Kim Jong-un yönetiminde özel sektör ilk kez devleti geride bıraktı

Özel sektör artık Kuzey Kore ekonomisinin yüzde 38'ini oluşturuyor

Kuze Kore lideri Kim Jong-un'un yetkilileri ekonominin "istikrarlı bir şekilde yönetildiğini" öne sürdü (AFP)
Kuze Kore lideri Kim Jong-un'un yetkilileri ekonominin "istikrarlı bir şekilde yönetildiğini" öne sürdü (AFP)
TT

Kim Jong-un yönetiminde özel sektör ilk kez devleti geride bıraktı

Kuze Kore lideri Kim Jong-un'un yetkilileri ekonominin "istikrarlı bir şekilde yönetildiğini" öne sürdü (AFP)
Kuze Kore lideri Kim Jong-un'un yetkilileri ekonominin "istikrarlı bir şekilde yönetildiğini" öne sürdü (AFP)

Kuzey Kore'nin özel sektörü, Kim Jong-un rejimi altında 10 yıldan uzun süredir ilk kez ekonomik performansta devlet sektörünü geride bıraktı. Bu, mali açıdan tükenen Kore ülkesinin ekonomisinde olumlu bir trend emaresi olduğu anlamına geliyor.
The Independent'ın haberine göre, Güney Kore Birleşme Bakanlığı'nın perşembe günü yayımladığı rapora göre özel sektörün faaliyeti 10 yıl öncesine göre yaklaşık yüzde 28 oranında hızla artarak şimdi Kuzey Kore ekonomisinin yüzde 38'ini oluşturuyor.
Raporda Kim'in siyasi, ekonomik ve sosyal cephelerde yaptığı değişikliklerin detaylarına yer verilirken ülkenin askeri gücünü genişlettiği de doğrulandı. Fakat şu anda ülke her zamankinden daha yalnız. Rapor Güney Kore, Birleşmiş Milletler ajansları ve ilticacılarla yapılan görüşmelerden elde edilen veriler kullanılarak derlendi.
Kuzey Kore'nin kamu sektörünün gerilemesiyle hükümet liderliğindeki programların ekonomideki oranı yüzde 37'den yüzde 29'a düştü. Rapora göre hem özel sektörde hem de kamu sektöründeki ortak oyuncular da Kuzey Kore ekonomisine yüzde 9 katkıda bulundu.
Ülkenin tüccar sayısı 2011'de 338'ken 2018'de yaklaşık 1368'e çıkarak 4 kat arttı. Fakat bu, Doğu Asya ülkesini sınırlarını tamamen kapatmak durumunda bırakan ekonomik zorluklar ve Kovid-19 pandemisi Kuzey Kore ekonomisini vurmadan önceydi.
Kuzey Kore'yle ilişkilerden sorumlu bakanlık, özel sektörün öncülük ettiği yükseliş trendini doğrularken, "Piyasalaşma devam ederken özel ekonominin oranı uzun vadeli bir yükseliş trendinde. Halkın faaliyetleri ikili bir şekilde hem devlet hem de özel sektörü şekillendiriyor" dedi.
Kuzey Kore ekonomisi, 2020'de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'sının yüzde 23'lük bir daralma görmesinden bu yana ciddi tehlike altında kabul ediliyor. Bu, ülkenin tarihindeki en büyük daralmaydı.
Tarım cephesinde de mahsul üretimi, Kim'in göreve başlamasından bu yana en düşük seviyelerini gördü. Kuzey Kore'nin en güçlü müttefiki Çin'le ticareti de 2014'teki zirvesine kıyasla yüzde 90'dan fazla azaldı.
Ancak çarşamba günü Kim yönetimi yetkilileri, fazla ayrıntı vermeden ekonominin "istikrarlı bir şekilde yönetildiğini" söyledi.
Kuzey Kore'nin en savunmasız kesimleri, Kim'in nükleer ve uzun menzilli füze denemelerine yönelik BM yaptırımları sebebiyle ülkeye gelen yardımların azalması sonucu açlık riskiyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor.
Rejim, Kim görevi babasından devraldıktan sonraki ülkenin başlangıçta ilerleme kaydettiğini iddia etse de bu ilerleme söz konusu yaptırımların gölgesinde kaldı.
Güney Kore Birleşme Bakanlığı'ndan bir yetkili, "Sürdürülebilir bir ekonomik büyüme sağlamak ve halkın geçim kaynaklarını kayda değer miktarda artırmak için önünde sonunda politikalarını nükleer silahlardan arındırma ve ekonomik işbirliğine kaydırmaları gerekecek" dedi.
Kim, Kuzey Korelileri ancak 15 gün kala gelecek yılın "çok devasa mücadelesine" hazırlanmaları için uyararak ülkenin savunma, tarım ve inşaat sektörlerindeki ilerlemeyle kendini krizden çıkaracağını belirtti.
Devlet medyasına göre Kim, "Gelecek yıl önemli olacak çünkü bu yıl yaptığımız gibi çok devasa bir mücadele vermemiz gerekecek" dedi.
Ajanslardan da yararlanılmıştır



AP: Trump'ın Papa Francis'in cenaze törenine katılması aralarındaki farklılıkları gündeme getiriyor

ABD Başkanı Donald Trump, eşi Melania ve kızı Ivanka ile birlikte Vatikan'da Papa Francis ile bir araya geldi. (Arşiv - AP)
ABD Başkanı Donald Trump, eşi Melania ve kızı Ivanka ile birlikte Vatikan'da Papa Francis ile bir araya geldi. (Arşiv - AP)
TT

AP: Trump'ın Papa Francis'in cenaze törenine katılması aralarındaki farklılıkları gündeme getiriyor

ABD Başkanı Donald Trump, eşi Melania ve kızı Ivanka ile birlikte Vatikan'da Papa Francis ile bir araya geldi. (Arşiv - AP)
ABD Başkanı Donald Trump, eşi Melania ve kızı Ivanka ile birlikte Vatikan'da Papa Francis ile bir araya geldi. (Arşiv - AP)

ABD Başkanı Donald Trump ve merhum Papa Francis göç, çevre ve yoksulluk gibi birçok konuda görüş ayrılığına düşmüşlerdi.

AP, Trump'ın Papa Francis'in yarın sabah Aziz Petrus Meydanı'nda düzenlenecek olan cenaze törenine katılmasının, yıllar içinde aralarındaki farklılıkları gündeme getirdiğini belirtti.

Papa Francis, ölümünden bir gün önce halka hitaben yaptığı son konuşmasında birlik çağrısında bulunan bir Paskalya mesajı vermiş ve ötekileştirilenlere ve göçmenlere şu sözlerle seslenmişti: “Hepimiz Tanrı'nın çocuklarıyız.”

fvdbgnhjm
Papa Francis, 24 Mayıs 2017 tarihinde Vatikan'da Başkan Donald Trump ile bir araya geldi. (Arşiv - AP)

New York'taki Fordham Üniversitesi Din ve Kültür Merkezi Direktörü David Gibson, Trump ile merhum Papa arasındaki ilişkiyi “Bu açıkça gergin bir ilişkiydi” diyerek yorumladı.

İlk döneminde Trump ile Papa arasında 2017'den 2021'e kadar işler iyi gitmedi. Trump'ın ikinci dönemi, göçmenlere ve uluslararası yardımlara karşı her düzeyde artan düşmanlığı nedeniyle Vatikan'la daha kötü geçti.

2016 yılında Papa Francis, o zamanki aday Trump'ı kastederek, göçmenlerin girişini engellemek için duvar inşa edenlerin ‘Hristiyan olmadığını’ söylemiş, Trump ise bu yorumu ‘utanç verici’ olarak nitelendirmişti.

Trump'ın mütevazı üslubuyla tanınan Papa Francis ile yıllar içinde yaşadığı görüş ayrılıklarına rağmen Trump'a destek, son başkanlık kampanyasında etkilediği Amerikalı Katolikler arasında giderek arttı. Destekçileri arasında çok sayıda etkili piskopos da bulunuyor.

Kendisini ‘herhangi bir mezhebe bağlı olmayan bir Hıristiyan’ olarak tanımlayan Trump, Hıristiyanları, özellikle de Evanjelik Hıristiyanları her zaman en önemli destekçileri arasında saydı. Trump'ın kürtaj konusundaki politikaları, birçok muhafazakâr Katolik de dahil olmak üzere Hıristiyanlar arasındaki destek tabanını güçlendirdi.

Trump'ın politikaları, Papa Francis'in kilise liderliğine yönelik daha ilerici yaklaşımıyla sık sık anlaşmazlığa düşen birçok muhafazakâr Amerikan Katolik piskoposuyla da yakından uyumludur.

Cumhuriyetçi Başkan geçen yıl Katoliklere kendisine oy vermeleri çağrısında bulundu. Ekim ayında New York'ta Katolik hayır kurumları için milyonlarca dolar toplanan Al Smith Hayır Yemeği'nde yaptığı konuşmada Trump, “Dışarı çıkmalı ve oy vermelisiniz. Katolikler, bana oy vermelisiniz” dedi. Pek çok Katolik de ona oy verdi.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre, 2024 seçimlerinde Trump Katolik oylarını kazandı.

2020'de Katolik oylar Joe Biden ve Trump arasında eşit olarak bölünmüştü. 120 binden fazla seçmenle yapılan bir ankete göre 2024'te Katolik seçmenlerin yüzde 54'ü Trump'ı, yüzde 44'ü ise Kamala Harris'i destekledi.

Ancak Trump Katolik oylarını kazanmış olsa da Papa Francis'in desteğini hiçbir zaman kazanamadı.

csdvfg
Papa Francis, ABD Başkanı Donald Trump ve First Lady Melania ile Vatikan'da bir araya geldi. (Arşiv - AP)

Ölümünden bir gün önce Francis'le kısa bir süre görüşen ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, bu hafta gazetecilere Papa'nın ‘Amerikan siyasetinden çok daha geniş bir figür’ olduğunu ve dünya çapında 1,4 milyar üyesi olan bir kiliseye liderlik ettiğini söyleyerek, Papa'nın Trump yönetimiyle olan farklılıklarını reddetti.

Vance, “Yönetimimizin bazı politikalarıyla bazı anlaşmazlıkları olduğunu kabul ediyorum. Ancak aynı zamanda yönetimimizin bazı politikalarıyla da pek çok mutabakatı vardı. Siyaset hakkında konuşarak onun mirasını lekelemeyeceğim” ifadelerini kullandı.

Trump Francis ile 2017'de Vatikan'da büyük ölçüde samimi bir toplantıda bir araya geldi, ancak aralarındaki görüş ayrılıkları devam etti.

Bu yılın şubat ayında Francis, ABD piskoposlarına neredeyse on yıl önce göçmenlik konusunda yaptığı yorumlara benzer tonda bir mektup gönderdi.

Trump yönetiminin toplu sınır dışı etme planlarını başlatmasını kınayan Papa Francis, İsa ve ailesinin Mısır'da hayati bir tehlikeden kaçan mülteciler olduğunu hatırlattı.