Rusya koronavirüs vaka sayılarında rekor kaydetmeye devam ediyor

Rusya koronavirüs vaka sayılarında rekor kaydetmeye devam ediyor
TT

Rusya koronavirüs vaka sayılarında rekor kaydetmeye devam ediyor

Rusya koronavirüs vaka sayılarında rekor kaydetmeye devam ediyor

Rusya’da son bir günde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) kaynaklı en yüksek günlük can kaybı yaşandı. Bazı Avrupa ülkeleri ise salgının son dalgasının yoğunlaşmasıyla Pazartesi günü yeni kısıtlamalar getirdi.
Dünyanın dört bir yanından yetkililer, vaka oranlarının artmasıyla alarm verdi. Kovid-19’a karşı aşılamanın düşük olduğu bölgelerdeki hükümetler, koronavirüsü kontrol altına almak amacıyla uygulanan kısıtlamaları sıkılaştırdı.
Pazartesi günü açıklanan verilere göre Rusya, son 24 saatte 37 bin 930 yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakası kaydederek salgının başlamasından bu yana en yüksek sayıyı gördü.
Rusya'nın Sputnik V aşısı ile aşılamadaki katılım oranından hayal kırıklığına uğrayan yetkililer, salgını engellemek amacıyla bu hafta daha sert önlemler alıyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin geçen hafta yaptığı açıklamada, Kovid-19’un bu ölümcül dalgasının yayılmasının engellenmesi için 30 Ekim-7 Kasım tarihleri ​​arasında çalışanlara ücretli izin verileceğini açıklamıştı.
Aşı korkusunun yoğun olduğu Orta ve Doğu Avrupa bölgeleri vakalar kapsamında sıcak nokta haline geldi.
Slovakya geneline koronavirüs tedbirleri daha yoğun bir şekilde genişletilirken, Pazartesi günü ise Romanya ve Çek Cumhuriyeti'nde daha sıkı önlemler alındı.
Bulgaristan'da polis, koronavirüs kapsamında kısıtlamaları ihlal edenlere dünden itibaren para cezası uygulamaya başladı.
Romanya'da bir devlet yetkilisi tarafından Cumartesi günü yapılan açıklamada, ülkenin ‘felaket durumunda’ olduğunu söyledi.
Ülke genelinde sokağa çıkma yasağı tekrar uygulanmaya başladı.
Aşı kartları çoğu kamusal yer için zorunlu hale getirilirken, yetkililer okulları iki hafta süreyle askıya aldı.
Romanya'nın başkenti Bükreş’te taksi şoförü olan Giorgi Yoon, "Kısıtlamalar işe yarıyor gibi görünüyor, insanlar sokaklarda daha az. Bir saattir burada bekliyorum ve kimse beni istemedi" dedi.
Polonya Sağlık Bakanı ise, vakaların artmaya devam etmesi halinde devletin daha ağır kısıtlamaları göz önünde bulundurması gerektiği konusunda uyardı. Ancak genel bir sokağa çıkma yasağı getirme niyeti olmadığını vurguladı.
Romanya 'da yetkililer aşılama oranının geçen hafta arttığını, Çek Cumhuriyeti'nde kullanılan aşı dozlarının ise Ağustos sonundan bu yana en yüksek olduğunu söylediler.
Kovid-19'a karşı aşılama oranlarına ilişkin istatistiksel veriler sunan Our World in Data sitesine göre, ülke nüfusunun yüzde 1'inden azının tamamen aşılandığını gösteriyor. Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ise bunun yanlış bilgilendirme, aşı korkusu ve lojistik zorluklardan kaynaklandığını söylüyor.
Salgının başlangıcından itibaren ikinci en büyük günlük vaka sayısına tanık olan Yeni Zelanda’da Pazartesi günü çoğu, ülkenin en kalabalık şehri olan Auckland ’da olmak üzere 109 vaka kayıtlara geçti.
Batı Avrupa'da, aşılama yüksek olmasına rağmen Kovid-19 vakaları da artmakta.



Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
TT

Merakla beklenen görüşme... Trump, yarın Beyaz Saray'da Zohran Mamdani'yi kabul edecek

ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump dün akşam yaptığı açıklamada, New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani ile uzun süredir beklenen görüşmenin, aylarca süren gergin ilişkilerin ardından yarın Washington’da gerçekleşeceğini duyurdu.

Trump, “Komünist New York Belediye Başkanı Zohran Mamdani bir görüşme talep etti. Görüşmenin Beyaz Saray’da, 21 Kasım Cuma günü yapılması konusunda anlaştık. Daha fazla detayı ilerleyen günlerde paylaşacağız” dedi.

Mamdani ise ABD kanalı MS NOW’a verdiği röportajda, ekibinin Beyaz Saray ile iletişime geçtiğini belirterek, “New York sakinlerine verdiğim söz gereği, bu şehirde yaşayan 8,5 milyon kişi için faydalı olduğu sürece herkesle görüşmeye hazırım. İnsanlar burada yaşam maliyetlerini karşılamak için mücadele ediyor… Başkan ile sadece dürüstçe konuşmak istiyorum; New York sakinlerini gerçekten savunmanın ne anlama geldiğini anlatmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

New York Belediye Başkanı seçilen Zohran Mamdani’nin Sözcüsü, yeni belediye başkanının başkanla görüşmesinin ‘olağan’ olduğunu belirterek, Mamdani’nin görüşmede ‘kamu güvenliği, ekonomik güvenlik ve yaşam maliyetleri konularını’ ele almayı planladığını söyledi.

Trump aylardır Mamdani'yi eleştirerek onu ‘komünist’ olarak nitelendirdi ve seçilmesi halinde memleketinin mahvolacağını öngördü. Ayrıca, Uganda'da doğan ve 2018'de ABD vatandaşlığı alan Mamdani'yi sınır dışı etmekle ve şehirden federal fonları çekmekle tehdit etti.

Kasım seçimlerinde Cumhuriyetçilerin Georgia, New Jersey, Pensilvanya ve Virginia’da ağır yenilgi almasının ardından, Trump yaşam maliyetleri konusuna daha fazla vurgu yapmaya başladı. Bu konu, Demokratların kampanyalarının merkezi bir unsuru olmuş, Mamdani’nin kampanyasında da öne çıkmıştı. Trump, cuma günü sosyal medyada yayımladığı bir paylaşımda, Cumhuriyetçi Parti’yi ‘yaşam maliyetleri partisi’ olarak nitelendirdi.

Bu gelişmeler, Başkan Trump ve Cumhuriyetçi Partili müttefiklerinin ekonominin şu anda ‘hiç olmadığı kadar güçlü’ olduğunu savunduğu bir dönemde yaşanıyor.

Öte yandan New York’un seçilmiş belediye başkanı Zohran Mamdani, bu ayın başında yaptığı zafer konuşmasında, kısa bir süre önce Queens’i temsil eden nispeten az tanınan bir eyalet milletvekiliyken, ülkenin en büyük şehrinin seçilmiş belediye başkanı konumuna gelen 34 yaşındaki bir siyasetçi olarak, New York’un ‘ülkeye başkanı nasıl yenebileceğini göstermek istediğini’ söyledi.


Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
TT

Dünya Sağlık Örgütü'nün bütçesini karşılayabilmesi için 1 milyar dolara ihtiyacı var

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus (Reuters)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), ABD'nin bu yılki çekilme kararını telafi etmekte zorlanıyor. Örgüt, 2026-2027 bütçesini karşılamak için 1 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu duyurdu.

BM'ye en büyük bağışçı olan ABD Başkanı Donald Trump, Ocak 2025'te Beyaz Saray'a döndükten sonra fonlamayı durdurma kararı aldı. Sonuç olarak, WHO daha önce onaylanan bütçesini 5,3 milyar dolardan 4,2 milyar dolara düşürmek zorunda kaldı.

WHO Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus dün üye ülkelere yaptığı açıklamada, "Bu, Dünya Sağlık Örgütü tarihindeki en zorlu yıllardan biriydi. Kaynakları önceliklendirme ve yeniden yönlendirme gibi zorlu ama gerekli bir süreçten geçtik. Bu da iş gücümüzde önemli bir azalmaya yol açtı" dedi.

Ghebreyesus ayrıca, "Bu sürecin sonuna yaklaşıyoruz" diye ekledi.

Kuruluşun 2026-2027 bütçesinin yüzde 75'ini sağladığını, ancak hâlâ 1 milyar dolarlık bir açıkla karşı karşıya olduğunu ve "kaynak seferberliği açısından eskisinden çok daha kötü bir durumda" olduğunu belirtti.

Üye devletler, mayıs ayında zorunlu katkıları yüzde 20 artırma konusunda anlaştılar. Ancak kuruluş, hâlâ üye devletlerin ve diğer bağışçıların gönüllü katkılarına büyük ölçüde bağımlı.

Uluslararası yardımların azalmasıyla karşı karşıya kalan binlerce sağlık tesisi, insani desteğe en çok ihtiyaç duyan bölgelerde hizmetlerini azaltmak veya faaliyetlerini zorunlu olarak askıya aldı. Sonuç olarak, kuruluş en çok ihtiyaç duyanlara öncelik vermek zorunda kaldı.

Tedros, maliyet azaltma önlemlerinin benimsenmesinin, kuruluşun ortadan kaldırmak zorunda kaldığı iş sayısını beklenen 2 bin 900'den bin 282'ye düşürmesine neden olduğunu belirtti. Bin 89 çalışanın emeklilik, erken emeklilik veya geçici sözleşmelerinin sona ermesi nedeniyle kendi isteğiyle ayrıldığını da ifade etti.


İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
TT

İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)

İsrail ordusu salı gecesi ve çarşamba sabahı Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na hava saldırıları düzenledi. Saldırılarda en az 13 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

İsrail ordusunun bu saldırısı, İsrail ile Lübnan arasında geçtiğimiz yıl kasım ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana gerçekleştirilen en şiddetli ve ölümcül saldırılardan biri oldu.

Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlenen hava saldırısından birkaç saat sonra, yine Lübnan’ın güneyde bulunan el-Tiri beldesinde öğrencileri taşıyan bir otobüse düzenlenen başka bir saldırıda bir kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Bu olay, geleneksel savaş alanlarının ve Hizbullah üyelerinin peşine düşülmesinin ötesinde yeni bir gerilime işaret etti.

Son saldırılar, aylardır görülen en ağır saldırılar olurken Lübnan’ın güneyindeki iki vilayetteki dört ilçeyi etkiledi. Dün öğleden sonra dört köyde yeniden tahliye bildirimleri dağıtıldı. Bildirimler, bir göç dalgasına yol açtı.