İsrail halkının çoğunluğu Trump yönetimini tercih ediyor

İsrail’de ankete katılanların yüzde 61’i İsrail’in Türkiye ile ilişkilerin iyileştirilmesi gerektiğini belirtiyor

 Donald Trump (AP)
Donald Trump (AP)
TT

İsrail halkının çoğunluğu Trump yönetimini tercih ediyor

 Donald Trump (AP)
Donald Trump (AP)

İsrail halkının yüzde 53’ü Filistinlilerle barış sürecini ilerletmek için normalleşme anlaşmaları yapan Arap ülkelerinin soruna müdahalesini desteklerken, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın yönetimini Joe Biden yönetimden daha iyi olduğunu düşünüyor.
İsrail Bölgesel Dış Politikalar Enstitüsü (Mitvim) tarafından gelecek hafta Tel Aviv’de yapılacak yıllık konferansa hazırlık olarak yayınlanan “2021 Yılı İsrail Dış Politika Endeksi” başlıklı yıllık anket çalışmasında, katılımcıların  yüzde 53’ü öyle veya böyle,  İsrail ile Filistinliler arasında barışı ilerletmek için Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Mısır, Ürdün, Fas ve Sudan olmak üzere Arap ülkelerinden yardım alınması gerektiğini belirtirken, yüzde 23’ü ise Filistinliler ile herhangi bir barışın yapılması ile ilgilenmediklerini belirtti.
Katılımcıların yüzde 38’i İsrail’in Filistin Yönetimi’ndeki siyasi ve ekonomik krizlere müdahale etmesinin gerekmediğini düşünürken, yüzde 28’si İsrail’in Filistin Yönetimi’ni güçlendirmek için çalışmalar yapmasını destekledi. Yüzde 13’lük bir kısım ise İsrail’in Filistin Yönetimi’ni zayıflatmak için çalışması gerektiğini belirtti. Gazze ile ilgili olarak ise, katılımcıların yüzde 31’i, Filistin Yönetimi’nin Gazze Şeridi üzerindeki kontrolünün yeniden sağlanması için çalışılması gerektiğini söylerken, yüzde 22’si Gazze Şeridi’nde geniş kapsamlı bir ekonomik yeniden yapılanma sağlamak uluslararası toplumun seferberlik ilan etmesini, yüzde 13’ü ise İsrail’in Hamas ile Gazze Şeridi konusunda uzun vadeli bir ateşkes hakkında müzakere yürütmesini destekledi. Yüzde 9'u ise bölgedeki durumun olduğu gibi kalması gerektiğini söyledi.
Katılımcıların yüzde 32’si İsrailli ve Filistinli yetkililer arasındaki görüşmeleri iki taraf arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesine katkıda bulunan olumlu bir adım olarak görürken, yüzde 30’u bunu iki ülke arası ilişkileri etkilemeyecek sembolik bir adım olduğunu, yüzde 17’si ise bu görüşmelerin İsrail’in çıkarlarına zarar verdiğini düşünüyor.  Katılımcıların yüzde 40’ı, İsrail-Filistin barışı için koordineli bir uluslararası olumlu teşvik paketi sunulursa, bu durumun onların konuya yönelik desteklerini büyük oranda veya çok büyük bir oranda artıracağını söylerken, 18’si böyle bir adımın onların desteğini artırmayacağını, yüzde 22’si Filistinliler ile barışın desteklenmesine karşı olduğunu belirtti.
İsrailliler, ABD’yi İsrail için dünyanın en önemli ülkesinin olarak görüyordu. Yapılan ankette katılımcıların yüzde 53’ü Biden yönetimi yerine Trump yönetimini tercih ettiklerini belirtirken, yüzde 36’sı iki yönetim arasında önemli bir değişiklik olmadığını düşünüyor. “İsrail için ABD’den sonra en önemli ülke hangisi?” diye sorulduğunda Rusya, Almanya, İngiltere, Çin, Mısır, Fransa ve Ürdün olarak sıraladılar. İsrail halkının gözünde Ürdün’ün önemi önceki anketteki yüzde 7’den, yüzde 12’ye yükseldi. Avrupa Birliği’ne ile ilgili olarak, katılımcıların yüzde 46’sı onu bir dost olarak değil düşman olarak gördüklerini söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Mitvim’den edindiği bilgilere göre katılımcıların yüzde 57’si İsrail’in Ürdün ile ilişkilerini geliştirmesin önemli olduğunu belirtirken ve yüzde 61’i Türkiye ile ilişkilerin iyileştirilmesi gerektiğini belirtti.
Katılımcıların yüzde 48’i bir Arap ülkesini ziyaret etmek istediğini belirtti. Yüzde 10’u BAE’yi, diğer bir yüzde 10’u Fas’ı, yüzde 7’si Lübnan’ı, yüzde 6’sı Mısır’ı, yüzde 3’ü Suudi Arabistan’ı ve yüzde 3’ü Ürdün’ü ziyaret etmek istediğini söyledi.
İran tehdidine karşı nasıl mücadele edilmesi gerektiği sorulduğunda, yüzde 34’ü İsrail’in çalışmalarını Tahran’daki rejime karşı bölgesel bir ittifak kurmaya odaklaması gerektiğini belirtti. Yüzde 31’i bağımsız askeri operasyonlara odaklanmanın daha uygun olacağını düşünürken yüzde 17’si İsrail’in nükleer anlaşmanın düzenlenmesi ve iyileştirilmesine yönelik uluslararası çabaları desteklemesi gerektiğini belirtti. Halk, İsrail hükümetinin dış politikasından duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek hükümete 10 üzerinden 5,29 puan verdi. Geçen yıl Binyamin Netanyahu yönetimi aynı soruda 10 üzerinden 6 puan almıştı. İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid’e ise ankette 10 üzerinden 4,88 gibi düşük bir puan verildi.
İsrail Bölgesel Dış İlişkiler Enstitüsü Kurucusu ve Başkanı Dr. Nimrod Goren, “Bennett ve Lapid hükümetinin uluslararası alandaki geniş çaplı  diplomasi adımları ve Netanyahu yönetiminde rolü her zaman belirsiz olan Dışişleri Bakanlığı’nın yeniden aktifleştirilmesi, henüz toplumun düşüncesini etkilemedi. Ancak İsrail kamuoyu, İsrail ile ilişkiler kuran Arap ülkeleriyle olan ilişkilere, Filistinlilerle olan çatışmanın çözümünü etkileyeceği umudunu bağlayacak kadar büyük bir güven duyuyor.” dedi. Goren, bunu halkın siyasi liderliğe yönelik çok önemli bir mesajı olarak değerlendirirken, hükümetin atacağı büyük siyasi adımlarını halkın bu desteğine dayandırabileceğini belirtti.



Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
TT

Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile bir anlaşmanın mümkün olabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Netanyahu, geçen hafta Suriye’de yaşanan çatışmada yaralanan askerleri ziyaret ederken yaptığı açıklamada, “Suriye’den beklenen, Şam’dan mevcut tampon bölgeye kadar silahsızlandırılmış bir tampon hat oluşturmasıdır. Buna elbette Hermon Dağı’nın etekleri ve zirvesi de dahildir” dedi.

Netanyahu, “Bu bölgeler üzerindeki kontrolümüzü, İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için sürdürüyoruz. Eğer iyi niyet gösterilir ve bu ilkeler üzerinde anlaşılırsa, Suriyelilerle bir anlaşmaya varmak da mümkün. Ancak her koşulda kendi ilkelerimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan İsrail medyasına göre Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi.

Yediot Aharonot’a bağlı Ynet haber sitesinin aktardığına göre görüşme, Kudüs’te Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşti.

Ortagus’un ilerleyen saatlerde Beyrut’u ziyaret etmesinin beklendiği bildirildi.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
TT

Güney Asya’da sel ve kasırga: Sıfırdan başlamak zorundayız

Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)
Sri Lanka'nın yanı sıra Endonezya da afetten en çok etkilenen ülkelerden biri oldu (AP)

Sri Lanka'da 400'e yakın kişiyi öldüren sel felaketinden kurtulanlar yaşanan kaosu anlattı.

Sri Lanka Afet Yönetim Merkezi (DMC), ülkede geçen haftadan bu yana devam eden şiddetli yağışların yol açtığı afetlerde can kayıplarının 390'a çıktığını, 370 kişidense hâlâ haber alınamadığını bildirdi. 

Ayrıca arama kurtarma ekiplerinin su baskını ve heyelan riski taşıyan birçok bölgeye ulaşmakta güçlük çektiği vurgulandı.

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake, ülke genelinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini duyurmuş, kurtarma çalışmaları için 20 binden fazla askeri personelin görevlendirileceğini belirtmişti.

Guardian'ın irtibata geçtiği Layani Rasika Niroşani, yoğun yağışlara alışık olduklarını fakat bu kadar büyük bir afetle karşılaşacaklarını tahmin etmediklerini söylüyor. 

Selde her şeyini kaybettiğini belirten iki çocuk annesi 36 yaşındaki kadın şöyle devam ediyor: 

Evimiz toprak altında kaldı. Ailem hâlâ şok içinde. Sıfırdan başlamak zorundayız. Bazen bu, yaşamaktan bile daha kötü olabilir.

Kantharuban Praşant da sel nedeniyle evlerini kaybeden 125'ten fazla aileye Badulla'daki bir okulda barınak sağladıklarını belirtiyor.

Yardım malzemelerine ulaşmakta güçlük çektiklerini belirten 32 yaşındaki öğretmen, birçok ailenin selde mahsur kaldığını söylüyor. 

Bazı Sri Lankalılar, yetkililerin afet uyarısı yapmadığına da dikkat çekiyor. 45 yaşındaki Ja Nilanthi, nehir suları tehlikeli seviyeye ulaştığında bile herhangi bir uyarı veya tahliye emri almadıklarını belirtiyor.

Ditwah Kasırgası ve muson yağışlarının yol açtığı sel ve toprak kaymaları nedeniyle can kaybı Endonezya'da 604'e, Tayland'da 176'ya ve Malezya'da üçe yükseldi. 

Güney Asya'da toplamda en az 1172 kişinin canını alan afetlerin yol açtığı yıkımın boyutu henüz tam olarak bilinmiyor. 

Bilim insanlarına göre Güney Asya, iklim değişikliğine karşı yüksek riskli bölgelerden biri. 

Independent Türkçe, Guardian, Reuters, CNN