Avustralya'da hükümet, Aborjin bayrağının telif haklarını 14 milyon dolara satın aldı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Avustralya'da hükümet, Aborjin bayrağının telif haklarını 14 milyon dolara satın aldı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Avustralya hükümeti, Aborjin bayrağının özgürce kullanılabilmesi için 14 milyon dolar karşılığında bayrağın telif haklarını satın aldı.
ABC News'teki habere göre, Aborjin Avustralya'nın sembolü haline gelen ikonik bayrak, tasarımcısının uzun müzakerelerinin ardından telif hakkını hükümete devretmeyi kabul etmesi sonrasında kamunun kullanımına ücretsiz sunuldu.
Sanatçı Harold Thomas'ın 1970'te Aborjin halkını ve toprakla olan ilişkilerini temsil etmek için tasarladığı bayrak, 1990'ların sonundan itibaren resmi ulusal bayrak olarak kabul edildi.
Ancak telif hakkının Thomas'ta kalması nedeniyle bayrağı yasal olarak kullanmak isteyenlerin izin istemesi veya ücret ödemesi gerekliliği ortaya çıktı. Bu nedenle hükümet, telif haklarının güvence altına alınası için Thomas'a 14 milyon dolar ödedi.

"Bayrak artık tüm Avustralyalılara ait"
Yerli İşleri Bakanı Ken Wyatt, Thomas ile müzakerelerin ardından bayrağın artık tüm Avustralyalılara ait olduğunu söyledi.
Başbakan Scott Morrison, tüm Avustralyalıların Aborjin bayrağını spor formaları ve giysilerinde, web sitelerinde, tablolarda ve başka herhangi bir ortamda izin istemeye gerek duymadan kullanabileceğini aktardı.
Avustralya İstatistik Bürosunun verilerine göre, ülkede yaklaşık 717 bin Aborjin bulunuyor.
Ülkedeki Aborjinlerin yüzde 68'inden fazlası Yeni Güney Galler, Queensland ve Victoria eyaletlerinde yaşıyor, Batı Avustralya ve Kuzey Bölgesi’nde nüfusun yüzde 22'si Aborjinlerden oluşuyor.



ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
TT

ABD elçisi Tom Barrack Lübnan konusunda konuştu: Trump'ın sabrının da bir sınırı var

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)
ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack (AFP)

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Lübnan'da kendi ifadesiyle ‘Başkan Trump'ın sabrına bağlı’ sınırlı bir zaman dilimi olduğunu vurguladı.

Barrack, New York'ta düzenlediği ve Şarku’l Avsat'ın da davet edildiği basın toplantısında şunları söyledi: “Trump sabrıyla tanınsa da bu sabır sınırsız değil. Lübnan'ı çok seviyor ve belki de Dwight Eisenhower'dan bu yana hiçbir ABD başkanı bu sevgiyi göstermemiştir. Bu ülkeye yönelik samimi takdirlerini ifade etti. Ancak Lübnanlılar harekete geçmeli. Bu fırsatı değerlendirmek zorundalar. Aramızda bir etkileşim var, bu nedenle zaman zaman biraz hayal kırıklığına uğrasam da iyimserim.”

Hizbullah'ın silahları konusunda Barrack, kabine içinde ve üç başkan (Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı) arasında bir uzlaşmaya varılırsa ve Hizbullah ağır silahlarını yavaş yavaş bırakmayı kabul ederse bunun bir başlangıç olacağını söyledi. Barrack sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan'da herkes hafif silahlar taşıyor ama burada söz konusu olan İsrail'i etkileyebilecek silahlar. Bu desteklenmesi gereken bir süreç ve Lübnan ordusunun silah toplama işini yapabilmesi için güçlendirilmesi gerekiyor. Sorun şu ki orduya bir süredir ödeme yapılmıyor ve bu da engellerden biri. Tüm bu unsurların aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Lübnanlılar arasında büyük saygı gören Lübnan ordusunun silahların nasıl iade edileceği ve bir iç savaşa yol açmadan nasıl toplanacağı konusunda Hizbullah ile yumuşak bir müzakere yürütmesi için güçlendirilmesi lazım. Çünkü bu silahlar yeraltı garajlarında, mahzenlerde ve evlerin altında saklanıyor.”

Barrack, Lübnan hükümetinin Hizbullah'ın silahlarıyla ilgili olarak gecikmesinin sebebinin iç savaş korkusu olduğuna inanıyor.

ABD elçisi, Suriye ile İsrail arasındaki herhangi bir normalleşmenin doğal olarak Lübnan, İsrail, Irak ve nihayetinde İsrail arasında da normalleşmeyi gerektireceğini belirtti. Barrack, “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, İsrail'in düşman olmadığını ve mevcut sorunlara çözüm bulmak için İsrail'le görüşmeye ve müzakereye açık olduğunu söylerken tutumunda netti. Bu süreç diğer komşu ülkelerde olduğu gibi kademeli adımlarla başlayacak” ifadelerini kullandı.

Barrack, “Başkan Trump'ın İran'ın bombalanmasına verdiği destek gibi attığı cesur adımlar kısa vadeli de olsa bir fırsatı temsil ediyor. Çünkü İran, Hamas, Hizbullah ve Husiler şu anda geçici bir geri çekilme durumunda. Geri kalan ülkelerin kendilerini yeniden tanımlama şansı var” dedi ve kararın kendilerine bağlı olduğunu vurguladı. Barrack, “Bu adımların zaten atılmakta olduğuna ve herkesin bu yönde ilerlemek için sorumlulukla hareket ettiğine inanıyorum” diyerek sözlerini noktaladı.