Pakistan'ın Lahor şehrinde, TLP mensuplarıyla güvenlik güçleri arasında yaşanan şiddetli çatışmalarda bir polis, protestolar sırasında meydana gelen trafik kazasında da 2 polis öldü.
AA
İslamabad/AA
TT
TT
Pakistan'daki protestolarda 3 polis öldü
AA
Pakistan'ın Lahor şehrinde, yasaklı Tahrik-i Lebbeyk Pakistan Partisi (TLP) mensuplarıyla güvenlik güçleri arasında yaşanan şiddetli çatışmalarda bir polis, protestolar sırasında meydana gelen trafik kazasında da 2 polis öldü, aralarında emniyet mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişi yaralandı.
Yerel basındaki haberlere göre, polis yetkilileri, TLP lideri Saad Rizvi'nin serbest bırakılması için Lahor'dan İslamabad'a yürümek isteyen TLP'lilere izin vermedi.
Yürüyüşü sürdürmek isteyen protestocularla güvenlik güçleri arasında şehrin çeşitli noktalarında çatışmalar yaşandı.
Polis, göstericilere göz yaşartıcı gaz ve copla müdahale ederken, göstericiler de polise taş ve sopa fırlattı.
Olaylar sırasında bir polis hayatını kaybetti, çok sayıda protestocu ve emniyet mensubu yaralandı.
Protestolar sırasında meydana gelen trafik kazasında da 2 polis öldü.
Pencap Eyaleti Başbakanı Osman Bozdar, Twitter hesabından, şiddet eylemleri ve trafik kazası sonucu yaşamını yitiren 3 polis için baş sağlığı mesajı yayımladı.
Pencap eyaleti, TLP ile görüşmek için bir heyet oluşturulduğunu açıklamıştı.
Başkent İslamabad'ın giriş ve çıkışlarında da konteynerlerle önlem alınmıştı.
Yasaklı TLP'nin üyeleri, dün liderleri Saad Rizvi'nin serbest bırakılması için Lahor'dan İslamabad'a yürüyüş düzenleyeceklerini duyurmuştu.
Rizvi'nin serbest bırakılması kararına itiraz
Mahkeme 9 Ekim'de TLP lideri Rizvi'nin serbest bırakılmasına karar vermiş, Pencap hükümeti ise söz konusu karara itiraz ederek temyize gitmişti.
TLP, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un İslam ve Hazreti Muhammed karşıtı açıklamaları sebebiyle 16 Kasım 2020'de ülkenin çeşitli şehirlerinde gösteriler düzenlemeye başlamıştı.
Parti, düzenlediği gösterileri hükümetle anlaşma karşılığında sonlandırmıştı. Saad Rizvi tarafından geçen sene kasımda basınla paylaşılan anlaşmada, hükümetin, Fransa'nın İslamabad Büyükelçisini 2-3 ay içinde ülkeden göndermesi, Paris'e yeni büyükelçi atamaması, Fransız ürünlerinin boykot edilmesi ve gözaltına alınan TLP üyelerinin serbest bırakılması maddeleri yer alıyordu.
TLP lideri Saad Rizvi, 11 Nisan 2021'de yayımladığı mesajda, hükümetin verdiği sözleri tutmadığını belirterek, yeniden protestolara başlayacaklarını açıklamıştı. Bunun üzerine Rizvi, 12 Nisan'da gözaltına alınmış ve ardından partililer, İslamabad başta olmak üzere Lahor, Karaçi, Multan ve Ravalpindi gibi şehirlerde protestolara başlamıştı.
12 Nisan'dan sonra yaşanan gösterilerde en az 8 kişi hayatını kaybetmişti. 14 Nisan'da terörle mücadele yasası kapsamında TLP'ye yasak getirilmesine karar verilmişti.
TLP, şiddete dönüşen eylemleriyle tanınıyor
Sünni-Barelvi hareketine mensup Hadim Hüseyin Rizvi tarafından 2015'te kurulan TLP, radikal görüşleri ve şiddete dönüşen protestolarıyla biliniyor.
Rizvi, 2017'de Başkent İslamabad ve yakınındaki Ravalpindi şehrinde hayatı felç eden üç haftalık oturma eylemiyle adını duyurmuştu. Eylemde, seçilmiş yetkililerin Hz. Muhammed'in son peygamber olduğu üzerine yemin etmesi hakkındaki kanunda yapılması istenen değişikliğe karşı çıkılmıştı.
TLP, Pakistan'da 2018'de İslam'a ve Hazreti Muhammed'e hakaret ettiği iddiasıyla idama mahkum edilen Asya Bibi'nin Anayasa Mahkemesince serbest bırakılmasının ardından başlayan protestolar ve Hollanda'da düzenlenmek istenilen karikatür yarışmasına tepki gösterileriyle de gündeme gelmişti.
Partinin kurucusu Hadim Hüseyin Rizvi, 19 Kasım 2020'de hayatını kaybetmişti.
İsrail, ateşkesin başlamasından bu yana Gazze'de bin 500'den fazla binayı yıktıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5208088-i%CC%87srail-ate%C5%9Fkesin-ba%C5%9Flamas%C4%B1ndan-bu-yana-gazzede-bin-500den-fazla-binay%C4%B1-y%C4%B1kt%C4%B1
İsrail, ateşkesin başlamasından bu yana Gazze'de bin 500'den fazla binayı yıktı
Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye mahallesinde yıkılan binalar (Reuters)
BBC tarafından incelenen uydu görüntülerine göre İsrail, 10 Ekim'de Hamas ile ateşkesin başlamasından bu yana kontrolü altında kalan Gazze bölgelerinde bin 500'den fazla binayı yıktı.
En sonuncusu 8 Kasım'da çekilen yeni görüntüler, İsrail ordusunun kontrolü altındaki mahallelerin tamamının, görünüşe göre yıkım operasyonları yoluyla bir aydan kısa bir sürede yerle bir edildiğini gösteriyor.
Bazı bölgelerin uydu görüntüleri BBC'nin değerlendirmesine sunulmadığından, yıkılan binaların gerçek sayısı çok daha fazla olabilir.
Bazı uzmanlar, yıkımların ABD, Mısır, Katar ve Türkiye'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes şartlarını ihlal edebileceğini ifade etti. Ancak bir İsrail askeri sözcüsü BBC'ye, kuvvetlerin ‘ateşkes çerçevesine uygun olarak’ hareket ettiğini söyledi.
Uydu görüntüsü, Gazze şehrinin doğusundaki bir İsrail askeri üssünde devam eden kazı çalışmalarını gösteriyor. (Reuters)
Ateşkesin temelini oluşturan ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze için önerdiği 20 maddelik barış planı, ‘hava ve topçu bombardımanı dahil tüm askeri operasyonların askıya alınacağını’ öngörüyordu. Trump, o tarihten bu yana defalarca “Savaş bitti” dedi.
Ancak BBC Verify ekibinin uydu görüntülerini görsel olarak analiz etmesi, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki binaları büyük ölçekte yıkmaya devam ettiğini ortaya çıkardı.
Ekip, ateşkes öncesinde ve sonrasında çekilen radar görüntülerini analiz etmek için bir algoritma kullanarak yıkımı gösterebilecek değişiklikleri belirledi ve ardından yıkılan binaları manuel olarak saydı.
Analiz, Gazze'nin kuzey, güney ve doğusu boyunca uzanan sınır çizgisi olan sarı hattın arkasında yıkılan binalara odaklandı.
Ekim ayında imzalanan ateşkes anlaşması uyarınca İsrail, İsrail ordusu tarafından yayınlanan haritalarda sarı ile işaretlenen bu çizgiye kadar güçlerini geri çekmeyi kabul etti.
Evler ve meyve bahçeleri yerle bir edildi
Yıkılan binaların çoğu, yıkılmadan önce hasar görmüş gibi görünmüyordu. Tıpkı Han Yunus’un doğusunda, Abasan el-Kebira yakınlarında bulunanlar gibi.
Yukarıdan çekilen uydu görüntülerinden bunu anlamak zor, ancak bu binaların yapılarında gözle görülür bir hasar ya da yakınlarında molozlar veya çevrelerinde değişiklikler gibi belirgin işaretler yoktu. Bahçeler, ağaçlar ve bazı küçük meyve bahçeleriyle çevrili evler vardı.
2023 Ekim ayında savaşın başlangıcında bu bölgeden çekilen uydu görüntüleri ile ateşkes sırasında çekilen görüntüler karşılaştırıldığında, birçok binada çok az değişiklik olduğu görülüyor.
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde bulunan Cibaliye bölgesinde İsrail hava saldırıları sonucu meydana gelen yıkım (AFP)
Lena Halil, el-Mevasi bölgesine yerinden edilmeden önce Abasan el-Kebira kasabasında yaşıyordu. Evini ‘ağaçlar ve sebzelerle dolu bir cennet’ olarak tanımladı. Şimdi ise Gazze'nin birçok bölgesi gibi evi de harabeye dönmüş durumda.
Lena Halil, “İsrail ordusu bize hiçbir şey bırakmadı, her şeyi yok etti” dedi. Eski sakinlerin el-Mevasi'deki çadırlarından yıkım seslerini duyabildiklerini belirten Lena Halil, “Kalplerimiz kırıldı” dedi üzüntüyle.
Refah'ın doğusunda bulunan el-Bayuk yakınlarındaki başka bir bölgede de uydu görüntüleri aynı hikâyeyi anlatıyor: Ateşkes öncesinde hasarsız görünen çok sayıda bina yıkılmış. Kasım ayı başında yayınlanan büyük bir patlamanın hava görüntüleri, mahallenin enkazından tozların yükseldiğini gösteriyor.
Yıkım, Gazze şehrinde, özellikle şehrin doğusundaki Şucaiyye mahallesinde ve Cibaliye Mülteci Kampı’nın dışındaki Endonezya Hastanesi yakınlarındaki bölgede devam ediyor.
İsrail Stratejik İşler Bakanlığı'nın eski Ulusal Güvenlik Doktrini Departmanı Başkanı Prof. Dr. Eitan Shamir, İsrail ordusunun eylemlerinin ateşkes şartlarını ihlal etmediğini söyledi. Bunu da, söz konusu şartların Gazze Şeridi’ndeki sarı hattın arkasında kalan bölgelere uygulanmadığı gerekçesiyle açıkladı.
Ateşkesin başlamasından bu yana sosyal medyada paylaşılan videolar da doğrulandı; bu videolarda düzenli yıkım operasyonları ve binaları yıkan buldozerler görülüyor. Görüntülerin coğrafi konumları belirlendiğinde, bunların sarı hattın arkasında kalan bölgelerde çekildiği ortaya çıktı.
Ateşkesin ihlali
İsrail ordusu, bir sözcüsü aracılığıyla eylemlerini savunarak şunları söyledi: “Anlaşmaya göre, tüneller dahil tüm terörist altyapı Gazze'nin tamamında ortadan kaldırılmalıdır. İsrail tehditlere, ihlallere ve terörist altyapıya yanıt vermektedir.”
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz 18 Ekim'de, ‘terör tünellerini ve tüm terörist altyapıyı yok ederek Gazze'yi silahsızlandırmanın’ İsrail'in güvenlik politikasının ‘açık’ bir parçası olduğunu söyledi.
Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye mahallesinde İsrail ordusu tarafından yıkılan binalar (AP)
Beyaz Saray tarafından açıklanan barış planının 13. maddesi (ilan edilen ateşkes şartlarına en yakın belge) ‘tüneller ve silah üretim tesisleri dahil olmak üzere tüm askeri, terörist ve saldırı altyapısının yıkılması ve yeniden inşa edilmemesi’ gerektiğini belirtiyor. Ancak aynı zamanda Gazze'deki silahsızlanma sürecinin bağımsız gözlemcilerin denetimi altında gerçekleştirilmesi gerektiği de belirtiliyor.
Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü (RUSI) kıdemli araştırmacısı Dr. HA Hellyer, “Bu kesinlikle ateşkesin ihlali. Ancak Washington bunu kabul etmek istemiyor ve ateşkesin devam etmesi gerektiğini ısrarla savunuyor. Oysa ateşkes aslında devam etmiyor” ifadelerini kullandı.
Eitan Shamir, İsrail ordusunun ateşkesi ihlal ettiğini reddetti ve BBC'ye, ordudaki kaynaklarının ‘Hamas'ın kontrol ettiği topraklarda istediği her şeyi yapabileceğine, İsrail'in de kontrol ettiği topraklarda istediği her şeyi yapabileceğine’ inandığını söyledi.
Shamir, “Ordu, Hamas’ın anlaşmanın ikinci aşamasına uymasının muhtemel olmadığını düşünüyor; bu nedenle bölge, çatışmanın devam etmesine hazırlanmalı. Böylece askerlerimize pusu kurmaları için onlara hiçbir fırsat bırakılmamalı” şeklinde konuştu.
İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan (Reuters)
Shamir ayrıca, Hamas'ın sarı hattın arkasına sızmak için defalarca girişimde bulunduğunu belirtti.
Öte yandan, Rutgers Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde profesör olan Adil Haque gibi bazı analistler, İsrail'in işgalci güçlerin sivil mülkiyeti tahrip etmesini yasaklayan savaş hukukunu ihlal ediyor olabileceğini söyledi. Bu yasağın istisnalarının yalnızca ‘doğrudan askeri operasyonlar veya bunlara yönelik acil hazırlıklar’ durumunda geçerli olduğunu ifade eden Haque, “Ateşkes sırasında, sivil mülklerin bu kadar büyük çapta tahrip edilmesinin askeri nedenlerle gerekli olduğuna inanmak mantıksız” dedi.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nde (ECFR) kıdemli araştırmacı olan Hugh Lovatt, İsrail'in yıkım operasyonlarının tüm barış planını tehdit edebileceğini söyledi. Lovatt, “İsrail’in sarı hattın arkasındaki bölgede kalma süresi uzadıkça, bu yıkım faaliyetlerinin yarattığı sorun daha da büyüyecek. Sonunda, İsrail’in geri çekilmesini geciktirdiği ve tıpkı Batı Şeria’da olduğu gibi sahada kalıcı yeni durumlar yaratmaya çalıştığı yönündeki algı, ateşkesin sürmesi açısından giderek daha büyük bir tehdit haline gelecek” ifadelerini kullandı.
Trump, İsrail Cumhurbaşkanı'ndan Netanyahu'yu affetmesini istedihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5208086-trump-i%CC%87srail-cumhurba%C5%9Fkan%C4%B1ndan-netanyahuyu-affetmesini-istedi
Trump, İsrail Cumhurbaşkanı'ndan Netanyahu'yu affetmesini istedi
ABD Başkanı Donald Trump, 29 Eylül 2025 tarihinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu Beyaz Saray'da ağırladı. (Reuters)
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un ofisi bugün Herzog'un ABD Başkanı Donald Trump'tan Başbakan Binyamin Netanyahu'nun affedilmesini isteyen bir mektup aldığını açıkladı.
Mektupta, “İsrail yargı sisteminin bağımsızlığına ve gerekliliklerine son derece saygı duyuyorum. Ancak uzun süredir benimle birlikte İsrail'in baş düşmanı İran'a karşı savaşan Bibi (Netanyahu) aleyhindeki bu davanın siyasi ve haksız bir yargılama olduğunu düşünüyorum” ifadeleri yer aldı.
Trump, ekim ayında İsrail'i ziyaretinde Kudüs'teki İsrail parlamentosunda (Knesset) yaptığı konuşmada Herzog'dan başbakanı affetmesini istedi. Netanyahu, 2019'dan bu yana, iş adamlarından yaklaşık 700 bin şekel (211 bin 832 dolar) değerinde hediye aldığı iddiaları da dahil olmak üzere üç davada yargılanıyor. İsrail Cumhurbaşkanlığı’nın zayıf rolüne rağmen, Herzog istisnai durumlarda suçlu bulunanları affetme yetkisine sahip.
Netanyahu'nun 2020 yılında başlayan davası halen devam ediyor ve Netanyahu tüm suçlamalarda masum olduğunu savunuyor. Başbakan, davayı demokratik olarak seçilmiş sağcı bir lideri devirmeyi amaçlayan solun cadı avı olarak nitelendirdi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs'teki İsrail parlamentosunun (Knesset) genel kurulunda konuşma yapıyor. (EPA)
Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre muhalefet lideri Yair Lapid, affın Netanyahu’nun yasayı çiğnediğini kabul etmesini gerektirdiğini söyledi. Lapid yaptığı açıklamada şu ifadeyi kullandı: “Hatırlatma: İsrail yasalarına göre, af elde etmenin ilk koşulu, suçunu kabul etmek ve eylemleri için pişmanlık duymaktır.”
Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ise Herzog'a Trump'ın talebini kabul etmesi çağrısında bulunarak, sosyal medya hesabı üzerinden şu paylaşımda bulundu: “Başbakan Netanyahu’ya karşı uydurulmuş ve utanç verici suçlamalar çoktan savcılığa karşı bir iddianameye dönüştü; savcılığın rezaleti ve suçları her gün mahkemede ifşa ediliyor. Bu davada af çıkarmak doğru ve acil bir adımdır. Sayın Cumhurbaşkanı Herzog, Başkan Trump’ı dinleyin.”
Demokratik Parti lideri Yair Golan ise “Eğer Başbakan ülkeyi yönetmekle yasalar karşısında hesap vermeyi aynı anda yürütemiyorsa istifa etmelidir” dedi.
İsrail, Gazze Şeridi'ne yardım kamyonlarının girişine izin vermek için Gazze'nin kuzeyindeki Zikim geçiş noktasının açıldığını duyurduhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5207948-i%CC%87srail-gazze-%C5%9Feridine-yard%C4%B1m-kamyonlar%C4%B1n%C4%B1n-giri%C5%9Fine-izin-vermek-i%C3%A7in-gazzenin
İsrail, Gazze Şeridi'ne yardım kamyonlarının girişine izin vermek için Gazze'nin kuzeyindeki Zikim geçiş noktasının açıldığını duyurdu
Yardım malzemesi taşıyan kamyonlar, Gazze'nin güneyindeki Kerem Şalom sınır geçişinin İsrail tarafında bekliyor (Arşiv - Reuters)
İsrail hükümeti, iki yıldır süren savaşın ardından halkı zor durumda olan Gazze Şeridi'ne yardım kamyonlarının girmesi için bugün (Çarşamba) Gazze'nin kuzeyindeki Zikim sınır kapısını açtığını duyurdu.
İsrail Savunma Bakanlığı'na bağlı Topraklarındaki Hükümet Faaliyetlerinin Koordinasyonu Birimi (COGAT), yardımların “kapsamlı güvenlik kontrollerinden sonra” Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlar tarafından taşınacağını söyledi.
Fransız Haber Ajansı AFP, COGAT sözcüsünün, sınır kapısının, 2023 Ekim ayında savaşın patlak vermesinden bu yana yardımların çoğunun Gazze Şeridi'ne girdiği Kerem Şalom sınır kapısı gibi “kalıcı olarak” açık kalacağını söylediğini aktardı.
İnsani yardım malzemeleriyle yüklü kamyonlar Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'tan geçiyor (AP)
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze'deki ateşkesin üzerinden bir ay geçmesine rağmen, idari bürokrasi, önemli insani yardım ortaklarına yönelik devam eden yasak, geçiş noktaları ve yolların eksikliği ve devam eden güvensizlik gibi birçok faktörün yardımları artırma çabalarını engellediğini belirtti.
Yerinden edilmiş kişiler dün Deyr el-Balah yakınlarındaki Gazze'nin merkezinde yardım taşıyan kamyonlara koşuyorlar (AFP)
Gazze'deki hükümet medya ofisi, ateşkesin başlamasından bu yana Gazze Şeridi'ne giren yardım kamyonlarının, girmesi gereken kamyonların sadece yüzde 28'ini oluşturduğunu belirtti.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة