Mars'ta dev su kütlesi keşfeden uzay aracından yeni görüntü: "Kırmızı pastaya benziyor"

Mars toprağı bol miktarda demir oksit barındırdığı için pas renginde görünüyor (ESA)
Mars toprağı bol miktarda demir oksit barındırdığı için pas renginde görünüyor (ESA)
TT

Mars'ta dev su kütlesi keşfeden uzay aracından yeni görüntü: "Kırmızı pastaya benziyor"

Mars toprağı bol miktarda demir oksit barındırdığı için pas renginde görünüyor (ESA)
Mars toprağı bol miktarda demir oksit barındırdığı için pas renginde görünüyor (ESA)

Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Mars yörüngesindeki uzay aracı Trace Gas Orbiter'ın kaydettiği bir görüntüyü paylaştı.
ESA'nın internet sitesinde yayımladığı görüntüde Mars toprağının üzerindeki su buzu göze çarptı.
Uzay ajansı, kızıl toprağın üzerindeki beyaz su buzunun yarattığı zıtlığı pudra şekeri serpilmiş bir pastaya benzetti:
"Yoğun bir kırmızı pasta üzerine serpilmiş pudra şekeri gibi görünüyor. ESA/Roscosmos ExoMars Trace Gas Orbiter'ın görüntülediği bu peyzaj, paslı kırmızı Mars toprağına karşı parlak beyaz su buzunun oluşturduğu zıt renkleri yakalıyor."
Yeni fotoğrafta görülen volkanik krater, Kızıl Gezegen'in kuzey kutbu yakınlarındaki Vastitas Borealis adlı ovasında yer alıyor.

Mars'ta Hollanda büyüklüğünde su kütlesi keşfetmişti
Kareyi yakalayan uzay aracı, ESA ve Rus uzay ajansı Roscosmos'un ortak yürüttüğü bir görev. Araç, Avrupa liderliğindeki ExoMars programı kapsamında 2016'da fırlatılmıştı.
Uzay ajansları bu görevle Mars atmosferindeki metanı ve diğer eser gazları detaylı incelemeye tabi tutmayı amaçlıyor. Zira bu tür gazların, gezegendeki olası biyolojik aktivite için kanıt sağlayabileceği düşünülüyor.
Ayrıca Kızıl Gezegen'in yüzeyinde su kaynakları aramakla görevli olan yörünge aracı kısa süre önce büyük bir keşfe imza atmıştı. Mars ekvatorunun güneyindeki Valles Marineris kanyonunda gizli bir su kütlesi tespit etmişti.
ESA'dan 15 Aralık'ta gelen açıklamada kanyonun yüzeyinin hemen altında Hollanda büyüklüğünde bir su kütlesinin bulunduğu duyurulmuştu. Hollanda'nın yüzölçümü 41 bin 543 kilometre kare.
Valles Marineris'in de Güneş Sistemi'ndeki en büyük kanyon olduğu biliniyor.
Independent Türkçe, CNET, ESA



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news