İran’ın nükleer faaliyetleri devam ederken, bugün uluslararası toplum ve İran, yeni İran hükümetinin müzakerelere başlayacağı noktaya dair ihtiyatlı bir şekilde Viyana’da nükleer müzakerelere devam ediyor.
Avrupalı diplomatik bir kaynak, 28 Kasım’da anlaşmanın geri kalan ortakları olan İran, Çin, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere arasındaki müzakerelerin yerel saatle 14.00’de (GMT) yeniden başlayacağını açıkladı.
Nisan ve Haziran ayları arasında altı tur görüşmeler yapıldı. Yedinci tur ise, sert muhafazakâr Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin seçilmesi ve nükleer müzakere ekibinin değişmesi nedeniyle yaşanan bir kesintinin ardından geliyor.
Siyasi İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bakıri Kani başkanlığındaki İran’ın yeni müzakere heyeti, 28 Kasım’da ikili ve üçlü görüşmeler gerçekleştirdi. İranlı diplomat Muhammed Rıza Gaybi, İran’ın yarı resmi ajansı ISNA’ya yaptığı açıklamada, “İran heyeti, cumartesi günü Viyana’ya geldi. Bugün (28 Kasım Pazar) Rusya ve Çin müzakere ekiplerinin başkanlarının yanı sıra Avrupa Birliği koordinatörü Enrique Mora ile uzmanlar düzeyinde devam eden toplantılara başladı” dedi.
Rusya’nın Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mikhail Ulyanov, toplantının ardından Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, “Görüş alışverişi, her şeyden önce Tahran’ın yeni müzakere pozisyonunun daha iyi anlaşılması için faydalı oldu” dedi.
Ulyanov, geçen cumartesi günü nükleer anlaşma öncesi görüşmelerin yapıldığı yer olan Avusturya’nın başkenti Viyana’daki Palais Coburg Otel’de düzenlenecek resmi görüşmelerden önce katılımcılar arasında ‘gayri resmi görüşmelerin’ beklendiğini belirtmişti. Önceki turlar Grand Hotel’de gerçekleşti. Görüşmelerin yeniden başlamasının, askıya alındıktan 5 ay sonra geldiğini ve bu sürenin ‘çok uzun bir ara’ olduğunu söyleyen yetkili, “Görüşmeler sonsuza kadar devam edemez. Süreci hızlandırmak için açık bir ihtiyaç var” dedi. Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre İran ve ABD arasındaki dolaylı müzakereler, nükleer anlaşmayı kurtarma olasılığı konusunda ilkbaharda olduğundan çok daha az iyimser görünüyor. Diplomatlar, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2018 yılında geri çekildiği anlaşmayı yeniden canlandırma çabaları için zamanın tükenmekte olduğu konusunda uyarıyor. Reuters’a göre bu geri çekilme, İran’ı kızdırırken, ilgili diğer dünya güçlerini, yani İngiltere, Çin, Fransa, Almanya ve Rusya’yı korkutmuştu.
Radikalizm hayaleti
Reisi hükümeti, ABD’li ve Avrupalı diplomatların gerçekçi bulmadığı taleplerde bulundu. Tahran, nükleer programıyla ilgili olmayanlar da dahil olmak üzere 2017’den bu yana Washington ve Avrupa Birliği (AB) tarafından uygulanan tüm yaptırımların kaldırılmasında ısrar ediyor.
28 Kasım’da Ali Bakıri Kani, İngiltere merkezli ‘Financial Times’ gazetesinde yayınlanan bir makalesinde iki hedef aradığını yazdı. Bu bağlamda Kani, “İlk hedef, yaptırımların eksiksiz, garantili ve doğrulanabilir bir şekilde kaldırılmasını sağlamaktır” derken, onsuz, müzakere sürecinin süresiz olarak devam edeceği konusunda uyardı. Kani, “İkinci hedef ise, Uluslararası Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nın hükümlerine uygun olarak, İran ulusunun barışçıl nükleer bilgiden, özellikle endüstriyel amaçlar için son derece önemli zenginleştirme teknolojisinden yararlanma yasal haklarını kolaylaştırmaktır” ifadelerini kullandı.
Bakıri Kani, makalesinin bir bölümünde “Gelecekteki herhangi bir anlaşmanın tavizsiz olmasını sağlamak için Batının, pazarlığın kendisine düşen kısmını yerine getirememesinin bedelini ödemesi gerekiyor” dedi. Yetkili, “Herhangi bir işte olduğu gibi, anlaşma bir anlaşmadır ve onu bozmanın sonuçları vardır” şeklinde konuştu.
Tahran ile nükleer programı takip eden Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) arasında anlaşmazlıklar artıyor. İran, uranyumu nükleer silahlara yakın seviyelere zenginleştirmeye devam ederken, BM’ye bağlı ajans, müfettişlerine kaba davranıldığından ve ajansın ‘dünya güçleriyle anlaşmayı yeniden canlandırmak için’ gerekli gördüğü bir noktaya güvenlik kameraları kurmasının engellendiğinden şikâyet ediyor.
Görüşmelere katılan Batılı bir diplomat, Reuters’a yaptığı açıklamada “Gelecekte daha eşitlikçi bir diyaloğa sahip olabilmek için Batı ile temel ilişkilerini değiştirebilecekleri teknik açıdan yeterli olan şeyler sarf ediliyor” dedi. İki Avrupalı diplomata göre Tahran, yalnızca nükleer materyallerini ve uzmanlığını artırmak için zaman kazanmaya çalışıyor.
Batılı diplomatlar, bugünkü görüşmelere Haziran’da kaldıkları yerden devam ettiklerini varsayıyorlar. İran’ın aşırılıklarına devam etmesi ve UAEA ile iş birliği yapmaması halinde seçeneklerini hızlı bir şekilde gözden geçirmek zorunda kalacakları konusunda da uyardı. Öte yandan CNN, 28 Kasım’da yayınladığı bir raporda, görüşmelerin 5 aydan uzun süredir askıya alınmasının yol açtığı boşluğun, yeni engellerin kök salmasına da zaman verdiğini belirtti Avrupalı kaynaklardan aktarılana göre İranlıların, toplantıya ‘birinci tur’ muamelesi yapması bekleniyor. ABD’li yetkililer de benzer endişeleri dile getirdiler.
ABD’nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley, Viyana’ya yönelmeden önce geçen cumartesi günü yayınlanan bir röportajında Tahran’ı, ‘radikal’ taleplerini artırmakla suçladı. Malley, görüşmelerin nükleer programını hızlandırmak için bir bahane olarak kullanılması halinde Washington ve ortaklarının, İran’a baskı uygulayabileceklerini söyledi.
Malley, BBC’ye yaptığı açıklamada ise “İran bu zamanı gücünü pekiştirmek için kullanabileceğini düşünür, sonra geri döner ve daha iyi bir şey istediğini söylerse bu, başarı sağlamaz” dedi. Tahran’ın davranışının ‘müzakereler için iyiye işaret olmadığına’ dikkati çeken Robert Malley, “İran’ın nükleer hırslarıyla başa çıkmak için diplomatik veya başka türlü adımları düşünmemiz gerekecek” şeklinde konuştu.
İran’ın baş müzakerecisi ve Dışişleri Bakanı, geçen cuma günü Viyana’da masadaki tek şeyin yaptırımların tamamen kaldırılması olduğunu yineledi.
Öte yandan Avrupalı bir diplomat, Reuters’a yaptığı açıklamada “İran’ın pazartesi günü elinde tutacağı tavır buysa, o zaman müzakere edilmiş bir çözüm görmüyorum” dedi. Birkaç diplomat da İran’ın tek bir nükleer bomba için yeterli miktarda bölünebilir malzeme depolaması gereken zamandan sadece 4-7 hafta uzakta olduklarını söyledi.
Çöküş senaryoları
Müzakereler çökerse, gelecek ay UAEA’da bir yanda ABD ile müttefikleri, diğer yanda İran arasında, acil toplantı çağrısıyla bir çatışma çıkması muhtemel. Ancak başlangıçta alternatif diplomatik seçenekleri araştırmak ve petrol alımlarıyla Tahran’a ekonomik destek sağlayan Çin’in yanı sıra İran’da siyasi etkisi olan Rusya’nın desteğini sürdürmeye çalışmak da isteyecekler. UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi, bu hafta Tahran’a ziyaretinin ardından geçen çarşamba günü yaptığı açıklamada, ‘İran’ın izin vereceğine söz verdikten iki ay sonra Kerec’deki TSA tesisindeki bir atölyeye erişim izni vermemesi’ başta olmak üzere bazı konularda ilerleme kaydedilmediğini söyledi. Grossi, ‘Orada yaşananlarla ilgili bilginin sürekliliğini garanti edemeyeceğim bir noktaya yaklaşıyoruz” dedi.
Nükleer müzakerelere aşina olan kaynakların CNN’e yaptığı açıklamaya göre Batılı taraflar, Grossi’nin ziyaretinin sonuçlarını İran’ın Viyana’daki müzakerelere yaklaşımının bir göstergesi olarak görüyorlar. Reuters’a konuşan diplomatlar, Washington tarafından sunulan senaryolarla ilgili olarak, kalıcı bir anlaşmaya varılmaması durumunda Tahran ile açık bir geçici anlaşmanın müzakere edilmesini önerdi. Ancak diplomatlar, seçimin zaman alacağı ve İran’ın bunu isteyeceğinin kesin olmadığını söyledi.
Geçici bir anlaşmanın imzalanması hususunda ise Silahların Kontrolü Derneği'nde Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Politikası Direktörü Kelsey Davenport, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Biden yönetimi, yaptırımların sınırlı şekilde hafifletilmesi karşılığında en hassas nükleer silahların yayılmasını önleme faaliyetlerinden bazılarını donduracak kısa vadeli, sınırlı bir anlaşmayı değerlendirebilir” dedi.
Amaç, biraz zaman kazanmak ve Tahran, nükleer bomba elde etmeye eskisinden çok daha yakın. Ancak böyle bir girişim, hem Cumhuriyetçiler hem de Biden’in Demokrat Partisi’nin bazı üyeleri olmak üzere ABD’deki birçok kişiyi çileden çıkaracak. Davenport, “İran uzun bir talep listesiyle müzakere masasına dönerse ABD, buna aynısıyla karşılık verebilir ve İran’ın bölgesel çatışmalardaki rolüne ve balistik füzelerine ilişkin kendi listesini sunabilir. Ancak bu, belirsiz sonuçları olan uzun ve karmaşık müzakereleri serbest bırakacaktır” şeklinde konuştu.
Öte yandan Eurasia analisti Henry Rohm, Reuters’a yaptığı açıklamada, “İran, sınırsız nükleer ilerlemesinin ve denetimsiz santrifüj üretiminin müzakerelerde hızla taviz vermesi yönünde Batı üzerindeki baskısını artıracağını düşünebilir” dedi. Rohm, “Bununla birlikte bu durum, muhtemelen yeni İran ekibinin nükleer sorunu çözmekle ilgilenmediğini ve gelecek yıl daha katı bir politikayı hızlandıracağını gösterecek, tam tersi bir etkiye sahip olacaktır” şeklinde konuştu.