İsrail: Han el-Ahmar sakinleri Negev'e geri dönmek istiyor

İsrailli yetkililerin 2018'de Han el-Ahmar'ın yıkımını ertelemeye karar vermesinin ardından Filistinli bir kız okula geliyor (Getty Images)
İsrailli yetkililerin 2018'de Han el-Ahmar'ın yıkımını ertelemeye karar vermesinin ardından Filistinli bir kız okula geliyor (Getty Images)
TT

İsrail: Han el-Ahmar sakinleri Negev'e geri dönmek istiyor

İsrailli yetkililerin 2018'de Han el-Ahmar'ın yıkımını ertelemeye karar vermesinin ardından Filistinli bir kız okula geliyor (Getty Images)
İsrailli yetkililerin 2018'de Han el-Ahmar'ın yıkımını ertelemeye karar vermesinin ardından Filistinli bir kız okula geliyor (Getty Images)

İsrail hükümeti işgal altındaki Kudüs'ün doğusunda bulunan Han el-Ahmar köyü sakinlerini mevcut ikametgahlarına yakın bir bölgeye tahliye etmek için çalışmalar yürütüyor. Han el-Ahmar köyü sakinleri kendileriyle ilgili bu yeni planın yerine daha iyi ve daha adil bir çözüm olduğunu söylüyor. Köylülerin bahsettiği çözüm asıl vatanlarına, ülkenin güneyinde yer alan Negev'deki (Necef) topraklarına dönmek.
Han el-Ahmar Köyü Sözcüsü Hani Cehhalin, “Yeni bir köye yerleştirilmek amacıyla tekrar sınır dışı edilmek zorunda kalırsak bizi kendi topraklarımıza ve savaş koşullarında bizden koparılan yerli halkımızın yanına götürsünler” dedi.
Siyasi kaynaklar, Han el-Ahmar'ı boşaltmak ve daha sonra köyü yakın bir yerde yeniden inşa etmek ve sakinlerini oraya taşımak şeklinde yeni bir hükümet önerisinden bahsetmişti. Kaynaklar, yeni teklifin İsrail güvenlik servislerinin müzakerelerinde ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nde ciddi bir şekilde tartışıldığını söyledi. Bu öneri yakında hükümete sunulacak ve ardından onaylanması halinde 6 Mart'ta yapılması planlanan oturumdan önce Batı Kudüs'teki Yüksek Adalet Divanı'na sunulacak.
Han el-Ahmar, Kudüs Valiliği'nde bir Filistin Bedevi köyüdür. Bir zamanlar büyük bir yerleşim yeriydi ve halkın 16 bin dönüm kayıtlı arazisi bulunuyordu. Köy sakinleri aslen 1952'de iki bölge arasında hareket eden ve çoğu 1948'de İsrail tarafından işgal edilen Necef'de bulunan Necef Araplarındandır. İsrail makamları, topraklarının orada olduğunu düşünerek onları Han el-Ahmar'a sınır dışı etmeye başladı. Bu bölge Ürdün yönetimi altındaydı ancak Nekbe'den sonra İsrail Batı Şeria da dahil olmak üzere geniş Arap bölgelerini işgal ettikten sonra 1967'de onları yönetmek üzere geri döndü.
İsrail makamları, bir yerleşim şehri kurmayı ve Kudüs-Ölü Deniz otoyolunu genişletmeyi amaçlayan geniş bir yerleşim planının parçası olarak Han el-Ahmar köyü sakinlerini sınır dışı etmeyi planlamaya başladı. Ardından Ma'ale Adumim şehri 1975'te kuruldu ve Arap el-Cehhalin'in çoğunluğu sınır dışı edildi ve Han el-Ahmar'da sadece 200 kişi kaldı.
İsrail işgal makamları, Han el-Ahmar'da bedevi topluluğunun bulunduğu arazileri "devlet arazisi" olarak kabul ediyor ve "izinsiz inşa edildiğini" iddia ediyor. Bu yüzden burayı tahliye etmeye karar verdi.  Ancak bazı Batılı ülkeler, Han el-Ahmar'ın tahliyesinden vazgeçmek ve yıkım planını durdurmak için İsrail'e gitti ve böyle bir yıkımın Cenevre Sözleşmesinin ihlalini teşkil edeceğini ve barış sürecinde iki devletli çözüm temelinde ilerleme olasılığını zorlaştıracağını ileri sürdüler. Bünyamin Netanyahu hükümeti talebe yanıt verdi ve kararı Ekim 2018'de dondurmaya karar verdi.
Ardından, yerleşim genişlemesini destekleme konusunda uzmanlaşmış Regavim adlı aşırı sağcı bir örgüt, 2019 yılında İsrail Yüksek Mahkemesi’ne bir dilekçe sunarak İsrail hükümetinden Han el-Ahmar köyünü yıkma konusundaki önceki taahhüdünü yerine getirmesini istedi. İsrail hükümeti, yanıtını sunmak için defalarca daha fazla zaman isterken mahkeme geçen Eylül ayına kadar hükümetin bir yanıt vermesini zorunlu kılmıştı. Eylül ayında hükümet, mahkemeye, "konuyla ilgili Filistinlilerle müzakerelerde kaydedilen ilerleme" temelinde, sürenin 6 ay daha uzatılması talebinde bulundu.
Yargıç Noam Solberg, mahkemenin üç yargıcının uzatmayı onayladıklarını söyledi. Mahkeme, "önemli ilerleme sonrasında devletin talebini" kabul etti. Siyasi liderliğin bu konudaki pozisyonu Mart 2022'de ortaya konacak. Hakim kararında, “Bu sefer de hükümetin tahliye sürecini yaklaşık yarım yıl daha erteleme talebini kabul ediyoruz. Uzatma süresinin sonunda tüm olanaklar tüketildikten sonra net bir hükümet kararının mahkemeye sunulması bekleniyor” ifadelerine yer verdi.
Ancak, mevcut İsrail hükümeti içinde Han el-Ahmar'ın tahliyesi konusunda kutupsal bir farklılık var. Savunma Bakanı Benny Gantz ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid tahliyenin ertelenmesini desteklerken İşçi Partisi, Meretz ve İslami Hareket’in Birleşik Arap Listesi, barışa karşı bir saldırı olarak bu tahliyeyi reddediyor.
Öte yandan, Başbakan Naftali Bennett liderliğindeki Yamina Partisi ve çok sayıda bakan da dahil olmak üzere hükümetteki sağ partiler tahliye için bastırıyor. Han el-Ahmar sakinlerini bölgeye yakın tutarken tahliye önerisi, bir uzlaşma ve belki de tepki ölçmek niteliğinde geldi.



Güney Afrika’da silahlı saldırı: 10 ölü, 10 yaralı

Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)
Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)
TT

Güney Afrika’da silahlı saldırı: 10 ölü, 10 yaralı

Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)
Johannesburg kent merkezinde 18 Aralık 2025 tarihli polis baskınından bir kare (AFP)

Güney Afrika polisi, Johannesburg yakınlarında düzenlenen silahlı saldırıda 10 kişinin öldüğünü, 10 kişinin ise yaralandığını açıkladı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin haberine göre olay, Johannesburg’un 40 kilometre batısındaki Bekkersdal kentinde, ruhsatlı bir barın bulunduğu caddede meydana geldi. Saldırının nedenine dair herhangi bilgi açıklanmadı. Polis sözcüsü AFP’ye yaptığı açıklamada, saldırganların kimlikleriyle ilgili henüz “ayrıntılı bilgi” bulunmadığını söyledi.

Reuters haberine göre polis, saldırıda yaklaşık 12 kişinin yer aldığı bilgisini verdi. Saldırganların beyaz bir minibüs ve gri bir sedanla olay yerine gelip bara ateş açtığı, ardından kaçarken etrafa gelişigüzel ateş ettikleri bildirildi. Yetkililer, saldırı nedeninin soruşturmayla ortaya çıkacağını duyurdu.

Güney Afrika’da suç oranları yüksek ve organize suç örgütlerinin etkisi dikkat çekiyor. Ülkede bireyler, kişisel güvenlik amacıyla ruhsatlı silah taşıyabiliyor ancak yasa dışı silahların dolaşımı da ciddi bir sorun oluşturuyor.

6 Aralık’ta da Pretoria’da bir işçilerin kaldığı bir eve düzenlenen silahlı baskında, aralarında üç yaşındaki bir çocuğun da bulunduğu 11 kişi öldürülmüştü. Söz konusu evde yine bir bar bulunuyordu.

Ülkede silahlı şiddet oranı son derece yüksek. Polis verilerine göre, Nisan ile Eylül ayları arasında her gün ortalama 63 kişi silahlı saldırılarda hayatını kaybediyor.


Tayvan, ada çevresinde 7 askeri uçak ve 8 Çin gemisi tespit etti

Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
TT

Tayvan, ada çevresinde 7 askeri uçak ve 8 Çin gemisi tespit etti

Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)
Tayvan çevresinde icra edilen askeri tatbikatlarda, Shandong uçak gemisinden kalkışa hazırlanan Çin savaş uçağı (Arşiv – AP)

Tayvan Savunma Bakanlığı, son 24 saatte Çin’in ait yedi askeri uçak ve sekiz geminin ada çevresinde görüldüğünü duyurdu.

Bakanlığın açıklamasına göre, tespit edilen uçaklardan beşi Tayvan Boğazı’ndaki orta hattı geçerek ülkenin kuzey ve güneybatı Hava Savunma Tanımlama Bölgesi’ne girdi. Şarku’l Avsat’ın Taiwan News’ten aktardığı habere göre Tayvan ordusu bu hareketliliğe karşı deniz ve hava unsurlarını görevlendirerek sahil füze sistemleri de bölgede hazır konuma getirildi.

Tayvan, bu ay şu ana kadar Çin ordusuna ait uçakları 235, gemileri ise 148 kez tespit etti. Çin, Eylül 2020’den bu yana Tayvan çevresindeki askeri uçak ve gemi faaliyetlerini kademeli şekilde artırarak gri bölge taktiklerini yoğunlaştırmış durumda.

Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS), gri bölge taktiklerini, “Bir devletin doğrudan ve yoğun güç kullanımına başvurmadan güvenlik hedeflerine ulaşmasını amaçlayan çaba veya çabalar bütünü” olarak tanımlıyor.


Avustralya Başbakanı Albanese’den Bondi saldırısının ardından güvenlik alarmı

Bondi sahilinde 21 Aralık’ta kurban ve yaralıları anma töreni öncesi, maskeli ve silahlı bir görevli çatı üstünde nöbet tutarken görüntülendi (AP)
Bondi sahilinde 21 Aralık’ta kurban ve yaralıları anma töreni öncesi, maskeli ve silahlı bir görevli çatı üstünde nöbet tutarken görüntülendi (AP)
TT

Avustralya Başbakanı Albanese’den Bondi saldırısının ardından güvenlik alarmı

Bondi sahilinde 21 Aralık’ta kurban ve yaralıları anma töreni öncesi, maskeli ve silahlı bir görevli çatı üstünde nöbet tutarken görüntülendi (AP)
Bondi sahilinde 21 Aralık’ta kurban ve yaralıları anma töreni öncesi, maskeli ve silahlı bir görevli çatı üstünde nöbet tutarken görüntülendi (AP)

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, geçen hafta Sydney’in Bondi sahilinde Yahudi bir bayram kutlaması sırasında meydana gelen ve 15 kişinin ölümüne, çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan saldırının ardından, ülkenin güvenlik mimarisinin yeniden değerlendirileceğini duyurdu. Albanese, emniyet ve istihbarat birimlerinin yetkilerinden işbirliği düzenlerine kadar tüm unsurlarının kapsamlı bir incelemeden geçirileceğini söyledi.

Albanese, bugün yaptığı açıklamada, eski Avustralya istihbarat örgütü başkanlarından birinin yöneteceği incelemenin; federal polis ve istihbarat birimlerinin “Avustralyalıların güvenliğini sağlamak için gerekli yetkilere, yapılara, prosedürlere ve işbirliği düzenlemelerine sahip olup olmadığını” değerlendireceğini söyledi.

Saldırı sonrasında, silah ruhsatı değerlendirme süreçleri ile kurumlar arası bilgi paylaşımında ciddi açıkların bulunduğu ortaya çıkmıştı.

fvg
Bondi Pavilion’da güvenlik birimleri, 14 Aralık’taki saldırının kurbanları ve yaralılarını anmak için düzenlenecek tören öncesi konukları aramadan geçiriyor (AP)

Başbakan Albanese, açıklamasında, “Geçen pazar günü DEAŞ’tan ilham alınarak gerçekleştirilen vahşi eylem, ülkemizdeki güvenlik ortamının hızla değiştiğini gösteriyor. Güvenlik kurumlarımızın, bu duruma en güçlü şekilde yanıt verebilecek kapasitede olması gerekiyor” dedi.

İncelemenin Nisan ayı sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.

Albanese ayrıca bugün Sydney ve Melbourne’de düzenlenen göçmen karşıtı yürüyüşleri kınadı. Başbakan, “Geçen pazar günü yaşanan antisemitik terör saldırısının ardından toplumu bölmeyi amaçlayan bu yürüyüşlere ülkemizde yer yok. Yapılmamalı ve katılım sağlanmamalıdır” ifadelerini kullandı. Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre öğle saatlerinde Sydney’deki yürüyüşte yaklaşık 50 kişinin bulunduğu görüldü.

Albanese, güvenlik incelemesinin; federal güvenlik ve istihbarat kurumlarının halkı korumak için gerekli yetki ve kapasitelere sahip olup olmadığını ortaya koyacağını belirterek, raporun Nisan ayında kamuoyuna açıklanacağını kaydetti.

Bugün, Sydney’in ünlü Bondi sahilinde iki saldırganın kalabalığa ateş açarak 15 kişiyi öldürdüğü ve onlarca kişiyi yaraladığı saldırının üzerinden bir hafta geçti.