Suriye’nin kuzeyinde iki yıllık sükunetin ardından ‘soğuyan temas hatları’ alevlenir mi?

Bölünme endişelerinin gölgesinde kabul edilen taslak belgede rejim adem-i merkeziyetçi bir yönetim sistemi benimsemeyi kabul ediyor. Belge, rejimin Kürt sorununu kontrol altına alma çabası olarak görülüyor.

Rejim güçlerinin İdlib’e operasyon hazırlığı yaptığını ifade eden haberler aktarılıyor. (Independent Arabia)
Rejim güçlerinin İdlib’e operasyon hazırlığı yaptığını ifade eden haberler aktarılıyor. (Independent Arabia)
TT

Suriye’nin kuzeyinde iki yıllık sükunetin ardından ‘soğuyan temas hatları’ alevlenir mi?

Rejim güçlerinin İdlib’e operasyon hazırlığı yaptığını ifade eden haberler aktarılıyor. (Independent Arabia)
Rejim güçlerinin İdlib’e operasyon hazırlığı yaptığını ifade eden haberler aktarılıyor. (Independent Arabia)

Mutafa Rüstem
Türkiye ve Rusya 5 Mart 2020’de Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib kentinde rejim güçleri ile muhalif gruplar arasındaki şiddetli çatışmalar nedeniyle tüm bölgeyi içine çekebilecek büyük bir gerginlikten kaçınma çabasıyla çatışma tarafları arasında ateşkes yapılması konusunda anlaştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan arasında imzalanan anlaşma uyarınca Halep kentini Lazkiye’ye bağlayan M4 karayolunda ortak devriyelerin yürütülmesine ve güvenli bir koridorun açılmasına karar verildi.

Füzelerle yapılan çatışmalar
Üzerinden 23 ay geçen anlaşma, Mart ayıyla birlikte ikinci yıla girecek. Bu iki yıl içerisinde Rus savaş uçakları tarafından desteklenen rejim güçlerinin muhalif gruplarla girdiği çatışmalarda (bu çatışmaların en şiddetlisi halihazırda İdlib kentini kontrol eden Heyet Tahrir Şam ile gerçekleşti) ilerleme kaydederek İdlib’in güney kırsalı ile Hama’nın kuzey kırsalında kontrolü ele geçirmesiyle ağır bir darbe alan Ankara anlaşmaya rıza göstermek zorunda kaldı.
Bu süreçte yaşanan şiddetli çatışmalarda 36 Türk askeri hayatlarını kaybetti. Zira Türkiye daha önce askeri güçlerini “gözlemci noktalar” adı altında İdlib kırsalında çeşitli bölgelere konuşlandırmıştı. Silahlı çatışmalar artık yeni bir eğilim kazandı. Nitekim çatışmalar uzaktan füze ve top mermileriyle gerçekleştirilirken, kontrol alanları haritasındaki değişimi çok etkilemeyen ihlaller kaydedildi.

Soğuk Savaş
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, Ocak ayında Suriye kriziyle ilgili gelişmelerin ele alındığı BM Güvenlik Konseyi oturumunda yaptığı konuşmada, çatışma dinamiklerinin değişmesine katkıda bulunacak bir grup adımın atılması konusunda ciddi diplomatik görüşmeler yürütme ve Suriyeliler ile uluslararası ortaklar arasında biraz güven inşa etme çağrısında bulundu. Pedersen, “Şiddet ve sıkıntıların devam etmesine rağmen biz halen bir stratejik donukluk durumuyla karşı karşıyayız. Yaklaşık iki yıldır temas hatlarında hiçbir değişiklik olmadı” ifadelerini kullandı.
Pedersen oturumda verdiği brifingde, çatışmanın gidişatını belirleyebilecek veya sonuçlandırabilecek etkili taraf veya tarafların olmadığını, askeri çözümün hayal olmaya devam ettiğini ve Anayasa Komitesi toplantılarının yeniden başlaması için aktif bir şekilde çalıştığını ifade etti.
Bu süreçte temas hatlarında görece bir sükunet hakimken, çatışmalı taraflar arasında zaman zaman meydana gelen ancak sahada herhangi bir etkisi olmayan ve kontrol alanları haritasının boyutlarında neredeyse hiçbir değişiklik meydana gelmedi. Suriye Müdahale Koordinatörlüğü verilerine göre, yerinden edilen yaklaşık 282 bin kişi ateşkes anlaşmasının başarısının ardından Halep ve İdlib kırsallarındaki evlerine döndü.

Kontrol alanları haritasındaki değişiklik
Moskova ve Tahran’ın Şam ile yaptığı askeri ittifak, muhalif güçlerin genişlemesini ve ilerleyişini baltaladı. Bu ittifak, 2016 yılının başındaki operasyonlarla gücünü açık bir şekilde gösterdi. Rejim, Halep kenti başta olmak üzere 2016’da birçok nüfuz bölgesini muhaliflerin elinden aldı. Böylece muhalifler rejimin lehine geri çekilmeyi kabul etti. Rejimin kontrol ettiği alan ülke coğrafyasının yüzde 60’ına ulaştı. Rejimin kontrolü ele geçirdiği bölgeler arasında Şam ve kırsalı, Halep ve kırsalının bir bölümü, Humus, Hama ve sahil kentleri bulunuyor.
Rusya’nın 2016-2020 arasında verdiği destek, rejime askeri operasyonlarda ve çatışmalarda üstünlük sağlayarak ilerleme kaydetmesine olanak sağladı. Rus desteğinin arkasına alan rejim, silahlı muhalif grupların elindeki Şam kırsalı, Humus ve diğer bölgeleri kuşatarak teslim aldı ve muhalifleri “yeşil otobüsler” ile ülkenin kuzeyinde ve özellikle de İdlib’e taşıdı. İdlib’e taşıma planı, rejimin muhalifleri tek bir bölgede toplama, geniş bir alana yayılmalarını engelleme, muhalif varlığını Türkiye’nin desteklediği ve Suriye’nin toplam yüzölçümünün yüzde 10’una tekabül ettiği tahmin edilen İdlib, Halep’in kuzeyi ve Tel Abyad ile sınırlandırmaya çalıştığı izlenimi oluşturdu.

İhlaller ve SİHA’lar
Putin ve Erdoğan arasında 2020’de yapılan ateşkes anlaşması, 29 Aralık 2016’da yapılan ateşkese kıyasla en uzun süren anlaşma oldu. Bu aynı zamanda uluslararası toplumun terör örgütü listesine aldığı örgütler hariç tüm Suriye topraklarını kapsayan bir anlaşma.
Buna karşılık, ABD ve uluslararası koalisyon güçlerinin desteklediği Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Suriyeli muhalif gruplarla zaman zaman çatışmalara girse de ülkenin kuzeyinde Suriye coğrafyasının yüzde 25’ini oluşturan bir alanda varlığını korudu. Suriyeli muhalif gruplar daha önce Türkiye’nin desteğiyle SDG’nin bölgedeki en büyük kalesi olan Ayn İsa’ya saldırmaya çalıştı. Türk tarafı, PKK ve onunla işbirliği yapan gruplar başta olmak üzere terör listesine aldığı Kürt grupların düzenlediği saldırılara karşı kendini koruma gerekçesi öne sürüyor.
Bununla birlikte Ankara geniş kapsamlı bir askeri operasyon tertip ederek kuzeydoğudaki cephelerde sessizliği kırmaya çalıştı. Bunun öncesinde silahlı insansız hava araçlarını (SİHA) kullanarak Kürt grupların bölgelerine hava saldırıları gerçekleştirdi. Türkiye Savunma Bakanlığı Bayraktar SİHA’ları da dahil olmak üzere gelişmiş SİHA modellerinin üreterek bu alandaki üstünlüğünü kanıtladı. Ancak ABD ve Rusya G-20 Zirvesi’nde Kürt bölgelerine yönelik her türlü askeri harekete itiraz etti.

Diplomasi çabaları
Buna karşılık gözlemciler çatışma cephelerindeki istikrar ve sükunetin devam edip etmeyeceği konusunda farklı görüşlere sahipler. Operasyonların durdurulmasının ardından ülkenin kuzey kırsalında milyonlarca sivilin yaşadığı trajediyi sona erdiren ateşkes anlaşmasının insani yansımalarına rağmen, cephelerdeki istikrar rejim yanlısı ekibin bu durumun böyle devam etmesi halinde ateşkes imzalanmadan önce çatışmaların şekillendirdiği son hatların yeni sınırlar haline gelmesinden endişe ediyor. Bu hatlar, herhangi bir hareketin ve geri çekilmenin olmadığı kuzeybatıdaki cephelerdir.
Türkiye’nin, muhalif grupların kontrol ettiği bölgelere savunma, sağlık ve eğitim alanlarında sunduğu desteğin artarak devam ettiği bir ortamda, Anayasa Komitesi toplantıları kapsamında düzenlenen 6 turun ardından rejim yanlısı ve muhalif Suriyeliler arasında derinleşmenin kökleşmesi ve BM’nin 2254 sayılı kararının üzerine inşa edilecek herhangi bir barışçıl çözümden uzaklaşılması nedeniyle başkent Şam’da ülkenin bölüneceği yönündeki endişeler giderek artıyor.

Kürtler ve ayrılıkçı niyetler
Öte yandan silahlı Kürt gruplar, rejim güçleri ile muhalif güçler arasında paylaştıkları kuzeydoğunun büyük bir bölümünü kontrol altına aldıktan sonra Kürt bileşen için özel bir yönetim sistemi kurarak fırsatı değerlendirmeye çalışıyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, Özerk Yönetim ve SDG, kontrolündeki bölgeleri 2015 yılında Rakka kentini ele geçiren DEAŞ’ın ilerleyişine karşı koruyarak Suriye’nin doğusundaki Deyr-i Zor kırsalında bulunan DEAŞ’ın son kalesi Bağuz kasabasını örgütün elinden almayı başardı. Akabinde ABD ve uluslararası koalisyon üyesi ülkelerden büyük bir askeri ve saha desteği aldı.
Kürtler bu süreçte askeri operasyonlar yürütme noktasında profesyonel bir deneyim kazandı. Gözlemcilere göre bu deneyim Kürt grupların varlıklarını ve hatta ayrılıkçı eğilimlerini güçlendirirken, Irak’taki senaryoya benzer şekilde Suriye’de de bir Kürt bölgesi senaryosu düşüncesini daha da kökleştiriyor. Kürt gruplar, Halep kentinin doğu kırsalına kadar bir sınır çizerek bu bölgenin devletin kararlarına tabi olmamasını ve yarı bağımsız bir statüye sahip olmasını talep ediyor. Elde edilen bilgilere göre devlet daireleri rejimle olan irtibatını kesmeye başladı ve hatta SDG’nin kontrolündeki bölgelerde eğitim sistemi oluşturmaya bile hazırlanıyor.
Suriyeli Kürtler için Ulusal Girişim Başkanı Ömer Ose, her türlü Türk operasyonlarını püskürtmek amacıyla Kürt taraflar ve Suriye rejimi arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için ulusal bir taslak belge üzerinde uzlaşıya varıldığını bildirdi. Aynı zamanda birkaç gizli toplantı gerçekleştirildi. Kürt heyetler bu konuda görüşmeler gerçekleştirmek ve istişarelerde bulunmak amacıyla başkenti ziyaret etti. Bu toplantıların sonucunda rejim ordusuna ait askeri birliklerin SDG’nin kontrolündeki bazı bölgelere girmesi ve bu bölgelerde Suriye bayrağının dalgalanması kabul edildi.
Bölünme endişelerinin gölgesinde söz konusu taslak belgede rejim adem-i merkeziyetçi bir yönetim sistemi benimsemeyi kabul ediyor. Rejimin petrol servetinin yüzde 90’ını doğalgaz üretiminin yüzde 45’ini kaybettiği, rejimin kontrolündeki bölgelerde petrol türevleri temin etme konusunda sıkıntıların yaşandığı bir süreçte bu belgenin onaylanması, rejimin Kürt sorununu kontrol altına alma çabası olarak değerlendiriliyor. Nitekim belgede Kürt sorunu için “öncelikli Suriye ulusal sorunu” nitelemesi kullanılıyor.
Tüm bunlara rağmen gözlemciler, ülkenin tanık olduğu en uzun ateşkes anlaşmasının çökeceği görüşünde. Bölge sıcak bir kazanın üzerinde kaynamaya devam ediyor. Ankara’nın askeri bir operasyon düzenlemesinin bölgeyi tutuşturması olası görünüyor. Özellikle rejim güçlerinin İdlib’e operasyon hazırlığı yaptığına dair söylentilerin dolaştığı bu ortamda söz konusu ihtimalin gerçekleşmesi halinde Suriye’nin kuzeyinde hem doğu hem batı yakada savaşlara tanık olacağız. Bu durumda görece bir sükunetin hakim olduğu iki yıllık sürenin ardından Suriye’nin kuzeyinde depremler yaşanacak.



İsrail SİHA’ları Şam kırsalında bir Hizbullah komutanı ve arkadaşının bulunduğu aracı hedef aldı

Suikasta uğrayan araba
Suikasta uğrayan araba
TT

İsrail SİHA’ları Şam kırsalında bir Hizbullah komutanı ve arkadaşının bulunduğu aracı hedef aldı

Suikasta uğrayan araba
Suikasta uğrayan araba

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail'e ait bir insansız hava aracının bugün Şam kırsalında, Şam-Beyrut yolu üzerindeki 4. Tümen'e ait kontrol noktası yakınlarında bir aracı hedef aldığını duyurdu.

SOHR yaptığı açıklamada, araçta Lübnan Hizbullah grubunun lideri ve arkadaşı olmak üzere iki kişinin seyahat ettiğini ve akıbetlerinin hala bilinmediğini, ancak Merkezi Haber Ajansı'ndan gelen bilgilerin hedefin hayatta kaldığını gösterdiğini belirtti.

Gözlemevi, 2024 yılının başından bu yana İsrail'in Suriye topraklarını 27’si hava ve 12’si kara saldırısı olmak üzere 39 saldırı düzenlediğini ve bu saldırıların silah ve mühimmat depoları, karargâh merkezleri ve araçlar da dahil olmak üzere yaklaşık 79 hedefin yaralanması ve imha edilmesiyle sonuçlandığını belirtti.

SOHR’un açıklamasına göre bu saldırılarda 131 asker öldü, 57 asker de yaralandı.


İsrail Cibaliye'de evlerine gitmeye çalışan sivillere saldırdı: 15 ölü ve 30 yaralı

İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)
İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)
TT

İsrail Cibaliye'de evlerine gitmeye çalışan sivillere saldırdı: 15 ölü ve 30 yaralı

İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)
İsrail askerleri bugün Gazze Şeridi'nde (İsrail Ordusu- AFP)

Filistin Televizyonu bugün (Cumartesi), İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampında evlerine dönmeye çalışan sivillere saldırması sonucu 15 kişinin öldüğünü ve 30 kişinin yaralandığını bildirdi.

Konuyla ilgili olarak Filistin Haber ve Enformasyon Ajansı (WAFA) bugün "işgal ordusunun Cibaliye kampındaki bir sığınağın girişini bombaladığını ve kamp içinde evlerine dönmeye çalışan vatandaşları hedef aldığını, bunun sonucunda çoğu Kamal Adwan Hastanesi’ne nakledilen onlarca şehit ve yaralı olduğunu" bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın aktardığına göre WAFA haberinde: "Günlerdir sürekli bombardıman altında olan kamptaki insani durum felaket boyutunda; kampta kalan aileler kuşatma altında, gıda, su ve ilaç gibi temel yaşam ihtiyaçlardan yoksun, ambulans ve sivil savunma ekipleri kampa ulaşamıyor ve içerideki ceset ve yaralıları alamıyor, bu ise gerçek bir felaketin habercisi" ifadelerini kullandı.

Yedioth Ahronoth gazetesi dünkü haberinde, Cibaliye mülteci kampındaki İsrail güçlerinin buradaki çatışmaları, 7 Ekim 2023'te savaşın başlamasından bu yana ordunun karşılaştığı en şiddetli çatışmalar olarak nitelendirdiğini bildirdi.

Gazete, İsrail güçlerinin Cibaliye 'deki çatışmaların çok yoğun olduğunu ve Hamas'ın "büyük bir direniş" gösterdiğini söylediklerini aktardı.


Gazze Şehrinin güneybatısında bu sabah şiddetli silah sesleri ve patlamalar duyuldu

Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)
TT

Gazze Şehrinin güneybatısında bu sabah şiddetli silah sesleri ve patlamalar duyuldu

Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi'nde operasyon yapan İsrail askerleri (AFP)

Filistin Enformasyon Merkezi (PIC), bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze Şehri'nin güneybatısında şiddetli silah ve patlama seslerinin yankılandığını duyurdu.

Merkez, İsrail güçlerinin birkaç gündür askeri operasyon yürüttüğü Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampında da gruplar ve İsrail güçleri arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını belirtti.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta, Refah şehrinin güneyi ve doğusu yoğun topçu bombardımanına ve helikopter saldırılarına maruz kaldı.

İsrail saldırısında Han Yunus'un doğusundaki Abasan el-Kabira bölgesinde El Farahin kasabası da hedef alındı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre El Aksa TV, İsrail uçaklarının Refah'ın merkezindeki bir evi hedef alması sonucu dün akşam iki kişinin öldüğünü bildirmişti.

İsrail uçakları ayrıca Cibaliye Kampı'nın batısındaki Faysal bin Fahd Okulu'na çok sayıda füze atarak, bir vatandaşı ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına neden oldu.


El-Kassam Tugayları Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
TT

El-Kassam Tugayları Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarında bir İsrail tankı (AP)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın doğusunda 15 İsrail askerini öldürdüğünü duyurdu.

Şarku'l Avsat'ın Filistin merkezli Safa haber ajansından aktardığına göre, el-Kassam Tugayları tarafından X platformunda yayınlanan paylaşımda, “Mücahitlerimiz, bir Kassam grubunun çok sayıda askerin barikat kurduğu eve baskın düzenleyerek askerlerle sıfır mesafeden çatışmaya girmesi ve ardından Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ın doğusunda yer alan et-Tanur mahallesi bölgesinde bir anti-personel düzeneğini patlatmasının ardından 15 Siyonist askeri ortadan kaldırmayı başardı” ifadesi yer aldı.

Almsn Haber Ajansı DPA'ya göre açıklamanın devamında, “Aynı bölgede bir Siyonist Merkava 4 tankı Yasin 105 füzesiyle hedef alındı” denildi.

İsrail ordusu, İsrail'in askeri operasyonları sonucunda Gazze Şeridi'nin dört bir yanından yerinden edilen yaklaşık 1,5 milyon Filistinliye ev sahipliği yapan kentte askeri operasyon başlatmanın yansımaları konusunda bölgesel ve uluslararası uyarıların ortasında, pazartesi günü Refah'ın doğusunda bir operasyon başlattı.

İlgili bağlamda Safa haber ajansı, İsrail ordusunun Cibaliye Mülteci Kampı’na yönelik işgalini yedinci gününde de sürdürdüğünü ve bu sabah yerel saatle 9:30'da kampın batı bölgelerine yeniden topçu ateşi açtığını bildirdi. Ajans ayrıca, İsrail işgal güçlerinin günlerdir sağlık ekiplerinin sokaklardaki ölülere ulaşmasını engellediğini de belirtti.


Hizbullah'ın İsrail'e karşı kullandığı yeni silahlar neler?

İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
TT

Hizbullah'ın İsrail'e karşı kullandığı yeni silahlar neler?

İran'ın Elmas füzesi (arşiv)
İran'ın Elmas füzesi (arşiv)

Hizbullah İsrail ile çatışmalarında zaman zaman yeni silahlar duyuruyor. Son olarak perşembe günü, hedeflerinin üzerine saldırmadan önce füze fırlatan bir insansız hava aracını (İHA) yedi ay önce başlayan gerginlikten beri ilk kez kullandı. Peki, Hizbullah'ın İsrail'e yönelik saldırılarında kullandığı bu yeni silahların en öne çıkanları hangileri?

Silahlı saldırı SİHA’ları

Hizbullah, perşembe günü İsrail'in Metula kentindeki bir askeri alana iki adet S-5 füzesi ile donatılmış ‘silahlı saldırı SİHA’sı’ ile operasyon düzenlediğini ve ardından SİHA’nın infilak ettiğini duyurdu. Hizbullah, SİHA’nın tankların bulunduğu bölgeye doğru uçuşunu, iki füze ateşlemesini ve ardından patlamasını belgeleyen bir video yayınladı.

​​Hizbullah’ın ‘Sarallah’ tanksavar füze sistemi. (Hizbullah’ın yayınladığı bir videodan)

Hizbullah’ın ‘Sarallah’ tanksavar füze sistemi. (Hizbullah’ın yayınladığı bir videodan)

Hizbullah, 7 Ekim'de Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasında başlayan savaşın ardından, İsrail ile karşılıklı bombardıman yapılmasından bu yana ilk kez böyle bir silah kullandığını duyurdu. İsrail ordusu perşembe günü SİHA patlaması sonucu üç askerin yaralandığını açıkladı.

Hizbullah medyası tarafından verilen bilgiye göre SİHA'nın savaş başlığı 25 ila 30 kilogram ağırlığında yüksek patlayıcı içeriyordu.

Askeri analist emekli Tuğgeneral Halil el-Hilu AFP'ye yaptığı açıklamada, bu SİHA’nın öneminin İsrail toprakları içinden saldırı düzenleyebilmesi olduğunu belirterek, Hizbullah'ın ‘kolayca kontrol edilebilen ve radarlar tarafından tespit edilmeden alçak irtifada yavaşça uçabilen İHA’lar’ gönderebilme kabiliyetinden faydalandığını kaydetti.

Hizbullah çarşamba günü, Lübnan sınırına 30 kilometreden fazla uzaklıktaki Tiberya kentinin batısında bulunan bir İsrail üssüne ‘bir dizi saldırı SİHA’sı” ile saldırı düzenlediğini duyurdu. Analistlere göre bu, karşılıklı bombardımanın başlamasından beri İsrail toprakları içinde düzenlenen en derin saldırı oldu.

Güdümlü ve ağır füzeler

Hizbullah son haftalarda, askeri mevzileri ve araçları hedef almak için İHA’lar ve güdümlü füzeler kullandığı ‘karmaşık’ olarak tanımladığı saldırılar düzenlediğini duyurdu.

Hizbullah ayrıca son zamanlarda İran yapımı Burkan ve Elmas ile adını 2015 yılında Suriye'de öldürülen bir Hizbullah komutanından alan Cihad Muğniye gibi güdümlü ve ağır füzeler kullandığını da açıkladı.

 İran'ın Burkan füzesi (Tahran'ın müttefiki Yemenli Husilere bağlı medya kuruluşları)

İran'ın Burkan füzesi (Tahran'ın müttefiki Yemenli Husilere bağlı medya kuruluşları)

Hilu ayrıca, Hizbullah'ın halen ağırlıklı olarak 5 ila 8 kilometre menzile sahip Kornet tanksavar füzelerine güvendiğini ve bunları daha uzak mesafelerde de kullanabileceğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Hizbullah diğer yandan Demir Kubbe'yi atlatan ve sadece tanklar tarafından durdurulabilen bir başka zırh delici güdümlü füze olan Rus Konkurs füzesini de kullanıyor.

Hizbullah'ın büyüklüğü tam olarak bilinmemekle birlikte son yıllarda gelişen devasa bir silah cephaneliği bulunuyor. Hizbullah birçok kez İsrail'in derinliklerine ulaşabilen çok sayıda gelişmiş silah ve füzeye sahip olduğunu açıkladı.

Son yedi aydır Hizbullah ve İsrail, analistlerin deyimiyle, her iki tarafın da birbirlerinin saldırı yöntemlerini ve askeri taktiklerini test ettiği günlük bir yıpratma savaşı yürütüyor.


Hizbullah operasyonlarında ‘taktiksel’ gelişme

 Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
TT

Hizbullah operasyonlarında ‘taktiksel’ gelişme

 Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)
Lübnan askerleri ve Kızıl Haç gönüllüleri, İsrail'in hava saldırısında iki Suriyeli çocuğun ve bir Hizbullah üyesinin öldüğü Neccariye beldesinde. (AP)

Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmalar, Hizbullah’ın operasyonlarındaki ‘taktiksel’ gelişmeyle daha önce görülmemiş bir gerilime tanık oluyor. Ancak bu durum, görüldüğü üzere ‘daha geniş kapsamlı bir savaşın çatısı altında’ kalmaya devam ediyor.

Geçtiğimiz saatlerde Lübnan'ın iç kesimlerinde, ilki güneyde Sayda bölgesinde, ikincisi ise Lübnan'ı Suriye'ye bağlayan uluslararası yol üzerindeki Bekaa Vadisi'nde olmak üzere iki suikast kaydedildi.

Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre ilk saldırıda bir Hizbullah üyesi ve iki Suriyeli çocuk öldürülürken, Mecdel Encar'daki ikinci saldırıda bir el-Kassam Tugayları yetkilisi hedef alındı. Hizbullah suikastlara birkaç operasyonla karşılık verdi. Bunlardan biri insansız hava araçlarıyla (İHA) yapılan hava saldırısıyla Catun'daki topçu taburu karargahının, diğeri ise 50 Katyuşa roketiyle Suriye'nin Golan bölgesindeki Tsnobar lojistik üssünün hedef alınmasıydı.

Uzmanların kanaatine göre Lübnan'ın güney cephesinde artan gerilimin, ABD ve İran'ın çatışmaların genişlemesine karşı çıkan kararlarıyla ilgili nedenlerden dolayı ‘daha geniş kapsamlı bir savaşın çatısı altında’ kalması bekleniyor.


‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
TT

‘Amerikan limanı’ faaliyete geçerken Gazze Şeridi'ndeki çatışmalar şiddetlendi

 ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) tarafından Gazze açıklarındaki yüzer iskelenin Gazze Şeridi sakinleri için yardım almaya başlarken yayınlanan fotoğrafı (CENTCOM - AFP)

ABD'nin Gazze açıklarındaki yüzer limanına nakledilen ilk yardımlar, kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde dağıtılmaya başlanırken, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de 27 Ekim'de kara harekâtının başlamasından bu yana yaşanan çatışmaların ‘en şiddetli boyuta ulaşabileceğini’ bildirdi.

Bu atmosferde ABD Başkanı Joe Biden yönetimindeki yetkililer, Tel Aviv'i Washington'un Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirme ve Ortadoğu'da kalıcı barışı sağlama vizyonunu benimsemeye ikna etme fırsatlarını tükettiklerini ve iki tarafın her zamankinden daha uzak hale geldiğini düşünüyor.

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı bilgiye göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, askeri yönetimin insan kayıplarının yanı sıra yılda yaklaşık 5,4 milyar dolara mal olacağını gösteren bir ordu raporu nedeniyle, Gazze Şeridi üzerinde askeri yönetim uygulama planına alternatif aramaya karar verdi..


Cenin Taburu'nun komutanlarından biri İsrail'in Cenin'e düzenlediği hava saldırısında öldürüldü

Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
TT

Cenin Taburu'nun komutanlarından biri İsrail'in Cenin'e düzenlediği hava saldırısında öldürüldü

Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)
Geçtiğimiz nisan ayında Cenin'de İsrail ateşiyle öldürülen bir gencin cenaze töreni sırasında iki silahlı Filistinli (Reuters)

İsrail ordusu dün akşam (Cuma) bir savaş uçağının Batı Şeria'daki Cenin Mülteci Kampı’nda bir evi bombaladığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından aktardığına göre Cenin'deki bombalama eylemi saldırı planlayan bir hücreyi hedef aldı. Filistinli medya kuruluşları daha sonra ölen kişinin İslam Hamayse adlı Cenin Taburu komutanı olduğunu bildirdi.

İslami Cihad Hareketi’nin silahlı kanadı Kudüs Seriyyeleri’ne bağlı Cenin Taburu, Komutan İslam Hamayse’nin öldürüldüğünü duyurdu.

Filistin Sağlık Bakanlığı ise İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıda bir Filistinli’nin öldüğünü ve sekiz kişinin de yaralandığını açıkladı.

Bakanlık açıklamasında sekiz yaralıların durumunun ‘stabil’ olduğunu ve iki hastanede tedavi gördüklerini bildirdi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Durumu stabil olan beş şarapnel yaralanması Cenin Devlet Hastanesi'ne, durumu stabil olan üç yaralanma ise İbn Sina Hastanesi'ne ulaştı.”

İsrail ordusu, operasyonun savaş uçakları ve bir helikopter tarafından gerçekleştirildiğini ve Gazze Şeridi'ndeki savaşın patlak vermesinden çok önce şiddet olaylarının arttığı Batı Şeria'da nadir görülen bir olay olduğunu belirtti.

Ordu, militanlar tarafından operasyon merkezi olarak kullanılan bir yerleşkeyi vurduğunu ve Hamayse'nin İsraillilere yönelik birçok saldırıdan sorumlu olduğunu söyleyerek öldüğünü doğruladı.

İsrail ordusu ayrıca, saldırının ‘yakın bir tehdidi bertaraf etmek için gerçekleştirildiğini’ ifade etti, ancak hangi tehdit konusunda bilgi vermedi..


ABD elçisi: "İslamcılar" bizim ve Sudanlılar için bir sorun

ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
TT

ABD elçisi: "İslamcılar" bizim ve Sudanlılar için bir sorun

ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)
ABD'nin Sudan Özel Temsilcisi Tom Perriello (Şarku'l Avsat)

ABD'nin Sudan özel elçisi Tom Perriello dün (Cuma) yaptığı açıklamada, devrik rejimin destekçileri olan İslamcıların mevcut sahnedeki varlığının "bizim ve Sudanlılar için büyük bir sorun teşkil ettiğini" söyledi. Perriello: "Ordu içinde savaşçılar olduğunu biliyoruz ve ülke dışından gelip savaşa katılanlar da var" ifadelerini kullandı. Kenya'nın başkenti Nairobi'de bir grup Sudanlı ile yaptığı toplantıda Perriello, ülkesinin kurumları ve bireyleri etkileyecek yaptırım silahının kullanımını genişleteceğini ve bunların çeşitli ülkelerdeki çalışmalarını etkileyeceğini belirtti. Perriello, "Vahim sonuçları olacağı nedeniyle" El Fashir'e askeri müdahaleye karşı Hızlı Destek Kuvvetleri’ne güçlü uyarılarda bulunduğunu belirtti.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk ise El Faşhir'in saldırıya uğraması halinde insani bir felaket yaşanabileceği uyarısında bulundu.


İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
TT

İsrail, Uluslararası Adalet Divanı önünde Güney Afrika'nın ‘soykırım’ suçlamalarına yanıt veriyor

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki durumla ilgili Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapılan duruşma sırasında Uluslararası Adalet Divanı (UAD) yargıçları mahkeme salonuna giriyor, 16 Mayıs 2024. (AFP)

İsrail bugün Uluslararası Adalet Divanı (UAD) önünde, Güney Afrika'nın Refah'taki askeri operasyonla Gazze Şeridi'ndeki ‘soykırımı’ devam ettirdiği yönündeki suçlamalarına cevabını sunacak.

Pretorya, UAD'dan İsrail'in Hamas'ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylediği Refah saldırısını durdurmasını talep etti.

İsrail daha önce uluslararası hukuka bağlılığının ‘sarsılmaz’ olduğunu vurgulamış ve Güney Afrika'nın açtığı davayı ‘tamamen temelsiz’ ve ‘ahlaki açıdan iğrenç’ olarak nitelendirmişti.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas'ın son kalesi olarak gördüğü Refah'ta geniş çaplı bir kara harekâtının Hamas’ı ortadan kaldırmak için gerekli olduğunu söylüyor.

İsrail dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, yoğun nüfuslu bu kente yönelik geniş çaplı bir saldırıya karşı uluslararası uyarılara rağmen, Refah'taki kara operasyonlarını ‘yoğunlaştıracağını’ duyurdu. İsrail'in Refah'ta ‘insani bir felaketi’ önlediğini düşünen Netanyahu, ofisi tarafından Arapça olarak yayınlanan açıklamasında “Şu ana kadar Refah'taki yaklaşık yarım milyon insan çatışma bölgelerinden tahliye edildi. Bahsettikleri insani felaket gerçekleşmedi ve gerçekleşmeyecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ise Refah'taki askeri operasyonun ‘takviye kuvvetlerin girişiyle devam edeceğini’ duyurdu.