Bahreyn, ABD ve İngiltere ile ortaklığını vurgularken İsrail ile barışı desteklediğini belirtti

Ez-Zeyani, Lübnan’a Körfez ülkeleri ile arasındaki sıkıntıları çözmek için Hizbullah’ın davranışlarını değiştirebileceğini kanıtlaması çağrısında bulunuyor

Bahreyn, ABD ve İngiltere ile ortaklığını vurgularken İsrail ile barışı desteklediğini belirtti
TT

Bahreyn, ABD ve İngiltere ile ortaklığını vurgularken İsrail ile barışı desteklediğini belirtti

Bahreyn, ABD ve İngiltere ile ortaklığını vurgularken İsrail ile barışı desteklediğini belirtti

Bahreyn Veliaht Prensi Selman bin Hamed Al Halife dün (Cumartesi) Manama Diyalog Forumu’nun oturum aralarında ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile yaptığı görüşmede, bölgedeki güvenlik, istikrar ve barışın temellerini sağlamlaştırma konusunda ABD’nin rolünün önemine vurgu yaptı.
Bahreyn Veliahtı, Manama Diyaloğu 2021’in oturum aralarında, İngiltere Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Lovegrove, İngiltere’nin dış istihbarat servisi MI6’nın Başkanı Richard Moore ve beraberindeki bir heyet ile bir araya geldi. Veliaht Prens, İngiltere ile çeşitli alanlardaki stratejik ortaklığın sağlam bir şekilde kurulduğunu vurgularken, “Bahreyn Krallığı ile Birleşik Krallık’ı çeşitli alanlarda birbirine bağlayan sağlam stratejik ortaklık, iki dost ülke ve toplumları arasında uzun süredir devam eden tarihi ilişkilere dayanmaktadır” ifadelerini kullandı. Prens ortak çıkarlara ulaşılmasına katkıda bulunan ileri düzeyde işbirliğinin olduğuna dikkat çekerken, bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanmasında Birleşik Krallık’ın rolüne de değindi.
Veliaht Prens Selman bin Hamed, dün İsrail Ulusal Güvenlik Danışmanı Eyal Hulta ve beraberindeki heyet ile yaptığı görüşmede, Bahreyn’in bölgenin kalkınması ve refahının, barış ve istikrarının sağlanmasının yanı sıra bölgesel ve uluslararası kalkınmanın sağlanması için tüm uluslararası çabaları desteklediğini vurguladı. Ayrıca, ortak çıkarlara ve arzulanan hedeflere ulaşılmasına katkıda bulunmasının yanı sıra ikili ilişkilerin büyümesi ve gelişmesi için yeni ufuklar açan Barışa Destek Bildirgesi ve İbrahim İlkeler Anlaşması’nın imzalanması kapsamında çeşitli düzeylerde ikili ilişkileri güçlendirmeye devam etmenin önemini vurguladı.
Diğer yandan, Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyani dün Lübnan’ın, Körfez ülkeleriyle arasındaki krizi çözmek için Hizbullah’ın davranışlarını değiştirebileceğini kanıtlaması gerektiğini söyledi. Lübnan, Enformasyon Bakanı’nın Suudi Arabistan’ın Yemen’e müdahalesini eleştirdiği açıklamaları nedeniyle Körfez ülkeleriyle şimdiye kadar görülen en kötü diplomatik krizle yüzleşiyor. Bakanın açıklamaları, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Kuveyt’in Lübnan büyükelçilerini geri çekmesine ve Lübnan büyükelçilerinin ülkelerinden ayrılmaya zorlamalarına yol açmıştı.
Bahreyn’de düzenlenen Manama Diyalog Forumu’nda Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyani “Gelecekte (Lübnan’a) destek sağlayabilir ve çözümler bulmaya çalışabiliriz, ancak bu Hizbullah’ın davranışını değiştirebileceğinin kesinleşmesinin ardından olur” dedi. Abdullatif ez-Zeyani dün Manama Diyalog Forumu’nun Diplomasi ve Caydırıcılık başlıklı üçüncü oturumuna katıldı. Oturuma Ürdün Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Eyman es-Safedi ve Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin de katıldı. Zeyani oturum sırasında yaptığı konuşmada, “Caydırıcılık artık sadece ulus devletlerin davranışlarına karşı geçerli olmakla kalmıyor zira dünya bugün, terör örgütleri, milisler ve vekil gruplar dahil olmak üzere bir dizi hükümet ve hükümet dışı aktörden kaynaklanan çeşitli zorluklarla yüzleşiyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca bir ulus devlete karşı caydırıcılık açısından etkili olabilecek bir şeyin, devlet dışı aktörler karşısında etkili olmayabileceğine dikkat çekti.
Zeyani “Caydırıcılığı, sert güç caydırıcılığı olarak adlandırabileceğimiz, askeri eylem veya yaptırımların vizyonundan görmenin ötesine geçmemiz gerekiyor” ifadelerini sözlerine ekledi. Kovid-19 salgını sonrasında dönemde, caydırıcılığı, potansiyel düşmanların davranışlarını etkilemek için faydalanılabilecek, olası sonuçlara yönelik daha geniş bir kapsam olarak görülmesi gerektiğini bu nedenle, sert güç caydırıcılığı, elektronik caydırıcılık, ekonomik caydırıcılık ve sosyal caydırıcılık ile tamamlanabileceğini belirtti.
Bahreyn Dışişleri Bakanı, halkın ve destekçilerinin bu sorunlu davranışın sonuçlarını görebilmesi için yaptırımlar, seyahat kısıtlamaları ve benzerleri gibi doğrudan olumsuz sonuçlar veya fırsatların kaçırılması olarak, içeriden uygulanan baskının düşmanların davranışını etkilemesi gerektiğini söyledi. Bunların düşmanın, kabul edilmesi mümkün olmayan davranışını değiştirene kadar, barış, refah, ticaret ve işbirliği ağlarından dışlanması gerektiğini ayrıca başkalarının daha iyi bir geleceğe doğru ilerlediğini görmesinin, davranışlarını değiştirmeleri için içeriden baskı yaşamalarına neden olacağını belirtti.



Uzmanlar uyardı: "Zihin kontrol silahları" gerçek oluyor

 Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)
Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)
TT

Uzmanlar uyardı: "Zihin kontrol silahları" gerçek oluyor

 Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)
Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)

Britanyalı bilim insanları bilinç, algı veya hafızayı değiştirebilen silahların yakın zamanda gerçeğe dönüşebileceğini söylüyor. 

Birleşik Krallık'taki Bradford Üniversitesi'nden Michael Crowley ve Malcolm Dando, Kraliyet Kimya Topluluğu tarafından yayımlanacak yeni kitaplarında, insanın sinir sistemini hedef alan "beyin silahlarının" artık yalnızca bilimkurgularda kalmayacağını savunuyor.  

24 Kasım'da yayımlanacak kitap, merkezi sinir sistemini (MMS) etkileyen kimyasalların araştırılması için yürütülen devlet fonlu çalışmaları konu ediniyor. 

Guardian'a konuşan Crowley, Soğuk Savaş'ta ve sonrasında ABD, Sovyetler Birliği ve Çin'in MMS'ye etki eden silahlar geliştirmek için "aktif çaba gösterdiğini" söylüyor. 

Bu programların insanlarda "bilinç kaybı, uyuşma, halüsinasyon, kafa karışıklığı ve felç" dahil uzun süreli bozukluklar yaratacak cihazların geliştirilmesini hedeflediğini belirtiyor. 

Araştırmacılar, 2002'de Moskova Tiyatrosu'na Çeçen militanlar tarafından düzenlenen baskını da hatırlatıyor. Rehine krizinde Rus özel harekatçılar, binanın havalandırma sisteminden içeri fentanil bazlı "uyku gazı" sıktıktan sonra operasyona başlamıştı. Rus askerler 40 ayrılıkçı militanı öldürmüş, 132 rehinenin çoğununsa gazdan etkilenerek yaşamını yitirdiği bildirilmişti.

Kitabın dünyaya bir uyarı niteliğinde olmasını istediklerini belirten Crowley şöyle devam ediyor: 

Kulağa bilimkurgu gibi geliyor ama bu, bilimsel bir olguya dönüşüyor. Bizatihi beynin savaş alanına dönüşeceği bir çağa giriyoruz. Merkezi sinir sistemini manipüle etmek için kullanılan araçlar giderek daha hassas, erişilebilir ve devletler için daha cazip hale geliyor.

Biyolojik ve kimyasal silahlarla ilgili araştırmalar yürüten Dando da tehdidin arttığı uyarısında bulunuyor: 

Nörolojik bozuklukları tedavi etmemizi sağlayan bilgiler, bilişsel işlevleri bozmak, itaatkarlık yaratmak ve hatta gelecekte insanları farkında olmadan faillere dönüştürmek için kullanılabilir.

Dando ve Crowley, Lahey'de 24-28 Kasım'da otuzuncusu düzenlenecek Taraf Devletler Konferansı'na (Conference of the States Parties/CSP) katılacak. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'ne üye ülkelerin oluşturduğu CSP, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'nin denetiminden sorumlu.

Bilim insanları, gelecekte karşılaşılabilecek bu silahlara karşı şimdiden gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söylüyor. Crowley, "Bu bir uyarıdır. Bilimin bütünlüğünü ve insan zihninin kutsallığını korumak için hemen harekete geçmeliyiz" diyor.

Independent Türkçe, Guardian, News Bytes


Brezilya'nın eski Devlet Başkanı Bolsonaro ev hapsinden gözaltına alındı

Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)
Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)
TT

Brezilya'nın eski Devlet Başkanı Bolsonaro ev hapsinden gözaltına alındı

Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)
Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)

Bugün çeşitli kaynaklar, darbe planlamakla suçlanan eski Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro'nun ev hapsinden tutuklama öncesi gözaltı durumuna geçirildiğini bildirdi.

Avukatlarından Celso Velarde, AFP'ye yaptığı açıklamada, Bolsonaro'nun "gözaltına alındığını, ancak nedenini bilmediğini" söyledi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre mahkeme tutanağında, 70 yaşındaki eski sağcı cumhurbaşkanının ev hapsinden tutuklama öncesi gözaltı durumuna geçirilmesinin "yüksek kaçma riski" taşıdığı gerekçesiyle olduğu belirtildi.

Yargıç Alexandre de Moraes belgede Bolsonaro'nun, bugün ilerleyen saatlerde başkent Brasilia'daki evinin yakınında destekçilerinin düzenlemeyi planladığı bir gösteriden yararlanarak kaçmayı umarak elektronik izleme bileziğini "kırmaya" çalıştığını açıkladı.

Davaya yakın kaynaklar, Bolsonaro'nun gözaltına alınmasının ihtiyati bir tedbir olduğunu ve darbe girişimi planlamak suçundan aldığı 27 yıllık hapis cezasının infazına başlanması amacıyla yapılmadığını vurguladı.

Bolsonaro'nun avukatları dün, kötüleşen sağlığı nedeniyle cezasını ev hapsinde çekmesine izin verilmesini talep etti.

Bolsonaro, 2022 seçimlerini kaybettikten sonra Cumhurbaşkanı Luiz Inácio Lula da Silva'nın cumhurbaşkanlığını devralmasını engellemeye çalıştığı suçlamasıyla yargılandığı ağustos ayından bu yana ev hapsinde bulunuyor.

11 Eylül'de, hakimlerin Bolsonaro'nun "otoriter yönetimini" sağlamak için komplo kuran "suç örgütüne" liderlik ettiği sonucuna vardığı bir yargılamanın ardından suçlu bulundu. Yüksek Mahkeme geçen hafta yaptığı itirazı reddederek, Bolsonaro'nun hapis cezasından kurtulma olasılığını önemli ölçüde azalttı.


ABD “yanlışlıkla” Meksika’yı işgal etti

Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)
Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)
TT

ABD “yanlışlıkla” Meksika’yı işgal etti

Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)
Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)

ABD'nin Meksika sahiline uyarı levhaları yerleştirmesi tartışma yarattı. 

AFP'nin aktardığına göre pazartesi günü Meksika'ya tekneyle giden sivil kıyafetli kişiler, ülkenin ABD sınırındaki Tamaulipas eyaletinde yer alan Playa Bagdad'a (Bağdat Plajı) uyarı tabelaları yerleştirdi. 

Levhalarda İngilizce ve İspanyolca olarak "Savunma Bakanlığı'na ait bu arazi komutanın yetkisiyle yasaklı bölge olarak belirlenmiştir" yazıyor. 

"Ulusal Savunma Bölgesi III" (National Defense Area/NDA) olarak belirlenen araziye izinsiz girenlerin gözaltına alınabileceği de belirtiliyor. NDA'lara sadece Amerikan ordusu personelinin girişine izin veriliyor. 

Levhaların dikildiği sahil, ABD'nin Colorado eyaletindeki Rocky Dağları'ndan doğan Rio Grande Nehri'nin Meksika Körfezi'ne döküldüğü yerde. 

Sosyal medyada tartışma yaratan olayla ilgili Pentagon'dan yapılan açıklamada, sınır tabelaları yerleştirmesi için anlaşılan firmanın yanlış yere gittiği belirtildi. Rio Grande Nehri'nin değişen su seviyeleri nedeniyle ABD-Meksika sınırının karıştırıldığı ifade edildi. 

Meksika lideri Claudia Sheinbaum, iki ülke arasında uzanan nehirlerin etrafındaki sınırların belirlenmesinden sorumlu Uluslararası Sınır ve Su Komisyonu'nun (International Boundary and Water Commission/IBWC) devreye girdiğini söyledi. IBWC, sınır anlaşmazlıklarının giderilmesi için ABD ve Meksika ortaklığıyla 1884'te kurulmuştu. 

Meksika Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada donanma askerlerinin sahildeki 6 tabelayı da kaldırdığı bildirildi. 

Olay, ABD ve Meksika arasında gerginliğin arttığı bir dönemde yaşandı. 

ABD Başkanı Donald Trump, ocakta göreve başladığında Meksika Körfezi'nin adının "Amerika Körfezi" şeklinde değiştirilmesi talimatını vermişti. 

Trump, 18 Kasım'daki açıklamasında da uyuşturucuyla mücadele için Meksika'ya askeri personel gönderilebileceğini söylemişti. 

Sheinbaum ise buna tepki göstererek "Kendi topraklarımızda operasyonları biz yürütürüz ve hiçbir yabancı hükümetin müdahalesini kabul etmeyiz" demişti.

Diğer yandan Sheinbaum, kartellere operasyonlarda ABD'yle istihbarat paylaşımına açık olduklarını söylemişti. 

Independent Türkçe, Telegraph, LBC, Newsweek, AFP