldu. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Anadolu Ajansı ile gerçekleştirdiği röportajda, İran’ın tepkileri ve uygulamaları karşısında dehşete düştüğünü ifade etti.
Buna karşılık başta Türkiye ve Rusya olmak üzere diğer büyük bölgesel güçler ise sessiz kaldı. Görünüşe göre bu iki ülke, İran ve Azerbaycan arasındaki gerginliği izliyor ve tansiyonun zamanla, kendiliğinden düşmesini bekliyor.
Görünen o ki, sahadaki sorunların değerlendirmesinde biraz abartıya kaçılıyor. Ulaşım meselesiyle ilgili olarak, durum sadece sahadaki yeni koşullara uyum sağlamayı ve egemen bir devletin kararlarına saygı göstermeyi gerektiriyor. İran'ın içerdeki tehditlerle ilgili algısı daha karmaşık olmakla birlikte çözüm diplomasi, iyi niyet ve iş birliğinde yatıyor. Bölgedeki bu son gelişmeler herkese bölgesel iş birliğinin önemini bir kez daha hatırlattı. Çünkü Dağlık Karabağ yakın zamana kadar bölgedeki çeşit ülkeler arasındaki iş birliği çabalarının çoğunun önünde engel olarak kalmaya devam etti. Bugün bu engel sürüyor ve siyasi atmosfer bu çeşit bir iş birliği için uygun.
Türkiye, birkaç yıldır bölgesel iş birliği için platformlar yaratmaya çalışıyor. Bu kapsamda 2010 yılında “Türkiye-İran-Azerbaycan Dışişleri Bakanları düzeyinde üçlü görüşmeler” mekanizması kuruldu. Tarihi henüz netleştirilmemekle beraber bir sonraki toplantının Tahran’da yapılması kararlaştırıldı. Bu ihtilaf konusu meselelerin ele alınması için güzel bir fırsat oluşturacak.
Türkiye yakın süreçte, Türkiye, Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan, Rusya ve İran dahil olmak üzere 6 taraf arasında işbirliği çerçevesi oluşturma fikrini önerdi. Öneri sunulmakla birlikte uygulama yoluna herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.
Her hâlükârda söz konusu ülkelere, ikili ve çok taraflı meselelerde görüş alışverişinde bulunmaları ve çeşitli alanlar üzerinden ortaklık imkanlarını keşfetmeleri için iyi bir fırsat sunduğu göz önüne alındığında, iş birliğine dayalı bu tür girişimler üzerinde çalışılması teşvik edilmeli. Aynı şekilde Azerbaycan ve İran arasındaki son durumda olduğu gibi, mevcut sorunların üstesinden gelmek için bölgesel mekanizmaları desteklemek ve ikili çabaları tamamlamak gerekir.
Şarku'l Avsat Özel
Azerbaycan – İran gerginliği: İran'ın askeri tatbikatları ile nükleer anlaşma müzakereleri arasındaki ilişki
Askeri tatbikatlar Bakü-Tahran arasındaki gerginliği artırırken, İran basını Türkiye’yi İran’a karşı su savaşı başlatmakla suçladı
Azerbaycan, İran’ı uluslararası ve bölgesel güçlerle tehdit etti
İran’dan Azerbaycan’a uyarı: Güvenliğimizi nasıl koruyacağımızı biliyoruz

Azerbaycan – İran gerginliği: Rusya ve arabuluculuk rolünü sürdürmenin güçlüğü



Dexter evreninde taşlar yerinden oynuyor: Tek sezonda iptal

Dexter'daki performansıyla Michael C. Hall, 5 kez En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy ödülüne aday gösterilmişti (Showtime)
Dexter'daki performansıyla Michael C. Hall, 5 kez En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy ödülüne aday gösterilmişti (Showtime)
TT

Dexter evreninde taşlar yerinden oynuyor: Tek sezonda iptal

Dexter'daki performansıyla Michael C. Hall, 5 kez En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy ödülüne aday gösterilmişti (Showtime)
Dexter'daki performansıyla Michael C. Hall, 5 kez En İyi Erkek Oyuncu dalında Emmy ödülüne aday gösterilmişti (Showtime)

Paramount, Dexter evreninin öncül dizisi Dexter: Original Sin için ikinci sezon planlarını iptal etti.

Variety'nin aktardığına göre, her ne kadar nisanda ikinci sezon onayı duyurulmuş olsa da yapım süresiz beklemeye alınmış; yeni sezon için ne çekim planı yapılmış ne de prodüksiyon takvimi belirlenmişti.

Dizi, Aralık 2024'te yayına girmiş ve şubatta ilk sezonunu tamamlamıştı. Böylece dizi, hem ilk hem de son sezonuyla ekran macerasını tamamlamış oldu.

Öte yandan Paramount'un, Dexter ve Dexter: New Blood'un devamı niteliğindeki Dexter: Resurrection için çok yakında bir senarist odası açmayı planladığı öğrenildi. Michael C. Hall'un yeniden Dexter Morgan rolüne döndüğü yapımın ilk sezonu 11 Temmuz'da başladı ve final bölümü 5 Eylül'de ekrana gelecek. 

Resmi onay henüz gelmese de dizi, güçlü izlenme oranları ve olumlu eleştirileriyle öne çıkıyor. İlk bölüm, 7 günde 4,4 milyon izleyiciye ulaştı. Dizi, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yüzde 94'lük bir beğeni puanı elde etti.

1991'de geçen Original Sin, Dexter Morgan'ın geçmişine, yani köken hikayesine odaklanıyordu. Patrick Gibson, ikonik “katil avcısı katil” Dexter'ın gençliğine hayat verirken Hall, karakterin iç sesini seslendirmişti.

Gibson ve Hall'un yanı sıra dizinin kadrosunda Molly Brown, Christina Milian, Christian Slater ve James Martinez yer alıyordu.

Dexter'ın yönetici yapımcısı ve baş senaristi Clyde Phillips, Original Sin'e geri dönmüş, aynı zamanda dizinin yaratıcılığını da üstlenmişti.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


Stephen King uyarlaması korku dizisi yeni sezon onayını kaptı

Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan'ın (The Chronicles of Narnia: Prince Caspian) 44 yaşındaki yıldızı Ben Barnes, The Institute'ta eski polis Tim Jamieson rolünde (MGM+)
Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan'ın (The Chronicles of Narnia: Prince Caspian) 44 yaşındaki yıldızı Ben Barnes, The Institute'ta eski polis Tim Jamieson rolünde (MGM+)
TT

Stephen King uyarlaması korku dizisi yeni sezon onayını kaptı

Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan'ın (The Chronicles of Narnia: Prince Caspian) 44 yaşındaki yıldızı Ben Barnes, The Institute'ta eski polis Tim Jamieson rolünde (MGM+)
Narnia Günlükleri: Prens Kaspiyan'ın (The Chronicles of Narnia: Prince Caspian) 44 yaşındaki yıldızı Ben Barnes, The Institute'ta eski polis Tim Jamieson rolünde (MGM+)

MGM+, Stephen King'in aynı adlı 2019 tarihli romanından uyarlanan korku-gerilim dizisi The Institute'un ikinci sezonunu onayladı. 8 bölümden oluşacak yeni sezon haberi, dizinin bugün yayımlanacak sezon finalinden hemen önce geldi.

MGM+'a göre yapım, kanalın bugüne kadarki en iyi açılışını gerçekleştirdi. Başrollerde Ben Barnes, Mary-Louise Parker, Joe Freeman, Simone Miller ve Fionn Laird yer alıyor.

Dizi, genç dahi Luke Ellis'in (Freeman) kaçırılarak gizemli güçlere sahip çocuklarla dolu bir tesiste uyanmasıyla başlıyor. Bu sırada, huzurlu bir hayat arayışıyla kasabaya gelen eski polis memuru Tim Jamieson'un (Barnes) hikayesi de bu karanlık atmosferle kesişiyor.

MGM+ Başkanı Michael Wright, dizinin ikinci sezon onayını şöyle duyurdu:

The Institute, Stephen King'in benzersiz sesini ekrana taşırken özgün hikaye anlatımı ve güçlü oyunculuklarla izleyicileri büyüledi. Bu ürpertici yolculuğu sürdürmek ve Enstitü'nün sırlarını daha derinlemesine keşfetmekten mutluluk duyuyoruz.

King ise yaptığı açıklamada, "Özgür kalmış olsalar da peşleri bırakılmıyor; Enstitü'den kaçanları yeni tehlikeler bekliyor ve bunu görmek için sabırsızlanıyorum" dedi.

Yapımda King, yönetici yapımcı olarak görev alıyor. Yönetmen koltuğunda Jack Bender otururken, Benjamin Cavell hem senarist hem de yönetici yapımcı olarak projeye imza atıyor. Dizinin yapımcılığını MGM+ Stüdyoları üstleniyor.

Bender ve Cavell ortak açıklamalarında şu ifadeleri kullandı: 

İlk sezona gelen tepkiler bizi çok mutlu etti. Bu, harika oyuncu kadromuzun ve ekibimizin özverisinin bir yansıması. MGM sayesinde Stephen'ın güçlü ve güncel hikayesini anlatmaya devam edeceğiz. En başından beri bu evrende anlatılacak çok daha fazla hikaye olduğunu biliyorduk.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter

 


Küçük bütçeyle büyük iş: Yeni korku filmi tarih yazıyor

28 yaşındaki Austin Abrams, George Clooney ve Brad Pitt'i buluşturan Yalnız Kurtlar'daki (Wolfs) rolüyle de tanınıyor (Warner Bros. Pictures)
28 yaşındaki Austin Abrams, George Clooney ve Brad Pitt'i buluşturan Yalnız Kurtlar'daki (Wolfs) rolüyle de tanınıyor (Warner Bros. Pictures)
TT

Küçük bütçeyle büyük iş: Yeni korku filmi tarih yazıyor

28 yaşındaki Austin Abrams, George Clooney ve Brad Pitt'i buluşturan Yalnız Kurtlar'daki (Wolfs) rolüyle de tanınıyor (Warner Bros. Pictures)
28 yaşındaki Austin Abrams, George Clooney ve Brad Pitt'i buluşturan Yalnız Kurtlar'daki (Wolfs) rolüyle de tanınıyor (Warner Bros. Pictures)

Senarist ve yönetmen Zach Cregger'ın imzasını taşıyan korku filmi Silahlar (Weapons), gişede önemli bir eşiği aştı. Aynı sınıftan 17 öğrencinin bir gece yarısı gizemli şekilde ortadan kaybolmasını konu alan film, ABD'de 100 milyon dolar barajını geçti. Düşük bütçeli bir korku filmi için bu rakam dikkat çekici bir başarı. Üstelik yapım, son iki haftadır gişenin zirvesinde yer alıyor.

Silahlar, gösterime girdikten sadece iki hafta sonra ABD'de 100,3 milyon dolara ulaştı. 38 milyon dolarlık bütçesi göz önüne alındığında, bu rakam dikkate değer bir dönüm noktası. Uluslararası gişeden 72,3 milyon dolar elde eden film, dünya çapında toplam 172,6 milyon dolara ulaştı.

Filmde Julia Garner, Josh Brolin ve Benedict Wong'un yanı sıra Alden Ehrenreich, Amy Madigan, Austin Abrams ve Toby Huss gibi isimler de rol alıyor.

Bu yıl hem özgün korku filmleri hem de Warner Bros. için son derece verimli geçti. Stüdyo, yılın başlarında Ryan Coogler'ın yönettiği vampir temalı korku filmi Günahkarlar'la (Sinners) bir başka gişe başarısı elde etmişti. Günahkarlar dünya çapında halihazırda 365 milyon dolar hasılat topladı; bunun 278 milyonu ABD'den geldi. Film, ABD'de 48 milyon dolarlık açılış yaparken, Silahlar ise 42,5 milyon dolarla vizyona girmişti.

44 yaşındaki Cregger, Silahlar'dan önce ses getiren Barbarian'la yönetmen koltuğuna oturmuştu. Hem eleştirmenlerin beğenisini kazanan hem de gişede başarılı olan film, iş görüşmesi için Detroit'e giden ve bir geceliğine ev kiralayan genç bir kadının hikayesini anlatıyordu.

Barbarian'ın başrollerini Georgina Campbell, Bill Skarsgård ve Justin Long paylaşıyordu. Film, sadece oyuncuların başarılı performanslarıyla değil, gerilim yaratmak için evin harika biçimde kullanılması, sürprizlerle dolu hikayesi ve mesajının derinliğiyle de övgüler almıştı.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter